İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'den grup toplantısında enflasyon çıkışı

Son dakika... İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Akşener, burada Bakan Nureddin Nebatiye, "Enflasyonun belini büktük, boynunu kırdık diyorlar. Başka neresini kıracaklar? Kolunu bacağını mı kıracaklar? Kafasını mı kesecekler? Seri katile döndüler." çıkışında bulundu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'den grup toplantısında enflasyon çıkışı

Son dakika... İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu.

Akşener'in konuşmasından satır başları şöyle:

“Geçtiğimiz günlerde, İsveç’teki büyükelçiliğimizin önünde yaşanan ahlaksız hadiseye ilişkin birkaç noktaya değinmek istiyorum. Öncelikle kutsal kitabımız, Kuran-ı Kerim’i yakmaya çalışarak, değerlerimize saldıran bu vandallık, bu barbarlık, bu düşmanlık; dünyanın hiçbir yerinde, fikir hürriyeti olarak, pazarlanamaz. Bu; düpedüz bir nefret suçudur! İsveç hükûmetinin, “insan hakları” kisvesiyle, bu duruma, yol vermesi ise; asla ve asla, kabul edilemez bir acizliktir. Bu acizliği, bir kez daha, şiddetle kınıyorum!

Biz, İYİ Parti olarak bu iki yüzlülüğü, reddediyoruz! İnsan haklarının şiddete, terörizme, ırkçılığa ve nefret suçuna, paravan edilmesini, reddediyoruz! 21’inci yüzyılda, ortaçağ zihniyetini yansıtan, bu ahlaksızlığı dünyanın, neresinde olursa olsun, reddediyoruz! Yalnız, meselenin, önemli bir yanı daha var: Türkiye’de, hemen her kesim, siyasetin, her renk ve düşüncesi benzer bir şekilde bu eylemi reddediyor. Bu konuda, ülkemizdeki tüm toplumsal kesimler yekvücut olarak tepki gösteriyor. Ama; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten, bir iktidar böyle ciddi bir konuda sadece eleştiriyle, göstermelik tepkilerle yetinemez. Siyaset üstü gördüğümüz, bu tip konularda; iktidarın, yapması gereken “dostlar alışverişte görsün” anlayışının ötesine geçmektir. Devleti yönetenler, bu sorumlulukla ve yetki sahibi olmanın ciddiyetiyle hareket etmek, zorundadır. Yani, esas hedef bu tip eylemlerin tekrarlanmasını önlemek olmalıdır. Ama maalesef Sayın Erdoğan ve arkadaşları, bu tarz konularda, genellikle; “Oh ne güzel! Seçim için malzeme çıktı…” diye sevinmeyi tercih ediyorlar. İç politika için, siyasi rant devşirmeyi tercih ediyorlar. Bol bol gürültü çıkartmayı ama iş icraata gelince arazi olmayı tercih ediyorlar.

İSVEÇ’E TEPKİ
Artık çok açık şekilde anlıyoruz ki, iktidar bu konuda, kalıcı ve somut adımlar atmaya, kesinlikle niyetli değil. O halde biz, İYİ Parti olarak, bir adım atıyoruz. Üstelik bu adım İsveç Savunma Bakan’ının ülkemize gelişini ertelemekten veya yandaş kanallarda, mizansenler yazmaktan çok daha, sonuç odaklı bir adım. Az önce de söyledim, bu aşağılık eylem, fikir özgürlüğü olarak pazarlanamaz. Nitekim bunu sadece biz değil, İsveç’in de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de söylüyor. Sözleşme kapsamında bu şekilde korunan bir özgürlük yok. Yani, İsveç hükûmeti, bu eylemi engellememekle ve üstüne üstlük, yapılmasına müsaade etmekle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi yükümlüklerini de ihlal etmiş bulunuyor. Dolasıyla, bu tablo karşısında biz de İsveç’te, İYİ Parti gönüllülerimizden bir grubu, hareket geçirdik. Cuma günü, Stokholm’deki bir yerel mahkemede failler hakkında, suç duyurusunda bulunacağız. Bu nefret suçunun gerçekleşmesine yol verdiği için İsveç hükûmetini, yargıya şikâyet edeceğiz. Ve nihai olarak, bu davayı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilgili maddeleri kapsamında açacağız.

