Kemal Kılıçdaroğlu hakim karşısında: "Erdoğan Kıbrıs ve Ege'de toprak verecek!"
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, duruşmanın görüleceği adliye salonuna geldi. Çevredeki vatandaşlar "Hak, Hukuk, Adalet" sloganlarıyla karşıladı. Saat 14.30'da duruşmanın başlamasıyla ilk sözleri, "Bugün, hırsıza hırsız değim için karşınızdayım" olan Kılıçdaroğlu, önemli iddialarda bulundu. "Vatansever bildiklerim işbirlikçi çıktı" sözleriyle pişmanlığını dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Erdoğan, Kıbrıs ve Ege'de toprak verecek" sözleriyle önemli iddiada bulundu.
- Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikâyetiyle 11 yıl 8 ay hapis cezası ve siyasi yasak istemiyle yargılandığı davada bugün hakim karşısına çıkacak.
- Kılıçdaroğlu, duruşmaya eşi ve çocuklarıyla katılırken CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve ABB Başkanı Mansur Yavaş da davayı salondan takip etti.
'HALKIN UMUDU KILIÇDAROĞLU' SESLERİ
- Kemal Kılıçdaroğlu’nun davasının görüleceği adliye önünde toplanan vatandaşlar, "Halkın umudu Kılıçdaroğlu" sloganları attı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun davasının görüleceği adliye önünde toplanan vatandaşlar:
— Haberet (@haberetmedya) November 22, 2024
"Halkın umudu Kılıçdaroğlu." pic.twitter.com/XYFfsSmGPQ
KALABALIK EŞLİĞİNDE ADLİYEYE GELDİ
- Kalabalık bir topluluk ise "Hak, hukuk, adalet" sloganları attı.
Kemal Kılıçdaroğlu adliyeye geldi.
— Haberet (@haberetmedya) November 22, 2024
Kılıçdaroğlu, büyük bir kalabalık tarafından, "Hak, hukuk, adalet" sloganlarıyla karşılandı.pic.twitter.com/PpdjIIXoHx
İMAMOĞLU KATILMIYOR
- Özel ve Yavaş, duruşma salonunda yerini alırken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "adil bir demokrasi için" paneline katılmak için Almanya’ya gittiği bu sebeple duruşmayı yakından takip edemediği öğrenildi.
CHP Lideri Özgür Özel ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Kılıçdaroğlu'na destek için Adliyeye geldi.pic.twitter.com/DGbCYJRwqL
— Haberet (@haberetmedya) November 22, 2024
ÇEVİK KUVVET İLE BİRLİKTE SALONA GİRDİ
- Adliyeye giren Kemal Kılıçdaroğlu'nun çevresindeki kalabalık izdiham yarattı. Yoğun kalabalık sebebiyle Çevik kuvvet adliye koridorlarına girdi.
- Salonun küçük olması nedeniyle çok sayıda kişi dışarda kaldı.
- Dışarda kalanların arasında Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da vardı.
- Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi, eski DİAK Genel Başkanı ve 27'inci dönem CHP Milletvekili Kani Beko ile eski CHP Milletvekili Bülent Tezcan da destek olmak için adliye önüne geldi.
DURUŞMA BAŞLADI
Kılıçdaroğlu, duruşmada konuşmasına; "Sayın Yargıç, konuşmama başlamadan önce iki hususa dikkat çekmek istiyorum. Birincisi: Ben buraya işlediğim bir suçtan ötürü kendimi savunmak için değil, İşlenen suçları kayıtlara geçirmek, hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldim" sözleriyle başladı.
"KARŞINIZA VATANA İHANETTEN ÇIKMADIM"
Savunmasında Kılıçdaroğlu, "Ne mutlu ki bana, mahkeme karşısına, 'Rüşvet suçundan' çıkmadım. Ne mutlu ki bana, 'yetim hakkı yiyen zimmet suçlusu bir hırsız' olarak karşınıza çıkmadım. Ve yine ne mutlu bana ki Sayın Yargıç, karşınıza 'Vatana ihanetten' de çıkmadım. Karşınıza Sayın Yargıç, 'Hırsıza hırsız' dediğim için çıktım. Sizlerin ve aziz milletimin huzurunda ve tarih önünde tekrar söylüyorum; 'Oğlum evdeki paraları sıfırladın mı' diyen adam hırsızdır. 'Bir tek yüzüğüm var, zengin olursam bilin ki çalmışımdır' diyen adam zengin olmuş ise Sayın Yargıç, buradan tekrar söylüyorum başçalandır, hırsızdır" ifadelerini kullandı.
