AK Parti ile DEM Parti arasında ne konuşuldu? MKYK sonrası Ömer Çelik'ten açıklama
AK Parti MKYK, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bir araya geldi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik toplantı sonrası açıklamalarda bulundu. Çelik, "21 Mart'ta nevruzu kutlayacağız. Kutlamalara Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılacak" dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Çelik, 21 Mart'taki Nevruz kutlamalarına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağını açıkladı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamaları şu şekilde:
AK PARTİ VE DEM PARTİ GÖRÜŞMESİ
"Milletin değerlerinden taviz verme yaklaşımımız yok. Pazarlık gündemimizde değil. Bizim meseleye yaklaşımımız Türkiye'de siyasal ve sosyal alanlardaki sorunların çözümü için demokrasi standartlarının yükseltilmesidir.
Bu konuyla ilgili mesele terör örgütünün silahları bırakmasıdır. Şart olarak herhangi bir şeyin gündeme gelmemesi gerekir. PKK'nın silah bırakmasını doğrudan hedeflemeyen, ateşkes gibi bir takım geçiş kategorilerinin de olmaması gerekir. Bizim odağımız bu çerçevedir. PKK silah bırakmalıdır, bu tüm unsurlarıyla gerçekleşmelidir
"SURİYE YÖNETİMİNİ DESTEKLEYECEĞİZ"
Anlaşmadan sonra bazı YPG yetkililerinin bu anlaşmayı farklı yorumlamaya dönük bir takım beyanlarını duyduk. Bu meseleyi olumsuz noktaya götürür.
Bu Suriye yönetimi açısından da güvenliği açısından da bizim açımızdan da olumsuzdur. Anlaşmanın maddelerinin toprak bütünlüğüne katkı verecek şekilde hayata geçmesi gerekir. Bir geçiş süreci öngörülmüş. Uzun süreçler bir sürü provokasyona açıktır. Burada tabii ki Suriye yönetimini destekleyeceğiz
AZERBAYCAN-ERMENİSTAN BARIŞ ANTLAŞMASI
Kafkasya vizyonu açısından bu aşama önemlidir. Bundan sonra Ermenistan'ın Azerbaycan'ı hedef alan bir takım yasaları ya da anayasa maddelerini değiştirmesi de önemli olacaktır.
Yıllarca aslında sorunu çözmek için kurulmuş AGİT MİNSK Grubu'nun da devreden çıkarılmasının zamanı gelmiştir. Artık misyonları kalmamıştır. Çözüme katkıları olmamıştır. Bunlar olduktan sonra Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci de ivme kazanacaktır
"KUTLAMALARA CUMHURBAŞKANI'DA KATILACAK"
21 Mart'ta nevruzu kutlayacağız. Kutlamalara Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılacak. Nevruz kadim bir anma olarak kutlanmış olacak. Buna herkesi bekliyoruz.
Terörsüz Türkiye açısından bakılacak olursa bu nevruzun bu hedefe ulaşılması bakımından da önemli olduğunu ifade ediyoruz.
TRUMP VE AB SÖZLERİ
Trump ile AB liderleri arasındaki tartışmaya bakınca fiilen görüyoruz ki 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan düzen bitmiştir. Dünya yeni bir düzen arayışındadır.
Bu çerçevede dünyanın yeni aktörlerinin nasıl bir yol haritası izleyeceği en önemli konudur. Burada Türkiye bütün gelişmelerin merkezinde kilit ülke olma rolünü korumaktadır.
Bugün AB liderleri gerek hukuk gerek ilkeler açısından bir takım eleştiriler getiriyorlar Trump'ın tasarruflarıyla ilgili olarak. Bugün eleştirdikleri konular kendilerinin Türkiye'ye dönük davranışlarının özetidir.
AB liderlerinin dış politikaya dair eleştirilerini alt alta koyup oradan çıkacak toplam Türkiye'ye dönük çifte standart siyasetinin tam bir özeti olarak önlerine gelecektir. Türkiye, kilit bir rol üstlenmeye devam edecektir.
"TÜRKİYE SADECE GÜVENLİK KONULARIYLA ELE ALINAMAZ"
Avrupa güvenlik mimarisinin ihtiyaçlarıyla ilgili pek çok tartışma yapılıyor. Türkiye'nin ne kadar vazgeçilmez olduğuna dair de çok sayıda makalenin çıktığını, siyasi beyanatın verildiğini görüyoruz.
Bizim mesajımız şudur, Türkiye sadece güvenlik konularıyla ele alınamaz. Ekonomik refah, sosyal değerler, bunların paylaşılması bakımından değerlendirmeniz gerekir. Bu bakımdan esasında yıllardır AB üyelik süreciyle ilgili olarak Türkiye'nin önüne koydukları çifte standartla yüzleşmelerinin zamanıdır.
Fasılları dahi açmaktan çekiniyorlar. Umarız ki bu vesileyle başlayan tartışmayı güvenlik temelinde ele almazlar, Türkiye'nin güçlü bir Avrupa devleti olduğu şeklindeki boyutunu da unutmayan bir çerçeveyle
Türkiye'nin önüne gelirler. O zaman hem bölge hem dünya barışı hem de Avrupa güvenlik mimarisi açısından yepyeni bir takım fırsat pencerelerinin ortaya çıktığı herkes tarafından görülecektir.
SURİYE'DEKİ GELİŞMELER
Suriye'deki gündemi yakından takip ediyoruz. Günler önce bir Esad'a bağlı bazı grupların meşru yönetime karşı saldırısıyla bazı olaylar meydana geldi.
Çatışmalar oldu. Maalesef çeşitli şekillerde kaosu tetiklemeye çalışan odakların da harekete geçtiklerini gördük. Alevi, Nusayri kardeşlerimize saldırılar oldu, hayatını kaybedenler oldu. Bu saldırıları lanetlediğimizi ifade ediyoruz.
Suriye yönetimi de saldıranların ortaya çıkması için komisyon kurdu. Biz olay olduğu andan itibaren dedik ki, burada Esad artığı olarak bildiğimiz silahlı gruplar meşru yönetime karşı silahlı saldırı gerçekleştirdiler. Buna cevap verilirken bir takım grupların, kişilerin sivilleri hedef almasını da lanetliyoruz. Sünni, Şii, Alevi, Nusayri, Dürzi, Türkmen, Kürt, Arap hangi etnik gruptan olursa olsun bütün Suriye'yi temsil ettiği çizgisinden ayrılmamak gerekir.
Esad'ın katliamları Alevilere, YPG'nin katliamları Kürtlere, DEAŞ'ın katliamları Suriye'deki Araplara mal edilemez. Katliamların arkasında Türkiye'nin bunu himaye ettiği gibisinden büyük bir yalana imza attılar. Buradan siyasi kaldıraç elde etmeye çalıştılar. Yaptıkları iş son derece ilkel, bayağı. Hele hele birilerinin uluslararası müdahale çağrısı Suriye'yi yeni bir kaosa sürüklemeden başka bir şeye hizmet etmez. Bizim Esad artığı dediklerimiz, orada silahlanmış gruplar, bir takım devletlerin vekil gücü olarak hareket ederek bu saldırıyı gerçekleştiren teröristlerdir."
Kaynak: haberet.com