Narin Güran davasında ikinci gün | Sinir krizi geçiren baba Arif Güran hastaneye kaldırıldı! Yengeden eskort açıklaması
Diyarbakır'da öldürülerek cesedi dereye bırakılan Narin Güran davası ikinci gününde tanıklar dinlendi. Baba Arif Güran, Diyarbakır Barosu adına konuşan Nahit Eren'in otopsi hakkında verdiği ayrıntılar sonrası fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Telefonda eskortlarla yazıştığı tespit edilen Salim Güran'ın eşi Melek Güran ise "Eşim benim aldatmaz" dedi. İşte davanın ikinci gününde yaşananlar...
Narin Güran cinayeti davası ikinci gününde tanıkların dinlenmesiyle devam etti. Sabah 09.00'da başlayan duruşmada saat 16.00'ya kadar 9 tanık dinlendi.
Tanık sıfatıyla duruşmada söz alan ağabey Baran Güran, Nevzat Bahtiyar'ı suçlayarak "Bence kardeşim tepeye çıktığı zaman bu pislik tarafından kaçırıldı. Benim ailem hayatı boyunca karakolda ifade veren bir aile değil. Bu kadar çelişki olması gayet normal bir şey" dedi.
Duruşmada Diyarbakır Barosu adına Nahit Eren, Narin'in abisi Baran Güran'a sorular sorup otopsiye ilişkin ayrıntılar verdi. Baba Arif Güran, Eren'e "Benim ömrüm, hayatım, kızımdır. Neyin peşindesin? Ne yapmaya çalışıyorsun" diyerek tepki gösterdi. Baba Arif Güran otopsi bilgilerini dinlerken fenalaşıp hastaneye kaldırıldı.
Telefonda eskortlarla yazıştığı tespit edilen Salim Güran'ın eşi Melek Güran ise "Eşim benim aldatmaz" dedi.
Duruşma daha sonra Narin’in dayısının oğlu Muhammed Kaya, yengesi Maşallah Güran, Salim Güran'ın eşi ve 18 yaşından küçük çocukların ifadeleriyle devam etti. Dün görülen ilk duruşmada tutuklu sanıklar Nevzat Bahtiyar, ağabey Enes, anne Yüksel ve amca Salim Güran savunma yapmıştı.
İşte davanın ikinci gününde yaşananlar:
Narin Güran cinayeti davası devam ederken fenalaşarak Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine götürülen ve bir süre acil serviste bekletilen babası Arif Güran’ın, yapılan tahlillerle kan şekeri değerinin düşük olduğu belirlendi, bir süre daha gözlem altında tutulacağı öğrenildi.
- Eşim geldi, 'Açım' dedi, bir şeyler hazırladım. Kızların yanına gittim, kızlarım da kıyafetlerini giymişlerdi. Babalarına gösterdiler, babaları 'Çok güzel olmuş' dedi.
- Hakim: Eşiniz ne yedi?
- Kahvaltılık hazırlamıştım.
- Kaç gibi çıktı?
- Hatırlamıyorum.
- Evinize başka biri geldi mi?
- Hayır.
- Enes geldi mi?
- Hayır.
- Siz dışarı çıktınız mı?
- Çıkmadım.
- Kızlarınız çıktı mı?
- Hayır, onlar da evdeydi.
- Peki, bu olaylardan sonra eşinizin hareketlerinden şüphelendiniz mi?
- Hayır, kesinlikle şüphelenmiyorum.
- Eşinizin bazı yönlendirmeleri oldu mu?
- Nasıl?
- Eşiniz jandarmayı yönlendirmiş Narin bulunamasın diye, iddia bu. Yaşandı mı böyle bir şey?
- Hayır.
- Dosyada şöyle bir iddia var; Kızınızın telefonu 15:39’da aranmış.
- Hayır, böyle bir şey olmadı, çarşıda aradım o kadar.
Savcı, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a soruyor:
- Savcı: 15:39’da neredeydiniz?
- Melek Güran: Evdeydik.
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a soruyor;
- Nahit Eren: Olay günü için demiyorum. Sen Hediye’yi 3-4 defa cevapsız kalacak şekilde başka bir zaman aradın mı?
- Melek Güran: Hatırlamıyorum.