SİNAN ATEŞ SUİKASTI
Bildiğiniz üzere, 30 Aralık Cuma günü Başkent Ankara’mızın göbeğinde, gencecik bir akademisyenimize, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı, Sinan Ateş’e karşı, aşağılık bir suikast düzenlendi. Daha önce de, bu kürsüden dile getirdiğim gibi ilk günden beri, yakından takip ettiğim, bu elim olaya Ateş ailesinin, talebi üzerine, siyaseti bulaştırmak istemedim. Güvenlik güçlerimizin olayın aydınlatılması için ellerinden geleni, yapacağına inandım. Bengisu ve Banuçiçek kızlarımızın göz yaşlarının yüzüsuyu hürmetine, devletin devletliğini, yargının da sorumluluğunun gereğini yapmasını bekledim. Ancak, suikastin üzerinden geçen, 26 günün ardından görüyorum ki Bu olay, artık aileyi aşmış ve devlet yönetiminde ciddiyetin, ne denli kaybolduğu bir kez daha, gözler önüne serilmiştir. Ülkemizde, can güvenliğinin, hukukun ve adaletin ne denli tahrip edildiği bir kez daha karşımıza çıkmıştır. Devletin, dört bir yanını saran mafyalar, simsarlar, tefeciler, uyuşturucu kaçakçıları gün gibi ortalığa saçılmıştır. Düşünebiliyor musunuz? Aşağılık suikastin üzerinde, birçok soru işareti varken toplum vicdanı, atılan her şaibeli adımla, yara alırken; milletimiz, devletini, topyekûn göreve çağırırken; Adım atan, tek bir makam bile yok!

“SAYIN ERDOĞAN KENDİNE GEL”
Yazıklar olsun! Sayın Erdoğan! O hâlde, ben de sana soruyorum: Senin, yönettiğini iddia ettiğin, ama belli ki yönetemediğin, bu devletin içinde, neler dönüyor? Söyler misin; Bu nasıl bir ciddiyetsizliktir? Bu nasıl bir yönetim boşluğudur? Bu nasıl bir lakaytlıktır? Hani Dicle’nin kenarında, kurdun kaptığı koyun bile, senin mesuliyetin altındaydı?… Madem öyle mesuliyet senin Sayın Erdoğan! Dicle’nin kenarında değil, başkentin göbeğinde, aşağılık bir suikastle, bir vatan evladına kıydılar! Üstelik bunu, herkesin gözü önünde yaptılar!

Ve şimdi de örtbas edilmeye çalışılıyor. Her zaman olduğu gibi bir katil dışarı da geziyor. Sinan Ateş'in dayısı diyor ki yıllardır Cumhur İttifakı'nı destekleriz. Yeğenimin katilini bulun diyor Sayın Erdoğan. Katili bulmak devlet başkanı olarak görevin sayın Erdoğan görevin.

Bizim bu rezalete susacağımızı çevrilmek istenen dümenleri görmeyeceğimizi düşünüyorsan çok yanılıyorsun. Bekledik ama şu andan itibaren susmayacağız unutturmayacağız. Gerçekler ortaya çıkana kadar bu olayın takipçisi olacağız.

EKONOMİ ELEŞTİRİSİ
Artık yolun sonu geldi. Sandık artık ufukta göründü. Şimdiden valizinizi toplamaya başlarsanız iyi edersiniz.

“ENFALSYON KONUSUNDA SERİ KATİLE DÖNDÜLER”
Hâlâ daha Nebati Bakan, çıkıp ‘Kasım’da enflasyonun, boynunu kırdık. Aralık’ta, belini kırdık. Şimdi devamı gelecek. Bundan sonra, enflasyonla mücadelede, en rahat alandayız’ diyor… yolunu kırdık, bacağını kırdık, şimdi neyini kıracaklar neresi kaldı? Enflasyon konusunda seri katile döndüler. Palavranın bini bir para… Hem, enflasyonla mücadeleden, söz ediyor; Hem de ‘Türk Lirası’nı, değerli hale getirirseniz; sanayi yavaşlar, işsizlik olur. Türk Lirası’nı değersiz hâle getirirseniz ise bunun tam tersi olur’ diyor. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Böyle bir cahillik, böyle bir iş bilmezlik olabilir mi? Hem enflasyonla mücadeleyi hem de Türk Lirası’nı değersiz hâle getirmeyi, aynı anda hedefleyemezsiniz. Birinden birini, öncelemeniz gerekir. Eğer ki, Türk Lirası’nın, değersiz olmasını savunuyorsanız; ‘Yaşasın enflasyon!’ demeniz gerekir. Ki zaten siz, düpedüz bunu savunuyorsunuz. En azından dürüst olun. Hadi, açık açık söyleyin. Hadi gidin ‘Yaşasın enflasyon!’ yazan, enflasyon canavarlı tişörtler bastırın. ‘Yaşasın yoksulluk!’ yazan, billboardlar yaptırın. ‘Kahrolsun zenginlik, yaşasın fakirlik!’ yazan broşürler yaptırın. Dürüstçe çıkın ve deyin ki; “20 yılın sonunda, bizim, Türkiye ekonomisi için, bulduğumuz çözüm budur: Biz, milletimize, zenginliği çok görüyoruz ve “Yaşasın enflasyon” diyoruz.” Deyin de, kurtulun. İtiraf edin de, rahatlayın. Milletimize de, daha fazla bizzat kendinizin azdırdığı, ‘enflasyonla mücadele ediyoruz’ yalanını söylemeyin. Ayıptır günahtır.

