İmralı görüşmeleri ve Türkiye'nin terörle mücadelede yol haritası | Cuma Obuz Görüş
İmralı görüşmeleri, Türkiye'nin terörle mücadele stratejisinde kritik bir dönüm noktası olabilir. Bahçeli'nin çağrısı ve Suriye'deki gelişmeler sürecin rotasını belirliyor. Peki Türkiye'yi bu süreçte neler bekliyor? İmralı görüşmeleri nasıl ilerleyecek? Öcalan TBMM koltuklarında yer alacak mı? Haberet Yazı İşleri Müdürü Cuma Obuz, sürece dair görüşlerini kaleme aldı.
İmralı görüşmeleri, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamasıyla başlayarak Türkiye'nin genelinde büyük ses getirdi. Bu süreç, Suriye'deki politik değişimlerle doğrudan bağlantılı olarak, Türkiye'nin terörle mücadelede yeni bir aşamaya geçtiğini gösteriyor. Sürecin temel amacı, terör örgütlerinin silah bırakması ve siyasi bir çözüm bulunması olarak öne çıkıyor. Kritik noktalar ise ideolojik saplantılardan uzaklaşıp, güvenlik politikasında tüm siyasi kesimleri ortak bir paydada buluşturma çabasıdır. Bu bağlamda, sürecin ilerleyişi, Suriye ve Irak'taki gelişmeler, muhalefetin ve DEM Parti'nin tutumları nasıl olacak?
Cuma Obuz Haberet Görüş'te konuyu derinlemesine ele aldı. İşte 3 soruda İmralı sürecine dair detaylar...
1- İmralı görüşmeleri nasıl ilerleyecek? Büyük pencereden bakıldığında temel amaç ne? Süreçte izlenen yoldaki kritik noktalar nedir?
İmralı görüşmeleri beklendiği gibi başladı aslında. Hatırlarsanız MHP Lideri Bahçeli’nin İmralı açıklaması ile tüm ülkede bir şok dalgası yaşanmıştı. Bu sürecin aslında Suriye’de yaşananlarla yakından ilişkili olduğunu söylemek mümkün. Zira Türkiye, terörle mücadele konusunda müttefiklerini ikna etmiş ve Suriye’de bir rejim değişikliği sinyalleri de verilmişti. Ya Esad Türkiye’nin çağrısına kulak verecekti ya da malum son yaşanacaktı. Nitekim ikinci ihtimal yaşandı. Aslında Türkiye aşamalı bir terörle mücadele sürdürüyor diyebilirim. İlk olarak Irak bölgesel ve merkezi yönetimleri ile terörle mücadele mutabakatı imzalandı. Ardından Suriye üzerine ABD ve Rusya ile görüşmeler yapıldı ve son olarak rejim değişikliği oldu.
Bahçeli’nin İmralı çağrısı ise güney sınırımızda kurulması planlanan terör devletine karşı adımların artık netleşeceğini ve Kürtlerin bir seçim yapması gerektiğini gösterdi. Samimiyseniz ve Türkiye’nin egemenliğini kabul ederek siyaset yapacaksanız en üst perdeden hodri meydan çıkışıydı bu. Nitekim dağ kadrosu ve YPG bunu istemese de Suriye’deki rejim değişikliği bir bakıma buna mecbur kıldı.
DEM Parti’de çözüm isteyenlerin de rahatlamasını sağladı Suriye’deki denklem. Bunun üzerine de ilk görüşmeler gerçekleşti ve Öcalan’ın Erdoğan ve Bahçeli’nin ortaya koyduğu iradeyi vurgulaması artık çözüme daha yakın olduğumuzu gösteriyor. Sürecin bence en kritik noktası ideolojik saplantıların bir kenara bırakılmış olması. Türkiye artık devlet olarak güvenlik politikasına her siyasi kesimi ikna etmek üzere. Fakat muhalefetin tavrının da netleşmesi gerekiyor. Ben muhalefet lideri Özgür Özel’in şehit ailelerini gözeterek süreci ilerletme fikrine katılıyorum.
2- Öcalan TBMM koltuklarında yer alacak mı?
Bunu süreç gösterecek. Elbette bu ilk görüşmeler derinlemesine görüşmeler olmayacaktır. Belki aylar belki de yıllar sürecek bir sürecin içerisine girdik. Sürecin sonuna kadar karşılıklı niyetler toplumsal huzur ve barışın sağlanmasına yönelik olursa Öcalan’ın önce tecrit sürecinin sonlandırılması ardından ev hapsi ardından da Kürt toplumuna seslenmesi gerçekleşebilir. Fakat dediğim gibi süreç inanılmaz hassas. Suriye’de, Irak’ta yaşanacak gelişmeler bu süreci doğal olarak etkileyecektir. Bir önceki çözüm sürecini hatırlarsak içeride değil Suriye’de yaşanan olayların etkisi ile rafa kaldırılmıştı. Bu açıdan hem devlet yetkililerinin hem de parti üyelerinin çok hassas davranması önemli bir unsur.
Toplumsal zemin hazır olduğunda Öcalan’ın Meclis’te silah bırakma çağrısı ve deklarasyonu da yaşanabilir. Bunun önünde şimdilik bir engel görünmüyor. Ama vekil olur mu pek ihtimal vermiyorum.
3- Muhalefeti destekleyen DEM'in sıradaki adresi neresi olacak?
DEM Parti’nin hem İmralı görüşmeleri sonrası yaptığı açıklamalar hem de TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve MHP lideri Bahçeli ziyaretleri sonrası açıklamaları gösteriyor ki artık parti olarak da bir noktaya gelmişler. Aslında DEM içerisinde farklı görüşler var. Çünkü DEM Parti tek katmanlı değil artık. Dağ kadrosunun emrinden çıkmayan bir kesim var ki zaten en başta onlar bu süreci asla istemediler. Fakat bir de çözüm sürecinin değerini bilen bir kesim de var. Heyetin de onlardan oluşuyor olması önemli bir nokta.
Seçim sathında kimi desteklerler bilmem ama şu an görünen o ki devletin yaklaşımına onlar da pozitif yaklaşıyor. Onlara düşen en önemli şey geçmişten ders almak. Daha önce dağ kadrosunun ve ABD’nin gazına gelerek tüm süreci yıkan DEM Parti ve öncesindeki siyasi iradeleri şimdi daha dikkatli olmalı.
Bu süreç bir yere varır ve artık çözüm olasılığı gözükürse DEM Parti mevcut siyasi iktidarın devam etmesini isteyecektir. Fakat dediğim gibi bölgesel anlamda yaşanan süreçler de hayli önemli. Ben YPG kanadından Türkiye ile masaya oturabiliriz minvalinde gelen bazı açıklamaları da kritik görüyorum. Eğer Suriye’de bir mutabakat olursa veya mutabakat olmaz da Türkiye sınır ötesi operasyonlarla YPG’yi iyice sıkıştırırsa PKK’nın dağ kadrosunun dağılması çok muhtemel. Bu açıdan DEM eğer Türkiye siyasetinde var olmak istiyorsa bu görüşmeleri son derece yapıcı ve hassas bir şekilde yürütmeli.
Kaynak: haberet.com