Devlet Bahçeli'den 15 Temmuz mesajı: Erken kalkanın darbe yaptığı dönemler artık geride kalmıştır
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü için bir mesaj yayınladı. Bahçeli, "Postal sesleri, tank paletlerinin gürültüleri demokrasinin sesini bastıramayacak, milli özlem ve tercihe üstünlük kuramayacaktır. Türk milleti demokraside karar kılmış, meşruiyet dairesinde kalarak iktidar değişiminin nasıl olacağını yıllar evvel belirlemiştir. Erken kalkanın darbe yaptığı, elinde silah olanın yönetime el koyduğu dönemler artık geride kalmıştır" dedi.
Bahçeli, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle mesaj yayımladı. Bahçeli, 15 Temmuz'un sıradan bir darbe teşebbüsü olmadığına vurgu yaparak, "Türkiye ve Türk milleti son iki asrın en vahim, en vahşi, en vandal saldırı dalgasına maruz kalmıştır. Ve bu saldırı başta TSK olmak üzere, hayatın her alanına, toplumun her kesimine zalim ve zehirli bir plan dahilinde yuvalanmış emperyalizmin kiralık maşaları eliyle yapılmıştır. Zaman içinde palazlanan FETÖ, en sonunda Türk milletine silah çekmiştir. Anadolu’nun işgal ve istilası için adım adım yürüyen ve yürütülen hain bir projeyle Türk milletinin kendi yurdunda boğulması kurgulanmıştır" dedi.
"KÜRESEL KOMPLO KAHRAMANCA EZİLMİŞTİR"
Bahçeli, 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, TBMM, emniyet ve MİT binalarının bombalanıp, vatandaşların üzerine ateş açıldığını hatırlatarak, "Ancak imanla dolu kalpler ihanetle bezenmiş çürümüş bedenleri ülkemizin her yerinde cesaretle engellemiş ve nihayet etkisiz hale getirmiştir. Türk milletinin istiklal ve irade gücü FETÖ’cü canilere 15 Temmuz’u zindana çevirmiştir. Milletimiz kendi kaderine, kendi geleceğine, kendi varlığına hamd olsun can pahasına sahip çıkmıştır. 251 vatan evladının kanı aziz vatan topraklarıyla karışmış ve hıyanete karşı inancın azametiyle adeta sur örmüştür. 15 Temmuz’da millet, zilleti mahvı perişan etmiştir. Milli iradeye sürülmek istenen kara leke yine milletimizin azim ve kararlığıyla temizlenmiş, küresel komplo ve kumpas kahramanca ezilmiştir. Unutmayalım ki, Halaskar Zabitanlar dönemi çok geride kalmıştır. İhtilaleler, muhtıralar, cunta devirleri tarihin çöplüğüne çoktan atılmış ve üzeri küllenmiştir. Türk milletinin ortak geleceğinin temeli; kardeşlik, milli birlik, hukukun üstünlüğü ve demokratik onurdur. Türkiye’mizin dayandığı zemin milli ve manevi ilkelere, tartışılmaz anayasal esaslara bağlıdır. Hiçbir çete, hiçbir paralel yapı, hiçbir terör örgütü, hiçbir darbe ve dağılma heveslisi mihrak bu zemini imha edemeyecek, nitekim huzur cellatlarının sonu her daim hüsran olacaktır" ifadelerini kullandı.
"EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETE AİTTİR"
Türkiye Cumhuriyetinin muazzam bir mücadelenin, muhteşem bir diriliş sürecinin eseri ve neticesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Ve bu tarihi gerçeğin hiçe sayılması, yıpratılması veya inkar edilmesi vatana ve millete kast etmekle eşdeğer bir cürümdür. Türk milleti 30 Ekim 1918’den 9 Eylül 1922’ye kadar nice badire ve belaları yenerek bağımsızlığını elde etmiş, tarihsel yolculuğunu inançla sürdürmüştür. Türkiye Cumhuriyeti korsan bir devlet değildir. Türkiye Cumhuriyeti rüştünü ispat edememiş, hukukun ayaklar altında süründüğü yeni yetme çadır ve çukur devleti de değildir. Kaldı ki tam tersi bir eylem veya teşebbüse sessiz kalmamız, hepsinden mühimi büyük Türk milletinin müsaade etmesi akla ziyan, milli müktesebata aykırı bir haldir. Yürürlükteki Anayasanın 2'nci maddesinde ifade edildiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Milli ve üniter devlet yapımızın temelleri 1923’de atılmıştır. Egemenlik ise kayıtsız şartsız millete aittir. Bunun hilafına, buna aykırı her girişim, her düşünce, her hazırlık, her plan gayri meşru, gayri ahlaki, gayri hukukidir. Milli varlığımızın çatısı tarihin, kültürün ve demokrasinin erdem ve emanetleriyle örülmüştür. Geleceğimizin yol haritası milli iradenin şaşmaz, değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez demokratik telif haklarıyla çizilmiştir. Hiçbir bahane, hiçbir gerekçe demokrasiden kopuşa, silahlı müdahale ve ara rejim özlemlerine dayanak teşkil edemeyecektir. Postal sesleri, tank paletlerinin gürültüleri demokrasinin sesini bastıramayacak, milli özlem ve tercihe üstünlük kuramayacaktır. Türk milleti demokraside karar kılmış, meşruiyet dairesinde kalarak iktidar değişiminin nasıl olacağını yıllar evvel belirlemiştir" dedi.
"EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETE AİTTİR"
Bahçeli, Türkiye Cumhuriyetinin muazzam bir mücadelenin, muhteşem bir diriliş sürecinin eseri ve neticesi olduğunu vurgulayarak, "Ve bu tarihi gerçeğin hiçe sayılması, yıpratılması veya inkar edilmesi vatana ve millete kast etmekle eşdeğer bir cürümdür. Türk milleti 30 Ekim 1918’den 9 Eylül 1922’ye kadar nice badire ve belaları yenerek bağımsızlığını elde etmiş, tarihsel yolculuğunu inançla sürdürmüştür. Türkiye Cumhuriyeti korsan bir devlet değildir. Türkiye Cumhuriyeti rüştünü ispat edememiş, hukukun ayaklar altında süründüğü yeni yetme çadır ve çukur devleti de değildir. Kaldı ki tam tersi bir eylem veya teşebbüse sessiz kalmamız, hepsinden mühimi büyük Türk milletinin müsaade etmesi akla ziyan, milli müktesebata aykırı bir haldir. Yürürlükteki Anayasanın 2'nci maddesinde ifade edildiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Milli ve üniter devlet yapımızın temelleri 1923’de atılmıştır. Egemenlik ise kayıtsız şartsız millete aittir. Bunun hilafına, buna aykırı her girişim, her düşünce, her hazırlık, her plan gayri meşru, gayri ahlaki, gayri hukukidir. Milli varlığımızın çatısı tarihin, kültürün ve demokrasinin erdem ve emanetleriyle örülmüştür. Geleceğimizin yol haritası milli iradenin şaşmaz, değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez demokratik telif haklarıyla çizilmiştir. Hiçbir bahane, hiçbir gerekçe demokrasiden kopuşa, silahlı müdahale ve ara rejim özlemlerine dayanak teşkil edemeyecektir. Postal sesleri, tank paletlerinin gürültüleri demokrasinin sesini bastıramayacak, milli özlem ve tercihe üstünlük kuramayacaktır. Türk milleti demokraside karar kılmış, meşruiyet dairesinde kalarak iktidar değişiminin nasıl olacağını yıllar evvel belirlemiştir" dedi.
"15 TEMMUZ MUHAFAZA EDİLECEKTİR"
15 Temmuz’da vatan, millet ve devletin kurtulmasının yanında demokrasiyle milli birliğin de uçurumun kenarından döndüğünü dile getiren Bahçeli, "Bu nedenle 15 Temmuz hem demokrasinin hem de milli birliğin günüdür ve elbette muhafaza edilecektir. Sanal ayrılıkların, bayağı kutuplaşmaların, demokrasimizi tahrip eden sakat ve sancılı teşebbüslerin raf ömrü artık dolmuştur. Kardeşliğimize hançer vurdurmayacağız, kaldı ki bu sorumluluk hepimizindir. Demokrasimizi istismar ve ihanetle yıkmayı hedefleyenlere izin vermeyeceğiz, nitekim bu görev herkesindir. Bilhassa devlet içine sızan, hukuk dışı hiyerarşik bağlantı içinde olan hiçbir grup, oluşum, yapı ve organizasyona fırsat verilmemeli, devlet-i ebed müddet ile millet-i ebed müddet namus gibi korunmalıdır. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü her türlü siyasi veya ideolojik mülahazanın üstünde görülmelidir. Anayasal düzeni zor kullanarak ve silah yoluyla değiştirmeye heves edenlerin senaryolarını tamamen yırtıp atmak için bir olmak, beraber olmak, doğudan batıya, güneyden kuzeye büyük bir millet olduğumuzu dosta da düşmana da göstermek ihmali düşünülemeyecek bir sorumluluktur. Türkiye bizimdir, herkes eşittir Türkiye’dir" dedi.