Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten kritik açıklamalar: KKM, döviz kuru, bankalara toplumsal kredi notu...
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten yeni açıklamalar geldi. Bakan Şimşek, kur korumalı mevduat sisteminde vergi istisnasının gelecek sene yeniden değerlendirileceğini dile getirdi. Öte yandan Şimşek, "Bizim birincil önceliğimiz, Türkiye’de makro finansal istikrar, özellikle de fiyat istikrarı boyutuyla başarıyı sağlamak ve böylece Türkiye’nin uzun vadeli büyüme potansiyelini ve performansını yükseltmek." dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kur Korumalı Mevduat sisteminde vergi istisnasının gelecek sene yeniden değerlendirileceğini dile getirdi.
Bloomberg'e açıklamalarda bulunan Bakan Şimşek, sistemden çıkış meselesinde ciddi bir ilerleme sağlandığını dile getirirken, “Bence para politikasındaki bu normalleşme ile birlikte herhangi bir teşvike ihtiyaç olmadan KKM’den çıkış tamamlanacaktır. KKM’nin getirdiği en büyük teşvik vergi istisnasıdır. O konuda da önümüzdeki sene bir değerlendirme yapacağız” diye konuştu.
"BU YATIRIM İŞİ BİRAZ KISA SOLUKLU BİR İŞ DEĞİL"
Şimşek’in ekonomi gündeminin diğer konuları ile ilgili verdiği mesajlar şu şekilde oldu:
Bileşik Arap Emirlikleri ile çok iyi bir diyaloğumuz var. Bütün bölgeyle siyasi ilişkilerimiz çok iyi. BAE ile olan, yaz boyunca devam eden ve sonuçta da bir programla sonuçlanan diyaloğumuz özünde Türkiye’nin önceliklerini baz alıyor. Birinci en büyük kalem yeşil dönüşüm. BAE ile Enerji Bakanlığımız potansiyel olarak önümüzdeki yıllarda 27 milyar dolarlık bir yatırıma hazır olduklarını söylediler. Bu ne zaman somut bir gidişe dönüşür? Siz de biliyorsunuz, bu yatırım işi biraz kısa soluklu bir iş değil.
"8,5 MİLYAR DOLARLIK BİR ALAN AÇILDI BİZE"
İkincisi dijital dönüşüm... Bu da bizim öncelikli konulardan bir tanesi. Türkiye’de büyük ölçekli veri merkezi yok. Bu alanda bir ilgileri var. 5 ile 7 milyar dolar arası bir rakamdan bahsediyorsunuz. Üçüncü olarak biz tabii depremin finansmanını önceliklendirdik. Orada da 8,5 milyar dolarlık bir alan açıldı bize. Son olarak da ihracatın finansmanı için 3 milyar dolarlık bir alan açıldı.
"VADE OLARAK MUHTEMELEN 10 YIL CİVARINDA OLUR"
Depremin finansmanını biz kısmen dışarıdan özel tertip tahvil ihracı ile düşünüyoruz. Vade olarak muhtemelen 10 yıl civarında olur. Yani uzun vadeli olur. Fiyatlama, normal piyasa fiyatlaması çerçevesinde olur. Büyük ihtimalle, eğer ihtiyaç hasıl olursa trançlar halinde olur. Yani hemen zaten harcama durumu yok. Dolayısıyla istersek bu yılın sonundan önce o imkandan kısmen yararlanırız.
"YATIRIMCILARLA ÇOK İYİ BİR DİYALOĞUMUZ VAR"
Bizim birincil önceliğimiz, Türkiye’de makro finansal istikrar, özellikle de fiyat istikrarı boyutuyla başarıyı sağlamak ve böylece Türkiye’nin uzun vadeli büyüme potansiyelini ve performansını yükseltmek. Yani kalıcı refah için biz fiyat istikrarını önceliklendirdik. Yatırımcılar bunu ben inanıyorum ki görüyorlar. Önümüzdeki dönemde de bu gördükleri üzerine de hareket etmeye başlayacaklar. Bizim yatırımcılarla çok iyi bir diyaloğumuz var.
