Anne Yüksel Güran gördüğü tepkilere isyan etti: Biri başın sağ olsun dedi, mutlu oldum
8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davada son savunmasını yapmak için kürsüye gelen anne Yüksel Güran'ın ilk sözleri karşılaştığı linçler oldu. İnsanlardan gördüğü tepkilere ve soruşturma sürecinde çıkan haberlere isyan eden Güran, "Narin’in elinde benim saçım var, deniyor. Suçlamıyorum. Hiçbir anne böyle bir şey yapmaz. Anneler birbirini anlar. Ama burada bir kadın Of, çok sıkıldım.” Diyor. Gelme o zaman. Ama dün Bir anne bana ‘Başın sağ olsun,’ dedi. Bu hoşuma gitti" dedi.
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması üçüncü gününde devam ediyor.
Karar öncesi son savunmasını yapmak için kürsüye gelen anne Yüksel Güran dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Davayı mahkeme salonundan takip eden gazeteci Emrullah Erdinç yaşananları şu şekilde aktardı:
“ENES GÜRAN SALONDAN ÇIKARTILDI”
Sanık Yüksel Güran: “Ben anneyim ve oğlum ile birlikte katil olarak gösteriliyoruz. Bu dünyada artık bir hayatım kalmadı. Hüseyin Bey, Ali Rıza Güran, sizden özür dilerim. Hayatımı anlatacağım. Ben Arif ile evlendiğimde asla yalan söylemeyeceğimize söz verdim. Hiçbir zaman kendi ekmeğiyle büyüttüğü çocuklarına kötü bir şey yapmadı, hiçbir gün evde şiddet olmadı. 7 çocuğumuz oldu.
Narin evimizde kaybolduğunda ne oldu? 17 sene önce kızım Tülin’i kaybettim. Kızımın ölümüne kadar beni suçladılar. Dar Kapı Hastanesi’nde vefat etti. Herkes biliyor, raporlar da ortada. Kızım engelliydi. Oraya kadar kızımı kaybettim. Şimdi de bu dosya ile beni suçladılar. Sonra karakoldayım ve benimle oradaki görevliler benimle alay ediyor. Sen neden ameliyat oldun diye benimle alay etti ve Beni sen… (Bu noktada uygunsuz ifadeler kullandı.)”
Enes Güran, annesinin bu sözlerini duyunca araya girdi ve “Onu sana söyleyen kamu görevlisi o. c." dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı hemen müdahale etti ve Enes’e susmasını söyledi. Polis eşliğinde Enes dışarı çıkarıldı. Mahkeme başkanı, “Ben söyleyene kadar içeri almayın” dedi. Başka çıkmak istenen var mı dedi. Bu sırada Salim Güran da dışarı çıkmak istedi.
Sanık Yüksel Güran: “Narin o gece eve gelmedi. Size yemin ederim, eve gelmedi. Camiye gitti ve bir daha görmedim. O gün ne oldu? Diyorlar ki Salim ve Yüksel öldürdü, Enes de oradaydı. O zaman neden Nevzat arıyor? Niye Salim, ‘Kardeşimin karısıyla yatmışım,’ diyecek? Salim, seni 5 dakikada nasıl ikna etti? Sen o kadar korkak mısın?” (Bu sırada Yüksel Güran, Nevzat’a dönerek, konuşunca mahkeme başkanı araya girdi ve “Buraya bakın,” dedi.)
"NARİN İÇİN GÖZYAŞI BİLE DÖKMÜYOR AMA NEVZAT’I SAVUNUYORSUNUZ"
Yüksel Güran kaldığı yersen devam ediyor:
“Nevzat, neden madem o gün Salim, ‘Sen yaptıysan birlikte gidelim,’ demiyorsun? Onun avukatına da söylüyorum. Rojin’in babası için ağladım. Ama bir adam, Nevzat, 8 yaşındaki Narin’i çuvala koyuyor, dere kenarına götürüyor, 30 dakika ip arıyor, sonra suyun içine atıyor. Ardından namazını kılıyor, çayını içiyor, Narin için gözyaşı bile dökmüyor ama Nevzat’ı savunuyorsunuz. Bak, sen Ankara’dan gelmişsin, yetmedi, namusumuzu ortaya koyuyorsun. O Kur’an-ı Kerim’i nasıl dereye koyuyorsun? Nevzat, devlet seni koruduğu için rahat konuşuyorsun. Ama yukarıda Allah var! Kızım vahşice öldürüldü. Biz anneler birbirimizi biliriz. Ben 9 ay karnımda taşıdım.”
"‘BAŞIN SAĞ OLSUN,’ DEDİ HOŞUMA GİTTİ"
(Saçını açarak devam etti.) “Narin’in elinde benim saçım var, deniyor. Suçlamıyorum. Hiçbir anne böyle bir şey yapmaz. Anneler birbirini anlar. Ama burada bir kadın Of, çok sıkıldım.” Diyor. Gelme o zaman. Ama dün Bir anne bana ‘Başın sağ olsun,’ dedi. Bu hoşuma gitti. Cezaevine girdiğimde bana ilk ne dediler biliyor musunuz? ‘Kaç çocuğun var, kaçı ölü?’ Elim ayağım titredi. ‘2 çocuğum ölü, 5’i sağ,’ dedim. Çok ağır geldi. Hediye’nin çocukları annelerini hiç görmedi. Anasız babasız yaşıyorlar. Yukarıda Allah var. Ama burada nasıl bir mahkeme var, Rabbim de var!
"NASIL OLSA SUÇSUZUZ, ÇIKARIZ,’ DİYE DÜŞÜNDÜK"
Kızımı unuttum, namusumun derdine düşmüşüm, dediler. Ben Güran ailesinde büyüdüm, sonra Arif’i seçtim. Doğru düzgün okumadım, Türkçe ile Kürtçe’yi karıştırıyorum. Cezaevine girdiğimde hepimiz mutluyduk; ‘Nasıl olsa suçsuzuz, çıkarız,’ diye düşündük. ‘Narin’e dair bir şey çıkacak,’ dedik. Ama avukatlar yanıma geldi ve o kadar şey söylendi ki… DNA belli değil dediler. O anda çöktüm. Güran ailesinin hepsini namusuyla suçladılar. İnsan suçsuz yere oturuyor. Sabah namazı okununca tek başıma abdestimi alıyorum, başımı havaya kaldırıyorum, gözyaşı döküyorum.” (Burada sanık, dosyadaki bilirkişilere yönelik beddualar etti.)
“Bu adam biliyor, ben Narin’e ne kadar düşkündüm. Hiçbir zaman ‘Neden ben?’ diye sormadı.”
Kaynak: haberet.com