Hasan Basri Akdemir: Bir PR uğruna ya Beşiktaş ne saçmalıklar yaşanıyor!
Hasan Basri Akdemir ile Köşe Videosu'nda bu hafta da önemli konular ele alındı. Gazeteci Hasan Basri Akdemir, 'Beşiktaş'ın Galatasaray'a karşı FETÖ iması'nı değerlendirdi. Rashica transferini de değerlendiren Akdemir, hazırlanan PR videosuna iste tepki gösterdi. Siyaset gündemini de masaya yatıran Akdemir, 6'lı Masa'yı hedef aldı.
Spor ile başladığımı pek göremeyeceksiniz aslında ama spor eğer insanları rahatlatmak yerine toplumun huzurunu derinden sarsacak bir hal alırsa ben bir şey söylemeden duramam.
Beşiktaş, geçtiğimiz yıl Galatasaray forması giyen Rashica’yı bonservisini ödeyerek bir İngiliz kulübünden satın aldı. Bence de çok iyi transfer ve futbolcu sürati ve tekniği ile bizim ligde çok iş yapar. Geçen yıl da Galatasaray’da rüştünü ispat etti.
Ancak ben burada bir transfer değerlendirmesi yapmayacağım. Beşiktaş’ın transferi duyururken paylaştığı videoyla ilgili konuşacağım. Çünkü ‘transfer çalımı’ için hazırlanan PR videosu, hem terör örgütü FETÖ’nün ‘ayaklarını’ tekrar gündeme getirdi, hem iki camianın birbirine spor dışı suçlamaları ile milyonlarca insanı gerdi, hem de ülkenin Cumhurbaşkanı ve ana muhalefet liderinin içinde bulunduğu bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Galatasaray’ı FETÖ ile suçlamak bugünün meselesi değil tabii. Hakan Şükür’den vesaire bir çok sebep, terörist Fethullah Gülen’in Galatasaraylı oluşu gibi şeyler sayılabilir.
Bu sefer de Beşiktaş, Fethullahçıların 2012 Türkçe Olimpiyatları’nın Galatasaray Stadı’nda düzenlendiği görüntüleri videonun içine koymuş. Tabii Galatasaray da çok sert bir açıklama yaptı. Tartışma iki kulübün arasındaki atışma ile kalmayacaktı tabii. Hemen o gün organizasyona dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın katılmasını gündeme getirdiler. Yok efendim Başbakan o gün Fethullah Gülen’i Türkiye’ye davet etmiş falan…
Başka birileri de Kemal Kılıçdaroğlu’nun o dönem Erdoğan’ın çağrısına, ‘Gel de tutuklayayımdır bunun anlamı' sözlerini gündeme getiriyor.
Yani Beşiktaş Milos Rashica’yı transfer ediyor. Sonucunda Galatasaray, Cumhurbaşkanı ve Ana Muhalefet lideri FETÖ ile suçlanıyor. Bir PR uğruna ya Beşiktaş ne saçmalıklar yaşanıyor!
KEMAL BEY’İN ORTAKLARI DEĞİŞİMCİLERİ GÜÇLENDİRİYOR
CHP’de ‘Değişim’ tartışmaları sürüyor. Ekrem İmamoğlu değişimden vazgeçmiyor ama İstanbul için yola da çıkıyor. Yani yolundan geri dönmüyor. Özgür Özel artık genel başkanlık niyetini gösteriyor. İlçe ve il kongreleri kıran kırana geçiyor. Ortaya her gün yeni bir kulis atılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu ile değişimciler arasındaki mücadele kısacası devam ediyor.
Bir mücadele varsa mücadele verenlerin elini güçlendiren veya zayıflatan olaylar da çok önemlidir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi kariyerinde kendini en çok zora sokan aslında tarafsız bir gözle baktığınızda en başarılı olduğu şey 6’lı Masa’dır. İçinde bulunduğumuz durumda 6’lı Masa’nın varlığı, kurulması, adayının Kılıçdaroğlu olması ve seçimin sonucu zaten değişim tartışmalarının kökeni ama bu Masa’yı bir araya getirmek ve kendini aday gösterebilmek kabul edelim ki Piro’nun başarısı.
