Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası gözler olası Marmara depremine çevrildi! 1999 Gölcük depreminde 270 kişinin öldüğü Avcılar depreme hazır mı?
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler sonrası gözler olası Marmara depremine çevrildi. Marmara Denizi'nde beklenen depremin İstanbul'a etkisi ile 1999 Gölcük depremi sonrası alınan önlemler yeniden gündeme geldi. İstanbul'un 17 Ağustos 1999’daki depremden en çok etkilenen ilçesi olan Avcılar’ın depreme ne kadar hazır olduğunu Belediye Başkanı Turan Hançerli anlattı.
Kahramanmaraş merkezli 2 büyük deprem, olası Marmara depreminin etkilerini yeniden gündeme taşıdı. Bu depremde büyük yıkımın beklendiği İstanbul’da ilk akla gelen ilçelerin başında Avcılar geliyor.
1999 Gölcük depreminde 27 binanın yıkıldığı, 270 kişinin öldüğü Avcılar depreme hazır mı? İlçeyle ilgili Milliyet gazetesinden Çiğdem Yılmaz'ın sorularını yanıtlayan Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli şu ifadeleri kullandı:
Nasıl bir Avcılar teslim aldınız?
"Bir kentin dayanıklı hale getirilmesi konusunda hiç kimsenin karnesinin iyi olmadığını söyleyebilirim. Avcılar’da da çabalar olmuş ancak herhangi bir mesafe katedilmemiş. Özellikle, 1999 depreminden sonra yapılan bazı uygulamalar var. “Deprem oldu, imarı düşürelim” denilmiş. Ancak bunu yapı stoğunu dikkate almadan yapmışlar. Katlar 5 kattan 3 kata inmiş. Bu yapılan boş bir arazideki imar değişikliği değil, dolu arazide yapılan imar değişikliği. İyilik yapılmak istenmiş ama yapılan şey sorunun ta kendisi olmuş. 2019’da bir yol haritası belirledik. Bunu yaptığımızda Elazığ, İzmir, İstanbul (5.8), Düzce ve Kahramanmaraş depremleri henüz yaşanmamıştı. Ancak bilimin dediği bir gerçek var. Bilim çerçevesinde belirlediğimiz yol haritasında 3 temel sorun tespit ettik. Biri teknik sorunlar. Bunlar imar ve benzeri olan sorunlardı. İki ekonomik finansal sorunlar ve 3 uzlaşma. Şunu diyoruz, gerçek sorun gerçek çözüm. Sorun riskli yapı, çözüm dayanıklı yapı ve dayanıklı şehirler inşa etmek. İmardaki eksiklikler ve sorunlar için imar tadilatına ihtiyaç vardı. Bunun adı müktesep hak yani geçmişte verilen imar hakkının bir şekilde geri alınması bir problemdi ve bunun çözülmesi gerekiyordu. Bunu çözmek için Avcılar Belediyesi olarak ben bir plan notu hazırladım ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne taşıdım ve 8 ay eylem yaptım. Sekiz aylık eylemin sonunda, Fatih ve Avcılar belediyelerine müktesep haklar verildi. Finansman sorunu nedir?"
2012’de yürürlüğe giren 6306 Sayılı Kanundan ve bu kanunun bazı avantajlarından bahseden Hançerli, şu ifadeleri kullandı:
Deniliyor ki “Belediye kentsel dönüşümde harç almayacak, faiz ya da kira desteğinden yararlanabilirsiniz.” Bakanlıkla protokol yapmış 16 bankadan 2’si en çok kentsel dönüşüm için kredi veren bankalar. Kolay kredi için İş Bankası ve Deniz Bank ile protokol yaptık. Rekabetçi bir piyasa oluşturmak suretiyle inşaat fiyatlarını neredeyse yarı yarıya indirdik. Müteahhitlerle görüştük. 2020’de inşaat başladığında müteahhitler, birim metrekare inşaat maliyetinin 3500 TL olduğunu söyledi. Araştırdık 1200 TL. Müteahhitler itiraz etti sonra 1500 TL’de anlaştık. 120 metrekare daire yerine 80 metrekare daire yapıldı. Türkiye’de yapısını kat karşılığı değil de para vermek suretiyle yaptıranlar için KDV Turan Hançerli’den önce yüzde 18, şimdi ise yüzde 1. Bunu Avcılar Belediyesi olarak biz yaptık ve tüm Türkiye’ye de armağan ettik. Sayın Cumhurbaşkanı kararnamesi oldu. Böylelikle finansmandan destek sunmuş olduk. Maliyet konusunda önerileriniz var mı?
