İmamoğlu'nun diploması sahte mi? YÖK raporuna ulaşıldı, avukatlarından açıklama geldi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında üniversite diplomasının sahte olduğu iddiasına ilişkin "resmi belgede sahtecilik" suçundan başlatılan soruşturma kapsamında Yükseköğretim Kurulunca hazırlanan raporun detaylarına ulaşıldı. Raporda, İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı 1990 yılında University College of Northem Cyprus'ın (UCNC) YÖK tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı belirtilirken İmamoğlu'nun avukatları Adem Sözüer ve Mehmet Pehlivan açıklamalarda bulundu.

İmamoğlu'nun diploması sahte mi? YÖK raporuna ulaşıldı, avukatlarından açıklama geldi
  • İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İmamoğlu'nun lisans diplomasının sahte olduğuna ilişkin iddialar üzerine başlatılan soruşturma sürüyor.
  • Soruşturma kapsamında YÖK tarafından hazırlanarak savcılığa gönderilen raporun detaylarına ulaşıldı.
  • Söz konusu raporda, İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönem itibarıyla Kıbrıs'taki University College of Northem Cyprus (UCNC) İşletme Yönetimi İngilizce Programından 2 yıl eğitim aldığı ve tüm derslerden genel not ortalamasının 2,50 olduğu aktarılarak, şunlar kaydedildi:
"Yüksek Öğretim Kurumları arasında önlisans ve lisans düzeyinde yatay geçiş esaslarına ilişkin yönetmeliğin 5'inci maddesinde yer alan şartları taşıdığı ancak bununla birlikte ilgilinin yatay geçiş yaptığı 1990 yılında University College of Northem Cyprus'ın YÖK tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı, ilgili üniversitenin tanınırlığının ancak 1993 yılında Yükseköğretim Yürütme Kurulu tarafından karara bağlandığı, ilgilinin yatay geçiş yaptığı 1990 yılında UCNC'nin yatay geçiş yapılabilecek üniversiteler arasında olmadığı anlaşılmıştır."

"YÖK KARARLARINA UYGUN YÜRÜTÜLMEDİĞİ GÖRÜLMÜŞTÜR"

  • YÖK Başkanlığının 1988 ve 1992 tarihli yazılarına istinaden, KKTC'de faaliyet gösteren yükseköğretim kurumlarından sadece Doğu Akdeniz Üniversitesinin tanındığı belirtilen raporda, "Söz konusu yazışmalar dikkate alındığında, yatay geçiş işlemlerinde yabancı ülkedeki yükseköğretim kurumlarının tanınırlığı şartının arandığının anlaşıldığı dolayısıyla tanınırlığı olmayan UCNC'den yapılan yatay geçiş işlemlerinin İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanlığınca Yükseköğretim Kurulu kararlarına uygun yürütülmediği görülmüştür" ifadeleri kullanıldı.

"TOPLAM 55 ÖĞRENCİSİ VARDI"

  • Raporda, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim Kurulunun 27 Haziran 1990 tarihli 22 sayılı toplantısının 2 numaralı kararında, yatay geçiş kontenjanlarının İşletme (Türkçe) Bölümü ikinci sınıfa 15, üçüncü sınıfa 10, dördüncü sınıfa 10 ve İşletme (İngilizce) Bölümü ikinci sınıfa 10, üçüncü sınıfa 5, dördüncü sınıfa 5 olmak üzere toplam 55 öğrenci olduğu bilgisine yer verildi.

 KONTENJANLAR NASIL BELİRLEDİ, KONTENJAN ARTIRIMI NE SURETLE YAPILDI?

  • İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünün 30 Temmuz 1990 tarihli Milliyet gazetesinde yayımlanan ilanında ise İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Türkçe programı için ikinci sınıfa 15, üçüncü sınıfa 15, dördüncü sınıfa 10 ve İşletme İngilizce programı için ikinci sınıfa 10, üçüncü sınıfa 5, dördüncü sınıfa 5 yatay geçiş olmak üzere İşletme Türkçe programı için toplam 40, İşletme (İngilizce) programı için toplam 20 kontenjanın belirlendiği aktarılan raporda, ilgili gazete ilanında yatay geçiş başvurularının en geç 14 Eylül 1990'da resmi çalışma saati sonuna kadar yapılabileceğinin belirtildiği vurgulandı.
  • Raporda, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim Kurulunun 12 Eylül 1990 tarihli kararında İşletme Türkçe ve İşletme İngilizce programları için ayrı ayrı ilan edilen toplam 60 kişilik kontenjanın yabancı ülkelerdeki üniversitelerden gerçekleştirilecek yatay geçişler için 3'te 1 oranında artırılarak 80'e çıkarıldığı ifade edildi.
  • İşletme Türkçe ve İşletme İngilizce programların kontenjanlarının İşletme İngilizce programda birleştirildiği, adı geçen fakültenin 12 Eylül 1990 tarihli fakülte yönetim kurulu toplantısının kararında yabancı ülkelerdeki yükseköğretim kurumlarından İşletme İngilizce programına yatay geçiş müracaatı yapan 51 öğrencinin yatay geçiş başvurularının kabul edildiği anlatılan raporda, şu ifadeler yer aldı:
"İlgili üniversite rektörlüğü tarafından temin edilen ve tarafımıza gönderilen belgelerden üniversitenin bahse konu mevzuat kapsamında İşletme Türkçe ve İşletme İngilizce yatay geçiş kontenjanlarını nasıl belirlediğinin, İşletme Türkçe ve İşletme İngilizce programları arasındaki kontenjan aktarımının ve kontenjan artırımının ne suretle yapıldığının, belirlenen kontenjanın 51'inin neden İşletme İngilizce programı için kullanıldığının, yatay geçiş başvurularının 14 Eylül Cuma günü resmi çalışma saati sonuna kadar yapılacağı belirtilmesine rağmen neden başvuru tarihi bitmeden Fakülte Yönetim Kurulunun 12 Eylül 1990 tarih ve 24 sayılı toplantısı ile yatay geçiş başvurularının değerlendirilerek karara bağlandığı hususlarının hukuki gerekçesi bulunamamıştır. Tüm bu değerlendirmelere bağlı olarak araştırma konusunun İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanlığı tarafından tanınırlık, yatay geçiş, yatay geçiş kontenjanları, ilan süreleri ve yatay geçiş kabulüne dair işlemlerin Yükseköğretim Kurulu kararlarına ve usulüne uygun yürütülmediği kanaatine varılmıştır."