Başarısı da…
Ortakları onun neden hep elini zayıflatıyor? Meral Hanım adaylık sürecinde ‘kazanamayacak aday’ ilan ediyor ve seçim kaybediliyor. Şimdi de diğer ortakları değişimcilere karşı mücadele eden Kılıçdaroğlu’nu zora sokuyor.- ki en çok eleştirildiği nokta 4 partiye verilen 38 milletvekili-
Açıklamalara bakalım:
Ali Babacan:
CHP kendi başına bugün herhangi bir seçime girip kazanabilmesi mümkün mü? Siz hayal mi görüyorsunuz? Yerel seçim geliyor, hadi İstanbul’da Ankara ‘da desinler ki biz kendi adayımızla çıkacağız ve kazanacağız, hadi yapsınlar. Böyle bir şey mümkün mü?
Ahmet Davutoğlu:
CHP listesinden seçime girmeseydik daha fazla milletvekili çıkarırdık. En son tercihim seçime CHP listelerinden girmekti.
Temel Karamollaoğlu:
CHP’nin aldığı %25 oyun içinde en az 7 veya 8’i CHP dışından gelmiş oydur.
CHP bundan önceki seçimlerde de %25'i tutturamadı.
Kemal Bey şimdi içinden diyordur. ‘Dost musunuz, düşman mı be kardeşim?’
BİR TARAFTAN İSTANBUL’DA İLÇE KONGRELERİ GELİYOR KILIÇDAR - KILIÇDAROĞLU DİYOR.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem geçtiğimiz haftasonumu gerçekleştirilen ilçe kongrelerinin ardından değişimcilere nazire yapan bir tweet attı.
‘Bugün gerçekleşen olağan İstanbul kongrelerimizde;
Maltepe ilçe başkanı olarak seçilen can kardeşim Kenan Otlu’ya, Sultanbeyli ilçe başkanı olarak seçilen, yol arkadaşım Özgür Erdem’e, Beykoz ilçe başkanı olarak seçilen can dostum Mahir Taştan’a, Ümraniye ilçe başkanı olarak seçilen dava arkadaşım Hakan Kızılelma’ya, Eyüp ilçe başkanı olarak seçilen dostum Doğan Sarıtaş’a, Kağıthane ilçe başkanı olarak seçilen yol arkadaşım Cihan İlim Yeşildağ’a ve Bahçelievler ilçe başkanı seçilen sayın Özgür Çelik, Esenler ilçe başkanı seçilen sayın Cemal Kaya, Arnavutköy ilçe başkanı seçilen sayın Hüseyin Çelik’i kutlarım.
Bizim kongrelerimizde kazanan, kaybeden yoktur.
Aday olan, iddia koyan tüm dostlarımı tebrik ederim.
Birlikte omuz omuza büyüyeceğiz’
Benim de öğrendiğim kadarıyla İstanbul’da delege çoğunluğu 70’e 30 ile Kılıçdaroğlu’ndan yana.
KAFAMIZ İYİCE KARIŞTI! MİT BAŞKANI KİM OLACAKTI?
Kemal Bey, ‘İki kişinin arasında’ dedi.
Ümit Özdağ, 'Kılıçdaroğlu’nun danışmanı İmambakır Üküş odadaydı’ dedi.
Gazeteci İmambakır Üküş, ‘Danışman değilim ama oradaydım’ dedi.
Davutoğlu, ‘Aradım sordum Kemal Bey yok dedi’ dedi. ‘Sonra aradı ve var var sonradan hatırladım ama MİT yok’ dedi.
Faik Öztrak, ‘Hala haberim yok benim’ diyor. Sonra da gidiyor Çeşme’de ‘Konya’yı da biz kazanacağız’ diyor.
