Son Dakika: Siyami Ersek Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorlarından Prof. Dr. Gökçen Orhan hastanedeki odasında ölü bulundu
Üsküdar Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Prof. Dr. Gökçen Orhan, odasında ölü bulundu. Kesin ölüm nedeni araştırılan 56 yaşındaki Orhan'ın hekim ölümlerine ve sonrası yaşananlara dair verdiği röportajda çarpıcı ifadeler kullandığı ortaya çıktı.
Kalp Damar cerrahı ve Akademisyen Prof. Dr. Gökçen Orhan, Üsküdar Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’ndeki odasında öğlen saatlerinde ölü bulundu.
KAPISI KİLİTLİYDİ
Orhan'dan dün sabah hastalarını muayene ettikten sonra haber alınamadı. Bunun üzerine odasına bakılmak istenen Orhan’ın kapısının kilitli olduğu fark edildi. Kapının açılmasının ardından Orhan’ın cansız bedeni bulundu. Yoğun bakıma kaldırılan Orhan’ın hayatını kaybettiği belirlendi. Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmalarının ardından Orhan’ın cenazesi hastane morguna kaldırıldı.
BAKAN KOCA'DAN BAŞSAĞLIĞI MESAJI
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da sosyal medyada yaptığı paylaşımda “Dr. Siyami Ersek Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanlarından Prof. Dr. Gökçen Orhan hocamızı, görevli olduğu hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kaybettik. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve tüm çalışma arkadaşlarına başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun" dedi.
“SAĞLIĞINIZI İHMAL ETMEYİN”
Orhan’ın sosyal medya hesabından en son paylaştığı gönderide “Sağlığınızı ihmal etmeyin” yazdığı görüldü.
HEKİM ÖLÜMLERİ HAKKINDA VERDİĞİ ROPÖRTAJ GÜNDEM OLDU
Prof. Dr. Gökçen Orhan’ın geçtiğimiz yıl bir haber sitesine verdiği röportajda, “Bir hekimi öldürmek sanıldığından çok daha ağır bir şeydir. Abartı gibi gelebilir ama hekimler, tedavisi için varlarını yoklarını ortaya koydukları hastanın yakını denilen cani tarafından öldürülebileceklerini hiç akıllarına getirmeyecek kadar masumdurlar” dediği görüldü.
“MESLEKTAŞLARIN SENİ HAYATTA TUTABİLMEK İÇİN ÇABALIYOR”
Orhan’ın hekim ölümlerine ve sonrası yaşananlara dair verdiği röportajda, “Sabah çocuklarınızı öpüp evinizden çıkıyorsunuz. İşinize gidiyorsunuz. Hiç tanımadığınız hastalara şifa verebilmek için polikliniğe giriyorsunuz. Birkaç saat sonra bir cani bir şarjör dolusu kurşunu vücudunuza boşaltıyor. Meslektaşların seni hayatta tutabilmek için çabalıyor. Ama ertesi gün evinize tabut içinde getiriliyorsunuz. Ayakkabınız adet olduğu üzere evinizin önüne konuluyor. Siz meslektaşınızın başına gelen olayın sizin başınıza da gelebileceği korkusunu içinizde yaşayarak, bu mesleğe devam edebilmek için kendinizi nasıl motive edebilirdiniz” şeklinde konuştuğu belirtildi.
Kaynak: Ajanslar
