Ümit Dikbayır ve Akşener arasında ne yaşandı? "Hakkımı helal etmiyorum"
İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, Genel Başkan Meral Akşener ile aralarındaki gerginliğin ne zaman ve nasıl başladığını, sürecin başından beri yaşananları anlattı. Önemli iddialarda da bulunan Dikbayır, "Meral Hanım'a asla hakkımı helal etmiyorum" dedi. Dikbayır, "Fatih Akşener kendi ekibine 7-8 poşetle 200'er bin lira para dağıttı" iddiasında bulundu.
- Yolsuzluk iddialarıyla gündeme gelen ve kesin ihraç talebiyle partisinin Disiplin Kurulu’na sevk edilen İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, TV100’de soruları yanıtladı.
- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile aralarındaki gerginliğin 31 Mart 2023’te parti binasına yapılan saldırının ardından başladığını söyleyen Dikbayır, korumalarından özel kalemi sorumlu olduğu halde Akşener’in olayda kendisini sorumlu tuttuğunu söyledi.
- Akşener’le bu olay nedeniyle gerginlik yaşadıklarını söyleyen Dikbayır, kırıldığını ve Sakarya’ya döndüğünü, Sakarya yolunda kendisini arayan Akşener’in “geri dön” çağrısına olumsuz yanıt verdiğini de ifade etti.
“MERAL AKŞENER’E HAKKIMI HELAL ETMİYORUM”
- “Meral Hanım’a asla hakkımı helal etmiyorum” diyen Dikbayır, “Çoluk çocuğumu medyanın önüne attı. Eşim ve çocuklarım her gün ağlıyor” diye konuştu.
- Dikbayır, Akşener'e seslenerek "Akşener belediyelerle iş yapanı arıyorsa odasının 3 metre ötesine bakacak. Bütün Ankara biliyor. Makam odasının 3 metre ötesine bakacak. Bu partide başka oyunlar, kumpaslar dönüyor. Seçimden sonra genel başkan gitsin, biz onun yerine oynayalım diyen arkadaşlar var." ifadelerini kullandı.
"AKŞENER'İN ELEKTRİK MÜHENDİSİ OĞLU SEÇİM KAMPANYASI YÜRÜTÜYOR"
- Dikbayır, Akşener'in oğlu Fatih Akşener'in seçim sürecinde partinin kampanyasının başında olduğunu da söyledi.
- Konuya ilişkin, "Bizim partimizin seçim kampanyasını her anlamda Fatih Akşener yönetti. Nedenini bilmiyorum. Böyle bir şey olur mu? Biz bu ülkenin refahı için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu parti kimsenin oyun alanı değil. Seçime gidiyoruz, seçim kampanyamızı genel başkanın elektrik mühendisi oğlu yönetiyor. İtiraz ettiğimiz ödemelerle alakalı, ben bunu da yeni duydum. Seçim bitti, Fatih Akşener, 'Kampanya ekibine para vermem lazım' dedi. Ben de 'Biz bütün çalışanlara birer maaş verelim, genel başkandan bunun onayını alırım, onlar daha fazla çalıştı, onlara iki maaş veririz, paramız var' dedim. Elden para vermenin doğru olmayacağını söyledim. Ben elden para verme yöntemini uygulamadım. Benden sonra elinde 7-8 tane İYİ Parti poşetiyle her birinin içinde 200 bin lira var, kendi ekibine para dağıtmış. Ben bunu anlamış değilim" şeklinde konuştu.
- Ümit Dikbayır'ın açıklamalarından satır başları:
"Dünyada özellikle Ortadoğu’da savaşlar varken, ülkemizin bu kadar sorunları varken bizim bunları gündeme getirmemiz gerekirken maalesef son 1,5 aydır İYİ Parti her akşam televizyonlarda tartışılır oldu. Ben bunu milletimizin takdirine bırakıyorum. Ben bu konuların gündemde olmasından utanıyorum.