"EŞİM BENİ ALDATMAZ"
Diyarbakır Baro avukatı soruyor;
- Avukat: Eşiniz, sizi aldattığını bu salonda ikrar etti. Haberiniz var mı?
- Melek Güran: Eşim beni aldatmaz.
- Mahkeme Başkanı: Tanığın haklarına saygı duyalım.
- Avukat: Kocanız size altın hediye alır mıydı?
- Melek Güran: Hayır.
- Avukat: Size 600 bin liralık altın almadı mı?
- Melek Güran: Hayır.
"EŞİNİZ NARİN’İ ÖLDÜRMÜŞ OLABİLİR Mİ?"
Salim Güran’ın avukatı, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a soruyor;
- Avukat: Çocuklarınız ile Narin oynar mıydı?
- Melek Güran: Evet, hep kapıda oynarlardı.
- Avukat: Peki, DNA bu yüzden bulaşmış olabilir mi?
- Melek Güran: Olabilir.
- Avukat: Eşiniz Narin’i öldürmüş olabilir mi?
- Melek Güran: Hayır.
Sanık avukatlarından biri mikrofonu aldı ve "Burada sistematik bir işkenceden bahsediyoruz. Hepsi korkuyor" dedi.
Mahkeme Başkanı, kürsüden inerek Narin’in anneannesinin yanına geldi. Yakın mesafeden soru-cevap şeklinde ifadesini aldı. Yanlarında tercümanlık yapan Jandarma personeli eşliğinde.
Mahkeme Başkanı kadınlar arasındaki kavgayı sordu, anneanne de ben şahit olmadım dedi. Zaten çok yaşlı olan kadını daha fazla yormadan ifadeyi bitirdi.
- Pedagog: Narin kaybolduktan sonra kavga olmuş. Anlatır mısın?
- M.G.: Narin kaybolduğu gün kadınların arasında kavga oldu. Yüksel yengemi ambulansa götürdüler. Narin’in teyzesi, anneme parmağını salladı, ben de sinirle ayağa kalktım; 'Yeter, biz bir şey bilmiyoruz.' dedim.
- Pedagog: Yasemin neden öyle dedi?
- M.G.: Annemler çok ifadeye gelip gitti. Herkes herkesten şüpheleniyordu, bence ondan.
- Pedagog: Peki annen kavga esnasında bir şey dedi mi Yasemin’e?
- M.G.: Hayır, annem ona bakıyordu.
- Mahkeme Başkanı: Narin ne zaman eve geldi, sorar mısın?
- Pedagog: Narin olay günü size geldi mi?
- M.G.: Kapı çaldı, 'Narin' dediler, ben Narin’i görmedim, köydekiler hep 17:00-18:00 diyordu.
- Pedagog: Bu olaylardan sonra İstanbul'a gidip geldi. Konuştunuz mu?
- M. G.: Bize geldi ama hiç konuşmadık.
- Pedagog: Anneniz ya da ablanız konuştu mu?
- M.G.: Hayır. Pedagog: Saat konusunda Enes’in size telkini oldu mu?
- Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren araya girdi: Enes’in ‘bu saatte görmeniz imkansız’ gibi söylemi olmuştu. Bunu sorar mısınız?
- Pedagog sordu: Bu konuda ne düşünüyorsun?
- M.G.: "Hayır, ben duymadım."
- Mahkeme Başkanı, "Çocukları çıkarıp evlerine gönderebilirsiniz." diyerek çocukların ifadesini tamamladı.
Tanık çocuklar ifade vermek için adliyeye geldi ancak duruşma salonunda değillerdi. Adliye içerisindeki A.G.O. (Aile Gelişim Odası) odasından pedagog eşliğinde duruşmaya katıldılar. Az önce Mahkeme Başkanı da Baran Güran'ı salona girer girmez "kardeşlerinin yanına git" diyerek AGO'ya yollamıştı. Şimdi Narin'in İstanbul'da yaşayan anneannesi dinlenecek. Ancak, Türkçe bilmediği için Kürtçe bilen bir jandarma tercümanlık yapacak.
- Pedagog: Baban kaçta çıktı?
- G.G.:15.30 gibi babam çıktı.
- Nereye?
