Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gençlerimizin dijital mecraların karanlık dehlizlerinde yitip gitmelerini izleyemeyiz
“2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Ümraniye'de öldürülen polis memuru Şeyda Yılmaz ve Fatih'te korkunç bir cinayete kurban giden Ayşenur Halil ile İkbal Uzuner'i gündemine taşıdı. "Gençlerimizin sosyal medyanın ve dijital mecraların, her türlü melanetin bulunduğu karanlık dehlizlerinde yitip gitmelerine seyirci kalamayız" diyen Erdoğan gerekli adımların atılacağını söyledi.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde “2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni” düzenlendi. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan son dönemde artan 'gençlerin suça sürüklenişi'ne ilişkin kritik değerlendirmelerde bulundu.
"Fail de mağdur da gençlerimizden oluşuyor" diyen Erdoğan, sosyal medya ve dijital mecraların karanlık noktalarına dikkati çekerek "Gençlerimizin yitip gitmelerine seyirci kalamayız. Üniversitelerin daha fazla sorumluluk alması gerektiğine inanıyorum. Sizlerden ciddi manada destek bekliyoruz" dedi.
"AVRUPA'YI KARANLIKTAN ÇIKARAN ENDÜLÜS'TÜR"
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Yeni akademik yılın üniversite camiamız için, hocalarımız ve öğrencilerimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. YÖK'ün ödüllerini tevdi edeceğimiz bilim insanlarımızı ve üniversitelerimizi tebrik ediyorum.
Bizler dünyanın ilk eğitim öğretim merkezlerinin neşet ettiği Anadolu coğrafyasının bin yıllık sakinleriyiz. Avrupa'yı karanlıktan çıkaran Endülüs'tür. Endülüs ışık saçmasaydı Avrupa'yı bilgisizlik uykusundan kim uyandırırdı? Osmanlı'da da eğitim müesseseleri her zaman muhafaza edilmiştir. Medeniyetimiz geçmişten bugüne eğitime gereken önemi vermiştir.
İlime, bilime verilen değer ne kadar büyükse bir ülkenin istikbali o kadar aydınlıktır. Bilgiyi üreten merkezler ise üniversitelerdir. Akademiler sadece bilgi aktarım yeri değil aynı zamanda ülkenin ihtiyacı olan fikri değerlendirmenin zeminidir.
"OKULLAŞMA ORANI YÜZDE 15'TEN YÜZDE 50'YE ULAŞTI"
Ülkeyi yönetmeyi devraldığımız günden beri gündemimizin başına eğitimi aldık. Çok geniş yelpazede geriye doğru bakınca imkansız gibi görünen nice düzenlemeyi hayata geçirdik.
76 üniversite sayısı 208'e ulaştı. Öğrenci sayısı 2 milyondan 7 milyonun üzerine çıktı. Her ilimize bir üniversite kurduk. Şu anda 81 vilayetimizin hepsinde bir üniversite var. İstanbul, Ankara ve İzmir'de bu sayı 3'e, 4'e yükseliyor.
Üniversitelerimizin yaygınlaşmasıyla birlikte okullaşma oranı da arttı yüzde 15 olan eğitim öğretimde okullaşma oranı net yüzde 50'ye ulaştı.
Kadınlarda okullaşma yüzde 14'ten yüzde 51'e çıktı.
Öğretim elemanı sayısı 185 bine çıktı. Bu oranla Türkiye OECD'de 8. sıraya çıktı.
Bilimsel yayında 29. sıradan 17. sıraya geldik. Türk üniversitelerine yakışan kısa vadede bilimsel yayınlarda ülkemizin ilk 10'a girmesini sağlamaktır.
Teknofest bizleri umutlandırdı. Gençlerimizin ufkuna, azmine bir kez daha yakından şahitlik ettik.