"TÜRKİYE'NİN GELİŞMİŞ ÜLKELERE GÖRE MAYIS SONRASI ÇOK GÜÇLÜ BİR PERFORMANS VAR"
Bu, fon akışına dönüşüyor mu? Nereden baktığınıza bağlı. Birincisi, yılın ilk beş ayına bakın. Portföy girişleri anlamında eksi 2,9 milyar dolardı. Haziran-Eylül dönemine bakın, 4,9 milyar dolarlık bir giriş var. İkincisi özel sektör ve kamunun uluslararası piyasalardan finansmana erişiminde ciddi bir artış var. Türkiye’nin tahvil endeksi spreadine baktığınız zaman, gelişmekte olan ülkelere göre mayıs sonrası çok güçlü bir performans var.
Türkiye’nin CDS’leri... Geçen sene 900’e çıkmasından bahsetmiyorum, bu senenin önemli bir kısmında 600’e yakın, bir ara 700’leri bulmuş, 700’ün üzerine çıkmış. Şu anda 330’lar civarı. İlgi olmasa bu çerçevede bir fiyatlama olmaz.
KUR OYNAKLIĞI
Kur oynaklığı... Şu anda gelişmekte olan ülkelerin oynaklığının en düşük bandına yakınız.
REZERVLER
Rezerv birikimi... Mayıs’ta 98,5 milyar dolardı, 36 milyar dolar civarında brüt rezervde artış var. 2014’ten beri en yüksek rezerv seviyesine ulaştık. Diyebilirsiniz ki, swaplar şöyle böyle... Yerel bankalarla olan swap onların ihtiyacına binaen yapılıyor. Çünkü Döviz kredisi talebi sınırlı ama TL kredi talebi duruyor. Yani benim için önemli olan, yurt dışı swaplardan ari rezerv o da pozitif hem de güçlü pozitif.
Ben inanıyorum ki önümüzdeki aylarda özellikle de yerel seçimler sonrasında Türkiye’nin varlıklarına talep çok ciddi bir şekilde artacak. Yani Türkiye’ye fon akışı ciddi bir şekilde artacak.
Ben nihai faiz oranına ilişkin yorum yapmam. Çünkü Merkez Bankası’nın uhdesinde olan bir konu. Burada biz hep kurala dayalı gideceğimizi söyledik. Para politikasında da sonuçta enflasyonun çıpalanması lazım, kural bu. Onun nasıl yapılacağı bilinen bir şey.
"KUR HEDEFİMİZ YOK"
Cumhurbaşkanımızın tespiti doğru. Bizim gibi dezenflasyon programı uygulayan ülkelerde, dezenflasyonda başarı genelde kurda reel değerlemeyi beraberinde getirebiliyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği bu. Ben, prensip olarak kur konularında seviyeye ilişkin çok yorum yapmam. Çünkü bizim bir seviye hedefimiz yok ve Türkiye şu anda dalgalı bir kur rejimine sahip. Burada lira değerli mi, değil mi tartışmasına da prensip olarak girmek istemiyorum. Ama şu bir gerçek; bu sene cari açığa altın hariç bakarsanız, milli gelirin yüzde 1.4’üne denk geliyor. Dolayısıyla sürdürülebilir bir cari açık, yani dış borcun milli gelire oranını artırmayan bir cari açık, şu anda sağlanmış durumda. Analistler tartışmaları eğer temel göstergeler üzerinden yapacaksa, bu hususu da kaçırmamaları lazım.
"KKM VERGİ TEŞVİKİ GÖZDEN GEÇİRİLECEK"
Şimdi döviz piyasasında göreceli bir normalleşme var. Kurdaki oynaklık, gelişmekte olan ülkelerdeki oynaklık bandının alt seviyesinde. Enflasyonun hala yüksek olduğu bir ülkede zaten nominal bir istikrar söz konusu olmaz. Şimdi kurda nominal istikrar öngörümüzün bir parçası değildir. Reel kurda istikrar, evet. Ama bu tür programlar reel kurda değerlenmeye yol açıyor mu? Evet. Biz başından beri şunu söyledik; rezerv birikimine gideriz ama piyasa koşulları el verdiği ölçüde dedik. Dolayısıyla biz rezerv birikimini yaptık.
