450 hakim-savcının görevine iadesi ne anlama geliyor? Avukat Engin Akın Danıştay 5. Daire'nin kararını Haberet'e değerlendirdi
FETÖ'nün hain darbe girişiminin ardından birçok hakim-savcı mesleklerinden ihraç edilmişti. Danıştay 5. Dairesi ise paralel devlet yapılanması içinde oldukları gerekçesiyle atılan isimlerden 450'sinin görevlerine iadesine karar verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bizi ciddi manada rahatsız ediyor, takipçisi olacağız" dediği gelişme hakkında Avukat Engin Akın Haberet'e değerlendirmelerde bulundu. Avukat Engin Akın, "Sayın Erdoğan'ın endişesi son derece haklı ve yerindedir" dedi.
- Fetullahçı Terör Örgütü 15 Temmuz 2016'da hain darbe girişimine kalkıştı. Paralel devlet yapılanmasında yer alan 450 hakim ve savcı tespit edilerek alınan kararla mesleklerinden ihraç edildi.
GÖREVLERİNE İADE EDİLDİLER
- Danıştay 5. Dairesi FETÖ'den ihraç edilen 450 yargı mensubu hakkında göreve iade kararı verdi.
- HSK tarafından meslekten çıkarılan hakim ve savcılarla ilgili Danıştay 5. Dairesinde açılan 5 bin 112 davanın 3 bin 799'unun reddedildiği, 435'unda ise işlemin iptaline karar verildiği aktarıldı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: BİZİ CİDDİ MANADA RAHATSIZ EDİYOR
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ihraç edilen FETÖ'cü hakim ve savcıların Danıştay tarafından görevlerine iade edilmeleriyle ilgili, "Danıştay'ın aldığı bu karara da sessiz kalmamız mümkün değil. Bu tür kararlar bizi ciddi manada rahatsız ediyor. Biz de bu işin üzerine gidiyoruz, gideceğiz, takipçisi olacağız" dedi.
GÖREVE İADE NE ALAMA GELİYOR? KONUNUN UZMANI HABERET'E KONUŞTU
Av. Engin Akın, FETÖ'den ihraç edilen 450 hakim-savcının Danıştay tarafından görevlerine iade edilmesinin ne anlama geldiğini Haberet'e anlattı.
DARBE GİRİŞİMİ ENGELLENDİ İHRAÇ SÜRECİ BAŞLADI
Bilindiği üzere, 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen hain darbe teşebbüsünün ardından yürürlüğe konulan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin değiştirilerek kabul edilmesine dair 6749 sayılı Kanun’un 3. maddesinde ve OHAL uygulamasına son verilmesinin ardından yürürlüğe konulan 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 38. maddesinde; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen hâkim ve savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunca meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilmesi öngörülmüştü.
Bu bağlamda, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunca, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen hâkim ve savcıların meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilmiştir.
DANIŞTAY'DA DAVA YOLU AÇILDI
Görevden ihraç edilen bazı hakim ve Cumhuriyet savcıları, 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 33’üncü maddesi kapsamında ihraç kararlarına karşı ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay’da dava açmışsa da Danıştay 5. Dairesi, bu ihraç kararlarının adli suç veya disiplin suçu kapsamında verilen ihraç kararları olmaması nedeniyle görevsizlik kararları vermiştir.
Ancak daha sonra 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 11’inci maddesi hükmü gereğince HSK’nın kesinleşmiş kararlarına karşı ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da dava açılması imkânı getirilmiştir.
DANIŞTAY 5. DAİRE 'GÖREVE İADE' DEDİ
Danıştay 5. Dairesinin görev alanına giren bu davaların temyiz mercii ise Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’dur. Danıştay Başkanlığınca yapılan açıklamaya göre 435 dosyada HSK’nın göreve iade talebinin reddi kararı iptal edilmiştir.
Yani bu veriler ışığında 435 hâkim veya Cumhuriyet savcısının göreve iadesi yönünde Danıştay 5. Dairesince karar verilmiştir.
BİNLERCE DAVANIN REDDİNE ONAY VERİLDİ
3799 davada ise davanın reddine karar verilmiştir (toplam dava sayısı ise 5112, karara çıkan dosya sayısı 4234’tür).
435 dosyadan 14 dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun temyiz incelemesinde geçmiş, 11 adet göreve iade içerikli karar onanmış yani bunların göreve iadesi kesinleşmiş, 3’ü bozulmuştur.
Dolayısıyla iptale ilişkin 421 dosyanın temyiz süreci ya henüz başlamamış ya da sonuçlanmamıştır.
Yine şu ana kadar davanın reddi kararı verilen 6 dosya temyiz incelemesi neticesinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından bozulmuş, 3428 adet davanın reddi kararı ise onanmıştır.
