Ümit Özdağ ilk kez hakim karşısına çıktı! Adliyede arbede yaşandı

"Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle hakkında dava açılan ve tutuklu yargılanan Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşma öncesi adliye salonunda arbede yaşanırken partililer "Ümit Başkan yalnız değildir" sloganı attı. Özdağ 30 sayfalık savunma metninde düşünce özgürlüğü kapsamında Erdoğan'ı eleştirdiğini söyleyerek beraatını talep etti. Dava 10 Eylül'e ertelendi.

  • 19 Ocak'ta Antalya'da partisinin İl Başkanları İstişare Toplantısı'nda konuşan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, "Son bin yılda gerçekleşen hiçbir Haçlı Seferi, Erdoğan'ın ve AK Parti'nin Türk milletine ve Türk devletine verdiği zararı vermemiştir" demişti.
  • Bu konuşmasından bir gün sonra "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla Ankara'da gözaltına alınan, savcılık ifadesinin ardından da "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlamasıyla tutuklanan Ümit Özdağ hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.

ADLİYE KORİDORLARINDA ARBEDE YAŞANDI

  • 21 Ocak'tan bu yana Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan ve hakkında siyasi yasak da istenen Özdağ'ın ilk duruşması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yapıldı.
  • Duruşma öncesi avukatlar salona alınmadı, adliye koridorlarında arbede yaşandı.

Ümit Özdağ ilk kez hakim karşısına çıktı! Adliyede arbede yaşandı - Resim : 1

30 SAYFALIK SAVUNMA

  • Özdağ'ın "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla ilgili 30 sayfalık savunma hazırladığı görüldü.
  • Hiçbir zaman Cumhurbaşkanı'na hakaret etme amacında olmadığını ifade eden Özdağ, sözlerinin düşünce özgürlüğü kapsamında bir eleştiri olduğunu kaydetti. İşte Özdağ'ın savunmasından öne çıkanlar:

"FETÖ HAÇLI SEFERLERİ’NDEN FAZLA ZARAR VERMİŞTİR"

  • "Erdoğan, son Haçlı Seferi FETÖ’nün, devletin içinde devlet kurmasına, Erdoğan’ın ifadesi ile “paralel devlet” kurmasına izin vererek; Türk Devleti’nin, bütün Haçlı Seferleri’nden fazla zarar görmesine yol açmıştır.
  • Yaptığım bu tespit, düşünce hürriyeti kapsamında ifade edilmiş bir siyasi eleştiridir.
  • Erdoğan’ın son Haçlı Seferi FETÖ ile mücadelesi ancak 2011 seçimlerinden sonra çok yavaş başlamış, 17/25 Aralık 2014’ten sonra güçlenmiş ancak 15 Temmuz 2016’dan sonra gerçek bir mücadeleye dönüşmüştür.
  • Özetle Erdoğan’ın son Haçlı Seferi FETÖ ile mücadelesi 2014 sonrasında başlamış olsa da bu, daha önce gerçekleşen tahribatın varlığını ortadan kaldırmamaktadır.

"BAŞBAKANLIK DÖNEMİNE BİR ELEŞTİRİYDİ"

  • Erdoğan anılan politikalarını eleştirdiğim dönemde “Cumhurbaşkanı” değil “Başbakan”dır. Diğer bir ifade ile söz konusu eleştiriler teknik olarak Cumhurbaşkanının değil Başbakanın politikalarına yöneliktir.

"ERDOĞAN DÖNEMİNDE DEİST, ATEİST SAYISI YÜZDE ON ALTIYI AŞMIŞTIR"

  • Erdoğan, savunmamın başında bahsettiğim ve benim verdiğim cevap sebebiyle yargılandığım konuşmasında; Atatürk döneminde izlenen politikaları, Türk Milleti’nin kültür ve tarihine zarar verdiğini ifade etmiştir. Oysa Erdoğan döneminde, Türk Milleti’nin geniş kesimleri, Allah ile Türk milletinin manevi değerleri ile milletimizi aldatanlardan dolayı, dinlerinden soğumaya başlamış ve Erdoğan döneminde deist, ateist sayısı yüzde on altıyı aşmıştır.
  • Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Din İşleri Yüksek Kurulu’nun karar ve yayınlarında bu durum: “Türkiye’de deizm ve ateizmin artması, Müslümanların sözleri ve fiilleri arasındaki uçuruma ahlak bağlamında bir tepki” şeklinde açıklanmıştır. (Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı-Güncel İnanç Problemleri, sf.53, İstanbul Aralık 2020, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Din İşleri Yüksek Kurulu Kararı: 05.02.2020/5)

"GÖSTERİŞÇİ DİNDARLIK/ŞOV MÜSLÜMANLIĞI"

