Özgür Özel 2 bakanı topa tuttu!
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündemdeki meselelere tek tek değindi. Özel, Milli Eğitim Bakanı ve Sağlık Bakanı ile ilgili oldukça sert konuştu. CHP lideri, konuşmasını sonlandırırken de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a pazar ziyareti yapması konusunda çağrıda bulundu. İşte ayrıntılar...
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu.
Özgür Özel, buradaki konuşmasında, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile ilgili, "Ne bakanlar geldi, ne bakanlar ne geçti ama bu kadar kötü ve beceriksizi gelmedi." dedi.
Öte yandan yenidoğan çetesinin davası devam ettiği bugünlerde konu ile ilgili Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nu hedef alarak "O sürecin sağlık müdürü bugün "sağlık bakanıyım" diyor. Kendisine bakan muamelesi yapılmasını bekliyor. O istifa edilip hesap verilecek. O zamana kadar kimse sizin yüzünüze bakmayacak. 47 sanık var bir tanesi devlet memuru değil. Neden? Çünkü beyefendi ortada kalacak. " dedi.
Özel’in konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
Minik evlatlarımız vardı, onlar bize sorumluluğumuzu hatırlatıyorlar. Türkiye 30 binden fazla diyabet hastamız var.
Ne yapılmalı, bir sensör var kola takılıyor annenin babanın cep telefonuna anında aylık raporlar gidiyor. Anne baba 3 yaşındaki evladının sabah 8’de parmağını delip kan şekeri ölçme derdinden kurtuluyor. Bunu Avrupa'da ödemeyen devlet yok. Biz her şeye para buluyoruz bu evlatlara bulamıyoruz.
"SÖZLER ALINIYOR, OLUMSUZ KONUŞAN YOK AMA İLERLEME DE YOK"
Sözler alınıyor, olumsuz konuşan yok ama ilerleme de yok. Buradan bir kez daha 30 bin evladımızın ‘Parmağımızdaki acıyı kalbinizde hissedin’ çağrısını tekrarlıyorum.
ÇAYELİ'NDE HEYELAN
Tedbir alınsın denildi, dinlemediler. Bugün bir sabah heyelan ve can kaybı haberiyle uyandık. Daha beterleri kapıda diyorlar, tedbir alınması gerekiyor.
Bütçe görüşmelerinde bir grubun hakkını vermek istiyorum. Hayvan Hakları Yasası’da ithaf vardı. Buna karşı bu grup yasayı geri çektiremedi ama kamuoyuna sesini duyurdu.
Kadının soyadı meselesi, büyük bir hak mücadelesi. O düzenlemede geri çekildi uygun hale geldi.
"ETKİ AJANLIĞI TARTIŞMASI"
Geçtiğimiz Salı günü şunu demiştik. Bir yasa getirdiler, bir yazmış AK Parti Grubu herkes ajan, gazeteci ajan öğrenci ajan herkes ajan. Mücadele verildi, etki ajanlığı yasası geri çekildi.
Taslağı hazırlasınlar, ajana ajan desinler. MİT’in istediği, öğrenciyi, öğretmeni, siyasetçiyib tehdit etmeyen kısıtlamayan ajan demeyecek, sadece bu durumu özetleyecek akıl bu ülkenin bürokrasisinde var. Sakın geçen haftaki metnin orasını burasını değiştirip gelmeyin. Kırmızı alarm kalmadı sarıya çevirdik.
AHMET ÖZER'E TERÖR SORUŞTURMASI
Esenyurt’a gittik, durumu gözden geçirdik. Şafak operasyonunla Ahmet Özer’in evine girdiler.
Türkiye’nin sayılı ceza hukukçuları tutukluğa dilekçe yazdılar. 40 sayfa. O itirazları reddettiler. 40 sayfalık dilekçeyi okunamayacak sürede reddettiler.
Gizli tanık nereden çıktı? Ahmet Özer’e sorduğun soruların içinde gizli tanık yok. Demek ki önce tutukladın sonra gizli tanık yarattın.
Ahmet Özer hakkında iddianame hala ortada yok. Çünkü delil yok. Ahmet Özer çıkana kadar o belediyeyi bir vekil yönetecekse grubun içinden çekilmesi lazım. Tayyip Bey’in seçtiği birinin Esenyurt’u yönetmesi bir yenilmişliğin, zaafiyetin göstergesidir. Bunun adı demokrasi değil, gözünün hırs bürümüşlüğün cevabını Esenyurt’tan alacaksınız.
