Son Dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan 8. Aile Şurası'nda İsrail'in katliamına sessiz kalanlara tepki gösterdi! Daha kaç çocuk ölmeli
Son dakika haberleri... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da 8. Aile Şurası'nda Türkiye'nin küresel yapıların cinsiyetsizleştirme dayatmasına boyun eğmeyeceğini söyledi. İsrail'in Gazze'deki katliamına da tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler'e soruyorum; daha kaç çocuk ölmeli. Daha ne kadar bomba atılmalı?" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da 8. Aile Şurası'nda açıklamalarda bulundu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından derlenenler;
Aile kavramının korunmasında görüşleriniz çok önemli. Bilim insanlarımızdan kamu kurum kuruluşlarımıza kadar paydaşları birleştiren şuranın verimli geçmesini bekliyorum.
İnancımızda ve kültürümüzde aile mukaddes bir müessesedir. Aile eşsiz bir hazinedir. İnsan aile içinde doğar, aile fertleri için kendini güvende hisseder. Hayata aile içinde hazırlanır. Devletin vazifelerinin başında aile kurumu ve neslin muhafazası gelir. Anayasamızın 41. maddesi nettir; 'Aile Türk toplumunun temelidir.' Anayasamız böyle söylüyor. Temeli sağlam olmayan toplumlar ayakta kalamaz. Güçlü aileler yoksa güçlü bir milleti bulamazsınız. Bu bakımdan aile toplumun özü ve güç kaynağıdır.
Dil ailede öğrenilir. Ahlak ailede kuşanılır. İnanç ailede yerleşir. Milli şuur ailede kazanılır. Merhamet, şefkat sevgi ailede edinilir. Karakter kimlik burada şekillerini. Kişi aile çatısı altında toplumun sorumlu bir ferdi haline dönüşür. Okuldan önce ilk ve en önemli eğitim kurumu ailedir.
Aileye sahip çıkmak devletin istikbaline sahip çıkmaktır. Aileyi bu noktada çok çok önemseyen iktidarımız, partimiz diyor ki; aileye hiçbir önem vermeyen toplum ekonomik açıdan ne kadar müreffeh olursa olun geleceğine güvenle bakamaz.
"LGBT'YE GEÇİT YOK! CİNSİYETSİZLEŞTİRMEYE ENGEL OLACAĞIZ"
İşte Batı'nın sorunu burada. Aile meselesine bakarken anne baba ve çocuklardan oluşmasından ziyade çok daha geniş bir perspektiften bakmalıyız. Aile kurumunun hayatımızdaki yerini isabetli bir şekilde tayin etmeliyiz. Müslüman Türk milletinin alametifarikası aile yapısını çürütmek için yapılan girişimlere karşı olmalıyız. Cumhur İttifakı'nda LGBT diye bir anlayış yoktur. Varsın illet ittifakı tepe tepe kullansın, bizde yok. Aile kutsal bir yapıdır. Biz lekelemeyiz ve lekeletmeyiz.
Şehirleşmenin artmasıyla birlikte aile bağları zayıflarken, aile kurumunun önemi daha da artmıştır. Daha bireysel yaşama geçiş günümüz insanının aileden mahrum bırakmıştır. Modern birey daha yalnızdır. Ekran ve sosyal medya bağımlılığı başta olmak üzere insan daha fazla için kapanmış ve toplumdan kopmuştur.
Evlenme yaşı sürekli yükseliyor. Boşanma oranları her geçen yıl artıyor. Ortalama çocuk sayısı günden güne düşüyor. Boşuna 3 çocuk demiyoruz. Bu toplumun özellikle ihtiyacı. Detayına burada giremem.
Cinsiyetsizleştirme politikaları da var. Uluslararası şirket marka ve kurumların da destek verdiği sapkınlıklarda hedef ailedir. Küresel bir dayatma haline dönüştü. En küçük eleştirilerin dahi susturulduğu, itiraz edenlere hayat hakkı tanınmadığı, tepki gösterenlerin ekonomik siyasi olarak baskılandığı küresel bir zorbalıkla karşı karşıyayız. Sadece kadın erkek arasındaki ilişkiler değil ailenin de hedef aldığın saldırılara karşı insanı korumak bizim görevimizdir.
Türkiye ve Türk milleti küresel cinsiyetsizleştirme dayatmalarına boyun eğmeyecektir. Evlatlarımızı bu sapkınların eline bırakmayacağız. Aile yapımızın dinamitlenmesine izin vermeyeceğiz. Bunun için de Aile ve Gençlik Bankası'nın kuruluşunu inşallah kısa sürede hayata geçireceğiz.
Deprem bölgesinde her şeyini kaybetmiş kardeşlerimizin aile kurmasını da sağlayacağız.
