Polonya neden silahlanıyor?

Ülkeler bütçelerinin çok büyük bölümünü savunmaya ayırıyor. Silah tüccarları ve savunma sanayi ve teknolojileri ile uğraşan şirketler dünyanın en büyük şirketleri oluyor.

1 Eylül 1939 sabahına gidelim. Dünyanın savaşın eşiğine geldiği dönemler ve Nazi Almanyası'nın lideri Hitler çeşitli saldırmazlık anlaşmalarının ardından Polonya'ya askeri operasyon düzenleme emri veriyor. Tam da bu tarihte operasyon başlıyor ve Polonya işgal ediliyor. Polonya'nın işgali ile birlikte Hitler'in Yahudilere yönelik yaptığı soykırımın da fitili ateşlenmiş oluyor.

Dönem o kadar karışık ki Hitler bir taraftan Avrupa'da Fransa, İngiltere ve yandaşları ile savaşırken bir taraftan da Sovyet Rusya'sı ile dönem dönem anlaşmalar yapmak kaydıyla dönem dönem de çatışmalarla bir denge kurmaya çalışıyor. Bu dengelerde Polonya kritik bir öneme sahipti ve Hitler burayı işgal ederek hem Avrupa'ya hem de Sovyetlere net bir mesaj vermişti. Sonrası herkesin malumu… İkinci Dünya Savaşı; milyonlarca ölü, Hitler'in mağlubiyeti, Japonya'nın hazin sonu ve Batı bloğunun galibiyeti ile sonuçlandı. Ardından da egemenlerin kurduğu Birleşmiş Milletler ve yeni dünya düzeni…

Bu hatırlatmayı neden yaptım? Çünkü bugün de dünyanın savaş eşiğine geldiğini açıkça görüyoruz. Her yerde inanılmaz gergin devletler arası ilişkiler ve giderek kızışan çatışmalarla dolu dünyamız.

İSRAİL'İN GAZZE'DE YAPTIKLARINI 'SOYKIRIM' İLE AÇIKLIYORUM

Bugünkü tabloyu görmek adına şöyle bir haritayı gözümüzün önüne getirelim… Avrupa'da Ukrayna-Rusya savaşı ile birlikte müthiş bir savaş korkusu var. Nitekim bu durum bazı ülkeleri NATO'ya girmeye zorladı. Çin ve Tayvan arasında ha oldu ha olacak seviyesinde savaş çanları çalıyor. Tayvan'daki çip firmaları da ABD'ye taşınıyor. ABD ile Güney Amerika ülkeleri arasında ciddi bir göç krizi var ve her an çatışmaya dönüşebilir. Doğu Akdeniz'de birçok ülkenin çıkarları çatışıyor ve çatışma çıkarmak bir kıvılcıma bakıyor. Orta Doğu'yu anlatmaya gerek duymuyorum. Neredeyse yüz yıldır Orta Doğu kan gölü. İsrail'in Gazze'de aylardır yaptıklarını savaşla değil tam olarak soykırım ile açıklıyorum. Afrika'da ciddi bir egemenlik savaşı var. Daha çok yerel örgütler eliyle çatışmaya dönüşen bu savaş bir süre sonra daha büyük çıkar çatışmalarına dönebilir.

Ve belki de en önemlisi dünyanın neredeyse tamamı silahlanıyor. Ülkeler bütçelerinin çok büyük bölümünü savunmaya ayırıyor. Silah tüccarları ve savunma sanayi ve teknolojileri ile uğraşan şirketler dünyanın en büyük şirketleri oluyor.

NE DERSEK DİYELİM SONUÇ DEĞİŞMEZ

Dünya aslında gerçekçi ve derin bir okuma yapanlar için savaşın tam içinde. Bu savaşın her şartı yerine getirilmiş sadece adı koyulmamış. Bunun adına ister Üçüncü Dünya Savaşı diyelim ister Soğuk Savaş diyelim isterseniz Bölgesel Savaşlar diyelim sonuç çok da değişmez.

İşte böyle bir ortamda dünyada oran olarak bütçesini savunmaya en fazla ayıran ülkelerin başında Polonya bulunuyor. Hayli ilginç gelen bu durumun elbette realpolitik açıklamaları vardır. Rusya'nın Avrupa'nın içlerine doğru hareket etme niyetinin bu kadar açık olması bu durumun açıklamalarından biridir. Yine Avrupa'nın Ukrayna'nın arkasında net bir duruş sergileyememiş olması da Polonya'yı kendi bacağından asılmaya itmiştir. Yine ABD'nin müttefiklerine verdiği vaatleri tam olarak karşılayamamış olması da bu durumu açıklayabilir. Nitekim ABD'nin bu tavrını en iyi bilen ülkelerden biri de Türkiye'dir. Meraklıları Suriye'de Irak'ta PKK'ya verilen ABD desteklerini araştırabilir.

'OY VERİN YA DA SAVAŞLA YÜZLEŞİN'

Tüm bu dengeleri uzun uzun açıklayabiliriz fakat ben işin psikolojik arka planına da vurgu yapmak istiyorum. Polonya'nın Hitler tarafından işgal edilmesi ve orada yaşananların Polonyalıların zihninde bıraktığı travmalar şimdi yeniden hortlamış olabilir. Bu kadar aşırı silahlanmanın en önemli açıklaması budur bence. Ciddi bir korku var ve bu korkuların kökleri yazının başında paylaştığım 1 Eylül 1939 tarihinde gizli.

Bu korkuyu AB seçimleri ile ilgili halkına seslenen Polonya Başbakanı Donald Tusk'ın şu çağrısında görebilirsiniz:

'Oy verin ya da savaşla yüzleşin'