- Tarlaya gitmiş.
- Sonra ne oldu?
- Eve gelmedi.
- Sonra babanı ne zaman gördün?
- Babam eve gelmedi. Narin kaybolunca babamı aradım.
- O zaman saat kaç gibiydi?
- Karanlıktı. Yüksel yenge geldi, kalktı çaldı.
- Peki, baban 15.30 gibi evden çıktı ya, hiç telefonla konuşup sana "bir şey söyleme" dedi mi?
- Hayır.
- Mahkeme Başkanı: Kendisi evden çıkmış mı hiç, babası evden çıktıktan sonra eve gelen oldu mu?
- Pedagog: Peki, baban evden çıktıktan sonra siz ne yaptınız?
- G.G.: Oturduk.
- Pedagog: Evde kimler vardı?
- G.G.: (Duyamadım.)
- Mahkeme Başkanı tekrar araya girdi: Enes eve gelmiş mi, hiç sorar mısın?
- Pedagog: Enes sizin evinize gelmiş mi?
- G.G.: Hayır, hiç gelmedi. Ben de evden hiç çıkmadım.
- Mahkeme Başkanı: G.G.'ye teşekkür ederiz. Melike'yi alalım diyerek Salim Güran'ın kızının ifadesini sonlandırdı.
Gazeteci Emrullah Erdinç'in salondan aktardığına göre çocuk tanıkların ifadesi alınırken salonda gerginlik arttı. Erdinç, o anları şöyle yazdı:
Narin’in 6 yaşındaki kardeşinin ifade alınması Mahkeme Başkanı tarafından iptal edildi.
- Pedagog: Hiç annen yanınıza geldi mi? Enesler bir aradayken?
- Çocuk M.E.G.: Hayır. Bir şey diyeceğim. Eren durmuyor, ikide bir gitmek istiyor, söylemek istedim.
- Sanık Avukatı: Biraz hassasiyet.
- Mahkeme Başkanı: Tamam, son soru. O esnada Narin'in 6 yaşındaki kardeşi Eren ağlayıp bağırmaya başladı.
- Mahkeme başkanı: Eren’i içeri alın.
- Sanık avukatları: Hassasiyet.
- Mahkeme başkanı: iki çocuğun da ifadesi alınmasın tamam.
- Bunun üzerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın avukatı "Çocuğun dinlenmesi gerekiyor." dedi.
- Mahkeme Başkanı sinirlendi ve ses tonunu yükselterek "Size bunu izah etmekten utanıyorum." dedi.
Ardından abi Baran Güran tekrar duruşma salonuna geldi. Mahkeme Başkanı az önce ifadelerini iptal ettiği çocukları kastederek "Baran, kardeşlerinin yanına git" dedi. Gerginlik yatıştı. Sonrasında 9 yaşındaki kız çocuğu M.K.'nin ifadesi alındı pedagog eşliğinde. Şimdi başka bir çocuk dinlenecek.
26 tanıktan şu ana kadar 5'i dinlendi. Geri kalan 21 tanık arasında Narin'in arkadaşları/yaşıtları olan çocuklar da var. Tanık çocuklar, SEGBİS sistemi üzerinden uzaktan bağlanarak duruşmaya katılıyor. Şu an Çocuk M.E.G dinleniyor. Psikolog eşliğinde sorular soruluyor.
Pedagog, çocuk M.E.G.’ye soruyor;
- Narin o gün camiye gitti. Kim kim evdeydiniz, neler yaşandı? Anlatabilir misin?
- M.E.G.: Narin gittikten sonra Enes abimle oyun oynadık. Annemin telefonu ile oynuyorduk, o da annemin telefonu ile oynuyordu. 2 el attık, çıktık.
- Saat kaç gibiydi?
- Saati hatırlamıyorum.
- Saat 16:30’a kadar evde uyudun mu?
- O saatlerde bakkalın oraya indim.
- Şimdi tekrar sorayım; siz PUBG oynadınız. Sen uyandığında evde kimler vardı?
- Annem vardı ve Eren vardı.
- Abin ne zaman evden çıktı?
- Bilmiyorum.
- Hediye yengeni gördün mü?
- Geldiğini görmedim.
- Nereden biliyorsun geldiğini?