“BU SALDIRI OLDUĞU GÜN, GENEL BAŞKAN İLE BİR GERGİNLİK YAŞADIK”
Şimdi bu süreç, 31 Mart 2023’te İstanbul İl Başkanlığımıza bir saldırı olmuştu. Bu saldırı olduğu gün, Genel Başkan ile bir gerginlik yaşadık. Ben son zamanlarda kendi koruma ekibinin, kendi genel başkanlık katının işine karışmıyordum. Orası başka bir alan, kendi özel kalemi karışıyordu. Oraya hatırlarsanız korumaları gelemedi. Nedeni onların oteli uzaktaydı. Uzakta olmasının sebebi ben değildim. Ama orada bir gerginlik yaşadık. Ben neticede 55 yaşında bir aile babasıyım ve kırıldım Sakarya’ya geri döndüm. Korumalarının gelememesinden beni sorumlu tuttu. Akşener’e yakın olan oteli korumaları beğenmemişti. Ben de karşı çıkmıştım ama çok da müdahale edemiyorsunuz. Sakarya’ya geri dönerken beni aradı ‘geri dön’ dedi. Ben de o halde geri dönmedim.
“AKŞENER’İN OĞLU EVİME GELDİ”
Oğlu Fatih Akşener, evime geldi. Ben aslında bu dönem aday olmayacaktım. Gördüğüm başka şeylerde vardı ama bu son damla olmuştu. Ben siyaset defterini o gün kapatmıştım. Ama oğlu Fatih Akşener 2-3 saatten fazla oturdu. “Ben bir şey istemiyorum, siyaset sahnesini kapatacağım” dedim. Akşener’in oğlu “bunu biz anlatamayız” dedi. Ben de “anlatırım, bir hastalık bahane ederim, işimi gücümü bahane ederim, sessiz sedasız bırakmak istiyorum” dedim. Genel başkanın yalnız kalacağını söyleyince aday oldum. Seçim sürecinde genel başkanla birlikte çalıştım. Genel başkanın yanında olmam gerekiyordu ama Sakarya’da olmam gerekiyordu. Sonra Sakarya’da olamayınca eşim bir adaymış gibi 3. Sıra milletvekilimizin yanında aday gibi çalıştı, benim yokluğum konuşulmasın diye. Orada da kırıcı şeyler, hak etmediğimiz şeyler söylendi.
“PARAYLA VEKİLLİK SATILDIĞI İDDİA EDİLDİ”
Seçimle kongre arasında GİK toplantısı oldu. Seçimden sonra kongreden önce. Şimdi bu para mevzuları konuşulmaya başlandı. Partinin içinde bazıları “para ile milletvekilliği satıldığını” iddia etti. Ben bu toplantıda “bakın boş konuşmaya gerek yok, söylediğiniz şahıslardan bir tanesi bile Dikbayır’a veya İYİ Parti’ye bağışta bulundum” desin “milletvekilliğinden istifa edeceğim” dedim. Bu konu orada bitti. Bu bir rahatsızlıktı. Bizim tüzüğümüzde genel başkanın yüzde 5 hakkı var, istediği 30 vekili istediği yerden aday koyabilirdi. Bu kongre süreci geldi.
“ORADA BİR ÇALIŞMA GÖRDÜM”
Ben 28 yıl MHP’de, 7 yıl da İYİ Parti’de siyaset yaptım. 28 yılda tek bir yere aday olmamışımdır. Ben siyaseti devlete, millete yaptım. İstesem aday olabilirdim ama olmadım. Bazen genel başkana bu kadar yakın olduğunuzda bazı şeyleri sizin yapmanız gerekir. Bazı şeylere arada tampon olmanız gerekir. Yaptığınız kötü şeyleri kendinize iyi şeyleri genel başkana mal edersiniz. Ben hep böyle yaptım. Evet, partinin içinde sevilen olursunuz, bazen sevilmeyen olursunuz. Şimdi bu kongre sürecinde ben bir şey fark ettim. Bu durumlara gelince bazen kaseti geri sarıyorsunuz.