"AVRUPA ÜLKELERİNE GÖRE KAT ETMEMİZ GEREKEN CİDDİ MESAFE VAR"
Hükümet olarak her daim sizlerin yanında olacağız. 2002'de 16 bin olan yabancı öğrenci sayısı 340 bini geçti. Faşist çevrelerin propagandasının aksine bu öğrenciler ücretlerini kendileri ödemektedir. Ekonomiye katkısı 3 milyar doları buldu. 15 kat gelir artışı oldu. Buna rağmen ABD, Avrupa ülkelerine göre kat etmemiz gereken ciddi mesafe var. Bu payı daha da artırmalıyız.
"KATSAYI ADALETSİZLİĞİNİ VE İKNA ODALARINI BİZ KALDIRDIK"
Öğrencilerimize desteği de göz ardı etmedik. Üniversite içi ya da dışında gösterilerle, kimi zaman şiddet içeren eylemlerle üniversite harçları protesto edilir, marjinal gruplar meseleyi istismar edilirdi. 2012'de harçları kaldırarak çözüm üreten biz olduk. Katsayı adaletsizliğini ve kılık kıyafet yasaklarını ortadan biz kaldırdık. İkna odalarından geçilerek girilen üniversite utancına biz son verdik.
Yurtlar konusunda dünyada eşi benzeri olmayan sistemi ülkemize kazandırdık. Yatak kapasitesi 993'e ulaştı. Yurtları otel konforundaki odalara dönüştürdük. Öğrencilerimize burs ya da kredi sağlayarak ekonomik açıdan destekliyoruz.
"SİYONİST LOBİ PRESTİJLİ ÜNİVERSİTELERİ ESİR ALDI"
Yıllarca bize demokrasi dersi verdiler. Pek çok başlıkta ülkemize özgürlük dersi verdiler ama bu ahkamı kesenlerin Gazze konusunda nasıl tavır takındıklarını hepimiz gördük. Siyonist lobi prestijli üniversiteleri de esir aldı. Protesto yapan öğrenciler yerlerde sürüklendi, polis şiddetine maruz kaldı. Öğretim görevlileri sorguya çekildi. Öğrenciler hayatınız boyunca iş bulamayacaksınız denilerek tehdit edildi. Batılı üniversiteler çok kötü bir sınav verdi.
"FAİL DE MAĞDUR DA GENÇLERİMİZDEN OLUŞUYOR"
Üniversitelerimizin kanundaki görevlerini yaparken gençlerimizin karakter gelişimini de ihmal etmemesi önemlidir. eğitim ancak milli şuur ile başarılı olacaktır. İyi eğitim almaları kadar vicdanlı, bilinci olmalarını da aynı derecede önemsiyoruz. Son günlerde milletçe yüreğimizi yakan olaylara ahit oluyoruz. Eskişehir'de camii bahçesinde vatandaşlarımıza saldırı oldu, polis memurumuz alçakça şehit edildi. Cuma günü iki genç kızımız vahşi cinayete kurban gitti. Ailelerine baş salığı diliyorum. Fail de mağdur da gençlerimizden oluşuyor. Bu hadiselerin önüne geçecek adımları atmazsak batılı ülkelerin sorunları ile bizim de yüzleşmemiz kaçınılmazdır. Milli ve manevi değerlerimiz bu mücadelede en büyük destekçimiz olacak. Tarihini bilen, öz güvenli nesiller yetiştirdiğimiz ölçüde yarınlarımıza güvenle bakabiliriz. Eğitim, milli şuurla desteklendiği oranda başarılı olacaktır.
"GENÇLERİMİZİN KARANLIK DEHLİZLERDE YİTİP GİTMESİNE SEYİRCİ KALAMAYIZ"
Teröre, uyuşturucuya, alkol bağımlığına, sapkın akımlara, suç çetelerine kaybettiğimiz her gencin vebali hepimizin üzerindedir. Gençlerimizin sosyal medyanın ve dijital mecraların, her türlü melanetin bulunduğu karanlık dehlizlerinde yitip gitmelerine seyirci kalamayız. Üniversitelerin daha fazla sorumluluk alması gerektiğine inanıyorum. Sizlerden ciddi manada destek bekliyoruz."