Depremler sonrası merak edilen 'evim sağlam mı' sorusunun cevabını bulmak için sormanız gereken 7 soruyu uzmanlar derledi
6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 'asrın felaketi' olarak adlandırılan depremlerin ardından birçok vatandaş evlerinin sağlamlığından şüphe ediyor. Deprem felaketinde eski binaların yanı sıra ‘depreme dayanıklı’ ilanları ile satışa sunulan yeni binaların da yıkılması, “Oturduğum bina gerçekten güvenli mi” sorusunu beraberinde getirdi. Yalıtım uzmanları, yeni konut alırken veya ev değiştirirken dikkat edilmesi gereken konuları derledi.
Kahramanmaraş merkezli olan ve 11 ilde büyük hasara yol açan depremlerde yalnızca eski binaların değil henüz 1-2 yıl önce inşa edilen hatta ‘depreme dayanıklı’ ilanlarıyla satışa sunulan binaların da yıkılması bina güvenliği konusunda endişeye yol açtı. Öyle ki balkonun genişliği, evin hangi cepheye baktığı gibi soruların yerini, “Karot analizi alındı mı, karbon elyaf ile güçlendirme yapılabilir mi” soruları aldı. Uzmanlar, başta depreme karşı dayanıklılık olmak üzere yeni konut alırken veya ev değiştirirken dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgi verdi.
Uzmanlar, binanın güvenliğini ve kalitesini ölçmek için sorulması gereken 7 soruyu ve cevaplarını şöyle açıkladı:
•KAROT ANALİZİ YAPTIRMALI MIYIM?
''Binanın taşıyıcı yapılarından silindir şeklinde beton örneği alınmasıyla yapılan karot analizi, betonun sınıfını ve dayanıklılığını ölçmek için etkili bir yöntemdir ancak tek başına yeterli değildir. Çünkü bir binada, betonun sağlamlığının yanı sıra zemin etüdü, statik hesaplar, işçilik gibi pek çok kriter devreye giriyor. Bu nedenle binanızın sağlamlığını kontrol ettirirken mutlaka uzman bir firmadan destek alın ve yalnızca betonu değil tüm bileşenleri dikkate alın."
•BİNADA SU YALITIMI VAR MI?
"Eğer varsa binanın hangi bölümlerinde var, temelde su yalıtımı bulunuyor mu? Bu sorunun cevabını inşaatı yapan firma veya müteahhitten öğrenebilirsiniz. Özellikle temelde su yalıtımı olup olmadığını muhakkak sorgulayın. Çünkü temel su yalıtımı, yapının çelik yeleğidir. “Bu bölgede su yok” gibi söylemlere karşı çıkın çünkü yağmur suları veya deprem gibi yer hareketleri neticesinde ortaya çıkan sular da yapıda korozyona neden olur. Korozyon ise yapının sağlamlığını azaltıp ömrünü kısaltır. Diğer taraftan bina yapım aşamasında yüzde 1 oranında yapım maliyetine etki eden su yalıtımı sonradan yapıldığında bu maliyet üç katına kadar çıkabilir. Üstelik sonradan su yalıtımı yapılmaya karar verilse de hayati önem taşıyan temel su yalıtımı yapılamaz, yalnızca duvar, zemin ve çatı yalıtımı uygulanabilir. Ayrıca 3 Temmuz 2017 tarihinde yürürlüğe giren Tip İmar Yönetmeliği 51. maddesine göre toprağa dayalı tüm bodrum katlarda, dış etkilere karşı, ısı ve su yalıtımı yapılması zorunludur. Firma veya müteahhide sormadan su yalıtımı olup olmadığını anlamak mümkün mü? Bunu kesin olarak anlamanız mümkün değil ancak bodrum katına veya otoparka indiğinizde rutubet kokusu alıyorsanız, su akıntısı veya taşıyıcı kısımlardaki demirlerde paslanmalar görüyorsanız, bina dış duvar iç yüzeyinde bakteri, küf, mantar gibi lekeler varsa binanızda su yalıtımı olmayabilir ya da uygulama doğru yapılmamıştır. Bu durumda muhakkak bir uzmana danışın."
