Mansur Yavaş'tan Cumhurbaşkanlığı seçimi hakkında bomba açıklamalar: Kazanırdım
CHP'li Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve adayı Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Meral Akşener'in hem Mansur Yavaş'a hem de Ekrem İmamoğlu'na yaptığı "Cumhurbaşkanı siz olun" açıklamasını samimi bulmadığını söyledi.
CHP'li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve adayı Mansur Yavaş gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Habertürk yayınına katılan Yavaş partisi ve İYİ Parti arasında yaşanan aday tartışmalarına değindi.
"SEÇİMLERİ KAZANIRDIM, ANKETLER ORTADA"
Yavaş, "Altılı masa yan yana gelince, anketler önünde, bunu tartışın Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu tartışın. 'Aday olun' deseydi 'olmam' mı diyecektim?" dedi.
Yavaş, ayrıca seçimlere aday olarak girseydi seçimleri kazanacağını da sözlerine ekledi.
Yavaş'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Bir söz vardır 'zirvede bırakmak lazım'. Kötü olmadan bırakmak lazım. Beypazarı'nda da ikinci dönem oylarımı artırarak söylemiştim 'Bir daha aday olmayacağım' diye. Ben iki dönemin yeterli olduğunu söylüyorum. Gelişmiş ülkelerde bu var, uygulanıyor. İkinci dönem de güzel örnekler verip, Beypazarı'nda da yerel kalkınma usülü olarak başarılı olmuştum. Orada 1000'in üzerinde belediye başkanlarını gezdirdim. Valilere, kaymakamlara gösterdik. Onlar da kendi ilçelerinde uygulamak istediler. Hatta yurt dışında araştırma konusu oldu. Tamamen yerel kaynaklarla daha çok oldu. Yerel halkı aramıza alarak yaptık. Dolayısıyla burada da yerel yönetimlerde Mansur Yavaş örneği olursa mutlu olacağım. Ankara'da olması gerekeni yapıyorum. Seçildikten sonra rozeti çıkarıyorsunuz. 5 yıl boyunca karşı tarafı hiçbir şey olmuyor. Partizanlık yapmıyorum. Mahalle, köye, ilçeye giderken 'Buradan ne kadar oy çıkmış' diye bakmıyorum. Prensibim şu oldu, bir yerde su yoksa oraya su götürmek. Bir köyde kanalizasyon akıyorsa, onun yanında çocuklar oynuyorsa, salgın ihtimali varsa, burada kimin nereye oy verdiğinin hiç önemi yok.
"İLK DEFA KENT KONSEYİ ANKARA'DA KURULDU"
Vatandaş tarafından bu anlayış kabul gördü. Siyasi bir nedenle kendilerine yaklaşmadığımı gördüler. İlk defa kent konseyi Ankara'da kuruldu. Katılımcılık kültürü gelişti. Türkiye dışından ödüller de aldı. 1800 bileşeni var. Ankara üzerinde fikri olan her görüşten insan var. Sadece bizi destekleyenler değil. Akademisyenler, sivil toplum kuruluşları var. Meclis toplantısını ilk gün canlı vererek başladık. Sonuna kadar hep canlı yayınlandı. Daha sonra ihalelerin canlı yayın verilmesi talimatını verdim. Daha sonra çakarları söktük. Benim fotoğrafımı asmalarını yasakladım.
"KAZANACAĞIMIZDAN ŞÜPHEM YOK"
Ankara'da 5 yıl boyunca hiçbir yerde benim fotoğrafımı görmediler. Sadece bir minibüs, bir şoför ve tek korumayla halk gördü, kabullendi. Olması gereken buydu. İkinci dönemi bir tamamlayalım ya da kazanalım. Kazanacağımızdan şüphem yok. Beni yarın hayatı nereye sürükler siyasette? Öyle anlaşılıyor ki seçim sonu birtakım gelişmeler olacak. Kendi adıma ileriye yönelik olarak bir hesap yaparak bu sözü açıkçası söylemedim.
"MUHALEFETİMİ YASAL YOLLARA GİDEREK YAPIYORUM"
Bunu söyleyenlerin kendi sorumlulukları var. Biz Ankara'yı Mustafa Kemal'in bize emanet ettiği, dünya başkentleriyle yarışır bir kent yapmak istiyoruz. Bütün banka genel müdürlükleri İstanbul'a giderse, Merkez Bankası İstanbul'a giderse Ankara köy olur. Ben buna iktidara mensup belediyelerden hiç itiraz duymadım. Merkez Bankası Kanunu'na göre 'Merkez Bankası Ankara'da toplanır' der. Ben bunu polemik konusu yapmadan dava konusu yaptım. 'İstanbul'a gidemez' dedim. Dava reddolundu. Red sebebi 'Ankara Büyükşehir'in bu konuda hukuki yararı yoktur' dendi. Ankara Belediyesi'ne hukuki yarar açısından direk gelir geliyor. Bunu hiçbir zaman vatandaşla paylaşmadım. Ben muhalefetimi yasal yollara giderek yapıyorum. Ankara'nın içi neden boşalıyor? Bunu kendileri anlatmak lazım. Yoksa Ankara durup dururken köy olmaz."