'İDAMLARA TANIKLIK ETTİM'
Kılıçdaroğlu, savunmasına şöyle devam etti:
"68 Kuşağında Denizlere, Mahirlere ve Hüseyinlere yoldaşlık ettim. İdamlara tanıklık ettim. Daha sonraları anladım ki, sağdan ve soldan idam edilenlerin aslında aynı hedefte yürüyen kardeşler olduğunu. Düşmanlarımızın ise tek olduğunu. Aslında, bizim tek düşmanımız, bu ülkeyi bölmek ve bizleri kendilerine köle yapmak için amansızca çalışan Emperyal güçlerdi… O kara günler geçtikten sonra, darbeler ve idamlar sürecini çok düşündüm ve tek bir şeye İnandım. 'Biz; sağcı-solcu, seküler-dindar, Alevi-Sünni, Türk-Kürt' değildik. Biz, Dünyanın en güzel toprakları olan bu vatanda, barış, kardeşlik, huzur ve bereket içerisinde yaşama mücadelesi veren, ama İşgalci güçler ve onların içimizdeki işbirlikçileri eliyle birbirini öldüren…
"GERİ ADIM ATMADIM"
Milletimi ve devletimi her zaman sevdim, onlara sadakatten hiç ayrılmadım. Bütün yaşamım boyunca parayla hiç işim olmadı, dönüp yüzüne bile bakmadım. Terör örgütü PKK tarafından kurşunlandım, kucağımda şehit verdim. Defalarca suikastlara, linçlere ve saldırılara uğradım. Canımla sınandım geri adım atmadım.
"VATANSEVER BİLDİKLERİMİZ İŞBİRLİKÇİ ÇIKTI"
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, vasiyet olarak 'Kılıçdaroğlu'nu aileme emanet ediyorum' diyen milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi çıktı, onlara inandığım hata ettim, Evet hatalıyım. Bu kadar kötü olabileceklerini tahmin edemedim…
Pişmanım, kurulan müesses nizamı ve ülkenin içine girdiği bu tehlikeyi daha iyi anlatamadım, Milletimizi ikna edemedim, sahte videolar ile sahtekarlık yapanlarla daha çok mücadele edemedim.
"ERDOĞAN KIBRIS'TA VE EGE'DE TOPRAK VERECEK "
Kısa, öz ve doğrudan söylüyorum! Erdoğan, Kıbrıs ve Ege'de taviz ve toprak verecek. Anlatacağım Sayın Yargıç, siz de bunu aziz milletimiz adına ve tarih önünde kayıtlara geçirin. Herkes iyi dinlesin! Bu sözlerime kulak versin! 85 milyon vatandaşımıza sesleniyorum; Büyük Ortadoğu Projesinin ilk aşaması şuydu:
Rüşvet ve yolsuzluk yoluyla zenginleştirdikleri, teröre ve uluslararası suç oluşturan işlere girmesini sağladıkları kişileri, ülkeyi toprak tavizleri vermek zorunda bırakacak kadar borçlandırmak ve "tek adam" rejimini kurmaktı. Ve en önemlisi; Ülkedeki bütün güçleri "teslim alabilecekleri" bir tek adamda birleştirmekti.
İlk faz tamamlandı. Teslim aldıkları ve bütün güçleri üzerinde birleştirdikleri "Tek adam ve saray rejimini" kurdular. Hatırlayın! Çıkarlarımız gereği kabul etmediğimiz ilk tekliflerinde Trump, Erdoğan’a ne dedi? "Mal varlığını araştırırım"
Teslim alınmış ve bütün yetkileri elinde bulunduran "saray" ne yaptı? İstediklerini derhal yerine getirdi. Hatırlayın Sayın Yargıç, "Bu can bu bedende olduğu sürece o papazı vermem" diyen Erdoğan, ne oldu? Bir anda çark etti.
Henüz mahkeme saati dahi gelmemişken, Rahip Brunson'ı götürecek uçağı kapımıza yollamışlardı bile Sayın Yargıç, Erdoğan ailesinin mal varlığı dolayısıyla dönemin ve şimdinin ABD başkanı Trump tarafından tehdit edildiğini ve Erdoğan'ın bu tehdide hemen boyun eğdiğini sadece biz değil bütün dünya biliyor.
Egemen güçler tarafından teslim alınan bir devlet başkanı ülkesine hizmet edemez. Bu, tarihin önümüze koyduğu bir başka gerçektir. Hiç kimse unutmasın ki; Yolsuzluklarla, devleti soyanlara suskun kalanlar onurlarını kaybederler. Biz onurlu insanlarız. Yolsuzluklar karşısında suskun kalamayız. Beni en iyi devleti soyanlar tanır. Çünkü onlar beni susturmak için yedi sülalemi araştırdılar. Sayın Yargıç; Siyaset devleti soymak, yolsuzluk yapmak için yapılmaz. Yapılmamalı. Siyaset halka hizmet etme yoludur.
Sayın Yargıç, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölme ve parçalama projesinin 2. aşaması başlıyor. Bakınız, BOP’un 2. Aşaması sürecinde Türkiye alenen bir sığınmacı deposu haline getirilmiştir? Ne acıdır ki para uğruna Türkiye’ye “Geri Kabul Anlaşması” imzalatılmıştır.