“BEN İSTİFA EDERİM’ DEDİM”
Ben son kongreden önceki kongrede ikinci çıkmıştım, 1 oy farkla. Peki bu kongrede bu kadar az oy aldım? Orada bir çalışma gördüm. Kongreden sonra bizim bir kadın kotasında hata yapıldığını gördük. Bizde yüzde 25 kadın kotası var. Akşener beni aradı “hata yapıldı, birinin istifa yapılması lazım” dedi. “Ben istifa ederim” dedim. İlk kongrede de bir hata olmuştu, ben istifa etmiştim parti rahatlasın diye. Son kongrede bu yapılan yanlıştan dolayı GİK’ten istifa ettim. Daha sonra bayramdan sonra Akşener’in evine gittim “genel merkezden uzaklaşmak istiyorum” dedim. O da ısrar etmeden “tamam” dedi. Anladım ki benimle çalışmak zor olmaya başlamış. Bunlar problem değil, bunu en iyi Akşener bilir.
“PARTİNİN PROTOKOL MÜDÜRÜ BENİ ÇİZDİRMEK İÇİN ÇALIŞMA YAPTI”
Ben Genel Başkan’a anlatım. Siyasettir bu, siyasetin içinde partilerin içinde ufak ufak rekabetler olabilir. Beni Koray Aydın çizebilir çizdirebilir, siyasetçi. Metin Ergun çizdirebilir, Dursun Ataş çizdirebilir ama bu çalışmanın içinde protokolde görevli Esma Beker’in çok yakını Sinan İnce diye bir arkadaş var beni kongrede çizdirmek için çalışma yaptı. Akşener’den görevden almasını beklerdim, yapmadı. Bu bende derin bir kırgınlık yarattı.
“MİLLETVEKİLLERİNDEN PARA İSTENDİ”
Bundan sonra meclis tatil oldu. Biz meclise girdik, Ekim 15-20 gibi falandı, milletvekillerinden para istendi. Kiminden 1 milyon TL kiminden 500 bin TL , isim isim para istendi. İşin başlama yeri burası. Ben buna önce cevap vermedim. Bizden ayrılan Nebi Hatipoğlu bana soran ilk odur. ‘Partinin parası mı yok neden bizden para istiyorlar?’ dedi. Bunu bana sormanıza gerek yok ben bundan 3 ay önce kongrede yaklaşık 130 milyon TL parayla partiyi devrettim dedim. Seçim kazanılsın kazanılmasın bir parayı bütçenize ayırmak zorundasınız. Ocağın sonuna kadar yetecek parayı ben ayırdım. Biz 2022’yi 65 milyon TL ile bitirdik. Ben 6 ay için yaklaşık 130 milyon ayırdım. Orada parti eksi 16 milyonda denildi. “Olamaz” dedim, siyasi partinin parası ya vardır ya da yoktur. Geçenlerde parti bütçesini açıkladılar, 27 milyon TL paramız var dediler. Ben haklı çıktım gene. Bunu genel başkana “Ümit Dikbayır partinin parasına ne oldu? diye hesap soruyor” diye götürdüler. Bizim şirketimizde bu kadar para konuşulmuyor.
“AKŞENER İLE BENİM ARAMA FİTNE SOKMAK İSTENDİ”
Genel başkan ile benim arama fitne sokmak, duvar sokmak için bunlar söylendi. Ben yıllarca iftiralarla uğraşmış genel başkanın iftiralar üzerinden nasıl gittiğini hala anlamış değilim.
