Gerçek hayvansever sokakta başıboş hayvan istemez
Türkiye başıboş sokak köpeklerinin geleceğini tartışıyor.
Konuyu özetleyelim;
Ağırlıkla üç ihtimalden söz ediliyor...
Kimi tamamının toplanıp barınaklarda bakımını savunuyor, kimi uyutulmasından yana, kimi de kendi hallerine bırakılmasını istiyor.
Kimsenin inkar ve itiraz edemeyeceği iki gerçekten söz edelim;
1- Sokakta insanları tehdit eden sahipsiz hayvan sayısı her geçen gün artıyor ve bu durum insanlar için bir can güvenliği sorunu.
2- Sokaklar başıboş hayvanlar için de güvenliği değil. Her türlü saldırıya açık olan sokak hayvanlarının da can güvenliği yok.
Kısaca, saldırgan hayvanlar nasıl insanlara zarar veriyorsa saldırgan insanlar da hayvanlara zarar veriyor.
Gerçek bir hayvansever sokakta kedi ve köpeklerin başıboş ve savunmasız yaşamalarına karşı çıkmalı.
Neden mi? Birkaç örnekle hatırlatalım;
Araba çarpması sonucu her gün belki yüzlerce hayvan hayatını kaybediyor.
Hastalığı ilerleyen ve tedavi edilmeyen kedi ve köpekler acı çekerek ölüyor.
Yaz aylarında aç ve susuz kalarak acı çektikleri gibi kış aylarında da kendilerini soğuklardan koruyamıyorlar.
Bütün bu zorlukların yanı sıra, insanlar tarafından acımasızca işkenceye maruz kalan, katledilen hayvanlar oluyor.
Bazen bir kediyi parçalayan köpek grupları olduğu gibi kendi aralarında da kavgaya tutuşanları görüyoruz.
Yani sokaklar başıboş hayvanlar için hiç de güvenli yerler değil. Onların koruma altına alınması, güvenli barınaklarda denetimli mutlu bir yaşam sürmeleri gerekir.
Gerçek bir hayvansever öncelikle bu gerekçelerle onlara zarar vermeden toplatılıp barınaklarda koruma altına alınmalarını savunmalı.
Şimdi de kısaca başıboş hayvanların insanlara verdiği zararlardan söz edelim;
Saldırgan köpekler tarafından katledilen, saldırıya uğrayıp paçayı zor kurtaran, kaçarken araba çarptığı için hayatını kaybeden insanlar var.
Milyonlarca insan köpek korkusu sebebiyle özellikle akşam saatlerinde sokağa çıkamıyor. Bu da hayvanlara karşı öfkeyi tetikliyor.
Ben de oturduğum bölgede akşam arabasız sokağa adımımı atamıyorum. Akşam yürüyüşlerimi arabayla güvenli bir yere giderek yapıyorum.
Benim gördüğüm tablo bu.
Hayvanların uyutulmasına karşıyım, yaşam hakkı tanınmalı ancak sokaklarda da başıboş gezmelerine izin verilmemeli. Barınaklara toplanıp yaşamlarının sonuna kadar ilgilenilmeli.
Peki barınaklar hayvanlar için ne kadar güvenli?
Bu konuda da hayvanseverler ve özellikle bu alanda çalışan derneklerin üzerine büyük sorumluluk düşüyor. Sıkı bir denetimle, toplumun gözü kulağı o barınaklarda olduğu müddetçe hayvanlara zarar verileceği kanaatinde değilim.
Türkiye, en başta sıraladığım üç farklı görüşten hangisinin gerçekleşeceğine tartışarak karar verecek. Bu da demokrasimiz açısından sağlıklı bir süreç.
Beklentim, ülkeyi yönetenlerin topluma bakarak karar vermesi yönünde…