Bakan Koca 'ciddiye alınmalıdır' dedi! Influenza salgını sonrası maske satışları patlar mı? İstanbul Eczacı Odası'ndan Murat Tülü, Haberet'e konuştu
Son günlerde artan grip vakaları üzerine özellikle İstanbul'da maske kullanımında artış olduğunu gözlemledik. Toplu taşıma araçları Kovid-19 günlerini hatırlatır durumda. Peki gördüğümüz tablo ne kadar gerçeği yansıtıyor? Maske kullanma bilinci arttı mı, satışlar yeniden patlar mı? Geçmeyen ateş ve halsizlikle başlayan ve influenza virüsü kaynaklı olan grip salgınını ne kadar ciddiye almalıyız? İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu Üyesi Murat Tülü'ye sorduk.
İşe toplu taşımayla gelip giden biri olarak metro, metrobüs ve otobüslerde son dönemde maske kullanımının yaygınlaştığını gözlemledim. Sizin de dikkatinizi çekmiştir.
Bunun elbette artan grip vakalarıyla ilgisi var ancak bu kez durum biraz farklı. Vakalar sıradan nezle, grip gibi değil. Bir kere hasta olan kişi, 1 ila 3 ay süren semptomlar yaşıyor. Oysa bildiğimiz nezle, bir haftada iyileşiyordu.
Kaldı ki Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da bu konuda bir uyarıda bulundu. Ne demişti hatırlayalım:
“Üst solunum yolu enfeksiyonlarının, grip, nezle gibi şikâyetlerin arttığı bir dönemdeyiz. Çoğu virüs kaynaklı olan rahatsızlıklar, istirahat ve semptomatik tedavi ile iyileşiyor. Fakat bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda, yaş gibi sebeplerle risk grubunda olan kişilerde söz konusu gribal semptomları taşıyan enfeksiyonlar ciddiye alınmalıdır.”
Uzmanlar da vakaların influenza olduğunu hatta bazı vakalarda influenza-kovid-19'un aynı anda görüldüğünden söz ediyor.
Son olarak İspanya'da artan vakalar sonrası 'maske zorunluluğu' geri döndü. Bizde durum ne? Bakan Koca maskeye ilişkin henüz bir açıklama yapmamışken toplumdaki maske bilincini görünce bir uzmana sormak istedim; maske satışlarında artış var mı, maske takma alışkanlığı benim bulunduğum semtte mi yaygın yoksa İstanbul genelinde böyle bir bilinç oturdu mu diye.
1. Bölge İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu Üyesi Murat Tülü'ye ulaştım. Sağolsun merak ettiklerimi tek tek yanıtladı. İşte gerçekleştirdiğimiz, bilgilendirici röportajımız:
Murat Bey Kovid-19 sürecinde maske kullanmak özellikle zorunluluk haline geldikten sonra buna alışmak çok zordu. Köşe bucak kaçanları, polis görünce cebindeki maskeyi takma telaşına kapılanları henüz unutmuş değiliz. Fakat şu anda insanların kendiliğinden maske takmaya başladığını görüyoruz. Pandemide insanlar maske alışkanlığı mı kazandı?
- Pandemi sürecinde dünya genelinde ve bizim halkımızda maskeyle ilgili çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Tabii biz sağlık çalışanları da aynı şekilde. Yeri geldiği N-95 maskelerle, yeri geldi iki üç kat maske takarak çalıştık. Çok zor bir dönemle başlayan sonra da herkesin alıştığı ve normalleştiği bir süreç yaşadık. Ve şimdi nihayetinde de 4 yıllık bir sürenin sonunda kovid-19'un hala bitmediğini görüyoruz.
- Vakalar var ama tabii eski o korkulu hali ortadan kalktı. En azından şu anda tedaviyle ilgili nasıl bir yönü olacağı ortaya çıktı. Tedavi şekillenmiş durumda.