“ESMA BEKER “DİKBAYIR’IN AKÇELİ İŞLERİ VAR MI?” DİYE BELEDİYELERİ ARAMIŞ”
Genel başkan diyor ki “bir milletvekili tarafından benim hesaplarım araştırılmış.” Uğur Poyraz “bu içeriden mi dışarıdan mı” deyince genel başkan “hayır içeriden” diyor. Baktık, kendimizden asla şüphelenmeyiz ama arkadaşlarımıza da konduramadık. Bizim vekillerimizden kimseye konduramadık. Kim genel başkanın ailesinin hesaplarını merak etsin? Bu bir suçtur. Bu dedikodular büyüdü. Ben bu süreçte Özel Kalem Müdürü Esma Beker’in Ankara, İstanbul belediyelerini arayıp “Ümit Dikbayır’ın sizinle akçeli işleri var mı?” diye araştırdığını duydum. Hiç ses etmedim, çünkü ben kendimi biliyorum. Aradığı kişileri söyledi bana. Ben bir kere bile kimseyi arayıp böyle yapıyor demedim. Belediyelerle iş yapıyor dedikodusu çıktı. Genel başkanın bunlara itibar etmeyeceğini düşünüyorum.
“ÇOCUKLARIMIN ÜZERİNE YEMİN ETTİM”
Akşener sonra grup toplantısında yüzümüze baka baka bize bir şeyler ima etti. Arkadaşlar sana söylüyor dedi. Akşener “Belediyelerle iş yapanın elini kıracağım” filan dedi. Ben yine inanmadım, Sakarya’dan birilerine söylemiş. Grup toplantısı çıkışında hem avukatı hem de genel başkan yardımcısı Sedat Aksakallı’ya “görüşebilir miyiz” dedim. Bundan önce Akşener’e attığım Whatsapp mesajında “Ben bunları yapmadım, çocuklarımın üzerine yemin ederim” dedim. Mesajıma dönüş yapmadı, çağrılmadım. Aksakallı ile görüşmek zorunda kaldım. “Sizden tek bir şey istiyorum, benim genel başkanım hesaplarımı incelettiğimi söylüyorsunuz, ben böyle bir şey yapmadım. Savcılığa suç duyurusunda bulunan, bankaya dilekçe yazın” dedim. Sürekli olarak buradan sektirmeye çalıştı, “işte şeyler seni gösteriyor, devletten bilgi geldi” dedi. Genel başkanın bundan emin olduğunu söyledi. Benim ismimi geçirin, bundan hak doğsun bu işlemi ben yapayım dedim, olmaz dedi. Belediyelerle iş yaptığımı söyledi. Belediyelerle benim ne işim var? Benim normal hayattaki işimde de belediyelerle işim yok. Kendi ilimdeki belediye ile işim yok.
“BELEDİYELERLE İLİŞKİMİ ORTAYA ÇIKARSINLAR İSTİFA EDERİM”
Benim, ailemin, sülalemin belediyelerle ticari ilişkisini ortaya çıkarsından bugün milletvekilliğinden istifa edeceğim.
“AKSAKALLI İŞ ADAMLARINDAN PARA ALIP ESMA HANIMA VE KOCASINA VERDİĞİNİ SÖYLEDİ”
Aksakallı sonra iş adamlarından para alıp getirdiğini söyledi. “Nasıl yani” dedim? Orada ben başka bir şey gördüm. “Ben bu partinin mali işler başkanıyım, senden bana para gelmedi?” dedim. Aksakallı “ben Esma hanıma verdim, kocasına verdim” dedi. Oradan bana veya partinin kasasına para gelmedi. Aksakallı bana bir kuruş vermedi.
