Yargıtay'dan flaş Anayasa Mahkemesi açıklaması!
Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararına uyulmamasına hükmetti. Atalay için ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar vermişti. Günlerdir konuşulan konuyla ilgili Yargıtay'dan yeni açıklama geldi. Yargıtay'dan yapılan açıklamada, "Anayasa Mahkemesi, anayasa koyucunun iradesini yok sayamaz" ifadeleri kullanıldı.
Anayasa Mahkemesinin Can Atalay ile ilgili ihlal kararının ardından dosyanın gönderildiği Yargıtay 3. Ceza Dairesi incelemesini tamamlamıştı.
Daire, Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesinin verdiği ihlal kararına uyulmamasına hükmetmişti.
3. Ceza Dairesi ayrıca, Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik işlemlere başlanması için kararın örneğinin TBMM'ye gönderilmesine ve ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar vermişti.
YARGITAY'DAN YENİ AÇIKLAMA GELDİ
Yargıtay Başkanlığınca, "Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuru incelemelerinde zaman zaman anayasal ve yasal sınırları aşarak Yargıtay ve Danıştay uzman dairelerince geliştirilen yerleşik içtihatları ters yüz edecek, hukuk sistemini kaosa sürükleyecek şekilde kararlar alması, kesin hüküm etkisinin tamamen devre dışı bırakılmasına neden olmaktadır." ifadeleri kullanıldı.
Başkanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Anayasanın 146, 154 ve 155. maddelerinde yüksek mahkemelerin, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay olarak düzenlendiği, birbirlerine üstünlük sıralamasının öngörülmediği ifade edildi.
Açıklamada, Anayasa Mahkemesi kararları gibi, kesinleşmiş tüm mahkeme kararlarının herkes için bağlayıcı olduğu vurgulandı.
6 Mart 1868 tarihinde kurulan, 155 yıllık köklü bir geçmişe sahip Yargıtayın, adli yargının en üst temyiz merci olduğu, üyelerinin tamamının alanlarında uzman ve deneyimli yüksek hakimlerden oluştuğu aktarılan açıklamada, Anayasanın 154. maddesinde, "Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı mercine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercidir." hükmünün yer aldığı hatırlatıldı.
Açıklamada, Yargıtayın adli yargı alanında hukukun eşit şekilde uygulanmasını sağlama görevi bulunduğu ifade edildi.
Anayasanın 148. maddesinde ise Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkilerinin tanımlandığı hatırlatılan açıklamada, bu görevler arasına eklenen "bireysel başvuru" hakkının da 2012'den bu yana uygulandığı aktarıldı.
"SÜPER TEMYİZ MAHKEMESİ GİBİ BİR ALGI OLUŞTURULMUŞTUR"
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru için olağan kanun yollarının tüketilmesinin şart olduğu, Anayasadaki ilgili hüküm ile bireysel başvurunun yargısal sınırının çizildiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu haliyle bireysel başvuru, temel hak ve özgürlüklere yönelik hukuka aykırı müdahalelerin kanun yollarında giderilememesi halinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Olağan veya olağanüstü kanun yolu değildir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, adli ve idari mahkemelerce verilen kararları bozan bir mahkeme olmadığı gibi istinaf ve temyiz merci olarak davaları yeniden incelemeye yetkili bir makam da değildir.
Buna karşın, Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuru incelemelerinde zaman zaman anayasal ve yasal sınırları aşarak Yargıtay ve Danıştay uzman dairelerince geliştirilen yerleşik içtihatları ters yüz edecek, hukuk sistemini kaosa sürükleyecek şekilde kararlar alması, kesin hüküm etkisinin tamamen devre dışı bırakılmasına neden olmaktadır.
Diğer taraftan, bir kısım kamuoyunun gündemini meşgul eden davalar üzerinden uygulanan iletişim stratejisi ile mevcut anayasal düzen bir kenara bırakılarak, Anayasa Mahkemesinin 'süper temyiz mahkemesi' olduğu şeklinde toplumsal bir algı oluşturulmuştur. Temel hak ve özgürlüklerin korunması, yalnızca Anayasa Mahkemesinin değil, tüm yargı organlarının görevidir. Türk yargı sisteminin gerçekten mevcut olan yapısal sorunlarının çözümü için elverişli bir araç olması ümit edilen bireysel başvurunun, mecrasından çıkması, yargı sistemini zayıflatan sistemsel bir sorun haline gelmiştir."
"BENZER UYGULAMALAR ARTARAK DEVAM ETMİŞTİR"
Yargıtay Başkanlığının açıklamasında, bireysel başvuru sisteminin faaliyete geçmesinden itibaren bu sorunların Anayasa Mahkemesi üyelerinin de bulunduğu bilimsel toplantılarda, Yargıtay Başkanının adli yıl açış konuşması ile yıl sonu basın değerlendirme toplantılarında ve Danıştay Başkanı tarafından Danıştayın kuruluş yıl dönümü toplantısında gündeme getirildiği anlatıldı.
Açıklamada, şöyle devam edildi:
"Buna karşın, Anayasa Mahkemesinin kararlarındaki anayasal ve yasal yetki aşımı olarak değerlendirilen benzer uygulamalar artarak devam etmiştir.
