Pedofil Epstein dava dosyasında 5. perde! Türkiye detayları hakkında ne biliniyor? UCİM Başkanı Saadet Özkan'a sorduk: Komplo teorileri önümüzü kesiyor

ABD'li milyarder Jeffrey Epstein, fuhuş ağı kurup 18 yaşından ufak kız çocuklarını kullanma suçundan yattığı cezaevinde 5 yıl önce intihar etti.

Epstein davasına ilişkin New York Yargıcı Loretta Preska, bağlantılı materyallerin gizliliğinin kaldırılmasına karar vermişti.

İtiraz sürecinin sona ermesinin ardından Jeffrey Epstein davasının son belgeleri kamuoyuyla paylaşıldı.

Epstein ile ilişkileri sebebiyle davada ismi geçenlerin bazıları mahkeme tarafından açıklandı. İsmi açıklananların arasında ABD’nin eski başkanları Donald Trump, Bill Clinton, İngiliz Prens Andrew gibi siyasiler ve Michael Jackson, Leonardo DiCaprio, Cameron Diaz gibi ünlüler de yer aldı.

Epstein'ın, ünlülere şantaj yaptığı iddiaları da dahil, avukatların sorularını cevaplamayı yüzlerce defa reddetmesi ve kendine yöneltilen sorulara karşı anayasanın 'beşinci maddesi'ni öne sürmesi dikkati çekti.

Öte yandan Epstein dosyalarında Türkiye ile ilgili iddialar da oldukça dikkat çekti.

Biz de bu kan donduran sapkınlıkla ilgili ayrıntıları UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği Genel Başkanı Saadet Özkan'a sorduk.

1-Epstein'in Türkiye'den de çocuk kaçırdığı konuşuluyor. Bu konuda size gelen bir iddia veya istihbarat var mı?

"Biz sosyal medyada bu tarz şeylerin çok dolaştığını gördük. The Guardian Gazetesi'ndeki belgelerle ilgili de İngilizce'den Türkçe'ye çevirip okuma yaptık. Orada ifadeler ve inkarlar var. Fakat belgelerin gerçek aslına yani üstü silinmemiş olanlarına ulaşabilmek için biz diplomatik olarak da hem Türkiye'deki makamlara hem savcılık makamına hem de uluslararası hukukta da Amerika'daki işte hukukçularla görüşerek bir hukuk müşavirliğimizce, UCİM Müşavirliğimizce ulaşmak için çalışma kararı verdik. "

Özkan, derneğin hukukçularının konuya ilişkin bakanlıklara gereken bildirimi ve kamuoyunda konuşulan iddialara karşılık olarak bu belgelerin aslına ulaşmak için gerekeni yapacaklarını belirtti.

Özkan, sözlerinde şu an konunun hassasiyetinin altını çizerek açıklamalarında infiale yol açabileceğini söyledi.

"DOSYADAKİ ASIL MI, OLUŞTURULMUŞ BİR BELGE Mİ?"

Özkan'ın açıklamaları şöyle devam etti:

Burada en çok dikkatimizi çeken işte bir pilotun adından bahsediliyor. Türkiye'de kaçırılan çocuklar kısmı söyleniyor. Ama gerçek belgelerde... Dosyadaki asıl mı oluşturulmuş bir belge mi? Yani gerçek bir belge mi, değil mi?

Bizim bunu en doğru biçimde öğrenmemizin yolu Amerika'daki dava dosyasındaki halini görmek ve bizim çocuklarımızla ilgili kısmı sormak.

UCİM EPSTEİN DOSYALARINDA HANGİ YOLU TAKİP EDECEK?

Biz de şuan ne yapabiliriz? Hani hem diplomatik anlamda ne yapabiliriz? Kendi devlet kurumlarımıza bir bildirimde bulunacağız. Hem de bir savcılığa bir suç duyurusunda bulunalım. Bununla ilgili kısımla ilgili. Amerika'da bir dernek olarak uluslararası hukuk anlamında nasıl bir başvuruda bulunabiliriz? Bununla da ilgili şu an çalışma yapıyoruz.

