Cumhurbaşkanı Erdoğan: İmralı heyeti randevu isterse veririm

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Özel partisi içinde sıkıştıkça ne acıdır ki dışarıda daha zehirli, daha sorumsuz, son derece çirkin bir dile sarılıyor. Grup kürsüsünden sarf ettiği sözler ertesi gün kendi belediye başkanı tarafından yalanlanan zavallı birisini muhatap almak bize zuldür. Bay Kemal gibi siyasetten ibretlik bir şekilde alaşağı edilmesi yakındır." dedi. Grup toplantısından sonra gazetecilere konuşan Erdoğan, "İmralı heyeti randevu isterse veririm" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu.

Buradaki konuşmasında önemli birçok meseleye değinirken,  toplantının ardından gazetecinin "İmralı heyetiyle görüşür müsünüz?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan,  "İmralı heyeti randevu isterse veririm" diye yanıt verdi.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Aziz milletim, değerli vekil arkadaşlarım, kıymeti misafirler sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sizlerin vasıtasıyla ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarımıza selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Grup toplantımız ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için hayırlara vesile olsun. Aynı sevdaya gönül verdiğim, aynı davaya omuz verdiğim yol arkadaşlarıma sevgilerimi iletiyorum. Kara kışa aldırmadan, 23 Şubat'ı Ankara'da demokrasi bayramına çeviren teşkilatıma şükranlarımı sunuyorum.

SURİYE'DE FİTNE ÇIKARMAK İSTENİYOR

Gerek bölgemizde geren dünyanın farklı köşelerinde gerilimlerin, kardeş kavgalarının yaşandığı zorlu süreçten geçiyoruz. Sudanlı kardeşlerimiz istikrarsızlıkla boğuşuyor. Gazze'deki ateşkes Siyonist rejimin tüm şımarıklıklarına rağmen güçlükle de olsa devam ediyor. Suriye'de mezhep temelli yeni bir fitne ateşi yakılmak isteniyor.

ZORLUKLARA ALDIRMADAN GECE GÜNDÜZ KOŞTURUYORUZ

Yaşanan tüm olumsuzluklar karşısında ülke, millet ve AK Parti olarak umudumuzu diri tutuyor, kararlılığımızı en güçlü şekilde muhafaza ediyoruz. Zorluklara aldırmadan, engellere takılmadan, kurulan tuzaklara düşmeden kardeşliğimizden, tarihimizden, binlerce yıllık köklü tecrübemizden güç ve cesaret alarak merhum Erbakan Hocamızın ifadesiyle hayra motor, şerre fren olmak için gece gündüz demeden koşturuyoruz.

ŞOV PEŞİNDE OLMAYACAĞIZ

Kurumlarımız Balkanlar'dan Kafkasya'ya kadar gönül ve kültür coğrafyamızdaki hizmetleri ile milletimizi en güzel şekilde temsil ediyorlar. Biz de şehit ailelerimizden güvenlik güçlerimize, esnaf ve sanatkarlardan kadınlara farklı kesimlerle iftar soframızı paylaşarak bu mübarek günleri ihya ediyoruz. 11 ayın sultanı Ramazan'ı layıkıyla idrak etmeye çalışıyoruz. Tüm bunları yaparken başkaları gibi şov peşinde olmayacağız. Üç liralık hizmet reklamına 5 lira harcamayacağız. Vatandaşın derdini mağduriyetini şov aracı, siyasi rant malzemesi haline getirmeyeceğiz. Biz reklam ve şov yapmanın değil gönüller yapmanın peşindeyiz. Biz bir yarayı sarma, bir ihtiyacı giderme gayesi ile hareket eden kadroyuz. Yaptıklarımızı elbette anlatacağız ama bunları yaparken birileri gibi hoyratça davranmayacağız, insanımızı rencide etmeyeceğiz. Tevazudan azla sapmayacağız. AK Parti kadrolarına yakışan işte böyle bir asalettir. Bu harekete yakışan 85 milyonu bağrına basan kuşatıcı bir yaklaşımdır.

