Yenidoğan çetesi için hesap vakti! Yargılama süreci başladı
Türkiye'yi sarsan yenidoğan çetesi skandalında yargılama süreci başlıyor. Bebekleri öncesinde anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, can vermelerine sebep oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 47 zanlı için toplamda 17 bin sene hapis cezası isteniyor.
Türkiye'de İstanbul ile Tekirdağ'daki hastanelerde yaşanan yenidoğan skandalının gün yüzüne çıkmasıyla yer yerinden oynamıştı. Bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmalde bulunarak ölmelerine yol açan yenidoğan çetesinin yöneticileri ve üyeleri bugün hâkim karşısında hesap veriyor.
Saat 12.00 sıralarında gecikmeli olarak başlayan duruşmaya savunmalar alınmaya başlamadan önce mahkeme başkanı tarafından ara verildi. Duruşma 45 dakikalık aranın ardından başlayacak.
Çete lideri Fırat Sarı, kimlik bilgisini okumak için sanık kürsüsüne başındaki peruğunu cezaevinde çıkararak geldi. Sarı konuşmasında, bekar olduğunu belirtti. Aylık ortalama gelirinin ise 400 bin lira olduğunu söyledi. Tutuklu sanıklardan İlker Gönen ise kimlik tespiti sırasında, evli ve üç çocuklu olduğunu belirtti. Sarı aylık gelir durumunu ise kısık sesle dile getirdi.
22'si tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada, 2 sanık daha önce salona getirilmişti. Ardından 20 sanık daha duruşma salonuna alındı. Tutuklu sanıkların kimlik tespitiyle duruşma başladı. Duruşmanın saat 11.00'de başlaması bekleniyordu. Duruşma gecikmeli olarak saat 12.00 sıralarında başladı.
Diğer yandan basın mensupları ve mağdur aileler duruşmanın görüleceği salonun dışındaki bekleyişini sürdürüyor.
20 ZANLI DURUŞMA SALONUNDA
Aileler zaman zaman 'Aileler içeri' sloganları atıyor. Savunma avukatları da salona girmek için beklemeye devam ediyor. 22'si tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada 20 sanık daha duruşma salonuna getirildi.
BİN 399 SAYFALIK İDDİANAME
10 bebeğin ölümüne ilişkin savcılığın hazırladığı fezlekede, 19 hastane ve sağlık hizmeti şirketi "malen sorumlu", 47 kişi "şüpheli" olarak yer almıştı. Bin 399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.
HER ŞEY PARA İÇİN!
İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK'ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK'dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret alındığı aktarıldı.
Şüphelilerin kazanılan kârdan da pay aldıkları belirtildi. Hastaların, örgüt adına kârlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu kaydedildi. İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, usule aykırı epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. İddianamede, aracılık eden hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulması da talep edildi.
ÇETE ELEBAŞINA 582 YILA KADAR HAPİS İSTENDİ
İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez 'kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi', 'nitelikli dolandırıcılık', 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 11 kez 'resmî belgede sahtecilik' suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Türkiye Gazetesi'ndeki habere göre; sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise 'kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi', 'kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi', 'kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık', 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 'resmî belgede sahtecilik' suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.
Öte yandan soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.