Hiçbir şeyi sosyal medyadaki bilgi kirliliği içinde değil, gerçekleştiği makamlarla yazışarak yol alma kararı aldık dernek olarak.

Hatta biz bugün İstanbul'a geldik, geri dönüyoruz, toplantı yaptık hukukçularımızla da.
Başkan Yardımcımız Yücel Ceylan, ben dernek başkanı Saadet Özkan olarak. Hani hukuk müşavirlerimizde de bir toplantı yaptık.

Hepsi konuda aklı selim olalım diyor. Zaten hepimiz toplum olarak bu konuda çok duyarlıyız.

Ve biz bir deprem psikolojisi atlattık toplum olarak. O yüzden de ne yapabiliriz ona bakacağız. Yani çözüm üretelim diye düşünüyoruz.

"DÜNYANIN BÜYÜK BİR SORUNU"

2-Çocuk istismarıyla mücadele için yıllarınızı verdiniz. ABD'de bu sapkınlık uzun yıllardır konuşuluyor. Devlet başkanları, ünlü isimlerin de adı geçiyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şimdi hem belgesele dökülmüş, hem de davaya dökülmüş bir konu var.

Yani aslında Amerikan yargısı da çocuk istismarıyla ilgili Epstein dosyasını bir hakim açtı ve bu açtığı dosyanın 946 sayfasına ulaşıldı ve burada birçok isim geçiyor.

Bu küresel anlamda da dünyanın büyük bir sorunu. Bu konuşulmaya da başladı.

Buradan şöyle bir çıkarım yapmamız gerekiyor; Bu topyekun bir mücadeleye dönmeli.

Kendi ülkemizde de 3 bin 500'ü aşkın çocukları davasına hem danışmanlık hem gözlemci hem de bazılarına katılan sıfatıyla çocukların yanında olmaya çalışıyoruz.

"TOPLUM OLARAK DA ÇOK DUYARLIYIZ ASLINDA ÇOCUKLAR KONUSUNDA"

Ama bu kadar küresel çapta ve toplum olarak da çok duyarlıyız aslında çocuklar konusunda. Bunu görüyoruz.

Bizim bu konuda gerçekten tahammül edemediğimiz, bir millet olarak bu kadim topraklar olarak da çok hassas olduğumuzu da görüyorum. Çünkü ben de bu konuda çok hassas biriyim.

Siz de beni çok uzun yıllardan beri takip ediyorsunuz dernekleştik.

"SOSYAL MEDYADA ÇOK BÜYÜK BİR KİRLİLİK VAR"

O yüzden de dünyaya, Amerika'ya ödül için gittiğimde de "sizin yaptığınızı bizler yapamazdık" diyen birçok insanla karşılaştım. Demek ki cesuruz. Bu anlamda cesur bir toplumuz. Evet. Ama yargılanma konusunda şöyle, sosyal medyada çok büyük bir kirlilik var.

Her şey komplo teorisine çevriliyor, evriliyor.

"OLAYLARIN ÜSTÜNE GİDEBİLMEMİZİN ÖNÜNÜ KESİYOR"

Bu da olayın, olayların üstüne gidebilmemizin önünü kesiyor.
Bu bilinçli de yapılan bir şey olabilir. Servis ediliyor olabilir.

"GERÇEĞİN GERÇEK OLDUĞUNA İNANMAZSINIZ"

Bazen gerçeği görürsünüz, gerçeğin gerçek olduğuna inanmazsınız. Yani bu, o bilinçle mi yapılıyor? Bunu da bence gazetecilerin sizler gibi cesurların basın emekçilerinin görmesi gerekiyor.

"OYUNUN İÇİNE DÜŞMEMELİYİZ"

Çünkü önümüzde birçok görsel var. Ve biz bu görselleri görüyoruz. Ama kimseyi suçlayamıyoruz. Yargıya taşıyamıyoruz. Biz de aynı oyunun içine düşmemeliyiz.

O yüzden hukuk, adalet sistemi içinde davalarımızı açmalı.

