Usta yorumcudan flaş Fenerbahçe sözleri! "Kadıköy'de 2-0'dan maç vermek ahmaklık"
Süper Lig'in 31. haftasında Fenerbahçe, sahasında İstanbulspor ile 3-3 berabere kaldı. Galatasaray'ın puan kaybettiği haftada sarı-lacivertliler büyük bir fırsatı kullanamamış oldu. Kanarya'nın şampiyonluk yolunda büyük yara aldığı müsabakayı spor yazarları değerlendirdi. İşte o yorumlar...
ÖMER ÜRÜNDÜL: ÇEKİRGE BU KEZ TERS SIÇRADI
İstanbulspor koşan, disiplinli mücadele eden bir takım. Ama kadro kalitesi olarak ligin en zayıf ekibi. Üstelik ideal 11'inden kalecisi dahil 4 oyuncusu yok. Fenerbahçe böyle kritik bir dönemde Galatasaray'ın bir gün önceki beraberliğinin moraline rağmen dün gece adeta harakiri yaptı.
Fenerbahçe, şansının da yardımıyla kazandığı birçok maçta dahil iyi futbol oynamıyor. Bunun da en önemli nedeni her zaman vurguladığım gibi Jesus "kafasına göre" her maç büyük rotasyonlara giderek taşlarla rekor sayıda oynaması. 4 gün önceki maça göre kadroda 5 değişik isim var. O maçta orta sahanın ortasındaki Crespo ve Arao, ikisi birden yok. Bu defa şapkadan İsmail ile Mert Hakan çıktı. İstanbulspor gücüne göre mücadele edip kapanıyor, kontratak bekliyor.
İlk yarıya bakıyorum hiçbir organize tehlikeli atak yok. 3. bölgedeki set oyunları son derece verimsiz. Buna rağmen skor avantajı sağlanıyor. İkinci devre benzer oyun devam ediyor. Bu defa Arda'dan mükemmel bir ikinci gol geliyor. Kötü de oynasan 2 farklı skor avantajına sahipken kapasitesi çok sıkıntılı bir rakip karşısında 2 gol yenir mi? Hadi ona rağmen 3. golü buluyorsun ama sonradan uzatmada bu defa çekirge ters sıçrıyor beraberlik golünü yiyorsun.
Koca Fenerbahçe takımı sadece gücü ile ayakta kalan 2. sınıf forvet Eze'yi durduramıyor. Jesus, Samet Akaydın'dan fayda gelmediğini galiba ancak bu maçın son 15 dakikasında anladı! Aman Fenerbahçe yönetimi Jesus'la seneye de devam etsin! Zayıf kadrosuyla sahaya yüreğini yansıtan İstanbulspor'u kutluyorum.
GÜRCAN BİLGİÇ: KARAR VE KADER
Kadıköy eski iddialı günlerinde, coşkulu seyircisiyle, "mucizeler" yaratan takımının peşine düştü yeniden. Sezon biterken, yeni sezon gibi heyecanı taşıyorlardı. Ama bu kez sahadaki oyuncuların elleri - ayakları titrer haldeydi.
Galatasaray'ın puan kaybının, şampiyonluk ikramının önlerine getirdiğinin farkındalar ama kazanmaları gerekiyor. İstanbulspor kendi birinci bölgesinde on bir kişi kalarak duvarı ördü. Devre bittiğinde 76'ya 24'tü topla oynama. Baskılı oynadılar ama o duvarı delmek hiç de kolay olmadı. Arda Güler'in sadece yeteneği değil, sevgileriyle topa yaklaşıp, gol vuruşunu yapmasıyla rahatladılar ama dakika saymaya başladılar.
Oyunu kontrol edip, "bir tane daha atalım" fikri çıktı akıllardan. Fatih Tekke ise planı bozmadı. Hızlı hücumcularının, öne çıkan Fenerbahçe defansının arkasına bir türlü sızacağını biliyor ve o anı bekliyordu. Tek fark olduğu sürece, hep ümidi olacaktı. Arda, kendi fırtınasını yaratıp, İrfan Can Kahveci'den devraldı "kopya" golü. Ama oyuncular maçtan kopmuştu. Penaltı pozisyonu öncesinde Eze üç kişinin arasından çıktı, beraberlik golünde ise Samet hamlesini yapamadı.
Öne geçip, maçı bitirmeye karar verdiler ama futbol affetmiyor. Jesus savunmada üçlüye döndü, orta sahasını dirençli yaptı ama saniyelere göz dikmiş gözleri, rakibin oyuncularını kaçırdı. Son saniyelerde kazanıp, zirveye tırnaklarını geçirirken, son dakikalarda gelen golü durduramadılar. İşin hakem tarafı da var elbette. Szalai'nin golünde 'kaleciye faul var 'dedi maçın hakemi. Topu yumruklayıp, rakibe çarpan kaleci için çaldı düdüğünü. İstanbulspor'a VAR'dan verildi penaltı. Halil Umut Meler çağırdı hakemi. Yakın mesafede, Ferdi'nin ayağına çarpıp, koluna gelen top için verdiler bu kararı. FIFA hakemi doğal konumu süzemiyor, yorumlayamıyor. Karar verilmiş bir kere; kaderi de değiştiremiyorsun.