DİPLOMASİNİN MERKEZ ÜSLERİNDEN BİRİ HALİNE GELİYORUZ

Bir kez daha siz kıymetli milletvekillerimizin şahsında tüm yol ve dava arkadaşlarımın Ramazan-ı Şerif'ini tebrik ediyorum. Ailenizle, sevdiklerinizle, aziz milletimizle ramazanın rahmet, merhamet ve bereket atmosferini doyasıya teneffüs etmenizi yürekten temenni ediyorum. Gönülden kopan yakarışların geri çevrilmediği bu rahmet mevsiminde merhum Mehmet Akif'in şu duasına tüm kalbimizle biz de amin diyoruz. "Ya Rab! Şu muazzam Ramazan hürmetine kaldır aradan vahdete hail ne ise. Ya Rab! Şu asırlarca süren tefrikadan artık ezilip düşmesin ümmet yeise." Ramazan'ın ülkemiz, milletimiz, İslam alemi ve tüm insanlık için refaha, selamete, barış ve dayanışmaya vesile olmasını niyaz ediyorum. Burada şunun da bilinmesinde fayda görüyorum. Türkiye olarak sadece iyilik sancağını değil, barışın, güven ve huzur veren iklimini başta mazlum coğrafyalar olmak üzere dünyanın dört bir yanına ulaştırıyoruz. Daha adil bir dünya mümkün şiarıyla yürüttüğümüz çabaların semerelerini toplamaya başladık. Türkiye'yi bölgesinin istikrar kaynağı olmanın da ötesine geçirerek barış diplomasinin merkez üslerinden biri haline getiriyoruz.

SON DERECE SİNSİ BİR PUSU

Yıllarca bizi Türk Kürt, Laik Antilaik, İlerici Gerici, Alevi Sünni diye ayrıştıranlar, sizin de takip ettiğiniz üzere son günlerde başka senaryolar peşinde koşuyor. Suriye'deki eski rejim artıklarının terör eylemleri öne sürülerek milletimizin kardeşliğine son derece sinsi, son derece kirli bir pusu kuruluyor. Bu pusuyla aynı zamanda İstiklal Marşımızda vücut bulan ruha ve birlikte yaşama iradesine karşı da alçakça bir suikast düzenleniyor. Tahrik siyasetiyle, nefret söylemleriyle, çoğu yalan ve çarpıtma olan provokatif açıklamalarla Türkiye'de yeni bir sorun, yeni bir kaos alanı oluşturulmak isteniyor.

KÜSTAH BİR ÜSLUP

İşin daha vahim ve üzüntü verici yanı ise milletimize bu kötülüğü genel başkanıyla yönetimiyle milletvekilleriyle belediye başkanlarıyla ülkenin ana muhalefet partisi yürütüyor. Şimdi değerli kardeşlerim biz Ramazan'ın gönülleri yumuşatan manevi iklimine saygımız gereği mümkün mertebe günlük siyasi tartışmalara girmiyoruz, girmeyeceğiz. 'Ey oruç tut beni' hassasiyetiyle en azından bir ay boyunca siyasete farklı bir dilin kültürün anlayışın hakim olması için gayret ediyoruz. Sataşmalara kulak asmıyoruz hürmetsizlikleri dikkate almıyor itham ve iftiralara mecbur kalmadıkça cevap vermiyoruz. Bakın bunu da korktuğumuz çekindiğimiz ürktüğümüz için değil içinden geçtiğimiz mübarek günlerde milletimizin ağzının tadı kaçmasın diye yapıyoruz. Ancak hemen her seferinde ramazan gelince iftira yalan provokasyon dozunu sürekli arttıran küstah bir üslubu karşımızda buluyoruz. Bilhassa CHP kendisine biraz çeki düzen vermek, kendini hesaba çekmek, özeleştiri yapmak yerine giderek pervasızlaşıyor nobranlaşıyor. Bunlarla da kalmıyor ülkemiz ve demokrasimiz açısından oldukça tehlikeli sularda siyaset yapmaya yelteniyorlar.

ÖZGÜR ÖZEL TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALAMAK ZORUNDA KALDI

CHP Genel Başkanı Sayın Özel partisi içinde sıkıştıkça ne acıdır ki dışarıda daha zehirli, daha sorumsuz, son derece çirkin bir dile sarılıyor. Buradan öncelikle şu noktayı açıkça ifade etmek isterim. Grup kürsüsünden sarf ettiği sözler ertesi gün kendi belediye başkanı tarafından yalanlanan zavallı birisini muhatap almak bize zuldür. Zira bir siyasetçinin itibarının ölçüsü ağzından çıkan lafın doğruluğudur, ağırlığıdır. Daha söylediği sözün dumanı tüterken kendi partilisi tarafından tekzip yiyen bir şahıs sadece siyasetin değil haysiyetin ve erdemin de ne olduğunu bilmiyor demektir. Sayın Özel Meclis kürsüsünde milletin karşısında dedikodu yapmayı siyaset yapmak zannediyor. Hatırlayınız büyük kongremizde partimize katılan yeni arkadaşlarımızla ilgili ipe sapa gelmez bir sürü cümle kurdu, kendi üst perdeden ahkam kesti, utanmadan, sıkılmadan bize siyasi ahlak dersi vermeye kalktı. Arkadaşlarımızı hem de çok seviyesiz çok nezaketsiz ifadelerle hedef aldı, itham etti. Peki sonuçta ne oldu? Aradan bir hafta bile geçmeden çark etti. Kürsüden savurduğu büyük lafların altında kendisi ezildi. Affınıza sığınarak söylüyorum tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı.