- Eren dedi.
- Ne dedi?
- Gördüm dedi.
- Sonra nereye gittin?
- Bakkala gittim.
- Kim vardı?
- Abim vardı.
- Ben eve giderken Enes abim oradaydı, konuşuyorlardı.
- Ne konuşuyordu?
- Bilmiyorum, Ufuk Kaya vardı. Abimin terliği yoktu, Osman’a "gelince bana terlik al" dedi. Sonra Osman, Dörtyol’a gitti, terlik baktı. O sırada annem sofrayı bıraktı, Narin’i çağır dedi. Sonra koltuğun üzerine çıktım, camdan "Melike, Narin orada mı?" dedim." Yok dedi. Sonra annem gitti, yengem Maşallah oradaydı. Sonra yengem Hediye'yi aradı. Ben onların evine gittim. ''Narin orada mı?'' dedim, yok dedi.
- Bu aralar saat kaç gibiydi?
- Karanlık olmuştu.
- Salim amcan neredeydi?
- Onu okulun orada gördüm.
- Okuldan önce hiç görmedin mi?
- Kimi?
- Salim amcanı.
- Yok, görmedim. Sonra evine gittik, Gizemgil açtı kapıyı.
- Nevzat’ın da evi çok yakın değil mi?
- Oraya gitmedik.
- Peki, onlar duymadı mı siz ararken?
- Yok.
- Onlara bir şey söylediniz mi?
- Halit Zeyno oradaydı, Narin’i arıyoruz dedim.
- Hediye eve geldiğinde kapıyı açmış mı?
- Kapıyı Eren açtı ben yatıyordum içerde yatıyordum annem koltuğun üstünde abim Enes diğer koltuğun üstünde yatıyordu Hediye 2. kez geldiğinde ben 16:30 gibi uyandığımda Hediye yengem gelmişti.
- Saati nasıl bu kadar net hatırlıyorsun?
- Güneş batmamıştı
- Eve o gün birileri girdi mi?
- Muzaffer amcam sabah kahvaltıya geldi
- Salim amcan geldi mi?
- Gelmedi, gelse sesleri bana gelirdi
- Uyuduğu odanın kapısı kapalı mı
- Hayır açıktı
- Enes'in telefonu şarjda mıydı?
- Hayır açıktı
- O gün Enes'in davranışları nasıldı? Abinde ısırık izi var gördün mü?
- Görmedim, bilgim yok.
- Narin tek başına eve girebiliyor mu
- Giriyor, açamazsa kapıya vuruyordu.
- Narin kaybolduktan sonra Enes’e kızdılar mı "senin yüzünden kayboldu" diye?
- Böyle bir şey olmadı.
- Hakim: Sizin eviniz nerede?
- Maşallah: Köyde.
- Hakim: Neresinde?
- Maşallah: Tepenin altında.
- Hakim: Arif’in evi ile ne kadar mesafe var?
- Maşallah: Bilmiyorum.
- Hakim: Sizin evinizden Ariflerin evini görebiliyor musunuz?
- Maşallah: Yok.
- Hakim: Yüksel ilk size geliyor değil mi, Narin nerede diye?
- Maşallah: Evet.
- Hakim: 15:15-15:30 arasında Yüksel’in evinde bir hareketlilik gördün mü?
- Maşallah: Görmedim.
- Hakim: Nevzat’ın evini görebilir misin?
- Maşallah: Göremem.
- Hakim: Hareketlilik duymadın mı?
- Maşallah: Duymadım.
- Hakim: Kadınlar arasında kavga neden çıktı?
- Maşallah: Narin'in bulunduğu gün Hülya komutan geldi Yüksel'e başın sağ olsun dedi Yüksel de "bana söz vermiştin hani benim Narin'im" dedi. Ambulansa aldılar ben de o Narin'i hangi şerefsiz öldürdüyse Allah belasını versin dedim. Bana biliyorsanız anlatın dediler.
- Hakim: "Herkes her şeyi biliyor beni konuşturmayın" demişsin.
- Maşallah: Hayır öyle söylemedim.
- Hakim: Kızını susturan oldu mu?
- Maşallah: Hayır olmadı.
- Hakim: Salim sizi yönlendirdi mi yalan beyanda bulunun diye?
