Bakan Özhaseki'den Buket Aydın'a önemli açıklamalar: İBB'nin ne yaptığını bilmiyorum

Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze'nin konuğu olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki İstanbul'da kentsel dönüşüm çalışmaları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Özhaseki, "Birçok belediyenin çalışması var. İBB'nin ne yaptığını bilmiyorum." ifadelerini kullandı.

Haber Global ekranlarında yayınlanan Buket Aydın ile Yüz Yüze'nin bu haftaki konuğu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki oldu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki

İstanbul'da kentsel dönüşüm çalışmalarına dair önemli açıklamalarda bulunan Özhaseki, "Birçok belediyenin çalışması var. İBB'nin ne yaptığını bilmiyorum. Bu çalışma içinde yer alın dedim, bunu siyaset gündeminin dışında tutun dedim. İsmini vermeden bahsedeyim bir arkadaşımız geldi, CHP'li ilçe belediyesinden kentsel dönüşüme göndereyim seni dedim. Tamamını ilan edelim dedi, sakın dedim, en riskli yeri belirle, bunu etap etap taşıyalım dedim. Arkadaş gitmemiş, dönmedi bir daha da. 2 gün sonra o ilçenin meydanında kadın kolları beni protesto ediyordu. 'Haseki çek elini buradan' diyorlardı. O belediye başkanını aradım ulaşamadım, adını söylemeyeceğim amaca zarar verir diye düşünüyorum." dedi.

Bakan Özhaseki'den Buket Aydın'a önemli açıklamalar: İBB'nin ne yaptığını bilmiyorum - Resim : 2

Bakan Mehmet Özhaseki'nin açıklamaları şöyle;

"Büyük bir afet. Bizim Anadolu medeniyetimizin karşılaşabileceği en büyük felaket. 18 il, 14 milyon insan zarar gördü. 850 bin bağımsız birim yıkıldı. Çok büyük bir hasar olduğu için kolay değil. Aradan 6-7 ay geçti, bu zamanda çok hızlı davrandık. İhalesini yaptığımız 200 bin konut var, kısa sürede bir kısmı teslim olacak, 41 bin konut ve 5 bin köy evi sene başına kadar verilecek. 200 bin konut teslimi yapılacak. İlk başta dışarıda kalan ve kira desteği ödediklerimize vereceğiz.

2-3 yıla kalmadan o şehirler yepyeni bir çehreyle ortaya çıkacak. 50 binden fazla canımızı yitirdik, bu acıyı yitirecek bir şey yok. Antakya'nın yüzde 90'ı yok. Tarihi eserler, camiler, kiliseler, çarşılar tamamen yerle bir oldu. Hepsi hususunda gayret ve çalışma var. Uzun Çarşı'ya başlıyoruz bir yandan da hafriyat çekiliyor. Yüzde 51'i çıkarılabildi, ondan sonra zemin ıslah ediliyor, sertlik ölçülüyor, statik hesaplar ona göre değişiyor. İnsanlar aylardır dışarıdalar hemen evin içine geçelim diyorlar ama bu işi bizim kadar hızlı yapan da yok, diyebilirim.

Tahsil hayatımdan sonra biraz ticaretle uğraştım. 1994'ten 2015'e kadar belediye başkanıydım. Bakanlık yaptım, yine bakanlığa geldim. Benim 30 yılım böyle geçti. Kimse beklemesin dümdüz bir arazi var, hemen burada işe başlayacaksın. Onu erbabı yapar kısa sürede ama şimdi öyle bir yeri inşa etmeye çalışıyorsunuz ki bir kere her bir şehirde fay hattının geçtiği yerler var. Onları belirleyip orada imar yapmayacaksınız. Bir sürü bilim adamı çalışıyor.

Şu önlemlerden sonra şu işler yapılabilir denilebilmesi bile aylar sürüyor. Aliyev karar verdi bin konutluk yer yapalım diyorlar, Azerbaycan Caddesi'nde. Ama 15 bin 500 tane kazık çakacağız. Sadece kazıkların çakılması 35 40 bin dolar. Bir yandan yıkımın zorluğu var. Her yıkılan yerlerin etrafı boş değil ki. Yıkımlarda vatandaş ağır hasarlı yazılan yerlere ağır hasar değil diyor, onların hepsi yorgun binalar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tertemiz sıfırdan bir şehir inşa edelim istiyor. 