Bizatihi Anayasayı korumak amacıyla kurulan Anayasa Mahkemesi, tartışmalara konu olan davada, anayasa koyucunun iradesini yok sayarak Anayasanın 83'üncü maddesindeki atıf nedeniyle somut olaya uygulanması gereken 14'üncü maddesini işlevsiz bırakmıştır."
"HAKSIZ TEPKİLER ÜZÜNTÜYLE KARŞILANMAKTADIR"
Açıklamada, Anayasa Mahkemesinin Can Atalay ile ilgili ihlal kararının gerekçesinde, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, "Anayasa Mahkemesi içtihatlarına aykırı davrandığı ve ihlalleri önleme yükümlülüğünü yerine getirmediği" şeklindeki sözlerle anayasayı ihlal suçunu işlediği ithamında bulunularak, hedef gösterildiği bildirildi.
"Bunun gibi son derece vahim, kabul edilemez hukuki hataların, bireysel başvuru kararlarının vazgeçilmez dili" olduğu savunulan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Anayasa Mahkemesinin uygulamalarının doğurduğu hukuki sonuçlar gözetilmeksizin, bir yüksek mahkeme olan Yargıtay ve Yargıtay 3. Ceza Dairesinin yargısal görev ve yetkisi kapsamında verdiği kararlara yönelik yüksek yargı kurumlarının saygınlığını zedeleyen ve eleştiri sınırlarını aşan haksız tepkiler üzüntüyle karşılanmaktadır.
Hukuki güvenliğin, toplumsal barışın ve hukuki öngörülebilirliğin sağlanması bakımından Anayasadan aldığı yetkiyle Yargıtay, bireysel başvurunun mevcut haliyle uygulanmasının doğurduğu sorunların giderilmesi ve karşılaştırmalı hukukta kabul edilen standartlara göre geliştirilmesi konusunda ihtiyaç duyulan, anayasal ve yasal çalışmalarda gerekli desteği sağlamaya her zaman hazırdır."
ERDOĞAN: YARGITAY'IN ALDIĞI KARAR ASLA BİR KENARA İTİLEMEZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay kararına ilişkin suç duyurusuyla ilgili, "Şu an itibarıyla Yargıtay'ın aldığı karar asla bir kenara atılamaz, itilemez." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Yargıtay'ın tutuklu Milletvekili Can Atalay için "hak ihlali" kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararını değerlendirdi.
Yargıtay'ın bir yüksek mahkeme olduğunu kimsenin inkar edemeyeceğini söyleyen Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin bu noktada birçok yanlışları arka arkaya yapar hale geldiğini, bunun da kendilerini ciddi manada üzdüğünü ifade etti.
Şu an itibarıyla Yargıtay'ın aldığı kararın asla bir kenara atılamayacağını, itilemeyeceğini kaydeden Erdoğan, "Anayasa Mahkemesinin kararına karşı Yargıtay da şu anda demiştir ki 'Sen yüksek mahkemeysen ben de yüksek mahkemeyim ve yüksek mahkeme olarak da şu anda sizinle ilgili bir yaptırımı ben de talep ediyorum.' Bu talebinin gereğini bekliyor ve bu talebine karşı bunun gereğini yerine getirecek olan merci neresiyse o merciden bu talebini istiyor. Bu parlamentoysa parlamentodan istiyor. " dedi.
"BENİM ÜLKEM YURT DIŞINA KAÇMIŞ SAPIKLARIN TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYA KALMAMALI"
Erdoğan, "Şimdi Can Atalay’ı alın koyun bir kenara. Bundan önce yine benzer şeyler maalesef oldu. Parlamentomuz da bu konularda ağır hareket ediyor. Yani birçok terörist parlamentoda dokunulmazlıkların kaldırılması süreci geciktiği için kaçtılar, yurt dışına çıktılar. Bunların bu kadar ağır ele alınmaması gerekiyor. Çok seri kararla bu işlerin bitirilmesi lazım. Seri olarak bu adımlar atılmayınca ondan sonra bakıyorsunuz birisi Amerika'da, birisi Almanya'da, birisi Fransa’da meydana çıkıyor. Ondan sonra da oralardan Türkiye'yi tehdit ediyorlar. Benim ülkem yurt dışına kaçmış sapıkların tehdidiyle karşı karşıya kalmamalı, kalamaz." diye konuştu.
"BURALARDA KALKIP DA BİRİLERİNE ŞİRİN GÖRÜNMENİN ANLAMI YOK"
Anayasa Mahkemesi'nin bu konuyla ilgili olarak Yargıtay'ın attığı bu adımı hafife almaması gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Eğer partimden bazı arkadaşlar da burada Yargıtay’ı yerip, Anayasa Mahkemesi’ne övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyorlar. Bizim birimiz hepimiz, hepimiz birimiz anlayışıyla hareket etmemiz lazım. Buralarda kalkıp da birilerine şirin görünmenin anlamı yok. Son olarak şunu da vurgulamak isterim ki, Anayasa yapma yetkisi Yüce Meclisimizindir ve bu yetkisini devredemez. Kimse de milletin iradesi ile oluşmuş meclisin bu mutlak yetkisine el uzatamaz." dedi.