- Maske kullanımı konusunda da halk şu anda ikiye ayrılmış durumda. Bir tarafta maskeden yılmış ve bıkmış bir topluluk var. Diğer tarafta kronik rahatsızlığı olan, belli bir yaşın üzerinde olup da korkuları devam eden bir topluluk.
- Korkusu olanlar, yakından bu acıyı hissedenler, ağır hastalık geçiren insanlar daha bilinçlendi. Çünkü yaşadılar onu. Eşekten düşenin haline, eşekten düşer anlar hikaye oldu bir nevi. Bu korku ister istemez bilinci yükseltti.
"KIPIRDAMA BAŞLADI"
Maske satışları tekrar arttı diyebilir miyiz?
- Bilinç, maske kullanımını kendiliğinden getirdi ve şimdi eczanelerimize gelen vatandaşlardan, hastalardan genelde birçoğunun maskeyle geldiğini görüyoruz. Maske satışları da kıpırdamaya başladı. Önceden talep yoktu özellikle okula giden öğrenciler, kronik rahatsızlığı olan öğrenciler ve yaşlılar, alışverişe çıkanlar, hastaneye gidenler maske almaya, kullanmaya başladı.
Son dönemde yaşadığımız salgını yorumlayacak olursanız?
- Son üç haftadır süren ve artarak devam eden salgın influenza salgını. İnfluenza A ve B olmak üzere şu anda iki tane varyant salgını var ama A daha baskın seyrediyor.
- 39-40 derece ateşin görüldüğü, günlerce süren hastayı yatağa düşüren, yaşam faaliyetleri durduran bir gribal enfeksiyon salgını.
- Bunun yanında kovid-19 salgını da var ama kovid şu anda hastalığın tablosu anlamında daha hafif geçiyor. İlk yaşadığımız korkulu dönemler gibi değil.
GRİP AŞILARINDA BÜYÜK DÜŞÜŞ
Bazı uzmanlardan ikisinin aynı anda görüldüğüne hatta bunlara ek kuş gribi ve domuz gribinin de tek bir vakada bulunduğuna yönelik açıklamaları var. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?
- Influenza ile Kovid-19'n birlikte görüldüğü tablolar da var. Daha ağırlıklı olan influenza salgını. Bunun nedeni de sanıyoruz ki grip aşısı yaptıranların oranındaki düşüş. Grip aşısı talebi kovid-19 aşılarından sonra biraz azaldı.
- Öyle bir aşı karşıtlığı gelişti ki kovid-19 aşısıyla birlikte. Bizim ülkemizde kendini bilen, kronik hasta olan, belli bir yaşın üzerinde olan bireyler mutlaka grip aşısı olurlardı. Şimdi bir geri çekilme oldu. Grip aşısı tüketimi biraz düştü gibi görüyorum ben.
Vakalar arttığı takdirde en azından toplu taşıma araçlarında ya da İspanya'daki gibi hastanelerde maske zorunluluğu gelir mi?
- Maske zorunluluğu gelmez. Benim Görüşüm. Ama hastanın kendini bilmesi lazım. Herkes kendisini bilir. KOAH astım hastası, kalp hastası olup bağışıklık sistemi düşmüş bir birey kendini bilir. Hekimler zaten uyarıyor. Biz eczacılar da birinci basamak sağlık kuruluşu olarak gelen hastalarımızı uyarıyoruz.
"BURUNDAN NEFES ALIP AĞZINDAN VERSİNLER"
Maske takmak istemeyenler için ne önerirsiniz?
- Salgın hastalıkların solunumla yayıldığını da göz önünde bulundurursak nefes almak son derece önem arz ediyor. Burundan nefes alıp ağzından versinler. Havayı alınca burun mukozası onu biraz ısıtıp akciğere gönderiyor. Böyle bir sistemimiz var bizim. O yüzden nefes burundan alınıp ağızdan verilmeli.
Kaynak: haberet.com