Son Dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan Isparta'da: Bugün hayat pahalılığıyla sınanıyoruz
Son Dakika: Yerel seçim çalışmaları kapsamında her gün bir ili ziyaret ederek halkla buluşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugünkü durağı Isparta oldu. Erdoğan, burada ekonomiye ilişkin mesajlar vererek, "Bugün de hayat pahalılığıyla ve onun bir sonucu olarak sabit gelirli insanlarımızın refah kaybıyla sınanıyoruz. Allah'ın izniyle bunların da üstesinden geleceğiz. Uyguladığımız programın sonuçlarını bu yılın ikinci yarısından itibaren görmeye başlayacağız" dedi.
Son Dakika: 31 Mart yerel seçimlerine geri sayım hızla devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugünkü durağı Isparta oldu.
15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanı'nda halka seslenen Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Gül bahçesi gül verir arı konar bal verir. Isparta, kıymetini bilene gönül verir. Efendimizin remzi olan gülleri ile güzel gönüllü insanlarıyla maruf Isparta'da bir kez daha sizlerle birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum. Selçuklu'nun yoldaşı, Osmanlı'nın gözde şehri, cumhuriyete giden yolda istiklal mücadelemizin mihmandarı Isparta, Türkiye Yüzyılı'nın inşasına da öncülük ediyor. Isparta dururken elbette sizden başkasına gönül vermek olmaz. Sizler de 14-28 mayıs seçimlerinde milletvekilliğinde yüzde 55,5, cumhurbaşkanlığında yüzde 58 oy oranı ile gönlünüzün bizden yana olduğunu gösterdiniz, bizi yalnız bırakmadınız. Sevginiz ve vefanız için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Biz de Isparta'dan aldığımız güçle, şevkle, heyecanla Türkiye Yüzyılı'nın inşası yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.
"HAYAT PAHALILIĞIYLA SINANIYORUZ, BUNLARIN DA ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ"
Biliyorsunuz, geçtiğimiz yılın mayıs seçimlerini 6 Şubat depremlerinin acısı eşliğinde gerçekleştirmiştik. Milletimiz depremde sergilediği birliği, beraberliği, kardeşliği hamdolsun sandıkta da sürdürdü. Türkiye son 10 yıldır terörden darbe girişimine, salgından bölgemizdeki çatışmalara kadar ardı arkası kesilmeyen nice sınamalara maruz kaldı. Asrın felaketi bu depremler üzerimizdeki yükü daha da artırdı. Fakat şu anda geldiğimiz noktada yerel yönetim seçimlerine gidiyoruz. Bugün de hayat pahalılığıyla ve onun bir sonucu olarak sabit gelirli insanlarımızın refah kaybıyla sınanıyoruz. Allah'ın izniyle bunların da üstesinden geleceğiz. Uyguladığımız programın sonuçlarını bu yılın ikinci yarısından itibaren görmeye başlayacağız. Esasen genel ekonomik göstergelerimiz gayet iyi. Milli gelirimiz, istihdamımız, üretimimiz, ihracatımız tarihimizin en yüksek seviyesinde. Enflasyon düştükçe, ekonomideki bu olumlu tablonun getirilerini çalışanlarımıza ve emeklilerimize daha iyi yansıtma imkanı bulacağız. Bunun dışındaki palavralara sakın ha kanmayın.
"İŞÇİYE MAAŞ ÖDENEMEME TEHLİKESİNİN YAŞANDIĞI GÜNLER OLDU"
Eski Türkiye'de bu palavracı siyaset anlayışı yüzünden ülkenin onlarca yılı heba edildi. Güvensizliğin, istikrarsızlığın, programsızlığın, plansızlığın kol gezdiği bir ülkede herkes kaybeder en çok da çalışanlar ve emekliler kaybeder. Hatırlarsanız, bu ülkede emekliye, memura, işçiye maaş ödenememe tehlikesinin yaşandığı günler oldu. Üstelik o günlerin hem çalışan ve emekli sayıları hem bunların toplam bedelleri bugünle mukayese edilemeyecek kadar küçük rakamlardı. Türkiye bugün 32 milyonu bulan çalışan, 16 milyona ulaşan emekli sayısıyla gerçekten çok farklı bir ligin oyuncusudur. Biz güven ve istikrar iklimini muhafaza ederek diğer faktörler ne olursa olsun ülkemizin hedeflerinden sapmasına asla izin vermedik. Bugün de aynı anlayışla hareket ediyoruz. Dışarıda ve içeride ne yaşarsak yaşayalım milletimizin işini, aşını, huzurunu, güvenliğini koruma kararlılığımızdan asla geri adım atmıyoruz. Şimdi meydana gelirken arkadaşlara dedim ki, emniyete sorun bakalım şu anda alanda ne kadar Ispartalı kardeşim var. Ne dediler; 35 bin. İşte Isparta bu. Gül diyarı bu. Biz Isparta'yı sevdik, Isparta'da bizi seviyor.
