Son Dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan emeklilere ikramiye müjdesi! Yerel seçimler için İstanbul ve Ankara'yı işaret etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından derlenenler;

Cumhuriyetimizin ilk asrını tamamlarken demokrasimizin gücünü bir kez daha gösterdik. Vesayetin de darbelerin de iç ve dış kumpasların da üstesinden gelebileceğimizi ispatladık. Cumhur İttifakı'nın sağlam ve ilkeli duruşu tarihe nakşolunmuştur. Sayın Bahçeli başta olmak üzere Cumhur İttifakı'ndaki dostlarımıza şükranlarımı sunuyorum.

Ülkesinin ve milletinin bakası için verdiğimiz mücadeleye katılmak isteyen herkese Cumhur İttifakı kapımızın ortaklarımızın da rızasıyla açık olduğunu belirtmek isterim. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde de oylarıyla dualarıyla yanımızda olan milletimizin tüm fertlerine tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum.

Bilhassa deprem bölgesindeki kardeşlerimizin sırf sandıktaki tercihlerinden dolayı maruz kaldıkları alçakça hakaretler karşısında sergilediği vakur tavrı asla unutmayacağız. Kendilerinden başka kimseye tahammülü olmayan faşist zihniyet, bu son hezeyanının bedelini Mayıs seçimlerinde olduğu gibi inşallah 2024 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde de ödeyecektir.

Anadolu insanının ferasetinden ve basiretinden nasibini almamış olanlar, suçu kendilerinde aramak yerine hala millete yüklemeye kalkıyor. Meclis çatısı altında niçin yer bulamadıklarını sorgulamak yerine milli iradenin temsilcisi olan gazi meclisimize hürmetsizlik ediyorlar. Tercihini ülkesinin ve kendinin geleceği için en doğrusundan yana yapma iradesini gösteren milletin asil evlatlarını aşağılayarak tahkir ve tahrik ederek iktidara geleceğini sananlar bir kez daha hüsrana uğramıştır. Kimse hiçbir partiye ve adaya tıpış tıpış oy vermek mecburiyetinde olmadığını göstermiştir. Millete saygısı olmayan, kendisi de saygıyı hak etmez.

MUHALEFETTEKİ KOLTUK YARIŞINI HEDEF ALDI

Seçimden sonra yapılan koltuk kavgalarını, ne pazarlıklar olduğunu görüyoruz. Allah kimeyi böyle bir duruma düşürmesin. AK Parti'nin 3 Kasım 2022'den 14 ve 28 Mayıs 2023'teki tüm seçimlerde bu hakikatı yaşadı. 15 Temmuz şanlı direnişe kadar maruz kaldığımız her saldırıda bu hakikatı tecrübe ettik. AK Parti'nin gücü milletimizle olan gönül bağı gücü kadardır. Bu bağ ne kadar kuvvetli olursa sandıkta o derece yenilmez oluruz. Zayıflarsa akıbetimizi hazırlamış olur. Kadın ve gençlik kollarımızda üyelerimiz de bu gerçeği aklımızdan çıkarmayacağımızı unutmamalı.

Kimseye yar olmamış bu gökkubbeye bırakacağımı sedalar ne kadar olursa gelecek nesillerden alacağımız hayır duası o kadar olur. Önümüzdeki dönemde Türkiye Yüzyılının inşasına vereceğiniz katkılar için sizlere teşekkür ediyorum

Geçtiğimiz hafta 4. kongremizi yaptık. Seçilen kardeşlerimizi kutluyorum. Genel Merkez'de görev üstlenen kardeşlerimizi dışında vekillerimize ağır bir yük altında oldukları için seçimlerde ilave görevlendirmeler de yapıyoruz. O yüzden burada görev vermedik.

Merkez Karar ve Yönetim Kurulumuzu daha geniş bir yelpazeye yararak ülkenin tamamında daha fazla çalışmak için hareket ettik.

Vakti geldiğinde yapacağımız olağan kongremizde ise Genel Merkez Yönetimimizi tekrar gözden geçireceğiz.

YEREL SEÇİM MESAJI

Mevcut belediyelerimizi daha güçlü bir şekilde elde tutarken İstanbul ve Ankara başta olmak üzere milletimizi gerçek belediyecilikle tanıştırana kadar bize durmak yok. Köy köy şehir şehir dolaştığınızı biliyorum. Milletvekillerimiz teşkilatlarımız ve milletimizle istişareler gerçekleştirdik. Seferberlik ruhuyla koşturarak ayak basılmadık yer bırakmayacağız.

