Tekstilde iplik üreten fabrikaların çoğu kapanıyor
Ekonomi toparlanma dönemine girse de tekstil sektöründe problemler yaşanıyor. Türkiye'de iplik üreten fabrikaların çoğu kapandı. Ayakta kalma mücadelesi veren işletmeler ise yüzde 30 kapasite ile çalışıyor.
Enflasyon sebebiyle tekstil sektörü, uluslararası pazarlarda elde ettiği kazanımları Endonezya, Türkmenistan, Özbekistan, Bangladeş ve Çin'le paylaşmak zorunda kaldı.
haber-1584482-g8nz.jpg" alt="" width="1280" height="720" />
Patronlar Dünyası’nın haberine göre; Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ATHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Doğan, Türkiye'de iplik üreten fabrikaların çoğunun kapandığını, ayakta kalma mücadelesi veren işletmelerin ise yüzde 30 kapasite ile çalışabildiğini söyledi.
İHRACAT YÜZDE 9,5 DÜŞTÜ
Başkan Doğan, Türkiye'nin tekstil ve hammaddeleri ihracatının 2023 yılı Ocak-Ağustos ayları arasında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,5 oranında düşüşle 6 milyar 287 milyon dolar düzeyinde gerçekleştiğini, aynı dönemde ATHİB'in ihracatının yüzde 23,8 düşüşle 687 milyon 827 bin dolar olduğunu aktardı.
“Sektörümüzün ihracat performansındaki düşüşün ana nedenleri maliyet artışları, alım gücündeki azalış, talepte yaşanan düşüş ve yüksek enflasyondan kaynaklanmaktadır” diyen Doğan, mevcut tabloda iplik fabrikaları ayakta kalıp üretimlerini sürdürmekte çok zorlandığını ve ortaya çıkan krizin pamuk piyasasını da etkilediğini söyledi.
Doğan, sorunu şu sözlerle anlattı:
“Fabrikalarımız üretim yapamadıkları için üreticinin pamuğunu alamıyorlar. Üreticilerimiz de ellerindeki pamuğu bulabildikleri fiyata yurt dışına ihraç etmeye çalışıyor bu da haliyle fiyatlarda azalışları beraberinde getiriyor. Şu an Türk pamuğu dünyanın en ucuz pamuğu haline geldi.”
"PERSONEL BULMAKTA ZORLUK YAŞIYORUZ"
Sektörün işlerin düzelme ihtimaline karşı uzunca bir süredir stoka çalıştığını, işlerin düzelmemesi nedeniyle artan maliyet ve finans yükünden kaynaklı olarak üretimin sürdürülemez bir noktaya gelmesiyle fabrikaların üretimlerine ara verdiğini dile getiren Başkan Doğan şöyle devam etti:
“Kimse zararına üretimini sürdürmek istemez. Bölgemizdeki deprem nedeniyle yeniden imar faaliyetlerinden kaynaklı olarak sektörümüzde çalışacak personel bulmakta zorluk yaşıyoruz. Eli tornavida tutabilen çok kıymetli hale geldi ve maliyetler yükseldi. Finansman maliyetlerimizde de faizler yüzde 50 seviyelerine çıktı. İşletmelerimiz ayakta kalmak için çok büyük uğraş veriyor. Ayakta kalmaya çalışan fabrikalarımızda kapasiteler ise yüzde 30'lara düştü. Devletimizden işçilik, enerji ve hammadde fiyatları konusunda acil destek bekliyoruz.”
"İHRACAT YASAKLANSIN DEMİYORUZ"
Dünya genelinde pamuk üretiminde dramatik değişimler yaşandığını da dile getiren Başkan Doğan, değişimleri şu sözlerle açıkladı:
“Dünya genelinde gıda tedariki ön plana çıktığı için Çin'de pamuk üretimi yıllık 8 milyon tondan 5 milyon tona geriledi. Özbekistan'da yıllık pamuk üretimi 2,5 milyon tondan 800 bin tona düştü. Özbekistan üreticisini korumak için pamuk ihracatını yasakladı. Özbekistan kendi pamuğunu kendi iplikçisine uluslararası fiyattan yüzde 15 ucuza verip ihracatını da benzer oranda destekliyor. Yani toplamda verilen destek yüzde 30'ları buluyor.
Sektör olarak ihracatımızın büyük bölümünü gerçekleştirdiğimiz Avrupalı alıcılar Özbekistan'a çocuk işçi çalıştırdığı için uyguladığı ambargoyu kaldırdı. Hatta bu ülkeye yüzde 5 oranında teşvik vermeye başladı. Hindistan çeşitli teşviklerle yıllık 2,5 milyon ton olan pamuk üretimini 6 milyon tona çıkardı.
Biz pamuk ihracatı yasaklansın demiyoruz. Sonuçta üretici ürettiği ürünü satacak. Ancak Türk pamuğunun dünyanın en ucuz pamuğu haline gelmesini de istemiyoruz. Üretici para kazanamaz ise gelecek senelerde pamuk ekiminden vazgeçer. Bu da tekstil ve konfeksiyon olarak 2 milyonu aşkın istihdam sağlayan sektörümüzü tam anlamıyla ithal ürüne bağımlı hale getirir. Böyle bir durumda da uluslararası piyasalarda rekabet etme şansımız kalmaz. Devletimizden Özbekistan başta olmak üzere dünya ülkelerindeki uygulamalar gibi sektörümüze yönelik sonuç odaklı acil destek bekliyoruz.”