Önümüzdeki Pazar gün 81 il başkanımız Esenyurt’ta olacak. Mücadelemizi Esenyurt’un 43 mahallesine taşıyacağız. Kayyımın nasıl ihaleye giren şirketleri durdurduğunu, kayyımın zor durumda olan Esenyurt’u nasıl paçasından aşağıya çekmeye çalıştığını da anlatacağız.
AK Parti ve MHP'ye kötü haberim var. 2 kişiden biri Ahmet Özer'e oy vermiş. Esenyurt'ta kimse buna inanmıyor. Esenyurt'un yüzde 80'i buna inanmıyor. 5 kişiden 4'ü yanlış yapıldığına inanıyor. Sandığı koyup halka soralım. Yüzde 80'i Ahmet Özer'in arkasında değilse biz hiçbir şey bilmiyoruz. Belediye seçimlerine yapılan saygısızlık nihayet soru önergesi verebiliyoruz. Şunu unutmayın ki Ahmet Özer çıkana kadar o grubun içinden birinin yönetmesi gerek. Ama o kişiyi Tayyip beyin seçmesi, onun açısından tamamen yenilmişliğin ifadesi. Bunun adı demokrasi değil. Gözünü hırs bürümüşlüğün şeklidir.
Biz Esenyurt'u yalnız bırakmayacağız, nöbete devam edeceğiz. 2 günden birinde Türkiye'nin herhangi bir şehrinden birinde tüm yöneticilerimizle nöbet tutacağız. 2 günden birinde bu varken diğerinde de tüm siyasi partilerin vekilleri dayanışma için aradılar, sordular onları ve tüm destek veren sanatçılarımızı Esenyurt Belediyesi salonumuzda ağırlamaya başlayacağız. Mesele milletin seçtiğine devletin başındakilerin saygı göstermeyi bilmesi.
Ahmet Özer hakkında iddianame hala ortada yok. Çünkü delil yok. Ahmet Özer çıkana kadar o belediyeyi bir vekil yönetecekse grubun içinden çekilmesi lazım. Tayyip Bey’in seçtiği birinin Esenyurt’u yönetmesi bir yenilmişliğin, zaafiyetin göstergesidir. Bunun adı demokrasi değil, gözünün hırs bürümüşlüğün cevabını Esenyurt’tan alacaksınız.
Önümüzdeki Pazar gün 81 il başkanımız Esenyurt’ta olacak. Mücadelemizi Esenyurt’un 43 mahallesine taşıyacağız. Kayyımın nasıl ihaleye giren şirketleri durdurduğunu, kayyımın zor durumda olan Esenyurt’u nasıl paçasından aşağıya çekmeye çalıştığını da anlatacağız.
‘İHBARDAN SONRA BİLE ÇOCUK ÖLÜMLERİ DEVAM EDİYOR’
Bir anda yenidoğan çetesi yankılanırken Sağlık Bakanı gelmiş mecliste yenidoğan ünitelerini nasıl yöneteceğine dair bütçe istiyor. Bakan olduğu günden bu güne kadar onun döneminde yaşanan yaşanıyor. Hastane sahipleri o kadar hatrı sayılı kişiler ki hala kapanmadı. O kadar şımarmışlar ki; savcıyı tehdit ediyor. Savcı beyin canına tak ederek yeni operasyon başlayarak ortaya çıkıyor. İhbardan sonra bile çocuk ölümleri devam ediyor. O sürecin sağlık müdürü bugün "sağlık bakanıyım" diyor. Kendisine bakan muamelesi yapılmasını bekliyor. O istifa edilip hesap verilecek. O zamana kadar kimse sizin yüzünüze bakmayacak. 47 sanık var bir tanesi devlet memuru değil. Neden? Çünkü beyefendi ortada kalacak. Bu millet her şeyi gördü.
Bu ülkenin bakanı Anayasa'nın ilk 4 maddesi üzerinden laikliğe saldırılıyor. 22 yıllık kutuplaşma siyasetinde uydurma ne varsa hepsini 1 cümlede hallediyor. Eğer o anayasayı yapanlar, Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bu ülkeyi kuranlar olmasaydı o camilerde o ezanlar okunmuyor olurdu.
