Kahramanmaraş merkezli depremler sırasında Anadolu bloğu maksimum 7 metre Arap levhasına göre yer değiştirdi
Depremlerin ardından Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü’ne bağlı ekipler bölgede çalışmalara başladı. Ötelenmeler yani yer değiştirmeler fotoğraflarla da belgelendi. Fotoğraflardan biri Kahramanmaraş Nurhak’ta kayda geçti. O çarpıcı karede fay hattı üzerinde gerçekleşen ötelenmeyle yapıların olduğu yerin 5.9 metre soluna kaydığı görüldü.
6 Şubat’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından MTA Aktif Tektonik ve Deprem Araştırmaları Koordinatörlüğü bünyesindeki ekipler deprem bölgesine giderek saha incelemelerine başladı.
Toplamda şu ana kadar 254 kilometrelik bir alanda, 147 lokasyonda gözlem yapıldı.
Deprem sırasında Anadolu bloğunun maksimum 7 metre, ortalama ise 3,5-4 metre güneydoğudaki Arap levhasına göre yer değiştirdiği belirlendi. Ekiplerin ilk incelemesine göre bu ötelenme sadece 80 saniyede gerçekleşti.
MTA ekiplerinin yaptığı çalışmalar fotoğraflarla da gün gün belgelendi. TRT Haber çalışmanın detaylarını MTA Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanlığı Aktif Tektonik ve Deprem Araştırmaları Koordinatörü Doç. Dr. Selim Özalp ile konuştu.
NASIL BATIYA ÖTELENDİK?
Doç. Dr. Selim Özalp, Kahramanmaraş depremlerini oluşturan Doğu Anadolu fayının güneydeki devamı olan Ölü Deniz fayından bahsediyor ve bu fayın doğusunda Arap, batısında Afrika, kuzeyinde de Avrasya levhası bulunduğunu anlatıyor:
“Şu anda Afrika levhası, Arap levhası kuzeye doğru, Anadolu'yu sıkıştırdığı için Anadolu sanki bir zeytini sıkıştırdığınızda içerisindeki çekirdeğin dışarı doğru çıkması gibi batıya doğru hareket ediyor. Bu hareket nedeniyle de bu depremler oluyor zaten. Asıl nedeni bu hareketin olması."
Kuzey güney yönlü bu sıkışma nedeniyle arada Anadolu plakası kalıyor. Anadolu plakası da batıya yani Yunanistan'a doğru, Ege Denizi'ne doğru ilerliyor.
Aslında Afrika ve Arap levhası çarpışıyor. Bu çarpışma yılda 10-15 milimetre hızında. İnsanın algılayamayacağı derecede küçük hareketler bunlar ancak yıllar içinde birike birike 4, 5 ya da 6 metrelik atıma ulaştığında depremi oluşturuyor.
YER DEĞİŞTİRMELER NEDEN SOLA DOĞRU?
Fotoğraflarda ötelenmelerin hep sola doğru olduğunu görüyoruz. Bunun sebebi de Anadolu’nun batıya doğru yer değiştirmesi… Doç. Dr. Selim Özalp durumu şöyle anlatıyor:
“Kuzey Anadolu fayı sağ yönlüdür. 12 Kasım 1999 Düzce ya da ondan bir önceki 17 Ağustos 1999 İzmit depremindeki bu tip fotoğraflara bakacak olursanız oradaki hareketler sağ yönlüdür. Çünkü o fayın karakteri sağ yanal doğrultu atımlı fay. Ama Doğu Anadolu fayı onun tam zıttı sol yanal bir doğrultudadır. O yüzden yine fotoğraflarda görülen ötelenmeler sol yönlüdür.”
MTA FOTOĞRAFLARI METRELERCE ÖTELENMEYİ GÖSTERDİ
MTA ekipleri bölgede yaptığı incelemeler sırasında birçok noktada tespit ettikleri yer değiştirmeleri fotoğrafladı. Bu yer değiştirmeler en yüksek 7 metre, ortalama ise 3,5-4 metre arasında belirlendi.
Depremlerden kaynaklı atımlar kimi yol, kimi demir yolu, kimi bina, kimi de tarla ya da zeytin bahçelerinin kenarlarında net şekilde görüldü.
Bazı yer değiştirmeler sırasında ağaç gövdeleri de yarıldı.