•DOĞRU SU YALITIMI NASIL OLUR, HANGİ ÜRÜNLER TERCİH EDİLMELİ?
"Günümüzde temel su yalıtımında hem hız hem de pratikliği açısından tercih edilen proof membranlar beton öncesinde uygulanan ve üzerine direkt dökülen betona tamamen yapışan su yalıtım örtüleridir. Benzer şekilde sürme esaslı su yalıtım ürünleri de temelden başlayarak, perde ve ıslak hacimlerde kullanılabilecek malzemelerdir. Su sızıntısı olan temel, otopark, galeri gibi yapılarda su enjeksiyon ürünleri ile çözüm bulmak mümkün olsa da bu ürünler maliyet açısından oldukça yüksektir. Dolayısıyla su yalıtımı yapının projelendirme aşamasında çözülmesi gereken konuların başında gelir. Binanızın yapım aşamalarında kullanılan malzemeleri/markaları tespit etme şansınız varsa üretici firmalardan her türlü sorunuza cevap ve teknik destek alabilirsiniz."
•BİNANIN ENERJİ KİMLİK BELGESİNDE ENERJİ SINIFI NEDİR?
"Binalar için A’dan G’ye kadar enerji performans sınıflandırması yapılır. A sınıfı en verimli, G sınıfı ise en düşük verimli seviyeyi belirtmek için kullanılır. Binalardaki bu sınıflandırmayı gösteren belgeye Enerji Kimlik Belgesi ya da kısaca EKB denilir. Yeni yapılacak veya yapılmakta olan binadan daire satın alacaksanız, binanın en düşük C sınıfında olacak şekilde tasarlanıp inşa edildiğinden emin olun. C sınıfından daha düşük seviyede çıkan yeni yapılacak veya yapılmakta olan binalar kanunen iskân ruhsatı alamaz. Bununla birlikte enerji verimliliği arttıkça evinizin ısıtma ve soğutma giderleri de azalacaktır."
•BİNANIN BAŞKA HANGİ ALANLARINDA YALITIM VAR?
"Özellikle bodrum ve ortak alanlarda ısıtma için kullanılan kazan ve boruların dış çeperlerine yapılan tesisat yalıtımı, ısı kaybının önüne geçmede en etkin yöntemlerin başında geliyor. Yine pencerelerde ısı kontrollü kaplama olup olmadığı ve çift cam uygulaması da yalıtımın kalitesini artırıyor."
•SAĞLAMLIK AÇISINDAN BİNADA BODRUM KATI OLMASI ÖNEMLİ Mİ?
"Yapı imar yönetmeliğine göre dört katın üzerindeki binalarda bodrum katı zorunlu. Çünkü bodrum katlar statik yapılar gereği genel olarak perde duvarlardan imal edilir. Perde betonlar da deprem anında enerji ve yükü taşıyarak hasarı en az düzeye indirger. Öte yandan statik hesaplamalara uygun yapılmış giriş katı dükkân olan yapılar da tercih edilebilir. Daire satın alırken bu tarz yapılarda dükkân katı ile üst katların tavan yüksekliklerinin birbirinden çok farklı olmamasına dikkat edin. Örneğin girişe 6 metre kat yüksekliği olan bir dükkân, üstüne 3 metre kat yüksekliği olan bir asma kat, üstlerine 3,3 metre yükseklikleri olan daire katları yapılırsa farklı kolon boyutları, binanın deplasman riskini artıracak yumuşak kat düzensizliğini oluşturur. Bu sebeple üst katlara çıkıldıkça değişen kolon boyutları bina güvenliği ile ilgili olumsuz bir göstergedir.''
Kaynak: İHA