Dikkat “HIRSIZ” Çıkabilir!
Eskiden taşı sıksak suyunu çıkartırdık, şimdi taşı sıksak hırsız çıkartıyoruz...
Çok eskiden henüz memleketin dutluk zamanları dağlarda eşkıya gezermiş. Yol keser garip guraba köylüden haraç toplarmış. Eşkıya da eşkıya ha, hamidosu var, davorası var, palası var, gadası var.
Eşkıya bu bir tane olur mu? O dağ senin bu dağ benim memleketin dağlarını parsellemiş, köylüsü yolmuş yıllarca.
Gel zaman git zaman devlet devletliğini göstermiş. Salmış jandarmayı dağa ne mağara bırakmış ne kaya dibi...
Vay sen misin eşkıya? Önüne gelene vermiş veriştirmiş sopayı. Tutmuş basmış kelepçeyi. Bir süre sonra ne dağda eşkıya kalmış ne eşkıyalığa heves eden.
Kırsala jandarma, şehre polis, mahalleye bekçi gelince kolay mı öyle eşkıyalık?
Herkes sarılmış işine, her şey güllük gülistanlık.
Anadolu’da apaçilik yapamayan toplamış valizi gelmiş koca şehre. Çalışmayı düstur edinmemiş tayfa başlamış şehirde haraç işine. Kimisi otoparkçı olmuş, kimisi değnekçi, kimisi bar kapısında bodyguard kimisi merdiven altında çek senetçi...
Dedik ya şehirde polis var, karakol var, bekçi var. Kısa sürede devletin o şefkatli elleri okşamaya başlamış bu tayfayı. Yok öyle üç kuruşa köfte, garip gurabanın parasında gözü olanın gözünü çıkartırlar.
Bakmış bu çıyan tayfası devlet güçlü, polis, bekçi, jandarma, savcı, hâkim göz açtırmıyor bunlara hemen rotayı devlete çevirmişler. Hop kontörlü telefonlarla başlamışlar yine garibanın parasına göz dikmeye.
Bu defa savcı olmuşlar, polis olmuşlar, istihbaratçı olmuşlar da dolandırıvermişler genç-yaşlı, profesör, doktor demeden...
Öyle böyle dolandırmakta değil! Çuvalla kaldırmışlar parayı, gidip köylerinde yaptırmışlar villaları. Şimdi bir çoğu rahat içinde.
Devlet de şaşırmış! Delik boruyu bir yerden yamıyorlar boru başka bir yerden patlıyor. Memleketin neresine el atsan hırsız kaynıyor. Bir değil bin değil ki namussuzlar ardı arkası kesilmiyor.
Sonra peydahlanmış mı hayali ihracatçılar, bankerler, galericiler, dövizciler... Ne ararsan var bu hırsız tayfasının içinde!
Ne doymak biliyorlar ne de dur durak. Kimseye acıdıkları da yok, kimi yakalasalar halk deyimiyle 'donuna kadar soyuyorlar.'
Devlet işi biraz daha sıkıya bağlayınca, ardı ardına baskınlar, mali incelemeler derken bir ara yoka karıştı bunlar. Biz tam bitti diyorduk, tam çaldıklarını yerler geberip giderler diyorduk ki birde ne görelim bunlar meğerse kış uykusuna yatmışlar.
Bu arada hesaplar kitaplar yapılmış hatta iş birliğine gidilmiş. Birbiri ardına güzellik merkezleri, sanal bahis siteleri, kozmetik firmaları, kimya fabrikaları açarak iş adamı kisvesi altında yine huylu huyundan vaz geçmeyerek işi azıya almışlar. Hatta avukatlarla iş birliği yaparak sanal kargo şirketleri kurup millete hayali icra davaları açarak parayı götürmeye devam etmişler.
Bu işler yapılırken de mankenler, oyuncular, influencerler, gazeteciler, futbolcular, avukatlar vs. kim varsa bu halka dâhil olmuş.
Bu defa sadece vatandaşı soymakla kalmayıp devleti de soymaya başlamışlar. İş çığırından çıkıp “lamagil” ailesi milletin suratına tükürene, altın tozu kahveler içene ve devletten çalarak edindikleri serveti gözümüze sokana kadar her şey normal gidiyor, hatta dolandırılan tayfa her gün takipçi olarak bunları alkışlamaya devam ediyordu.
Şimdilerde öyle bir gündeme düştük ki “lamagiller” bu mevzunun yanında solda sıfır kalır.
Çete bir banka üzerinden spor dünyasının milyon dolarlarına çökmüş. Hesapta bir banka memuru tek başına, -bakın altını çiziyorum tek başına- 44 milyon dolar parayı hiç etmiş tabi yersen. Hem de takım ayırt etmeksizin, abla vurmuş gol olmuş.
Vallahi dostlar rahmetli anamın öğrettiği gibi yaşamaya başladım. Maaşımı alınca atletime çengelli iğne ile bağlı bir çıkınım var parayı oraya koyup hiç ara sokağa sapmadan eve gidiyorum. Bilmediğim numaraları açmıyorum. Hâkimim, vay anam savcıyım, yok babam ben polisim diye arayan olursa Yıldız Tilbe’nin “ben senin var ya” şarkısını söyleyip kapıyorum.
Şakası bir yana dostlar nasıl bir zamana denk geldik eskiden taşı sıksak suyunu çıkartırdık şimdi taşı sıksak hırsız çıkartıyoruz. Öyleyse çıkın balkonlara pencereye avazınız çıktığı kadar bağırın...
"İmdatttttt HIRSIZ varrrrrrrrrrrrr."
Kaynak: haberet.com