"MİLLİ GELİRİMİZİ 2 KAT DAHA BÜYÜTEBİLİRİZ"
Ülkemizin son 21 yıldaki kazanımlarına sahip çıkmadan daha güçlü ve müreffeh bir toplum hayali kuramayız. Bu dönemde milli gelirimizi 3 kat büyüttük. Önümüzdeki süreçte milli gelirimizi 2 kat daha büyütebiliriz. Böylece hepimiz daha iyi refah seviyelerine kavuşabiliriz. Ama bunu oturup sadece eleştirerek veya yattığımız yerden ahkam keserek değil, çalışarak hem de çok çalışarak yapmamız gerekiyor. Hiç çalışmadan dünyanın en yüksek refah seviyesinde bir hayat yaşamayı umut etmenin adı hayalperestlik değil başka birsendir. Milletimizin çalışkan, üretken, becerikli olduğunu biliyoruz. Biz insanımızın bu vasıflarını harekete geçirebileceği, kullanabileceği, katma değere dönüştürebileceği bir alt yapı oluşturmanın peşindeyiz. İşte savunma sanayii bunun örneklerinden biridir.
İşte savunma sanayii bunun örneklerinden biridir. Şu anda biz dünyada havada var mıyız? İnsansız uçaklarımızla var mıyız? Şu anda daha da yapacağız. KIZILELMA ile var mıyız? Aynen devam, AKINCI ile var mıyız? Devam, dünyada insansız hava araçlarında ilk 3 ilk 4'ün içindeyiz. Daha düne kadar neredeyse tamamen dışa bağımlı bir savunma sanayimiz vardı. Yüzde 20'si yerli... biz geldik bu yüzde 20'yi yüzde 80'e çıkardık. Şimdi yüzde 80 yerli. Bize tabanca vermiyorlardı. Şimdi bizim yerli tabancalarımıza dünyanın dört bir yarından talep var. Şu anda aynı alanda dünyanın önde gelen ihracatçıları arasına girdik. İnsansız hava araçları teknolojisinde dünyanın ilk 3 ülkesinden biriyiz. Milli savaş uçağımız KAAN ile beşinci nesil uçak yapabilen 4 ülkeden biri olduk. Aynı tabloyu makineden gıdaya, giyimden seramiğe, turizmden müteahhitliğe her alanda görmek mümkündür.
Her kim bu ülkenin yandığını, bittiğini, çöktüğünü iddia ederek etrafına umutsuzluk saçıyorsa emin olun kafasında başka hesaplar vardır. Eskiler otu çek köküne bak derlerdi. Bunların da köküne baktığınızda ya kifayetsiz muhterisleri, ya terör örgütü yandaşlarını, ya emperyalistlerin beşinci kol elemanlarını görürsünüz. Amaçları karamsarlık bulutlarını tepemize toplayarak milletimizi yıldırmak, insanımızın mücadele azmini kırmak, hepimizin dikkatini dağıtmaktır. Geçmişte aynı şeyi toplumsal farklılıkları çatışmaya dönüştürerek, vesayetçilerin önünü açarak, terör örgütlerini kullanarak, darbecileri destekleyerek, ekonomik tetikçileri harekete geçirerek yapıyorlardı.
Şimdi yöntem değiştirmişler, milletimizin moralini çökertme taktiği uyguluyorlar. Halbuki bu milletin morali Çanakkale'de yedi düvel üzerine geldiğinde çökmedi. En zor şartlarda verdiği milli mücadelede çökmedi. Rahmetli Adnan Menderes'in bedelini canı ile ödediği demokrasi mücadelesinde yaşanan o kesintilerde çökmedi. Daha başımıza gelen nice badirelerde çökmedi. Gezi'sinden 15 Temmuz'una son dönemde maruz kaldığımız onca saldırılarda çökmedi. Aslında bunlara yanıldıklarını 14-28 Mayıs seçimlerinde sandıkta gösterdik. Ama bunlar hala anlamıyor, anlamayacaklar. Şimdi 31 Mart'ta bunlara bunu anlatmaya hazır mıyız? 10 günümüz var. 10 gün sonra sandıklarda gelin bunları demokratik şekilde gömelim. Isparta'nın bu tarihi hesaplaşmada milli irade safının en önlerinde yer alacağına ben inanıyorum."
Kaynak: haberet.com