ERMAN TOROĞLU: GOL İPTALİ YANLIŞ
Fatih Tekke İstanbulspor'a geldikten sonra düzgün bir teknik adam profili çizdi. Hareketleri, konuşmaları ve futbolu, güzel bir ışık. Hani maçtan evvel taktiğini bile söylüyor. Jesus'un nasıl bir takım çıkaracağı belli değil. Arda'nın dünkü oyunundan sonra herhalde nerelerde hata yaptığını anlamıştır. Kamuoyu baskısı olmasa çocuğu hâlâ süründürecekti. Bu çocuğu daha evvel ilk 11'de çıkarsa sonra oyundan alsa Fenerbahçe'nin puanı farklı olurdu.
Mali olarak belli bir bütçesi olan İstanbulspor, seyirci sayısı da malum; böyle bir takım kurup Süper Lig'de bu futbolu oynayabiliyor. Bütün mesele burada. Mutlaka şampiyon takımın hocası yılın teknik direktörü olacaktır ama ben şu anda Fatih Tekke'yi yılın en iyi ikinci teknik adamı yaparım. Teknik adamların başarısı bizde şampiyonlukla belirleniyor, ellerindeki malzeme ile yaptığı yemek değerlendirilmiyor.
Mücadele olarak çok iyi maç oldu. Hakem mümkün olduğu kadar maçı oynatmaya kalktı. Böyle oynatınca da hatalar oldu. F.Bahçe aleyhine verdiği penaltı bence doğru ama Fenerbahçe'nin golünü iptal etmesi yanlış. İstanbul kalecisi, havadan gelen bir topta, meşin yuvarlağa doğru gidiyor. Aynı topa Pedro da gidiyor. Havadaki topa kaleci yumruk atıyor sonra da Fenerbahçeli futbolcu ile çarpışıyorlar. Eğer kaleci topu bloke etmek istese ve tutsaydı, F.Bahçeli futbolcu hareket yapıp topu elinden kaçırtsaydı faul olurdu. Pedro burada faulü gerektirecek bir hareket yapmadı. Bu pozisyona VAR da müdahale edemezdi. G.Saray'ın altın tepside sunduğu iki puanı Fenerbahçe yemedi. Sen yapamadın ama ben de yapamam diyerek geri ikram etti.
AHMET ÇAKAR: FUTBOL AHMAKLIĞI
Dün akşam Kadıköy'de trajikomik bir maç izledik. Düşünebiliyor musunuz, rakip düşmemeye oynuyor, 4 oyuncusu kart cezalısı nedeniyle oynamıyor… 50 bin kişi tribünde ve 2-0 öndesiniz. Bu dakikadan sonra maçı kazanamamak futbol ahmaklığıdır!
F.Bahçe, maça çok iyi başladı adeta tek kale oynadı ve Arda Güler ile de öne geçti. İlk yarıya bakıyoruz, İstanbulspor'un gelebildiği pek yok. Topla oynama ağır bir şekilde F.Bahçe'de. 2. yarı başlıyor ve hemen başında da F.Bahçe Arda Güler ile 2. golü buluyor. Mükemmel bir gol ve işte o dakikadan sonra herkes 'bu maç bakalım ne kadar farka gidecek' diye düşünürken maç bir anda İstanbulspor'un attığı art arda gollerle 2-2'ye geliyor. Önce bir penaltı, ardından da F.Bahçe kalecisi İrfan Can'ın Samet'e çarpan topta kontrpiyede kalması sonucu maç 2-2 oluveriyor.
Aslına baktığımızda maç 2-2 olduğunda daha 20 dakika var. Nitekim beraberlik golünden hemen sonra Valencia'nın müthiş yaratıcılığı ile Pedro golü buluyor. Tam 'F.Bahçe zar zor kazandı' diyecektik ki uzatmaların son dakikasında Eze, F.Bahçe'nin tüm umutlarını eziyor. Arao'nun hatası, Eze'nin boş kalıp kafayı vurması dünkü G.Saray'ın puan kaybını ortadan kaldırıverdi.
Hakemi hiç beğenmedim. 2 kritik hatası var. Maçın başında Pedro'nun attığı golde faul yok. İstanbulspor kalecisi F.Bahçeli oyuncuya çarpıyor ama hakem faul icat edip golü iptal ediyor. İstanbulspor'un lehine verdiği penaltı da penaltı değil. Top Ferdi'nin ayağından sekip kendi ekseni etrafında dönen Ferdi'nin koluna çarpıyor. Kasıt yok ve top vücuttan sekiyor. Dolayısı ile böyle penaltı yok. (Sabah)