Jose Mourinho'dan Türk futboluna dair açıklamalar: "Baskıyı seviyorum, duyduklarıma inanmam"
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, Türkiye'deki futbol iklimi hakkında önemli açıklamalar yaptı. Portekizli teknik adam, "Şampiyonluk adayı olan takımlardan birinin teknik direktörünün bazı hakemlerin çok yakın arkadaşı olduğuna inanmam" dedi.
Son Güncelleme:
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, sarı lacivertli kulübü tercih etmesi ve Türkiye'deki futbol iklimine ilişkin önemli açıklamalar yaptı.
HT Spor'a özel bir röportaj veren Portekizli teknik adam, Türk futbolu hakkında her duyduğuna inanmadığını söylerken, "şampiyonluk adayı olan takımlardan birinin teknik direktörünün bazı hakemlerin çok yakın arkadaşı olduğuna inanmam. Çünkü buna inanırsam zaten eşyalarımı toplar giderim. Çünkü bu futbol değil." ifadelerini kullandı.
Takımın transfer politikasından memnun olduğunu sözlerine ekleyen Mourinho, Türk takımlarının Avrupa elemelerinde başarısız olmasının transfer penceresinin geç kapanmasıyla ilgisi olabileceğini söyledi. Mourinho, sarı lacivertliler için transfer döneminin sona erdiğini de belirtti.
Mourinho'nun açıklamalarından satır başları:
"Bu forma benim derim dedim ama ilk defa bu hissi yaşamıyorum. benim profesyenellik duygum bu. Gittiğim her kulüpte ben önemli değilimdir. Kulüp, taraftarlar, oyuncular önemlidir. O hayaller önemlidir. Ben sadece başarı elde etmek istedikleri şeye yardım etmeye çalışan biriyim. Bu forma benim derim söylemi doğru. Bakın üzerimdekini sabah 8'de giydim. En erken akşam 7 gibi eve giderken çıkaracağım. Söylediğim şu anlama geliyor, ben de onlardan biriyim. Onlar için savaşacağım ve elimden gelenin en iyisini yapacağım."
"BURADA 10 METRE YÜRÜYEMEM"
"Farklı takımlar için de olsa ülkeye gelen büyük oyuncuları, insanların duygularını, beklentilerini... İngiltere'de mesela çok fazla beklentinin olduğu büyük kulüplerden birine giderseniz, soyunma odasında sadece gazeteciler vardır ve dışarıda kimse yoktur. Orada insanlar futbolu sadece haftada 90 dakika boyunca duygusal olarak yaşıyorlar. Haftanın geri kalan zamanında farklı hayatları var. Chelsea'de çalışırken evim stada 10 dakika yürüme mesafesindeydi. Maç bittiğinde evime yürürdüm. Eğer Türkiye'de yürümek için dışarı çıksam 10 metre yürüyemem."
"Ama ben baskıyı seviyorum, duyguyu seviyorum, insanların bunu yaşama şeklini seviyorum. Tabii ki çok fazla şiddet, çok fazla agresyon, çok fazla gibi unsurları kapı dışında bırakabilirsek veya kontrol altına almayı başarabilirsek bence çalışmak için harika bir ortam. Bir de çok fazla kulübün olduğu şehirde çalışmak harika."
"İKİ YIL SONRA ŞAMPİYON OLAMAMIŞSAM..."
"Fenerbahçe'deki eski hocaların neden şampiyon olamadıklarını farklı kulüplerde çalışmış pek çok yabancı hocaya sormalısınız. Eğer ben burada iki yıl kalırsam ve iki yılında sonunda şampiyonluğu kazanamamışsam, o zaman sizinle bir araya gelip neden olamadığımı açıklamak isterim. Çünkü o zaman bunu açıklayabilecek duruma gelmiş olurum."
"DUYDUKLARIMA İNSANSAM KAÇARDIM"
"Çok fazla şey duydum. Eğer duyduğum her şeye inansam eşyalarımı toplayıp kaçardım. Dinlediğim her şeye inanmam. Ben daha çok kendim öğrenmeyi tercih ediyorum. Türk teknik direktörler buradaki kültürü daha iyi anlıyorlar. Ülkeyi daha iyi tanıyorlar, daha iyi anlıyorlar. Bu yüzden ben de Türkiye Ligi'nin özelliklerini öğrenebildiğim kadar öğrenmek için uğraşıyorum. Bütün odak noktam bu. Mesela ben şampiyonluk adayı olan takımlardan birinin teknik direktörünün bazı hakemlerin çok yakın arkadaşı olduğuna inanmam. Çünkü buna inanırsam zaten eşyalarımı toplar giderim. Çünkü bu futbol değil."
"Muhtemelen kültürel anlamda adapta olmak Türk teknik direktörler için daha kolay. Onların zaten doğal habitatı burası. Ben Portekiz'den 20 yıl önce ayrıldım ve dört farklı ülkede çalıştım. Her zaman çabuk öğrenme, çabuk adapte olma, kupalar kazanabilme becerim oldu. Burada da deneyeceğim şey bu."
"BİZİM İÇİN TRANSFER BİTTİ"
"Fenerbahçe transferde çok doğru işler yaptı. Bir şey var; belki ben yanılıyorum ama hissiyatım bu. Türk kulüplerinin Avrupa turnuvaları için oynadıkları ön eleme ve play-off maçlarında zorluk yaşamasının, transfer döneminin daha geç kapanması ile bir bağlantısı var. Bence bir anlamda avantaj sağlayabilecek bir durum. Çoğu ülkede transfer kapandığı zaman alamayacakları oyuncları alma fırsatı yakalıyor ama bir yandan da zorluk yaşatıyor. Mesela biz Lugano ve Lille ile oynarken, Avrupa Şampiyonası nedeniyle antrenmanda yer almayan oyuncularımız hariç onun dışında bizim için transfer sezonu bitmemişti. Bu asla eleştiri değil, gerçeklik bu. Şimdi transfer döneminin sonuna geldik. Bizim için transferin kapandığını belirtmek isterim. Bugün kapanabilir ve bence kulüp iyi iş çıkarttı."