"HİÇBİR TOKİ BİNASI HASAR ALMADI"

1999 depreminde belediye başkanıydım. Telefonlar çalışmıyor, kimseye ulaşılamıyor, saatlerce hiçbir sonuç elde edemedik, kamu kurumlarının büyük bölümü yıkılmıştı. 6 Şubat'ta önce sabah saatlerinde sonra öğle saatlerinde 7,5 üzerinde iki deprem oldu. 2000 öncesi binaların çoğu yıkıldı ya da sonrasında yapılıp usule uymayanların yıkıldığını gördük. Hangi sebeple yıkıldıkları bizim için net ama sınıfı geçen binalar sadece devlet binalarıydı. TOKİ binalarında sıva çatlağı bile yok. 8 üzerinde bile olsa hasar almayacak gibi görünüyor. TOKİ'nin geniş bir metodu ve ekibi var. Emlak Konut da bu konuda başarılı. 20 sene içinde yapılan hiçbir bina hasar görmedi. 

KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI

5 tane riskli ülke var, Türkiye bunlardan birisi. İstanbul da bu çizgi üzerinde. Denizlerde v karada meydana gelen 6 üzeri deprem sayısı 226. Ana karada ise 60 deprem oldu. 3 tane meşhur fay hattı var, biri Van Gölü civarından çıkan Kuzey Anadolu Fay Hattı. Yüzyıllardır buradaki depremsellik devam ediyor. 1930'da Erzincan'da olan deprem 30 bin kişinin ölümüne neden oldu. 1980'lerde bir deprem daha oldu. Erzincan'da, Niksar'da, Bolu, Abant... Bu bölgelerde bir inşaat faaliyeti yapılacaksa dikkat edilmeli. 

Sadece İstanbul demek doğru değil. 3 fay hattında da fazlaca deprem meydana gelebilir. Erdoğan, bir yasa çıkmasını istedi, dönüşüm faaliyetleri başladı. riskli binaların dönüşmesi için yasa çıktığından beri 2 milyon 200 bin konut dönüştü. 480 milyar lira devlet kesesinden para harcamış. İstanbul'da 6 milyon konut 1,5 milyon iş yeri var. 600 bini çok riskli. Bu konuda 8-10 çalışma var. Bakanlık olarak çalışmalarımızda şu ana kadar binlerce konutu değiştirdik ama 188 yerde de devam ediyor. 2012'den bu yana 800 bin konut yenilendi ama 600 bin konut daha yenilenmeli. İstanbul için özel bir toplantı yapıp orada neler yapmak istediklerimizi açıkça anlatacağız. Dileğimiz hiç olmaması, olursa da uzun vadede ve düşük şiddette olsun ki biz de bu hazırlığı yapalım.

"İSTANBUL'U 2-3 YIL İÇİNDE DEPREME HAZIRLAYACAĞIZ"

180 bin bağımsız birimin yapımı sürüyor. 1 milyon vatandaş da Yarısı Bizden için başvuru yaptı. Bunu şartlarını 1 ay içinde açıklayacağız. Kredi falan da değil hibe vereceğiz. 100 metrekarelik bir ev için maliyet 1 buçuk milyon ise yarısını biz vereceğiz. Rezerve alanlarda konut yapacağız 300 bin civarında. Sonra riskli binaların taşındıkları yerleri ilçe belediyelerine sosyal donatı alanı olarak bırakacağız. Kentsel dönüşüm yasası çıkararak İstanbul'u 2-3 yılda depreme hazır hale getireceğiz. 

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE YAŞANAN SIKINTILAR

Kentsel dönüşümü yaptırmamak için gruplar örgütleniyor. Hayırlı bir iş için örgütlenme olur ama mani olmak için neden örgütlenir ki. Benim ilk bakanlık dönemimde Hatay merkez ilçe belediyesi AK Parti'deydi. Başkanımız bakanlığa geldi. Emek ve İstiklal Mahallelerinde kentsel dönüşüm yapacağım rezerv alan verin dedi. İnsanların 3'te 2'sini ikna etmiş, peki dedik, gün verdik. O gün ben Hatay'a gittim, alan da kalabalık var ama geride bir de protestocular vardı. Belediye başkanımız kürsüye çıktı. Bir küfür başladı, protestolar, bağrışmalar... Taş falan atmadılar ama sloganlar ve küfürler havada uçuştu. 