Ayrıca belirtmek isteriz ki iptal kararı verilen 236 dosyada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu dosyaya sunulmayan belgeler ve bilgiler ile ilgili ara karar kurmuş, yani ek bilgi ve belge istemiştir.
"SAYIN ERDOĞAN'IN ENDİŞESİ HAKLI VE YERİNDE"
Danıştay 5. Dairesince verilen karar hakkında açıklamalarda bulunan Avukat Engin Akın, "Bu veriler ışığında Anayasamızın 138’inci maddesinde düzenleme altına alınan hakimin bağımsızlığı ilkesi de gözetilerek belirtmek isterim ki Sayın Erdoğan'ın endişesi son derece haklı ve yerindedir." şeklinde konuştu.
Avukat Engin Akın, "Anayasanın 9.’uncu maddesine göre, yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır. Hakimin bağımsızlığı kadar tarafsızlığının da akamete uğramamış olması gerekir." dedi.
"MİLLİ GÜVENLİK AÇISINDAN CİDDİ BİR ZAAFİYETE NEDEN OLUR"
İstihbari bilgilerin ciddiye alınmamasının derin yaralar açabileceğini vurgulayan Av. Akın, "685 sayılı KHK’nın 1’inci maddesinde de belirtildiği üzere, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle meslekten çıkartılan hakim ve Cumhuriyet Savcıları'nın göreve iade için açtıkları davalarda kanaatimizce bu kişilerin sadece üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakının olmadığının değil, söz konusu örgütlerle irtibatının olmadığının da kanıtlanması, yani bu hususa delalet edebilecek hiçbir olgunun olmaması gerekir." ifadelerine yer verdi.
Akın, "İrtibata yönelik emare dahi göreve iadeye engel olarak telakki edilmelidir. Zira hakim ve Cumhuriyet savcı adaylığı için dahi istihbarı veriler dikkate alınırken, bunların FETÖ ile irtibatına yönelik istihbarı verilerin kale alınmaması milli güvenlik açısından ciddi bir zafiyette neden olur." uyarısında bulundu.
Avukat Engin Akın değerlendirmelerine şu ifadelerle devam etti;
Anayasa Mahkemesinin 14.11.2019 tarihli ve E. 2018/89, K. 2019/84 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tartışmalı kavramlar olan “iltisaklı” kavramı kavuşan, bitişen, birleşen; “irtibatlı” kavramı ise bağlantılı anlamına gelmektedir. Nitekim bu olguların varlığı için kesin delil aramak, ceza soruşturmalarında kovuşturmaya yer olmadığı veya ceza kovuşturmalarında beraat kararı verilmek göreve iade için yeterli addedilmemelidir.
Farklı hukuk disiplinlerinin farklı işleyiş kuralları vardır. Ceza hukukunda mahkûmiyet kararı verilmesi için suçun işlendiğinin kanıtlanması gerekirken, görevden ihraçta kanıta gerek olmaksızın, emare, olguya dayalı şüphe de yeterli görülmelidir. Diğer bir anlatımla bir hakimin veya Cumhuriyet savcısının FETÖ ile iltisak veya irtibatına ilişkin olguya dayalı (tanık anlatımı, görüşme kayıtları, Bank Asya’ya para yatırma gibi) şüphe dahi ülkemizin istikbali, Anayasamızın güvence altına alınması açısından bir önlem olarak değerlendirilmeli, milli güvenlik sorunu olarak ele alınmalıdır.
Dolayısıyla olguya dayalı şüphe sebebiyle meslekten çıkarılmanın orantısız bir önlem olduğu iddia edilemez, bu meslekten çıkarmaların da milli güvenlik önlemi olarak telakkisi gerekir.
Ayrıca yukarıda da belirttiğimiz üzere, FETÖ ile iltisak veya irtibat nedeniyle meslekten çıkartılan bir hakimin veya Cumhuriyet savcısının göreve iade halinde tarafsız kalacağı da şüphelidir. Zira bu süreçleri yaşayan bir kişinin mevcut iktidar, hükümet ve HSK ile ilgili olumsuz hisler beslemiş olması kuvvetle muhtemeldir.
Netice itibariyle, Türk millet adına karar verecek mahkemeler ve kamu adına suç soruşturmalarını yürütecek olan Cumhuriyet savcılarının, göreve iade davalarında, milli güvenliğimiz üstün tutularak, Danıştay’ın diğer kamu görevlilerinden çok daha hassas davranması, ancak iftiraya uğradığı açıkça anlaşılan, hakkında alenen yanlış inceleme yapıldığı tespit edilenler hakkında iade kararı vermesi, iltisak veya irtibata ilişkin somut delil bulunmaması gerekçesi ile iade kararı vermemesi gerektiği kanaatindeyim.