SİYASETTEN ALAŞAĞI EDİLMESİ YAKIN

Gün aşırı parti değiştirmekten adı Türk siyasetinde fırıldağa çıkmış bir kifayetsize rozet taktı. Bize attıkları çamur döndü dolaştı kendilerine bulaştı. Şimdi soruyorum sizlere. Böyle tutarsız ve dirayetsiz birini biz nasıl ciddiye alalım? Kendi belediye başkanlarından ayar yiyen, çarkçılıkta selefini çırak çıkartan bir kişiyi biz niye muhatap olalım? Bakın üzülerek ifade ediyorum. Sayın Özel kendisine açılan krediyi har vurup harman savurmaktadır. Bu gidişle sıfırı tüketmesi iflas bayrağını çekmesi tıpkı selefi Bay Kemal gibi siyasetten ibretlik bir şekilde alaşağı edilmesi yakındır.

ZEHİRLİ DİLİ TERK EDİN

Burada şunu da tüm samimiyetimle zikretmek durumundayım. Biz AK Parti olarak siyasi rekabet noktasında hem kendisinden hem de ekibinden ziyadesiyle memnunuz. Ala-i vala ile açıkladığı kart oyunlarından memnunuz. Gençlerin eğlencesi olan gaflarından da memnunuz. Marjinal sol örgütlerin sloganına hapsolan söylemlerinden memnunuz. Belediye başkanları tarafından tekzip edilen iddialarından memnunuz. Üye ve delege hesaplarının maskarası olmasından da memnunuz. Yurt dışında zerre kadar itibar görmemesinden memnunuz. Yurt içinde kimse tarafından kaale alınmamasından memnunuz. Ne İsa'ya ne Musa'ya bir türlü yaranamayan iki arada bir derede kalmış acizliklerinden memnunuz. Çok ama boş konuşmasından fevkalade memnunuz. Velhasıl biz karşımızda böyle bir profilin bulunmasından asla şikayetçi değiliz. Böyle devam ettikleri sürece hiçbir zaman da rahatsız olmayız. Bizim üzüntümüz ana muhalefet partisi liderinin bu hallere düşmüş olmasıdır. Bizim üzüntümüz bu tablonun Türk demokrasisine yakışmamasınadır. Bizim üzüntümüz genel başkan değişse de CHP'nin faşist zihniyetinin olduğu yerde çakılı kalmasınadır. Sayın Özel kusura bakmasın. Şahsi siyasi ikbali uğruna bile olsa kimsenin siyaset kurumunu bu duruma düşürmeye hakkı yoktur. Sayın Özel'i ve CHP yönetimini bir kez daha sorumlu siyaset yapmaya davet ediyorum. Özellikle Alevi canlarımız konusunda kullandıkları çirkin, ayrımcı ve zehirli dili terk etmeye çağırıyorum. CHP yönetimi artık Suriye'deki ateşi ülkemize taşıma siyasetinden tövbe etmelidir. Kullanılan dil bu ülkeye geçmişte çok acı bedeller ödetmiş, son derece sorumsuz, son derece tehlikeli bir dildir. Türkiye'nin birliğini, dirliğini, bütünlüğünü, huzur ve güvenliğini korumak hepimizin görevidir. Millete karşı ortak mesuliyetidir. Muhalefette olmanız bu gerçeği değişmez, değiştirmemelidir. Bir diğer husus ise şudur değerli kardeşlerim: Bu ülkede Kürt de Alevi de muhafazakar da demokrat da en şedit baskıyı CHP'den görmüş CHP'nin faşist zihniyeti eliyle yaşamıştır. CHP yönetimi Alevi vatandaşlarımızı istismar edeceğine, kışkırtacağına önce çıksın onlara yaptıkları zulümden dolayı nedamet getirsin. Kabine sonrası basın toplantımızda da ifade ettim. Terörsüz Türkiye hedefiyle yürüttüğümüz çalışmalarda ülkenin 40 yıllık bir sorununu çözerken istismara müsait yeni fay hatları oluşturmak açık ve net söylüyorum. Emperyalizme uşaklık etmektir. Her kim 3-5 emperyalizmin gazlamasıyla bu milletin kardeşliğine kastederse karşısında bizi bulur. Devletimizi bulur. 85 milyonu bulur. Çünkü biz bu tezgahı son 22 yıl boyunca defalarca gördük. Biz bu kirli oyunu daha öncesinde 27 Mayıs'ta, 12 Mart muhtırasında, 12 Eylül darbesinde, 28 Şubat postmodern darbesinde bunlara giden kanlı ve alçak yollarda gördük.

MHP lideri Bahçeli'den 12 Mart mesajı Naci Görür'den Hakkari uyarısı: Çok sıkıştı, bekliyoruz Bakanlık Ceyhan Nehri’ndeki balık ölümleri için harekete geçti Kadınların Güçlenmesi İçin Yeni Adımlar