Sonra ben çıktım kürsüye. Dedim ki, siz bu kentsel dönüşümü istemiyor musunuz? Hayır dediler, tamam yapmıyoruz dedim ben de. Ortalık bir sakinleşti, hakaret içeren sloganları da okudum. Hatta dedim ki, rızasız lokma haram dedim, istemiyorsanız yıkmayız dedik, rahat olun dedik. Oturun bir derdimi anlatayım dedim. Burası deprem ülkesi, bu ülkenin cennet bir yanı var ama bir yandan terör örgütleri var bir yandan da depremsellik var. Burada bir fay var, en riskli yer de Hatay görünüyor, tarihte 8 kez yerle bir olmuş. Bir yanlışlık varsa ben düzelteceğim ama itiraz etmeyin de şu evleri yapalım. Eğer başkan yanlış yaptıysa ben düzelteyim dedim. Kentsel dönüşüm bürosuna gideceğim 8 buçuğa kadar sizi dinleyeceğim dedim.

Herkesi dinledim. Herkes derdini anlatıyor. Bir amca 3 evladım var bir de bana lazım 4 olmadan olmaz diyor. Yaptırmadılar, kanına girmişler insanların, hem de ben para verecektim. Deprem olduğunda baktım o mahalleler yok şimdi. Hiç mi vicdanları sızlamıyor şimdi buna engel olanların. Siyasi bir takıntıyla iş yaptırmamak için çırpındılar. Fikirtepe'de bir gecekondu duruyor, oturulmuyor da ideolojik savaş veriliyor, durduruldu. O kavgayı verenlerin size göre bir vicdanı var mı acaba? En çok içimi acıtan bu engellemeler. 

KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARINDA YOL HARİTASI

İBB'nin de dahil olduğu 39 ilçenin katıldığı 15 toplantı yaptık, Bakanlık olarak. tıkanma süreçlerini izledik. 100 kadar müteahhit battı. İşlemler uzun sürünce iflas ettiler. Deprem Şurası yaptı, bilim insanlarımızı dinledik, bir sonuca vardık. Birisi 3'te 2 çoğunluk kararı alınıyor ama sonrasında yüzde 100 kabul etmesi lazım bu zor. Bizim teklifimiz 50+1 ile işe başlamak. 

Binde bir yeri olan birine bile ulaşmak için senelerce emek veriliyor. Eğer ki başka ülkede yaşıyorsa ve tebligatı almıyorsa 5 yıl kadar uzuyor. Tebligat kanununda da süreci kısaltacak bir hale getirmeye çalışıyoruz. 30 daire var 5 tanesi istemiyor. 5 tanesinden birisi yürütmeyi durdurma alıyor. Süreç daha da uzuyor, Danıştay'a kadar gidiyor, bunları kısaltmadan olmaz.

"KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞKANLIĞI KURMAK İSTİYORUZ"

Çukur eylemlerinde evler zarar gördü. İnsanlar evlerine kavuşmalı devletin görevi bu. 300 konut var ama 13 bin hissedar var hepsinden vekalet almam lazım. Kanun çıkardık mülkiyete bakılmaksızın evler yapılıp dağıtılır, başka çare yoktu. Korktuğumuz bir şey varsa depremin olabileceği yerlerde bir an önce vaziyet alıp işi çözersek kendimizi çok müsterih hissedeceğiz. Bu iş bir de başkanlık ve altında 3 genel müdürlük kurmak istiyoruz. Birisi sadece İstanbul'u birisi Türkiye'yi takip edecek, birisi de kaynak oluşturacak.

Devletin hazine arazileri planlanmalı ve bunların halka açık şekilde planlanması lazım. Onların kaynağını elbette maliyeden pay isteyeceğiz. Planlamaları bizim yaparak halka arz etmemiz lazım. Arsa arzını çoğaltırsak çok az parayla kooperatiflere bile versek fiyatlar düşecek. Büyük şehirlerimizin hepsinde arsa sahipleri yüzde 50 istiyor. Çok arsa arz edersek, fiyatlar da düşer, kiralar da düşer. Böyle bir yapıyı da teklif ediyoruz.

"BU SİYASET ÜSTÜ BİR KONU, ÇOK ÇEKİŞME OLACAK BİR İŞ DEĞİL"

Muhalefetin de destek vereceğini düşünüyorum, siyaset üstü bir iş, çok çekişme olacak bir iş değil. Yeni teklifler getirsinler sonuna kadar açığız. Ben AK Parti grubu aydınlatıyorum. CHP ve diğer parti gruplarına da anlatıp öyle meclise getireceğiz. Deprem geldiğinde insanların partisine, kadın erkek olmasına, dinine mezhebine bakmıyor, herkesi alıp götürüyor. 