Bazı yerlerde ise yükselti ya da çökmeler oldu. Özalp bu durumu şöyle açıklıyor:
“Bu fay cetvel gibi dümdüz gitmiyor. Sanki bir yılan gibi nispeten kırılarak gidiyor. Fayın geometrisinden dolayı bazı yerlerde küçük küçük çökmeler oluyor, bazı yerlerde küçük küçük tepecikler oluşuyor. Bunlar doğrultu atımlı faylar üzerinde gördüğümüz tipik yapılar.”
DERS KİTAPLARINA GİRECEK ÖTELENME ÖRNEĞİ NURHAK’TA
Kahramanmaraş Nurhak’ta çekilen bir fotoğraf ise yer değiştirmenin çarpıcı bir örneği oldu. Bu fotoğraf Barış Mahallesi’nde depremden sonra çekildi.
Bu fotoğraf ise aynı yerin 3 ay öncesine ait bir fotoğraf…
Doç. Dr. Selim Özalp aradaki farkı ve yer değiştirmenin etkisini şöyle anlattı:
“Sol tarafta tuğladan bir yapı ve yol girişi var. Tam karşımızda ise bir taş bina var. Arkasında da bir bina görüyoruz. Oraya doğru dümdüz gidiyor. Ama depremden sonra çekilen fotoğrafa baktığımızda sol taraftaki o tuğla kesimden sonra birdenbire içeri sola doğru girdiğini görüyorsunuz. Fay tam oradan geçiyor. Yoldaki o düz gidiş bir anda kaybolmuş durumda dikkat ederseniz. Sağ taraftaki bina tam fayın geçtiği yerde yıkılmış gibi gözüküyor. Deprem öncesi çekilen fotoğrafta tam karşımızda gözüken taş bina vardı ya, göremiyorsunuz. Taş bina vardı ya, göremiyorsunuz. O iyice sola kaymış durumda. Oradaki ötelenme değeri 5.9 metre. Bu fotoğraf oradaki yer değişimini göstermek adına tam kitaplık bir örnek.”
Yani basit bir anlatımla fay hattının geçtiği bu bölgede, depremle birlikte fayın karşı tarafında kalan bölge 5.9 metre sola doğru hareket etmiş ve yer değiştirmiş. Doç. Dr. Özalp fayın geçtiği yer olduğu için bu ötelenmenin normal olduğunu belirtiyor.
“KUM VOLKANI TÜRÜNDE SIVILAŞMA” ÖRNEKLERİ TESPİT EDİLDİ
MTA’nın çalışmasındaki fotoğraflarda dikkat çeken bir detay da “kum volkanı türünde sıvılaşma örneği”… Son depremlerde sıvılaşmanın, yıkımın bu denli büyük olmasında yüksek bir paya sahip olduğu uzmanlarca sıklıkla dile getirilmişti.
Kum volkanı türünde sıvılaşma örneklerinin ne anlama geldiği Doç. Dr. Selim Özalp’e soruldu:
“Alüvyon çökelleri, akarsuların getirdiği birtakım çökeller var. Bunlar daha pekişmemiş ve henüz taşlaşmamış konumda. Bir de yer altı suyu seviyesi, belli bir seviyenin üzerinde olduğunda mesela yer yüzeyinden yaklaşık 10 metre kadar derinlikte suya doygunsa bu zeminler, deprem dalgasının etkisiyle suyla beraber o kumda su gibi davranıyor ve bulduğu boşluktan yukarı doğru fışkırıyor. Kumların fışkırdığı yere biz ‘kum volkanı’ diyoruz ve o yapıya da genel olarak sıvılaşma diyoruz.
Tabii o aşağıdaki kumlu malzemenin olduğu kesim bir anda boşaldığı için üzerinde herhangi bir bina ya da başka bir yapı varsa boşalttığı hacim kadar çöküyor aşağıya. Mesela bunun örneklerini 17 Ağustos’ta gördük. Özellikle Adapazarı'nda bazı evler bir kat aşağı doğru çökmüştü. Binada hiç yıkılma yok. Bir bütün olarak çökme yapıyor.”
DEPREM BÖLGESİNDEKİ BAZI BİNALARIN YIKILMASINA FOTOĞRAFLARDA GÖRDÜĞÜMÜZ O SIVILAŞMA ÖRNEKLERİ Mİ NEDEN OLDU?
Bu soruya Doç. Dr. Özalp kesin bir yanıt veremedi ve “Olabilir. Tüm yıkımlar bu şekilde olmuştur diyemeyiz çünkü açık arazide sıvılaşma yapılarını görebiliyoruz ama evlerin altında da bu tip yapıların olup olmadığını araştırmalar tamamlandıkça göreceğiz.” dedi.