Selahattin Demirtaş: Türkiye Cumhuriyeti devleti, hepimizin devletidir

Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Qad Barış Meydanı” isimli platformun internet sayfasında yayımladığı makalesinde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “Terörsüz Türkiye” olarak isimlendirdiği süreci değerlendirdi.

"YENİ PARADİGMANIN EN AÇIK KAVRAMSAL İÇERİĞİNİ ORTAYA KOYALIM"

Yeni paradigmanın özünü değerlendirdiğini ifade ettiği yazısında Demirtaş, “Kürtler kendi ayrı devletlerini kuramadılar, Türkiye’nin her yerine yerleştiler, Türkiye’ye entegre oldular. Devlet de Kürtleri eritemedi. O halde Kürtlerin devlet talebini, devletin de bölünme korkusunu ortadan kaldıracak yeni paradigmanın en açık kavramsal içeriğini ortaya koyalım” dedi.

Yazısına “Korkma! Barış” başlığını atan Demirtaş, “Yüz yılın alışkanlıklarını, şablon ve tabularını yıkmak kolay değil. Hele ortada iki taraftan da yitirilmiş bunca değerli can varken ‘yeni bir paradigma’ ile ortaya çıkmak cesaret, feraset ve irade gerektirir. Ama cesaretimizi ortaya koyamazsak bu girdaptan asla çıkamayacağız, birbirimizi tüketirken küresel emperyalizmin değirmenine su taşımaktan da kurtulamayacağız” dedi.

"KİMSE RİSK ALMAKTAN ÇEKİNMİYOR"

Öcalan’ın “PKK kendini feshetsin” çağrısı ile önemli bir adımı atılan süreci “cesaret” ile tanımlayan Demirtaş, "İşte Öcalan ve Bahçeli, bu cesareti ortaya koyarken büyük risk almaktan da çekinmiyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu iradenin arkasında durarak risk alıyor ve çözüme öncülük etmekten geri durmuyor. Aynı şekilde, Cumhuriyetin kurucu partisi CHP’nin Genel Başkanı Özel de tüm şerhleriyle birlikte çözümün parçası olmaktan çekinmiyor” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ HEPİMİZİN DEVLETİDİR"

“Türkiye Cumhuriyeti devleti, Kürtlerin de devletidir” vurgusunu yapan Demirtaş'ın konuşması:

“İnsan kendi devletine silah sıkmaz, sıkmamalı. Devlet de kendi asli yurttaşına ayrımcılık, zulüm yapmaz, yapmamalı. Cezaevlerini tıka basa doldurmamalı, kapıları bir an önce açmalı” ifadelerine yer verdiği yazısına, şöyle devam etti: “Artık kalıpları, ezberleri, korkuları yıkarak yeni olana doğru hep birlikte ilerleyeceğiz. Herkes buna hazır olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizin devletidir, nokta. Bu anlamda Cumhuriyeti demokratikleştirme görevi de hepimizindir, nokta. Gerisini el birliğiyle, gönül birliğiyle adım adım hep birlikte inşa edeceğiz çünkü artık silah, kan, acı aradan çıkmıştır. Önümüzdeki tek engel, eskiye olan bağımlılığımızdır; onu da cesaretle, yeni olana evrilteceğiz. Barışla hepimiz, hep birlikte kazanacağız.”

Öcalan’ın çağrısında şart olmadığını ama “karşılıklı gereklilikler” olduğunu savunan Demirtaş, “O halde silahların nasıl ve nerede bırakılacağı, silah bırakanların hukuki, siyasi durumlarının ne olacağının netleştirilmesi gerekir. Bunun için hukuki ve siyasi bir adım atılması, işin doğasının gereğidir” dedi.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ DEMOKRASİYLE TAÇLANDIRIP BÜYÜTMEK HEPİMİZİN GÖREVİDİR"

“Hiçbir aşamada anayasa değişikliği, seçim, ittifak gibi konularda tek kelime bile konuşulmamış, bunun pazarlığı edilmemiştir” sözleriyle pazarlık tartışmalarına da yanıt veren Demirtaş, yazısını şu cümlelerle bitirdi:

“Yani demokrasi mücadelesi, arayışı ve inşası elbette kesintisiz sürecek çünkü Türkiye Cumhuriyeti devletini demokrasiyle taçlandırıp ikinci yüz yılında daha da büyütmek hepimizin görevidir. Devleti birlikte kurduk, birlikte büyütüp birlikte yönetip birlikte demokratikleştireceğiz. Bu nedenle Türk’e, Kürt’e, tüm topluma sesleniyorum: Korkma! Barış. Kaybettiğimiz tüm evlatlarımızın, şehit ve gazilerimizin hatıralarına bağlı kalarak birlikte kazanalım.”