“NEBATİ BAKANIUYARIYORUM”
Bu vesileyle, sizlerin aracılığıyla, Nebati Bakan’ı şimdiden uyarıyorum: Fazla ve büyük konuşmayın, Sayın Bakan. Rahata da fazla alışmayın. Hatta, patronunuza da, fazla güvenmeyin. Asla unutmayın: Ekonomimizdeki tahribat konusunda, Bay Kriz’in, ilk suç ortağı, siz değilsiniz. Beceriksizlikte dünya lideri olmak, kolay değil… Tek başına, böyle büyük bir başarısızlığa imza atmak, hiç kolay değil. Emin olun, Bay Kriz, sizler olmadan, bunu başaramazdı.

“HESAP VERME GÜNÜNE ÇOK AZ KALDI”
Ama malum, artık yolun sonu geldi… Sandık, artık ufukta göründü. Millete hesap verme gününe, artık çok az kaldı! Şimdiden, valizinizi toplamaya, masanızı boşaltmaya başlarsanız, iyi edersiniz. Çünkü milletin, Bay Kriz’e, sandıkta çıkartacağı fatura karşısında, ihaleyi üzerine yıkacak, biri lazım olacak. Vallahi gözlerinizdeki ışıltıya hiç aldanmaz. O ihaleyi anında size yıkar, affetmez. Vallahi gözlerinizdeki ışıltıya hiç aldanmaz suçu üzerinize atar. Işıltı mışıltı hak getire olur gidersin gümbürtüye. Bir bakarsınız, Instagram’dan paylaşmak üzere, duygusal bir metin kaleme alıyorsunuz…. Benden söylemesi…

“ORMAN KÖYLÜLERİMİZİN YAŞADIĞI SORUNLARA İLİŞKİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ HAZIR”
Biz, İYİ Parti olarak, Durmuş Başkanımın bahsettiği sorunların farkındayız. STK İlişkileri Başkanlığımız Kalkınma Politikaları Başkanlığımızla birlikte bu önemli konuya dair, çalışmalarını tamamladı. Ormanlarımıza ve orman köylülerimizin yaşadığı sorunlara ilişkin çözüm önerilerimiz hazır. İYİ Parti iktidarında kalkınma stratejimizin, köy ayağını orman köylülerimiz ve orman kooperatifleriyle sağlayacağız. Bu doğrultuda, güçlenen ekonomimizle birlikte orman köylülerini, orman kooperatifçiliğinin anahtar bir paydaşı yapacağız. Onlara, gereken teşvikleri verecek, ormancılık politikalarıyla yakından ilişkilendireceğiz. Orman Kanunu’nda ormanlarımızı, vahşi madenciliğe açan, 16’ncı maddeyi değiştirip, stratejik olarak tespit edilmiş orman alanlarını belirleyecek ve bu alanlarda maden açılmasına izin vermeyeceğiz.