“GENEL BAŞKANLIK KATINDA BİRİSİYLE İLİŞKİSİ VARDI”
5 sene önce partiden atılmış bir kız, neden atıldığını biliyorum. Bu kız genel başkanlık katında birisiyle ilişkisi vardı. İsmini söylemeyeceğim, ikisinin de ailesi var. Bu işleri öyle ortaya atmak kolay değil. Ben isim söylersem bu insanların yuvası yıkılır. Bu işler kolay değil. Ben o zaman bu ilişkiyi fark ettim. Bu herife dedim ki “bu ilişkiyi bitir, bu iş genel başkana zarar verir, yoksa genel başkana söylemek zorunda kalırım” dedim. Bu çocuk, ilişkiyi bitirecek ama doğal olarak kıza da söyledi. “Ümit Dikbayır fark etti” derken, kendi şeyinde yakalanıyor. Sonra bu çocuk, özel kalem Esma Beker bu işi kapatıyor. Kızı işten çıkartıyorlar ama bu kız benden dolayı çıktığını zannediyor. Şimdi bir nefret var, birkaç yerde yazmış çizmiş. Ben de kendimden emin olduğum için yanıt vermedim. Şimdi bu kızdaki nefreti bildikleri için 5 sene sonra “biz sana yeniden iş vereceğiz” diyorlar. Eline muhtemelen üç beş kuruş para verecekler. Kızcağız da nasıl bir çaresizlik içindeyse “yaparım” diyor. Partiden de iki şahit, ortada hiçbir şey yok. Ben diyorum ki yukarıda Allah var. Benim bu kızla bir resmim, videom, konuşmam, HTS kayıtlarına girsinler bu kızla telefonum 1 dakika yan yana gelmiş mi? Alnım açık, yüzüm pak.
“YÜREKLERİ YETİYORSA 5 DAKİKA DELİKANLI OLUP TACİZ MADDESİYLE BENİ İHRAÇ ETSİNLER”
Beni sadece bundan disiplin kurulundan atamıyorlar, bu yüzden yanına birkaç şey daha ekliyorlar. Medyada partiyi yıpratıyorlar diye. Yürekleri yetiyorsa 5 dakika delikanlı olup tek maddeyle beni ihraç etsinler. Taciz davasının tek maddesiyle beni ihraç etsinler. Bu işe kim alet oluyorsa kim yalancı şahitlik yapıyorsa hepsiyle tek tek hukukun önünde hesaplaşacağım.
“ESMA HANIM, KORUMANIN KARDEŞİN İŞTEN ÇIKARTTI”
Genel başkanın yanında bir koruma arkadaşımız vardı, Esma Hanım ile anlaşamadı. Bir yıl önce gönderdiler koruma arkadaşımızı. Bu arkadaşımızın Antalya’daki kız kardeşi asgari ücretle belediyede büfede çalışıyor. Esma Hanım o kurumun genel müdürünü arayarak bu kızı işten çıkarttı. O kızın ne günahı var?
“AKŞENER’İN OĞLU 7-8 POŞETLE 200’ER BİN TL PARA DAĞITTI
Bizim partimizin seçim kampanyasını her anlamda Fatih Akşener yönetti. Nedenini bilmiyorum. Böyle bir şey olur mu? Biz bu ülkenin refahı için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu parti kimsenin oyun alanı değil. Seçime gidiyoruz, seçim kampanyamızı genel başkanın elektrik mühendisi oğlu yönetiyor. İtiraz ettiğimiz ödemelerle alakalı. Ben bunu da yeni duydum. Seçim bitti, Fatih Akşener bana “kampanya ekibine para vermem lazım” dedi. Ben de “biz bütün çalışanlara birer maaş verelim, genel başkandan bunun onayını alırım, onlar daha fazla çalıştı, onlara iki maaş veririz, paramız var” dedim. Elden para vermenin doğru olmayacağını söyledim. Ben elden para verme yöntemini uygulamadım. Benden sonra elinde 7-8 tane İYİ Parti poşetiyle her birinin içinde 200 bin TL var, kendi ekibine para dağıtmış. Ben bunu anlamış değilim.
Ben partinin bir tane kasası var ben de onun başındayım zannediyordum. Birkaç tane kasası varmış.