"İLÇE BELEDİYELERİNE ÇOK BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR"

480 milyar lira kaynak ayırdık. Vatandaş da evini verecek, belki de hayatı boyunca elde ettiği tek şey. Bu ikisi arasında da olması gereken bir kurum var o da belediyeler özellikle de ilçe belediyeler. Vatandaşlarla görüşme yapacaklar, Bakanlığa gelecekler, kendi imar matematiklerini yapıp gelecekler. Sonuna kadar destekleyeceğiz biz de. Vatandaşlarını düşünüyorsa depremdeki en riskli bölgeleri tespit edip karşılarına çıkacak tabloyu anlatıp bize gelip çalışmaları başlatmasını bekliyoruz. 

"İBB'NİN NE YAPTIĞINI BİLMİYORUM"

Birçok belediyenin çalışması var. İBB'nin ne yaptığını bilmiyorum. Bu çalışma içinde yer alın dedim, bunu siyaset gündeminin dışında tutun dedim. İsmini vermeden bahsedeyim bir arkadaşımız geldi, CHP'li ilçe belediyesinden kentsel dönüşüme göndereyim seni dedim. Tamamını ilan edelim dedi, sakın dedim, en riskli yeri belirle, bunu etap etap taşıyalım dedim. Arkadaş gitmemiş, dönmedi bir daha da. 2 gün sonra o ilçenin meydanında kadın kolları beni protesto ediyordu. 'Haseki çek elini buradan' diyorlardı. O belediye başkanını aradım ulaşamadım, adını söylemeyeceğim amaca zarar verir diye düşünüyorum.

Bu kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm diyorlar, bunu böyle yapmayın her şeyi vereceğime söz veriyorum. Vatandaş bu seçimleri iyi değerlendirsinler. Kentsel dönüşüm yapıyorlar mı yapmıyorlar mı sorsunlar. 

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDAKİ ÇALIŞMALAR

ÇET raporunu bakanlık veriyormuş, filan firmaya bu niye veriliyor gibi haberlere artık cevap vermiyoruz. Çevre hassasiyeti güzel bir şey. Dünyanın ısısı 1,1 derece arttı, Akdeniz havzasında sıcaklık 2 derece artarsa gıda krizi başlar, göçler başlar, güvenlik sorunları başlar ısı 3 derece artarsa dünya yaşanmaz hale gelir diyorlar. 

Bu dünya denge üzerine yaratılmış ve mükemmel bir şekilde işliyor. Sanayi devrimiyle üretim artınca tüketim de arttı. Çok tüketince çok kirletiyoruz ve dengeler bozuluyor. Seller oluyor ve kuraklık başlıyor. Bunlar dünya için bir tehdit. 

"EMİNE ERDOĞAN HİMAYESİNDEKİ SIFIR ATIK PROJESİ BİR DÜNYA MARKASI HALİNE GELDİ"

Sıfır Atık projesini Emine Erdoğan aldı, sahiplendi, dünyaya tanıttı ve bir dünya markası haline geldi. 30 Mart Dünya Sıfır Atık Günü ilan edildi. Emine Hanım başkanlığını yapıyor. Orada toplantılara da katıldık. BM ile müthiş görüşmeler oluyor. Türkiye'nin markası haline geldi. 20 milyon insana eğitim vermişler, birçok belediye buna geçmiş. Milyonlarca atık geri kazanılmış, birçok kar elde edildi. 432 milyon ağaç kesilmekten kurtuldu. Millet Bahçelerinin metrekaresi 80 milyonu aştı, 100 milyon yapmaya çalışıyoruz.

Atıkların yüzde 60'ını ekonomiye kazandırmaya çalışıyoruz. Keşke hanımlar evlerde ayrıştırma yapsa, belediyelerimizden yapanlar var. Makine istedik, gübre elde edebilmek için 50-50 bin euro. En sonunda pazarlıkla bir tane aldık, Bakanlığın arka bahçesine kurdurduk. Sökün bakalım dedik siz yapabilir misiniz. 8- 10 bin euro civarında imal ediyoruz ve gübre üretiyoruz şimdi."

Ağrı Dağı'nı Ermenistan toprağı olarak gösterdi! Dilan Polat'ın reklamları söküldü Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan terör saldırısında yaralanan polise geçmiş olsun telefonu Akılları karıştıran kare