‘ÇOCUKLARI AÇ BIRAKMANIN DA GÜNAHI VAR’
Milli Eğitimi tarikatlara yönettiren bir bakan ile karşı karşıyayız. Öğrencilerin yüzde 25'inin elinde en az birinin bıçak olan, okula aç giden, bir ayran alamayan, yemek dağıtma sözünü unutan, okulları pislik götüren bir bakansın. CHP köyde cemaat yokken, cepheye ezanı, bayrağı, camide barındırılan mühimmata ahır yaptırılan dedikleri samanları söyleyen, samanın üzerindeki Gazi Mustafa Kemal'in cephesine mermi yetiştirenlere iftira atıyorsunuz. Cami falan kapatmadık. Cami kapatmanın günahı varsa bu çocukları aç bırakmanın da günahı var. Bu rezilliklerin konuşulmasın diye yaptığın bir şey. Ne bakanlar geldi, ne bakanlar ne geçti ama bu kadar kötü ve beceriksizi gelmedi.
"KILIÇ ÇEKMELERİ ZATEN YÖNERGEDE VAR"
Harbiye'den mezun oluyorlar. Kara, deniz ve hava harp okulu tarihte ilk kez 3'ü de bir kadının hikayesi. İşte size Cumhuriyet. 3 kadının birinci olmasını zaten hazmedemediler. Kılıç çekmeleri zaten yönergede var. Ve "Atatürk'ün askerleriyiz" diyorlar. Bu törende bunu dedikleri için teğmenlere önce hiçbir şey olmadı.
O AK Parti'ye sirayet emiş kafa Erdoğan'ın madalyasını takıp hediyesini verdiği o kadın teğmen başta olmak üzere saydırmaya başladı. Suç güya emre itaatsizlik. Esas karın ağrısı "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz". Bunu deyince 28 Şubat oluyormuş. Ne diyecekti "Keşke Yunan kazansaydı" mı? 15 Temmuz'da da gördük Fetullah Gülen'in askerleri ne yaptı bu ülkeye? "Bu ülkeye kumpas kuruldu" derken neler yaptığınızı da gördük. O askerle sahip çıkmak vatan borcudur.
CHP, 3 kez 2'si yüz yüze biri telefonda olmak üzere Yaşar Güler görüştü. O teğmenlik heyecanı ile Erdoğan'ın katıldığı bordo bereliler töreninde de aynı yemin var. O teğmenlerde kötülük yok. Okul birincisi kolay mı yetiştirildi. O teğmenlere sonuna kadar sahip çıkacağız. İktidar olunca haksızlıkla atılan kim varsa onu geri alırız. Ama bu sürede onlara çok şey kaybettirir. Sayın Erdoğan, kul hakkına girme. O kararı verenler, sessiz kalanlarla o kılıçlı töreni yapacağız.
ASGARİ ÜCRETLE İLGİLİ TALEBİMİZ 30 BİN TL
Asgari ücret 30 bin lira olmalıdır. Küçük esnaf ve KOBİ korunmalıdır. Vergi ve sosyal güvenlik mevzuatına hakim arkadaşlar çalışmalarını düzenlemelidir. Emekliye bir asgari ücret şarttır. En düşük emekli maaşı asgari ücrete yükseltilmeli.
Emekliye, asgari ücretliye, esnafa, çiftçi ve öğrenciye de istiyoruz. Asgari ücretle ilgili talebimiz 30, bunun altında biz yokuz diyoruz.
Burada bütçe görüşülüyor. Biz emekliye, asgari ücretliye, esnafa, memura, çiftçiye ve öğrenciye bütçe istiyoruz. Emeklilerin geçim hakkıdır, bir asgari ücret şarttır. En düşük emekli maaşı asgari ücrete yükseltilmeli diyoruz. Asgari ücretle ilgili talebimiz 30 altında biz yokuz! SGK'yı olur olmaz yalanlarla siz batırdınız falan diyenlerin getirdiği durum ortada. Şu anda yüzde 55'lerde olması gereken tahsilat oranı yüzde 10'a düşmüş.
Ankara, İstanbul, Manisa belediyesi ödemediler, şimdi Tayyip Bey diyor ki 'Bizimkiler yedi, CHP hesabı ödeyecek' diyor. Haciz yoluyla CHP'yi aciz gösterme yolları. Elbette zorlanırız, aksamalar yaşanır ama sanmayın ki bu kötülüğü yapınca milletin gönlünden biz düşeriz. Siz böyle yaparsanız oturduğunuz o üst koltuktan siz inersiniz. Bir dönem bizde değildi Süleymanpaşa Belediyesi. Nasıl oldu dedik. Dört arsa verip borçtan düşürmüşler. biz de yapalım o zaman? Bize yok. Üstü camili, trafolu, okullu arsalar teker teker borçtan düşülmüş ama bize yapmıyorlar.
ERDOĞAN'A ÇARŞI PAZAR DAVETİ
Özel, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı çarşı ve pazarda fiyatların son halini görmesi için esnaf ziyaretine davet etti.