Güney Marmara'da deprem hareketliliği arttı: 4 ilin yapı stoku uygun hale getirilmeli
Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerindeki zemin koşulları, özellikle Çanakkale ve çevresi ile Bandırma yöresinde iyi olmadığını belirten uzmanlar, bu bölgedeki yapı stokunun zemine göre yenilenmesi gerektiği konusunda uyarıda bulundu.
Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova, yüzyıllardır şiddetli depremler üreten Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın batı kolunun güneyinde yer alıyor.
Bilimsel araştırmalar, bu bölgelerde deprem riskini azaltmak amacıyla kentsel dönüşüm çalışmalarının yapıldığını göstermekte.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Özden, Güney Marmara'da artan deprem hareketliliğine dikkat çekti.
Son deprem, 4 Mart'ta Yenice-Gönen Fayı'nda 4.9 büyüklüğünde yaşandı.
7'NİN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLİR
Özden, aktif doğrultu atımlı ve büyük fayların her zaman 7'nin üzerinde deprem üretebileceğini vurguladı.
Bursa'nın Gemlik ve Mudanya, Çanakkale'nin Biga ve Yenice, Balıkesir'in Gönen ilçeleri ile çevrelerinde son bir yılda büyüklüğü 4'ten fazla depremlerin yoğunlaştığını belirten Özden, aktif doğrultu atımlı ve büyük fayların her zaman 7'nin üzerinde deprem üretme potansiyeli taşıdığını vurguladı.
Güney Marmara'daki yerleşim bölgelerinin zemin özelliklerine işaret eden Özden, şunları söyledi:
Çanakkale ve çevresi ile Balıkesir'in Bandırma ilçesine doğru ilerleyen bölgedeki zemin koşulları, özellikle büyük ve ana yerleşim birimlerinde iyi değil. Her ne kadar Bursa, Uludağ'ın eteklerinde kurulu olsa bile onun için de aynı şey söz konusu. Üzerindeki yapı stokunun da buna uygun hale getirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla bazı yerlerde dönüşümün artık şart olduğunu görüyoruz. Bu noktada çalışmaların biraz daha hızlanması gerektiğine inanıyoruz ki bir sonraki nesillere daha sağlıklı yaşam ortamları bırakabilelim.
Yenice-Gönen Fayı'nda 1953 yılında 7,2 büyüklüğünde deprem yaşandığını anımsatan Özden, "Çok kısa süre geçmiş olmasına rağmen aynı yerde büyük bir depremi görebiliyoruz ya da deprem tekrarlanma aralığının çok uzadığını biliyoruz, Marmara’da olduğu gibi. Buna tabii ki yer kabuğu ve onun dinamikleri karar veriyor. Oradaki o alanlarda ve noktalardaki stresin birikmesi, dağılımı ve açığa çıkmasıyla son buluyor." diye konuştu.