  • Görüntüde dindar görünen bazı kişilerin, dünyevi veya şahsi çıkarı söz konusu olduğunda, tam tersi bir davranış ve tepki gösterdiği görülen bir gerçektir. Bu durum “gösterişçi dindarlık/şov Müslümanlığı” olarak kavramsallaştırılmıştır.
  • Ülkemiz ve İslam coğrafyası üzerinde düşündüğümüzde; dindarlık görüntümüz ile günah ve dünyevi olanı haksız elde etmeye yönelişimiz tam bir çelişki arz etmektedir.
  • Bu gerçek ekonomik veya siyasi kriz zamanlarında tavan yapmakta fırsatçılık adeta en geçerli akçe konumuna yükselmektedir. Dindarların bu çelişkileri, dindar olmayan çevrelerin yaşantılarını daha bir tahkim etmekte ve onları dinden ve dini alandan uzaklaştırıcı bir etken olmaktadır.
  • Günümüzde deist veya ateist olduğunu iddia eden kişilerin bu yöne gitmesindeki temel etkenlerin dindarlar tarafından sergilenen bu ahlaki çelişkiler olduğu kendi beyanlarından anlaşılmaktadır.
  • Onların bu çelişkileri, dindarlar üzerinde sürekli görmeleri kendi ateist ve deist duruşlarını da güçlendirmektedir. Böylece takva boyutunu yakalayamamış Müslüman kişi; yaşantısıyla, doğrudan dine zarar verirken dolaylı olarak da din karşıtı akımların güçlenmesine ve insanların oralara doğru kaymasına katkı sağlamaktadır. (Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı-Güncel İnanç Problemleri, sf.154, İstanbul Aralık 2020, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Din İşleri Yüksek Kurulu Kararı: 05.02.2020/5)

"DİNİN TİCARİ VE SİYASİ İKBAL İÇİN İSTİSMAR EDİLMESİ İSLAM’A AYKIRIDIR"

  • Din ve dini değerlerin, tarihi geçmişi olmasına rağmen, son zamanlarda giderek artan bir biçimde, bir kısım dini görünümlü cemaat, tarikat ve gruplar tarafından, ticari ve siyasi yönden dünyevi amaçlar için istismar edilmesi; dinin ve dine bağlılığın, insanlar katında değerini düşürmektedir. Bu durum, bazı insanları dinden uzaklaştırarak dinsizliğe ve ateizme sürüklemektedir. Dinin ticari ve siyasi ikbal için istismar edilmesi, düpedüz Kuran’ın ruhuna, İslam’ın evrensel ve ebedi amaçlarına aykırıdır. (Selim Özarslan, Ülkemizde Ateizme Yönelme Sebepleri, Diyanet İlmi Dergi cilt:55 sayı:4 Ekim-Kasım-Aralık 2019, sf. 1022)

"ERDOĞAN’I ELEŞTİRDİM, ANCAK HİÇ HAKARET ETMEYİ DÜŞÜNMEDİM"

  • Son olarak; sahip olduğum devlet terbiyesi sebebiyle, tüm Türk vatandaşlarının edinmesi gerektiğini düşündüğüm bir düstura değinmek zorundayım.
  • AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı en sert şekilde yıllardır eleştiriyorum. Bu eleştirilerimden dolayı hiç hakaret iddiası ile hakkımda soruşturma açılmadı.
  • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdim, ancak hiç hakaret etmeyi düşünmedim.
  • İzlediği politikalar ve yanlış bulduğum açıklamalardan ötürü ne kadar öfkelensem de hakaret etmeyi düşünmedim.
  • Çünkü ister Cumhurbaşkanına hakaret için yasal düzenleme olsun ister olmasın; Recep Tayyip Erdoğan, armasında 16 Türk Devleti’nin varlığının ifade edildiği kadim Türk Devleti’nin son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet başkanıdır."

11 HAZİRAN'DA YENİDEN HAKİM KARŞISINA ÇIKACAK

  • Savunmasını beraatını talep ederek bitiren Özdağ, "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik ve aşağılama" davası kapsamında ise 11 Haziran 2025 saat 10.30'da İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
  • Özdağ'ın, bu suçtan hazırlanan iddianame kapsamında 7 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası isteniyor.

DAVA ERTELENDİ

  • Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın yargılandığı davada dosyanın mütalaa için savcıya gönderilmesine kararı verildi, dava 10 Eylül'e ertelendi!

Kaynak: Ajanslar

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu Edirne'de İletişim Başkanı Altun'dan 27 Nisan e-muhtırasına ilişkin açıklama CHP Genel Başkanı Özel, İmamoğlu'na ziyaret TBMM Başkanı Kurtulmuş Kırgızistan'da