Cem Garipoğlu'nun mezarından ne çıktı? İşte fethi kabir tutanağına yansıyan ilginç detaylar
Münevver Karabulut'u 15 yıl önce vahşice öldüren ve 10 yıl önce cezaevinde intihar edişinin ardından ölmediği iddia edilen Cem Garipoğlu'nun mezarı açıldı. Kamuoyunun yıllardır merak ettiği 'Cem Garipoğlu yaşıyor mu?' sorusunun yanıtının mezardan çıkarılan cenazeden alınacak DNA örnekleriyle yanıt bulması beklenirken fethi kabir tutanağı ortaya çıktı. Tutanakta mezardan çıkanlar ve ne olduğuna ilişkin ilginç detaylar yer aldı.
3 Mart 2009 tarihinde, henüz 17 yaşındayken Türkiye'yi sarsan bir cinayete kurban giden Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu'nun mezarı bugün açıldı. Garipoğlu'nun cesedi tabuta alınarak fethi kabir işlemi tamamlandı.
Fethi kabir tutanağı da ortaya çıktı. Tutulan fethi kabir tutanağında işlem sırasında Cumhuriyet savcısı, 3 Adli Tabip, Garipoğlu ailesinin avukatı Orhan Şahin ve Karabulut ailesinin avukatları avukat Rezan Epözdemir, Murat Öksüz, Esma Altındal Koçak hazır bulunduğu kaydedildi.
"TÜM KEMİK PARÇALARININ ALINMASI UYGUN GÖRÜLDÜ"
Adli tıp uzmanlarının beyanlarında, mezarın iki katlı olduğu ve ilk katın boş olduğu tespitini yer aldığı Cem Garipoğlu'nun fethi kabir tutanağında, şu ifadeler yer aldı:
“Kaldırılan beton tabakaların altında bir takım kemik örneklerinin olduğu görülerek tarafımızdan mezar içerisine inildi, lüzumu halinde kimliklendirme yapılabilmesi amacıyla bulunabilen tüm kemik parçalarının alınması uygun görüldü.
"ŞEFFAF NAYLON POŞET GÖRÜLDÜ"
Burada kemiklerin serbest vaziyette olup, kefen veya cesedi çevreleyen bir bez bulunmadığı görüldü. Bir adet düğüm içeren 30x30 cm boyutunda şeffaf naylon poşet görüldü.
KAFATASI İKİ PARÇA HALİNDE ALINDI
Otopsi kesisine bağlı olarak iki parça halinde kafatası mandibula ve maksilla kemiklerinde dişlerin soketlerinde olduğu her iki üst ve alt ekstremite büyük kemikleri, her iki skapula, her iki pelvis kemiği, sakrum, kosta vertebra, el ve ayak kemikleri otopsi örmek bezi içerisine konularak cenaze ceset torbası içerisinde muhafaza altına alındı."
Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcılığı cesedin, Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesini isterken olay yeri inceleme ekibine mezarın ve cesedin görüntülerini CD’ye aktararak cumhuriyet başsavcılığına göndermeleri talimatı verildi.
Şikayetçi Süreyya Karabulut vekilleri avukat Rezan Epözdemir, avukat Murat Öksüz, avukat Esma Altındal Koçak'a yapılacak işleme karşı diyecekleri olup olmadığı soruldu:
"Adı geçen avukatlar beyanlarında Silivri Başsavcılığının Anadolu Başsavcılığına yollamış olduğu talimatın 3 nolu kararı infaz edilmemiştir."
Ölenin yakınlarının hazır bulunmaması nedeniyle ceset bütünlük arz etmese dahi kimlik teşhisi yapılamamıştır.
Cesedin üzerinde kefen, bez veya cesedi çevreleyen herhangi bir materyal olmadığı tarafımızdan çıplak gözle görülmüş olup, kemikler ve kafatası dağınık bir şekilde toprak üstünde bulunmuştur.
Her ne kadar sayın Savcı tutanağın başında kolluk tarafından gerekli tedbir ve güvenlik önlemlerinin alındığını ifade etse de, talimat evrakının gönderildiği 26 Eylül 2024 ve sonrasında tarafımızca yapılan tespitler çerçevesinde özellikle ilk dört 4 kolluk tarafından hiçbir tedbir ve önlem alınmadığı, mezarın çevresinin korunmasına dair hiçbir tedbir ve önlemin alınmadığı tespit edilmiştir.
Son olarak Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılan talimat uyarınca yetki alanında olması hasebiyle Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca infaz edilen Fethi Kabir ve bu işleme esas olabilecek tespitlerin yapılması için Garipoğlu ailesinin erkek bireylerinin YSTR DNA örneklerinin alınması elzem olup talimat Başsavcılığınca bu konuda müzekkere yazılmasını talep ediyoruz.
DNA örneklerinin güncel örneklerden çalışılmasını ve geçmişte mevcut bulunan örneklerle yetinilmemesini maddi gerçeğin ortaya çıkmasına katkı sunacağını düşünüyoruz. Bu nedenle yeniden DNA örneklerinin alınması için soruşturmayı yapan Savcılığa müzekkere yazılmasını istiyoruz talimat yazılmayacaksa ölenin yakınlarından Savcılığınızca resen DNA örneklerinin alınmasını talep ediyoruz."