Sıfır faize dayalı kentsel dönüşüm modelinden ve bu modelin hükümete hiçbir zararının olmayacağından bahseden Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, "Bakan Murat Kurum, 1.5 milyon konutun çok riskli olduğunu ve acil yenilenmesi gerektiğini söylüyor. 1.5 milyon konutu yenilemek için kaynak var. Bankalar faizi veriyor. Devletin, ilk yıl 5 milyar TL ayırması lazım. Bu para zaten aynı yıl devlete geri dönüyor. Devlet zararlı değil aksine kârlı çıkıyor. Özellikle ilk 5 yıl devletin cebine para giriyor. Özetle bir maliyet problemi yok. Biz bunu bakanlığa sunduk, kabul edilmedi. Ama depremden sonra Bakan Kurum bu dediklerimizin yarısını yapmaya başladı." ifadelerini kullandı.
"YEŞİLKENT’İN İMAR SORUNU İÇİN ÇÖZÜM BEKLİYORUZ"
Başkan Turan Hançerli, 1999 depremi sonrası yapılanlar ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Avcılar’da planlı alanlarda 11 bin 893 bina 1999 öncesi. 1999 öncesi yapılan bütün binalarımız riskli değil. Bu yapıların yüzde 50’sinin yenilenmesi gerekiyordu ve 1830’u yenilendi. Avcılar Merkez, Ambarlı, Cihangir, Gümüşpala, Denizköşkler, Üniversite, Mustafa Kemal Paşa ve Firuzköy mahallelerinde bu yenilemeler gerçekleşti. Tahtakale ve Yeşilkent mahalleleri hariç. Tahtakale Mahallesi’nde 40 yıllık imar sorunumuz çözüldü ve riskli binaların çözümüne başlandı. Yeşilkent Mahallesi için bunun çözümünü bekliyoruz. Buradaki yapıların hiçbiri ne ruhsatlı ne de mühendislik izni alınarak yapılmış. 30 yıldır da çözülmeyen bir imar problemi var ve önümüzdeki ay İBB Meclisi’nde çözümünü umuyoruz. Geçtiği anda orada da dönüşümlerimiz başlayacak.”
HASAR TAHMİNLERİ
İBB raporuna göre depremde Avcılar için hasar tahmini şöyle:
Çok ağır hasarlı bina: 233
Ağır hasarlı bina: 1261
Orta hasarlı bina: 5545
Hafif hasarlı bina: 9285
Avcılar
Resmi nüfus: 458 bin.
Bina sayısı: 27 bin 832
Dönüşüme giren bina sayısı: 1830
Arama kurtarma ekibi: 58 kişi
Sualtı arama ve kurtarma: 9 dalgıç
Toplanma alanı: 149
Toplanma alanı büyüklüğü: 1 milyon 241 bin 902 m2
"YENİ BİR EKOSİSTEM OLUŞTURULMALI"
“6 Şubat’tan sonra ne değişti?” sorusuna da Başkan Hançerli şu yanıtı verdi:
“Çalışıyorduk, çalışmaya devam ediyoruz. Afet sonrası kadar deprem öncesi de çok önemli. Toplanma alanı yerine geçici barınma alanı olarak kullanmak lazım. Bu alanlar sadece afet durumu için kullanılacak yer olarak hazırlanırlarsa o gün geldiğinde işlemezler. Bu alanların yaşayan farklı bir amaçla kullanılan afet döneminde de dönüşen alanlar olması gerekiyor. ‘Stokla’ diyorlar ama bunlar yönetilemez. Deprem olmuyor ve 10 yıl sonra bu çadırları atıyorsunuz. Yaşayan ve kullanılan malzemelerin afet döneminde kullanılması gerekiyor. Bizim vinçlerin, katoların hiçbiri afet için değil ama farklı bir amaç için kullanılıyor, afet olduğunda da oraya sevk ediliyor. Dolasıyla tüm ekosistemin bu mantıkla oluşturulması ve kurulması lazım.”