Sayın Yargıç Unutmayın, bir ülkeyi bölmek için önce o ülkeyi sığınmacı nüfus olarak büyütüp, ekonomik olarak küçültürseniz, yani yoksulluğu yaygınlaştırırsanız emperyal güçlerin ekmeğine yağ sürer ve emellerine hizmet etmiş olursunuz. Açıkça söylüyorum bugün için yapılan budur. Bakınız bugün Devletimiz borçlandığı her 100 lira karşılığında 135 lira faiz ödüyor. Bakınız! Lütfen dikkat ediniz, Bunu herkesin duyması ve bilmesi gerekiyor! Her 100 lira için 135 lira faiz ödüyoruz. Çok değil daha bir kaç yıl önce, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından 128 Milyar dolar buharlaştırıldı. Sayın Yargıç, tekrar ediyorum. Millete ait 128 Milyar Dolar para, yandaşa ve 5'li Çetelere arka kapıdan satılarak yok edildi.
"ERDOĞAN, DEVLETİMİZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN BİR TEHLİKEDİR"
Bir vatansever için ne kadar acı bir tablo değil mi? Borçlanıyor ve borcumuzu ödeyemez hale geliyoruz. Bunun ekonomi bilimindeki en basit karşılığı şudur; "Para alan, emir alır." Ödeyecek paranız yoksa elinizdeki toprakları vermek zorunda kalırsınız.
Kısa, öz ve doğrudan söylüyorum! Erdoğan, Kıbrıs ve Ege de taviz ve toprak verecek. Kendisi daha ilk yıllarında dahi bu amacını dile getirmişti. "Gerekirse Kıbrıs'tan bir kısım toprakta verilebilir" diyen Erdoğan, "Emir komuta merkezim isterse Papaz elbisesi giyerim" diyen Erdoğan, "Hem laik hem Müslüman olunmaz" diyen Erdoğan, "Valilere çukurlar eşilirken, dokunmayın talimatını ben verdim" diyen Erdoğan, "Ne istediler de vermedik, bitsin bu hasret dön gel" diyen Erdoğan, kurucu irademiz ve liderlerimize, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e "Ayyaş" diyen Erdoğan, dolayısıyla Erdoğan; Ülkemiz, devletimiz, birliğimiz ve geleceğimiz için bir tehdit ve tehlikedir.
"BOP'UN İKİNCİ AŞAMASI TOPRAK VEREREK BİTMEYECEK, DEVAM EDECEK"
BOP’un 2. Aşaması sadece Kıbrıs ve Ege’den toprak ve taviz vererek tamamlanmayacaktır Sayın Yargıç! Devam edecek. Ülkemize sokulan ve sayısı belli olmayan ama on milyonlarla ifade edilen, geri kalmış dünyanın hemen her tarafından yurdumuza gelen, Eğitimsiz, kayıtsız, geçmişi bilinmeyen ve içerisinde çok sayıda cihatçı olduğu tahmin edilen, milyonlarca sığınmacı, emperyal güçlerin Erdoğan eliyle ülkemiz üzerinde kurduğu bu korkunç tablo bir beka sorunudur.
Sayın Yargıç, lütfen söylediklerimi dikkatlice kayıt altına alın!
"BİAT VE İTAAT EDENLERİN OLDUĞU DEVLET SİSTEMİ SÜRDÜRÜLEMEZ"
Bu yakın tarihte her zaman böyle olmuştur. Ekonomisi zayıflatılmış hatta çökmüş, sınırlarını koruyamayan, adalet sistemi tek adama bağlanmış, denetleme mekanizması yok edilmiş, şeffaflık ve hesap sorulabilirliği olmayan, liyakat ve ehliyete göre değil, biat ve itaat edenlerin devlet kademelerine geldiği bir sistem sürdürülebilir değildir.
"IRAK'IN İŞGALİNDE 'TEK ADAM' OLSAYDI "HAYIR" DİYEBİLİR MİYDİ?"
Irak'ın işgalini hatırlayın lütfen! O dönem ülkemizde başkanlık sistemi denen ucube saray rejimi henüz yoktu. Amerikan askerlerinin Türkiye üzerinden Irak'ı işgal etme talebi Türkiye Büyük Millet Meclisimiz tarafından reddedilmiş, Amerikan askerlerinin ülkemize girişi engellenmişti. O dönem güçler ayrılığı vardı ve tek adam rejimi yoktu. Peki, o dönem şu anki tek adam rejimi olsa ve Erdoğan Başkan olsaydı, sizlere, vicdanlarınıza ve kamuoyuna soruyorum, Erdoğan bu tezkereye "Hayır" diyebilir miydi? Tabi ki hayır, asla diyemezdi. Tekrar hatırlayın; beyefendi o dönem "Amerikan askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için dua ediyordu"
Konuşmamı bitirirken Sayın Yargıç, şunu herkes bilsin ki; 100 yıl sonra bir kere daha söylüyoruz, ne bu devleti ne de bu milleti "Köhne Bizans'ın Yıldız Burcunda oturan baykuş" özentilerine bırakmayacağız.