Ayrıca iktidarın, yalandan beslenen, yönetim anlayışı orman konusunda da kendisini gösteriyor. Bugün ülkemizde, ormanlarımızın azaldığı gerçeği bile gizleniyor. Mesela, bunun örneklerinden biri, neresi biliyor musunuz? İstanbul Havalimanı. Yanlış duymadınız. İnanabiliyor musunuz? İstanbul Havalimanı’nın olduğu bölge resmî kaynaklarda, hâlâ orman olarak gösteriliyor. Böyle bir rezalet olabilir mi? Böyle bir ciddiyetsizlik olabilir mi? Sonra, ahmaklık deyince kızıyorlar… Gerçekten ibretlik. İşte o nedenle biz, İYİ Parti iktidarında; Fiiliyatta azalan ormanlarımızı resmiyette artmış gibi gösteren bu kurumsallaşmış sahtecilikle sonuna kadar, mücadele edeceğiz. Her kurumda olduğu gibi Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerinde de şeffaflık ilkemizi, süratle hayata geçireceğiz. Bu kapsamda; aşırı odun üretimini de, kontrol altına alacağız. Orman yönetim planlarının, üzerinde üretim yapılmasına, asla müsaade etmeyeceğiz. Üniversitelerle, işbirliği yaparak, orman varlığının, bozulmayacağı bölgelerde, endüstriyel plantasyon alanlarının, oluşturulmasını sağlayacağız. Böylece Doğal ormanlarımızın, yok edilmesine izin vermeyecek suni ormanlarımızı ise çoğaltacağız.

ÜLKEMİZ ORMAN YANGINI KRİZİYLE KARŞI KARŞIYA
Bunların dışında bir başka hayati konumuz da, orman yangınları… Ülkemiz maalesef, bir orman yangını kriziyle, karşı karşıya. Her birimizde, derin izler bırakan bu yangınlar, doğamızda, büyük tahribatlara yol açıyor. Bu kaybı telafi etmek için ormanlaşma çalışmalarına, hız kazandıracağız. Özel ağaçlandırma hakkının da, öncelikli olarak, orman köylüsüne ve orman kooperatiflerine verilmesini sağlayacağız. Ülkemizin, Paris İklim Anlaşması’nda da taahhüt ettiği gibi, ormanlarımızın varlığının arttırılması için, ne gerekiyorsa yapacağız. Tek bir ağacımızın daha, küle dönmesinin önüne geçmek için, topyekûn bir seferberlik başlatacağız. Bunun için de; Mevcut iktidar gibi, iş işten geçtikten sonra, tribüne oynayan tedbirler almak yerine önleyici tedbirler alacağız. Ayrıca eskiden olduğu gibi orman köylülerimize yeniden yangınla mücadele eğitimleri vereceğiz. Her an tetikte olan bir anlayışla; Özellikle riskli bölgelerdeki çalışanlarımızın, rotasyonsuz bir şekilde, görevlerinin başında olmasını sağlayacak; hava ve kara ekipmanlarına da, gerekli yatırımı yapacağız.

“ATATÜRK’ÜMÜZDEN ALDIĞIMIZ, İLHAMLA, BİZ HAZIRIZ”
Ak Parti iktidarının, 20’nci ve son yılında açık ve net olarak ortada duran, bir gerçek var. Bu gerçek artık, malımıza, canımıza, doğamıza sahip çıkamadıkları gerçeğidir. Bu gerçek; Artık, ülkemizi yönetemedikleri gerçeğidir. Bu gerçek; Ak Parti’nin artık, devletimizin sırtında, kambur; milletimizin ayağında, diken; ülkemizin de, önünde engel olduğu gerçeğidir. Peki bu tablo karşısında, Türkiye çözümsüz mü? Elbette değil! Türkiye çaresiz mi? Elbette değil! Devletimiz sahipsiz mi? Elbette değil! Milletimiz kimsesiz mi? Elbette değil! Artık biz varız! Artık İYİ Parti var! Biz buradayız! Milletimizin dertlerine, getirdiğimiz çözümlerimizle, biz hazırız! Ülkemizi, hak ettiği lige taşıyacak, projelerimizle, biz hazırız! Zengin, güçlü ve mutlu bir Türkiye vizyonumuzla, biz hazırız! Bu büyük vizyonu, hayata geçirecek, liyakatli kadrolarımızla, biz hazırız! Atatürk’ümüzden aldığımız, ilhamla; Cumhuriyet değerlerimizden aldığımız, feyzle; Milletimizin, kutlu iradesinden aldığımız, güçle; biz hazırız!

HDP konusunda düğüm yarın çözülüyor AK Parti'de 4 il başkanlığına atama İYİ Parti'li Türkkan ve CHP'li Başarır'dan savunma İYİ Parti ve CHP'den başörtüsü önergesi