Sadece kur korumalıdan dönüşlerde Merkez Bankamız döviz talebini karşıladı. Onun ötesinde şu an itibariyle bir müdahalemiz söz konusu değil, olmayacak.
Kur korumalıya gelince... Kur korumalıdan çıkış sürecimiz fiilen başlamış durumda ve çok ciddi bir ilerleme sağladık. Bence para politikasındaki bu normalleşme ile birlikte herhangi bir teşvike ihtiyaç olmadan KKM’den çıkış tamamlanacaktır. KKM’nin getirdiği en büyük teşvik vergi istisnasıdır. O konuda da önümüzdeki sene bir değerlendirme yapacağız. Rezerv birikimi bu şekilde devam ederse tabii ki sürecin hızlandırılmasına ilişkin bir değerlendirme olabilir.
"PROGRAM ÇALIŞIYOR, SONUÇLARINI GÖRÜYORUZ"
Var ama herhalde daha çok olmasını bekliyorsunuz.. Yoksa giriş var. Yatırımcı ilgisi de var. Bir de şöyle bakmak lazım, biz hep yabancı yatırımcı diye olaya yaklaşmıyoruz. Bizim için önemli olan yatırımcılar. Türk vatandaşlarının, vatandaşlarımızın portföy tercihlerinde çok bariz programa inanç yönünde bir değişiklik var. Yoksa bu kadar rezerv birikimi olmaz. Ben neden gelecek sene hızlanır diyorum; şu anda uyguladığımız politikanın sonuçlarının görülmesi zaman alıyor. Para politikası gecikmeyle çalışıyor.
Yani şu anda program çalışıyor, sonuçlarını görüyoruz. Ama özellikle dezenflasyon anlamında bakıyorsanız yıllık enflasyon anlamında bakıyorsanız önümüzdeki yılın ikinci yarısında bu çok bariz olarak ortaya çıkacak. Bu sadece baz etkisinden kaynaklanmayacak, bugün alınan politika kararlarının gecikmeli etkileri o zaman tezahür edecek.
Biz gittiğimiz hiçbir yerden para istemedik. Bunu açık konuşayım. Hatta birçok yerde biz “biz sizden para istemiyoruz” dedik. Biz ortaklığımız geliştirmek istiyoruz. Bakın piyasa üzerinden Türkiye fonlanıyor şu anda. Türkiye’nin vadesine 12 aydan az kalmış yani kısa vadeli borcu neydi? Yaklaşık olarak 210 milyar dolar. Peki 6-7 aydır biz bunu yönetmiyor muyuz? Bunu yönetirken rezerv artıyor mu? Bakın cari açık var, ciddi bir kısa vadeli borç var. Demek ki biz başarılıyız, para girişi var. Onun için biz olaya öyle bakmıyoruz. BAE dedi ki biz 51 milyar dolarlık bir programa çıkacağız. Biz de çok teşekkür ederiz dedik.
Bizim birincil önceliğimiz getiri eğrisi inşa etmek, orada başarılı olduk. Yani bu yoksa swap piyasası işlevsel olsa da olmasa da çok önemli olmaz. Önemli olan, kredibilitesi olan güvenilir bir para politikası ve bunun bir yansıması olarak getiri eğrisi inşası, yani köprü inşası, bunu yaptık. Swap konusunu önümüzdeki dönem değerlendireceğiz. Doğrusu gerek rezerv, gerek cari açık, gerekse dezenflasyon bunlara bir bütün olarak bakıyoruz. Bu konularda elimiz rahatladıkça birtakım kısıtlayıcı unsurları peyderpey kaldıracağız. Ama size bu konuda bir tarih vermek, yönlendirmek istemiyorum.