- Maşallah: Hayır olmadı.
- Hakim: Siz Narin'in saatini yanlış söylemişsiniz
- Maşallah: Kızım söylemişti bize gelirdi Narin hatta Mina gelmişti ama aklımdan çıkmış 17:40 Mina geldi ben onu Narin sandım sürekli onu düşünüyordum Narin benim de çocuğumdu.
- Hakim: O günkü videoda Narin 14'te size gelmiş, koşarak gidiyor.
- Ne gördü?
- Maşallah: Bir şey görmedi
- Hakim: O saatler sırasında Salim evinize geldi mi?
- Maşallah: 18 gibi geldi, amcası olan Hüseyin Güran’ın elini öptü
- Hakim: Narin'i Salim öldürmüş olabilir mi panik var mı?
- Maşallah: Yok.
- Hakim: Nevzat'ı tanıyor musun?
- Maşallah: Komşumuzdur. Bu saatten sonra artık iyi olmaz
- Hakim: Salim de Yüksel de Enes de yargılanıyor.
- Maşallah: Kamera görüntüleri çıksın.
- Hakim: Nevzat'ın birini öldürme ihtimali var mı?
- Maşallah: Yok bugüne kadar
- Hakim: Salim, Yüksel ve Enes öldürmüş olabilir mi?
- Maşallah: Yok, bir fiske bile vurmazlar.
- Hakim: Yüksel nerde arıyor özellikle 15:30 gibi?
- Maşallah: O saatte ne yapıyorlar duymadım görmedim Yüksel tepeye çıktı çocuğunu aradı kaybolduğunda.
AİLE BAKANLIĞI AVUKATI SORDU: BU KIZI KİM NİYE ÖLDÜRDÜ?
- Maşallah: Düşünmedim. Hep biz kayıp sanıyorduk.
Mahkeme Başkanı, Yüksel, Enes ve Salim Güran'a "soru sormak ister misiniz" diye söz hakkı verdi. Tutuklu Enes Güran soru sormak istedi. Enes Güran yengesi Maşallah Güran'a soruyor;
- Enes: Yenge, Narin kaybolduğunda aramaya çıktığında tepede beni görmedin mi yanında?
- Maşallah: Görmedim.
O sırada Salim Güran'ın sesi yükseldi; Bize iftira atanların Allah belasını versin. Maşallah Güran da "bin kere bin kere" diyerek destek verdi.
Sanık avukatı, Maşallah Güran’a soruyor:
- Avukat: Arif ile Nevzat arasında bir araç yüzünden gerilim olmuş. Daha sonra Nevzat Bahtiyar’ın eşi Gazal Bahtiyar ''Hakkımı helal etmiyorum, parayı verdik zor durumda kaldık,'' demiş.
- Maşallah: Benim evimde böyle bir şey olmadı.
- Avukat: Narin’in kaybolmasının ardından Gazal Bahtiyar, ''Biz buralardan gideceğiz.'' dedi mi?
- Maşallah: Hayır. Şunu söylemek istiyorum, yangın çıkmadan önceki gün Yüksel’lerdeydik, Yüksel ağladı, sigara verdim. "Rüya gördüm, köy yanıyordu" dedi. Sonraki gün köy yandı. Böyle bir şey olabilir mi?
- Mahkeme Başkanı araya girdi: "Olur, olur, rüyalar alemi diye bir şey var."
- Muhammet: Enes dayımın oğlu. Salim dayım olur. O sabah uyandım davetiye dağıtıyordum. Akşam 8'de Devran Güran haber verdi Narin kayıp diye. Biz de aramaya gittik.
- Hakim: Terliği bulduğun güne gelelim.
- Muhammet: Süt almaya giderken terliği gördüm es geçtim sütü aldım dönüşte tekrar terliği gördüm alayım dedim aldım.
- Hakim: Oradan yüzlerce kişi geçti. Kimse görmedi de sen nasıl gördün? Acaba sana başka biri söylemiş olabilir mi?
- Muhammet: Terliği aldım eve geçtim. Evde toplantı yapılacaktı komutan bağırıyordu ben de ona yardımcı olayım dedim sonra arabaya bindik Osman arabada terliği fark etti Baran'a atalım dedi fotoğrafı attı.