Kafamız iyice karıştı.
KURULALI 3 YIL OLDU,
3 İL BAŞKANI DEĞİŞTİ
AMA 1 İL KONGRESİ YAPAMADI.
İLÇE BAŞKANLARI İSYAN ETTİ.
BİLİN BAKALIM KİM BU PARTİ
Yer: İstanbul
İsyan edenler: İstanbul’a DEVA olacaklar.
Partinin adı: DEVA
Açılımı: Demokrasi ve Atılım
İhtiyacı: İstanbul’da demokrasi.
YENİDEN REFAH’IN DOĞRULARI VE YANLIŞLARI
Cumhur İttifakı içinde seçime girip, logosuyla kalıp 5 milletvekili çıkaran Yeniden Refah Partisi seçim sonrası çizdiği yapıcı ve takipçi muhalefet tarzı ile doğru olanı yapıyor. Ki seçim sonrası yapılan ilk anketlerde istikrarlı yükselişinin devam ettiği görülüyor.
AK Parti’ye karşı ‘Size diyet borcumuz yok’ çıkışı. ‘Mutabakatımızdaki maddelerin takipçisi olacağız’ sözleri kendi tabanından ve AK Parti ile ortak tabanlarından beğeni topluyor.
Ancak;
Milli Görüş’ün siyasi temsilciliği meselesinde çekiştiği Saadet Partisi ile atışması ve yarışması normal karşılanacakken ‘taklitçi’ bir yaklaşım Yeniden Refah’ın siyasetteki ciddiyet ve yeni dönemde ortaya koyması beklenilen farklılığı kendisinden alıyor. Dar bir yere sıkışmaya doğru götürüyor.
Saadet Partisi’nin gençlik organizasyonu ve uzun yıllardır ülkenin her yerine yayılmış olan Milli Gençlik Vakfı’nın imitasyonu olarak kurduklarını ila ettikleri Milli Gençlik Derneği’ni gördükten sonra aklıma ilk genel cümle ‘Yakında TV5 Buçuk’u da açarlar’ oldu. Açarsanız beni yayınlara davet edersiniz…
MEHMET ŞİMŞEK VE BOĞAZINDA KUMPİR KALANLAR
‘Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek istifa etti.
Şimşek istifayı Cevdet Yılmaz’a verdi, Erdoğan’a değil.
Şimşek’in istifası kabul olmadı.
Erdoğan, Şimşek’i kesin görevden alır.
Şimşek, Erdoğan görevden almasın diye radikal faiz artışı yapmıyor.’
Piyasada kulis diye o kadar Mehmet Şimşek yalanı dönüyor ki hızına yetişmek mümkün değil. Nedeni ise Sayın Bakan’ın son dönemde alışmadığımız bir özelliğinin olması. O özellik: Normallik!
FETÖ’cülerin derdi Şimşek. İçerdeki vasıfsızların derdi Şimşek. Dışardaki hazımsızların derdi Şimşek.
Ama onun,
Gözleri normal, sözleri normal, politikaları normal, kadroları normal, yaşantısı bile normal. Hani tek başına gitti ya kumpirciye… Kumpirin dibinde ne kadar kaşar varsa sıyırdı. Ekonominin başına bela olmak isteyenleri de öyle sıyıracak gibi duruyor.
17 AĞUSTOS EDEBİYATI
6 Şubat’ı unutup siyasi kavgaya tutuşanları, gözümüzün önünde ayak oyunu, reyting oyunu yapanları 17 Ağustos edebiyatını yaparken görünce sinirlerim bozuldu. Yapmayın!
Ha bir de…
Şu deprem uzmanları iyi ki doktor değil. Biri “Yaşar” derdi, biri “ölür” derdi.
Ne yaşayabilirdik, ne ölebilirdik.
İstanbul depremi için bir “olacak” diyor, diğeri “olmayacak”
Bilim bu kadar göreceli mi? Bilmiyorsanız, ‘Bilmiyorum’ deyin.