Milletvekillerimizin de mutlaka seçim bölgelerinde vakit geçirmeleri çok önemlidir. En ufak boşluk vermeyeceğiz. Bizim verdiğimiz en ufak boşluk muhalefetin yalanlarıyla doldurulacaktır. Bize yakışan ne ise onu yapacağız. Muhalefet kadrolarının milletten kopuk iç mücadeleye dönük ülkenin sorunlarına ilgisiz sizi şaşırtmasın. Hep böyleydiler iyi bir tiyatro oyuncuları oldukları için dışarı karşı öyle söylemler yaptı. Bugün de koltuklarını çıkarlarını ve siyasi ikballerini korumaktan başka dertleri yok. Haziran'dan bu yana onlar ile bizlerin ne yaptığını hatırlamak bile yeter.

Rahmetli Menderes ülke ve millet için ne yaptıysa bunlara rağmen yaptı. Rahmetli Özal devrimlerini bunlara rağmen hayata geçirdi. Biz de 21 yıldır ne yaptıysak bunlara rağmen yaptık. Belediye Başkanlığı seçimlerinde sürprizler yaşadık. Önümüzdeki seçimlerde her şeyi göz önünde bulundurarak sürprizi karşımızdakilere yaşatmak istiyoruz. En büyük görev de sizlere düşüyor. Önce memleketim ülkem partim anlayışıyla çalışırsak Allah'ın izniyle kazanırız. Önce ben, benim çıkarlarım diyenlerin karşımızdakilerden farkı kalmaz.

"FAHİŞ FİYATÇI FIRSATÇILARDAN MAL ALMAYIN"

Milletimizden ülkeyi yönetme vazifesini alırken çok geniş bir alanda sorumluluk aldığımızın farkındayız. Sadece iç siyasetin içine bizi sıkıştırmak isteyenlerden uzak duruyoruz. Son dönemde insanımızın canını en çok yakan ve sıkan konu hayat pahalılığıdır. Enflasyondaki artış tüm dünyanın sorunudur. Biz de bu sorundan muzdaribiz. Yeni yol ve yöntemlerle enflasyonun ve yol açtığı sıkıntıların üstesinden gelecek bir program uyguluyoruz. Başarısı ancak devlet kurumları yanında üreticiden toptancısına alım satım yapanına kadar tüm kesimleriyle 85 milyonun tamamının fedakarlığı ve kararlılığıyla mümkündür. Bazı alandaki pahalılıklar ise hiçbir şeyle açıklanamaz. 3 kuruş daha fazla kazanmak için ülkenin ve kendilerinin geleceklerini sabote ettiklerinin farkında değiller.

Foyalarını ortaya dökmeye devam ediyoruz. Milletimiz de bunlardan gerektiğinde malını satın almayarak her zaman ifşa ederek derslerini vermelerini istiyorum. Konuttan otomotive gıdaya kadar ancak bu şekilde önlerine geçebiliriz. Tedbirlerin karşılığını görmeye başladık. Süreç daha da hızlanacaktır.

EMEKLİYE KASIM AYINDA BİR KEREYE MAHSUS 5 BİN TL

Hükümet olarak aldığımızın tedbirlerin etkilerini yavaş yavaş görmeye başladı. Mileltimizi de mücadelemize destek verdiğinde süreç daha da hızlanacaktır. Emeklilerimizi bir nebze de olsun rahatlatmak üzere bir defaya mahsus 5 bin lira ikramiye ödemesi yapılmasını kararlaştırdık.

Hem çalışanlarımızın hem de emeklilerimizin enflasyon farkı ve iyileştirmeleri içeren düzenlemeleri yılbaşında ayrıca yapacağız.

Emekliliklerimizle ilgili aldığımız kararın tekrardan hayırlı olmasını diliyorum.

Deprem bölgelerindeki çalışmaları takip ediyorum. Devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. İnşallah önümüzdeki aydan itibaren inşası tamamlanan konutları hak sahiplerine teslim edeceğiz.