- Hakim: Terliği unutmak biraz ilginç belki o yüzden tutuklusun. Neden herkese göstermedin?
- Muhammet; Unuttum o panikle. Yüksel terliği gösterince ben olabilir dedim ki kızın terliği vardı ama sonra baktık numarası farklı. Anladık Narin'in olmadığını.
- Savcı: Salim seni bilmediğin biri ile ayın 22'sinde bir yere göndermiş. Neresi orası?
- Muhammet: Bilmiyorum, belki dayım istihbarattan biri ile göndermiştir beni. Muhammet Kaya gözaltındayken darbedildiğini söyledi. 9 saat boyunca darbettiler. Jandarma bana "katil" dedi.
- Hakim; Narin'in kaybolduğunu nasıl öğrendin?
- Osman: Ben fabrikada çalışıyordum Narin kayboldu dendi. Ben merkezde oturuyorum, gittiğimde Enes’i gördüm.
- Hakim: Ertesi gün aramalarda terlik bulunmuş.
- Osman: Terliği Muhammet köy yolunun üstünde almış arabaya. Benim yanıma getirdi ben de Baran'a fotoğrafını attım.
- Hakim: Çok ilginç değil mi terliği bulup haber vermemesi?
- Osman: Bilmiyorum, öyle dedi. Muhammet buldu deyince araba ile oraya gittik.
Savcı soruyor;
- Senin 6 kez geçtiğin ve görmediğin terliği, araba ile geçerlerken gözüne takılarak almaları normal mi?
- Osman: Görmedim. Muhammet öyle bulmuş.
- Savcı: Annen kadınlar kavgasında Yüksel’i suçlamış.
- Osman: Bilmiyorum.
Sanık avukatları soruyor;
- Kolluk kuvvetlerinden kötü muamele gördüm mü?
- Osman: Düz duvara tutup zor kullanma ve tırnakların çekilmesi gibi muamele gördük.
- Hakim: Neden şikayetçi olmadın?
- Osman: Biz Narin'in katilinin bulunmasını istiyorduk.
- Avukat: Enes'in gözünde morluk var mıydı?
- Osman: Yoktu, görmedim.
Abi Baran Güran tanık olarak kürsüye geldi. Mahkeme Başkanı, "Annen, amcan ve kardeşin sanık, tanıklık yapmama hakkın var" dedi. Baran Güran ise tanık olmayı kabul ettiğini söyledi.
MAHKEME BAŞKANI AĞABEYİ SIKIŞTIRACAK SORUYU SORDU
- Mahkeme Başkanı: "Narin kızımızın kaybolduğunu ne zaman öğrendin?"
- Baran Güran: "Akşam 8 sıralarıydı."
- Mahkeme Başkanı: "Bu olaylardan sonra aile kendi arasında toplantılar yapmış, amcalarınız eve kamera kurmuş, ne diyorsun?"
- Baran Güran: "Sayın hakim, gizli toplantı herkesin göreceği yerlerde mi yapılır? Bazen bakanlar geliyordu köye, misafirleri çıkarıyorduk. Kimseyle toplantı olmadı. Özel bir toplantı olsaydı köyde yapılmazdı."
- Mahkeme Başkanı: "Peki, kadınlar kavgası var mı?"
- Baran Güran: "Orada değildim."
- Mahkeme Başkanı: "Kadınların neden kavga ettiği konusunda bilgi sahibi misin?"
- Baran Güran: "Küçük bir melek söz konusu olduğu için gerginlik çoktu."
- Mahkeme Başkanı: "Bu olay ‘siz her şeyi biliyorsunuz, susuyorsunuz’ konusundan değil mi?"
- Baran Güran: "Bence değil, orada masum bir çocuk var."
BABA ARİF GÜRAN BAYGINLIK GEÇİRDİ
Davaya müdahil olarak katılan Diyarbakır Barosu avukatlarından Nahit Eren, Baran Güran’a, “Biz Adli Tıp’ın önündeydik. Sana teşhis yaptıracaklardı. Ben o teşhise izin vermedim. Bir ağabey, Narin’in bu kokusunu bu halini görmesin istedim. Onu güzel kokusuyla hatırlasın istedim. Ama sen dışarıda bile o kokuyu aldın” sözleri üzerine baba Arif Güran ağlayarak sinir krizleri geçirdi.