Devreye alacağımız diğer desteklerle aile yapımızı koruyacağız. Tüm dünya huzurunda BM kürsüsünden de ifade ettim. Çok açık aile müessesini bekleyen tehlikelere dikkat çekti. Pek çok ülkede karşılık buldu. İnşallah akıl ve basiret sahibi tüm toplumların da desteğiyle bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
İSRAİL'E GAZZE TEPKİSİ
7 Ekim'den beri İsrail yönetimi yaşadığı şoku bahane ederek Filistinli kardeşlerimize karşı acımasız bir katliam gerçekleştiriyor. Tüm toplumlara sesleniyorum; bu sabah da katolik camiasına Papa vasıtasıyla seslendim. Camiler, okullar pazar yerleri hatta hastaneler İsrail güçleri tarafından bombalanıyor. Bugüne kadarki saldırılar neticesinde çoğu çocuk ve kadın 6 binden fazla kişi hayatını kaybetti. 17 binden fazla kişi de yaralandı. 360 kilometrekarelik dar bir alanda yaşama tutunmaya çalışan 2,3 milyon insanın üstüne 12 bin tondan fazla bomba yağdırıldı. ABD orada, Avrupa orada bütün imkanlarıyla orada. Tek tek gelip ziyarette bulunuyorlar. Gazze'deki konutların yarısı ya zarar gördü ya yıkıldı ya da kullanılamaz hale geldi. BM rakamlarına göre 600 bin Gazzeli yerinden edildi.
SESSİZ KALAN AVRUPA BİRLİĞİ VE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'E SERT SÖZLER
Tüm savaşlarda olduğu gibi en büyük mağduriyeti en çok kadınlar ve çocuklar yaşadı. Tepkisiz kalmak mümkün mü? Ne kadar sarsıcı olursa olsun eylemlere karşı böyle sarsıcı karşılık olmaz. Katliama ve barbarlığa dönüşmüştür. İşin üzücü yanı, medeni geçinen gayri medenilerin bu vahşeti sadece seyretmesidir. AB Komisyonu dün henüz ateşkes çağrısı yapamayız diyor. Daha ne kadar çocuk ölmeli. Neye göre yapıyorsunuz bunu? Açıklayın bilelim. Siz siyaset yapıyorsanız biz de siyaset yapıyoruz. 40 yıldır yapıyorum ama hiçbir zaman bir vahşete sessiz kalmadık. Koşulsuz destek veriyorlar. Lafa gelince insan hak ve hürriyetleri konusunda ahkam kesenler 19 gündür Gazzelilerin haklarını yok sayıyor. Ne oldu insan hakları beyannamesi. Orada neler yazıyor bakıyor musunuz? Yok. İşlerine gelmiyor çünkü akan kan Müslüman kanı da onun için.
Yardım gemisi göndermek yerine uçak ve savaş gemisi göndererek hangi lobilere hizmet ettiklerini açıkça gösteriyorlar. Sizleri daha iyi tanıdır. Bunun adı ikiyüzlülüktür, riyakarlıktır. Ateşkes çağrısı için sayısı versinler, daha kaç çocuk ölmeli. Daha kaç ton bombanın Gazze'ye düşmesi gerekir. Daha ne kadar kadın, yaşlı sivil hayatını kaybetmelidir? Gerçekleri yazmaları için daha kaç meslektaşları ölmeli? Gazze'de beyaz kefenlere sarılan her masumun vebali bombaları atanlar kadar ikircikli tavırlarıyla buna imkan verenlerin de boynunadır.
Bu vahşete sessiz kalmadık, kalmayacağız. Bizim prensibimiz belli. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Tek başımıza kalsak da hakkı ve hakikati haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz. Birilerinin konforlularını bozsa da doğru bildiklerimizi konuşacağız. Gazze halkı için desteklerimizi yoğunlaştıracağız. 7 Ekim'den itibaren diplomasi trafiğini sürdürürken, yardımlarımızı da gönderdik. Dün Gazze'nin en çok ihtiyaç duyduğu jeneratörleri de gönderdik. Kardeş Mısır ile yardımları Gazze'ye ulaştırmaya çalışıyoruz. Yaralıların iyileştirmesi için sahra hastanelerinden ülkemizde tedavi edilmelerine kadar her şeye açığız. Gemilerimiz hazır. Yaraların süratle sarılması için ne yapmak gerekiyorsa Türkiye olarak elimizi taşın altına koymaktan asla imtina etmeyeceğiz.
İSRAİL'E "UNUTMA, TARİH KİTAPLARINA BAK" DİYEREK SESLENDİ
Tıpkı 500 sene önce, engizisyondan kaçan Musevilere kapılarımızı açtığımız gibi. Unutmayın açın tarih kitaplarına bakın. 2. Dünya Savaşı'nda kıyıma uğrayan Yahudi Bilim İnsanlarına kapılarımızı açtığımız gibi.
Çocuk tüm kimliklerden ötedir. İsrailli Filistinli ayrımı yoktur. Sessiz kalmanın utancını kimse bize yaşatamaz. Kimse bizden sükut etmemizi bekleyemez. Dilimizi bağlasak da vicdanımız el vermez.
Tarih, sırayla dizilen masum çocuk bedenlerine rağmen susanları ve barış için koşanları kaydedecektir. Dün olduğu gibi bugün de insanı ve insan hayatını savunuyoruz. Çocuklar ölmesin diye gayret ediyoruz. Türkiye yakın çevresindeki tüm insani krizlerde dengeli olmuştur. Asıl sorgulanması asıl kendilerini hesaba çekmesi gerekenler Gazze'deki katliamı gördükten sonra yüzünü başka yere çevirenlerdir. Ne kendimizi ne ülkemizi ne de aziz milletimizi böyle bir duruma düşürmeyeceğiz.
Batı'nın İsrail'e ses çıkarmayanları bunlara borcu olanlardır. Türkiye'nin İsrail'e borcu yok. Bu yüzden güçlüyüz.