“İSTİFA ETMEYECEĞİM”
Partiden istifa etmeyi düşünmüyorum. Ben partinin kurucularındanım. Üzerimde böyle çirkin istifalar varken asla istifa etmem. Bu parti benim ve arkadaşlarımın. Neden istifa edeceğim? Emeğim var, kanım var? Kürşad Zorlu ‘siyaset kalpazanları’ diyor, Bilge Yılmaz ‘çürük elmalar’ diyor. Siz kimsiniz ya? Delikanlı iseler beni tacizden ihraç etsinler, hiçbir soruya veremeyeceğim yanıt yok. Bunu disiplinle kapatmasınlar, götürsünler suç duyurusu yaptırsınlar. Varsa cezam çekeyim. Böyle kaypakça işlere gerek yok. Benim eşim her gün ağlıyor, ilaç kullanıyor. Eşim 10 gün çarşıya çıkamadı.
“AKŞENER BELEDİYELERLE İŞ YAPANI ARIYORSA ODASININ 3 METRE ÖTESİNE BAKACAK”
Akşener belediyelerle iş yapanı arıyorsa odasının 3 metre ötesine bakacak. Bütün Ankara biliyor. Makam odasının 3 metre ötesine bakacak. Bu partide başka oyunlar, kumpaslar dönüyor. Seçimden sonra genel başkan gitsin, biz onun yerine oynayalım diyen arkadaşlar var.
“DANIŞMANIMA AJANLIK TEKLİF ETTİLER“
Benim danışmanıma ajanlık teklif ettiler. Esma Hanım Sakarya’da 3-5 çakalı bulmuş bunların üzerinden, bunları aparat olarak kullanarak benim danışmanıma diyor ki ‘Bu nereye giderse bize haber ver, böcek koy, araç takip cihazı koy’ çocukta diyor ki ‘Sen bana ekmek verdin Ben bunu sana yapamam ama bunu bilmen lazım’ dedi.
“UĞUR POYRAZ DAHİL HERKES KORKUYOR”
Uğur Poyraz’ı yıllardır tanırım. Onun tarzı bu değil, 'O öyle yaptı bu böyle yaptı' diyecek tarzı yok onun. Nebi Hatipoğlu’nu Uğur Poyraz’a referans ettiler. ‘Bunu sen getirdin senin yüzünden gitti’ dediler. Nebi Hatipoğlu temayülde birinci çıktı Eskişehir’de Uğur Poyraz’ın oraya müdahale etmesi mümkün değil.” Dedi. Uğur Poyraz “niye süreci takip ediyorum” diyor, korkuyor çünkü. Bu partide kimi istemiyorlarsa taciz diyorlar.
“ESMA BEKAR HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM”
Esma Bekar hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Bir kişi bu işe yaltaklık yapsın hem ceza hem de tazminat davası açacağım. Savcılığa versinler, telefonlarıma baksınlar. Her şeye açığım ben.
“AKŞENER PARTİYİ KONGREYE GÖTÜRMELİ”
Akşener bu partiyi kongreye götürüp rahatlatsın. Bence kongreye götürmeli, bu kadar çalkantalı durumda. Ben istiyorum ki bu parti Türkiye’nin gündeminden düşsün. Benle mezara gidecek sırlar var. Genel başkan gereğini yapsın. Böyle kepazelik görmedim.
Akşener’in masadan kalkma sürecinde yanında değildim. Bunlar sırdır, mezara gidecek şeylerdir.
“AKŞENER’E ASLA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM”
Söylediklerim yalansa Akşener mahkemeye versin. Bu süreçte Akşener’in eşiyle muhatap olmadım. Akşener’e çok kırgınım, asla hakkımı helal etmiyorum. Benim çoluğumu çocuğumu medyanın önüne attı. Beni istemiyorsa çağırıp söyleyebilirdi. Bu kadar alavereye gerek yoktu. Benim eşim her gün ağılıyor. Gücümün yettiği yere kadar mücadele edeceğim.
“İSİM VERİRSEM AKŞENER ÇOK MAHÇUP OLUR”
4-5 sene önce işten çıkardığınız birini niye işe alıyorsunuz? Gariban insanları kullanmasınlar. Ben ilişkisi olan kişinin ismini verirsen Meral Akşener çok mahcup olur. Akşener’e çok yakın. Beni zorlamasınlar. Bu kişi hala genel merkezde."