"KIZIM HAKKINDA BÖYLE KONUŞAMAZSIN"
Ardından ayağa kalkan baba avukat Eren’e dönerek, “Sen benim kızım hakkında böyle konuşamazsın. Kızımdan bahsederek anlatmayın. Yeter. Allah için. Yeter yeter yeter. Gözümün içine baka baka anlatıyorlar” diyerek ağlamaya başladı.
Jandarmanın araya girmesiyle Arif Güran salondan çıkarıldı. Bu sırada babasının fenalaştığını gören tutuklu ağabey Enes ile anne Yüksel Güran’da jandarmalar arasında ağlamaya başladı.
Arif Güran’ın bu tepkisi sonrasında diğer Güran ailesi mensupları da, oturdukları izleyici bölümünden ayağa kalkarak, avukata, “Sen burada siyaset yapıyorsun. Sen böyle konuşamazsın. Biz seni istemiyoruz” diyerek tepki gösterdiler.
BABA GÜRAN HASTANEYE KALDIRILDI
Duruşmaya kısa süre ara verildi. Bu sırada fenalaşan baba Arif baygınlık geçirince 112 sağlık ekipleri Adliye’ye geldi. Adliye bahçesinde doktor ve hemşireler tarafından ilk müdahalesi yapılan baba tansiyonu kontrol edildikten sonra ambulansla Devlet Hastanesi acil servisine kaldırıldı.
BARO BAŞKANI ÖZÜR DİLEDİ
Bunun üzerine duruşmaya izleyici olarak katılan Güran ailesi üyeleri avukat Eren’e tepki gösterdi. Eren ise “Duygusal ve manevi bir tepki olduğunu dileyerek özür diliyorum" dedi.
Nahit Eren tekrar Baran Güran’a dönerek, “Biz Narin’in köyde defnedilmesini istemedik. Sen o zaman ne dedin?” diye sordu.
Baran da, “Köy dışında bir yere defnedilmesini istemiyorum” diyerek cevap verdi. Avukat Eren ise, “Ben söyleyeyim mi sana ne dediğini? 'Bu konuda ben ve babam dışında başkası söz hakkı söyleyemez' dedin” diye konuştu. Baran ise, “Evet doğrudur” diyerek yanıt verdi.
"AİLEM HAYATIM BOYUNCA KARAKOL GÖRMEDİ"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Avukatı, Baran Güran’a soruyor:
- Avukat: "Arama çakışmaları oldu. 19 gün kardeşin aranıyor, yanlış yönlendirme tutanakları var. Bu konuda ne düşünüyorsun?"
- Mahkeme Başkanı araya girdi: "Avukat Bey, şunu sormak istiyor: Çelişkileri plan dahilinde mi yaptınız?"
- Baran Güran: "Benim ailem hayatım boyunca karakol görmedi. Bunları neden kimse konuşmuyor?"
4 sanık ve 26 tanık, davanın ikinci gününde geniş güvenlik önlemleri altında Diyarbakır Adliyesine getirildi.
DAVANIN İLK GÜNÜNDE KİM NE DEDİ?
İtirafçı Nevzat Bahtiyar, Salim Güran'ın Narin'in cesedini parçalamasını istediğini ancak yapamadığını ileri sürdü, amca ile anne arasında ilişki iddiasını yineledi. İtirafçının iddiasına göre, ceset evden çıkarken anne de olay bölgesindeydi, kızının cesedini götürüşünü izledi.
Narin’in ağabeyi Enes Güran, savcılara verdiği beyanı kabul etmediğini söyledi.
Narin Güran'ın amcası, Nevzat Bahtiyar için "Cehennemin ateşinde yanacaksın, çık konuş. İftira atıyor, kendini kurtarmak için" dedi.
Narin ailesi 8 avukatla duruşmaya geldi. İtirafçı ve Narin'in amcası birer avukatla temsil edildi. Mahkeme Başkanı, duruşmayı sabah 09.00’a erteledi.
NE OLMUŞTU?
Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.
Salim, Yüksel ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.
Kaynak: Ajanslar