AVUKATLARINDAN AÇIKLAMA

  • Öte yandan İmamoğlu'nun avukatları Adem Sözüer ve Mehmet Pehlivan'dan açıklama geldi.
  • Prof. Dr. Adem Sözüer'in yaptığı açıklamadan öne çıkanlar şöyle:
"Geçişinde bir sorun yok. O zamanki mevzuat için bir sorun yok. Çalışkan öğrenciler için bu hak tanınıyor. Komisyonlar karar veriyor. Orada da bir sorun yok. Not ortalamasına da bakılıyor, orada da sorun yok. Başvuruda da koşullarda da sorun yok. İlan açılmış başvurmuş, derslerini verip mezun olmuş. Bu nasıl ceza hukuku meselesi yapılıyor?

Başvuruda, koşullarda geçişte bir sorun yok. Ekrem Bey, fakülteye girmiş dersleri almış mezun olmuş. o zaman nasıl bir soruşturma açılıyor? O zaman nasıl bir soruşturma yapılıyor? Yine bir olmayan kanun uygulamasıyla karşı karşıya mıyız?"

"HEM BELGELİ HEM YASAL BİR YATAY GEÇİŞ"

  • Mehmet Pehlivan'ın açıklamalarından öne çıkanlar ise şöyle:
  • "5 Eylül 1988'de Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne giriyor. 1990'da Milliyet gazetesinde üniversitelerin yatay geçiş ilanları veriyor. İlanda, 1990-91 eğitim-öğretim yılında yatay geçiş ile kabul edilecek öğrencilere dair koşullar veriliyor. İlanda İstanbul Üniversitesi de var ve Ekrem Bey başvuruyor.
  • Başvuru tarihi, öğrencinin okuduğu üniversitedeki bütün sınavları başarmış olması ve not ortalamasının en az 60 olması gerektiğine dair bütün kriterleri karşılıyor. Sayın İmamoğlu'nun yata geçiş için not ortalaması 62,5'tur.
  • İstanbul Üniversitesi bu kriterleri kafasına göre koymuyor. Bu kriterler tüm üniversitelere geçişte aynı. Hem belgeli hem de yasal bir yatay geçiş.
  • Başvurular üzerine fakültede yatay geçiş komisyonu kuruluyor. Yatay geçiş komisyonu, geçişin kabulünü yönetim kuruluna öneriyor. 12 Eylül 1990'da İstanbul Üniversitesi Yönetim kurulu toplanıyor ve aralarında Sayın İmamoğlu'nun da bulunduğu yatay geçişler onaylanıyor ve resmiyet kazanıyor.
  • Komisyonun önerisi üzerine kabulü 51 kişi için yönetim kurulu veriyor. İmamoğlu 2 Ekim 1990'da İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne kayıt oluyor ve 2. sınıf talebesi olarak başlıyor. Okul takımında kalecilik yaptığını da arkadaşları olduğunu da herkes biliyor. Bu alan bazıları için gizemli olsa da sayın İmamoğlu için böyle bir gizem yok.

"YÖK RAPORU İMAMOĞLU ALEYHİNE HANGİ VERİYİ ORTAYA KOYUYOR?"

  • YÖK'ün hazırladığı bir rapor var. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığın talebi üzerine hazırlanan rapor, İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönem için tüm şartları taşıdığını belirtiyor. YÖK, hazırladığı raporda İmamoğlu aleyhine hangi veriyi ortaya koyuyor?
  • 18 Kasım 1991 tarihli YÖK yönetim kurulu kararına göre Girne Amerikan Üniersitesi YÖK tarafından tanınıyor ama Girne'deki kampüs tanınmıyor. İşin bam teli burası. Bir yatay geçiş işleminin hukuka uygun olup olmadığı, geçişin yapıldığı dönemdeki yasal mevzuat ile belirlenir.
  • Sayın İmamığlu'nun yatay geçiş başvurusu Ağustos 1990'da. Yani YÖK'ün istismar edilen raporundan 1.5 sene önce.
  • O dönem için tanınırlık ve denklik şartı getirilmiş değildir. Mevzuatta da buna dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle tanınırlık şartı aranması hukuken mümkün değildir.
  • YÖK'ün tanıma ve denklik kuralı 1996'da getirilmiştir. 6 yıl sonra getirilen kuralı geriye yürütmek hukuken mümkün değildir."

Kaynak: AA

Beykoz Belediyesi'nde konser gözaltısı Reyhanlı saldırısının son faili kaçarken yakalandı Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na FETÖ operasyonu 'Maydonoz Döner' operasyonunda 126 tutuklama