TERÖRLE MÜCADELE DEVAM EDECEK

Suriye'nin kuzeyindeki teröristlere, bölgelerimizi taciz eden teröristlere nefes aldırmıyoruz. Hava, topçu gerektiğinde kara unsurlarımızla her zaman tepelerindeyiz. Terör unsurlarını her zaman her yerde imha edeceğimizi göstererek devam edeceğiz. Teröre destek olanlara cevabımızı da vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

Türkiye müttefikler ilişkileri içinde olduğu her ülkeye saygılıdır. Onlarda da aynı şekilde kendi hukukuna saygı bekler. Bu denge kurulamaz ise herkesin kendi yolunu çizme hakkı meşru haktır. Biz müttefiklerimizle birlikte müreffeh bir geleceğe yürümek istiyoruz. Bu ülkeye siyasi oyunlarla dayatmalarla ekonomik saldırılarla istikamet çizilemeyeceği görülmelidir. Biz tam bin yıldır bu topraklarda bedel ödeyerek yaşıyoruz. Biz bu coğrafyanın ve medeniyetin hancısıyız, yolcusu değil. Burada yolcu durumunda olanların konumlarını bir kez daha gözden geçirmeleri kendi menfaatlerinedir.

Türkiye etnik köken ırk din bakımından dünyanın en kritik bölgesinde yer alıyor. Coğrafya kaderdir tespiti budur. Kaderimizi değiştiremeyeceğimize böyle de bir isteğimizin olmadığına göre en güvenli yolu izlememiz şarttır. Rusya-Ukrayna savaşından Balkanlara, Akdeniz'e ve Kafkas'lara kadar olaylara böyle bakıyoruz.

İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞI

Bizim hem kendi terörle mücadelemizde hem de bölgemizdeki tüm savaşlarda tavrımız nettir. Sivil yerleşim yerlerini hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz. Savaşın da biri onuru olduğuna inanıyoruz. İsrail ve Gazze'deki çatışmalarda bu ilke ihlal edilmiştir. İsrail'deki sivillerin öldürülmesine karşı çıkıyoruz. Aynı şekilde Gazze'deki sivillerin bombalanmasını da asla kabul etmiyoruz. Bir şehrin suyunu, elektriğini giriş çıkışlarını kesip altyapısını çökerterek, ibadethanelerini okullarını yıkarak sivillerin yaşadığı binaları bombalarla yıkarak giden çatışma savaş değil katliamdır.

Gazze'ye yönelik temelden ahlaktan yoksun saldırılar İsrail'i hiç istemediği bir konuma itebilir. Bölgeye yardım getiren araçları engellemek ve bunları maharet gibi sunmak ancak devlet değil örgüt refleksi olabilir.

İsrail devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa örgüt gibi muamele göreceğini unutmamalıdır. Olguları eğip bükerek insanların doğuştan gelen hak ve özgürlüklerini çiğneyerek yürütülen siyaset onurlu değildir. Mesele dünyanın tamamının güvenlik düzeyinin sorumluluk ve yetki sahibi kurumların haysiyet sorunudur. Filistin sorununun çözülememesinin sebeplerinden biri de verdiği hiçbir sözü tutmayan uluslararası örgütlerdir. Bunu daha önce BM'den de söyledim.

Bölgede adaletsizliğe göz yumanlar yangına körükle giden tavrını esefle kınıyoruz. Amerika, Avrupa ve diğer bölgelerdeki devletleri taraflar arasında insani tutumlar almalarını çağırıyoruz. İnsani yardımların kesilmesi gibi Filistin halkının tamamını hedef almaları gibi fevri kararlardan uzak durmaya çağırıyoruz. Türkiye olarak tarafları itidale çağırıyoruz. Pazartesiden itibaren İsrail ve Filistin devlet başkanları olmak üzere 8 lider ile görüştüm.

Dün gece Sayın Putin ve BM Genel Sekreteri Guterres ile bu durumu da değerlendirdik. Gereken desteği vermeye hazır olduğumuzu belirttik. Arabulucuk ve hakemlik de dahil üzerime düşeni yapmaya hazırız. Son dönemde bölgede tesis ettiğimiz yakın diyaloğu barış için kullanacağız. Ne Gazze'de ne İsrail'de ne Suriye'de ne de Ukrayna'da daha fazla çocuklar masumlar kadınlar masumlar ölmesin, kan akmasın istiyoruz.

Başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve tüm dünyanın tanımasıyla gelebilir. Bunun dışında hevesler peşinde koşmak daha fazla yıkım ve can kaybı demektir. 3 semavi dinin kutsalını barındıran Kudüs'e atılan hiçbir tasarrufu kabul etmedik, etmeyeceğiz. İsrail'in varlığını devlet olarak sürdürebilmesi ve vatandaşlarının canlarını güvenlik altına alması ancak bu şekilde olabilir. Aksi takdirde Cumartesi günün yaşananlar bitecek gibi değil.