Savcılıklar nasıl bugün Amerika'da bir hakim 946 sayfalık belgeyi açıkladı ki bu belgenin aslında daha neler var, ayrıntılar var.

Biz de ülke olarak savcılık makamına adaleti hukuk sisteminin içinde işler hale getirip çocukların yararına çevirmemiz Ve temiz bilgiye ulaşmamız gerekiyor.

Bütün bu suçların da yargılanmasını sağlamamız gerekiyor.

Dünyada da büyük bir uyanış var. İnsanlar susmuyorlar. Her yerde cesurlar ve görevini iyi yapanlar vardır.

O yüzden de kollektif bir bilinç oluşturmak zorundayız, hep birlikte. "

PİLOT DETAYI

Toplamda binlerce sayfa tutan dosyalarda en çok konuşulan konulardan biri de Türkiye detaylarıydı. Epstein'ın pilotları aracılığı ile dünyanın dört bir yanından kız çocuklarını kaçırdığı ve bunları fuhuş ağında kullandığı öne sürülmüştü. O ülkelerden birisinin de Türkiye olduğu ifade ediliyordu.

Türkiye detayları dosyada nasıl geçiyor?

Türkiye 1 kez, çocuk kaçırılma olayında geçiyor. Jeffrey Epstein'ın adasına ünlü isimleri götürmek için kullandığı 'Lolita Express' pilotu Nadia Marcinkova'nın sorgu dosyası 15 Mart 2010 tarihine ait görünüyor.

Marcinkova'nın Epstein'ın özel misafirlerini taşımak ve yurt dışından getirilen kurbanların taşınmasını organize etmekten sorumlu olduğu ifade ediliyor. Ancak dosyalarda hiçbir suçla itham edilmeyen Marcinko'nun avukatları bu iddiayı reddediyor ve onun da kurban olduğunu öne sürüyor.

Marcinkova'nın Epstein belgelerinin sızmasının ardından ortadan kaybolduğu belirtiliyor.

TÜRKİYE İLE İLGİLİ KISIMDA GEÇEN İFADELER

SORU: Jeffrey Epstein ve/veya Ghisilaiue Maxwell, 15 yaşındaki Jane Doe 102'yi (ismi açıklanmayan kişiler için kullanılan bir takma isim) Palm Beach, New York City, Santa Fe, Los Angeles, San Francisco, St. Louis'in yanı sıra Avrupa, Karayipler ve Afrika'ya götürmek için pasaportlar temin edip satın almıştır. Bundan haberiniz var mı?

- Beşinci maddeye dayanarak yanıt vermeyi reddediyorum.

SORU: Jeffrey Epstein'ın Jane Doe 102'yi Ghislaine Maxwell ile birlikte taciz etmenin yanı sıra onu başka modeller, aktrisler ve ünlülerle seks yapmaya zorladığı da iddia ediliyor?

Yanıt vermeyi reddediyorum.

SORU: Ayrıca Jeffrey Epstein'ın Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Asya ve diğer ülkelerden başka reşit olmayan kızları da taşıdığı(kaçırdığı) iddia ediliyor. Bundan haberiniz var mı?

Yanıt vermeyi reddediyorum.

SORU: Jeffrey Epstein uluslararası çocuk seks ticaretine dahil oldu mu?

Yanıt vermeyi reddediyorum.

DEPREMDE KAÇIRILAN ÇOCUKLAR İLE BAĞLANTI İDDİASI

1999 depreminde çocukların kaçırılması ile Epstein'ın doğrudan bağlantısı olduğu iddiaları da sosyal medyada büyük infial yaratsa da bu doğrudan dosyalarda yer alan bir detay değil.

Kaçırılma ifadelerinde Türkiye'nin yer alması ve Epstein'ın bu dönemlerde insan ticareti faaliyetlerinde bulunması nedeniyle bu iddialar yer alıyor.

Dönemin Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan (SHÇEK) sorumlu Devlet Bakanı Hasan Gemici ve SHÇEK Genel Müdürü Bülent İlik, arşiv kayıtlarında yer alan röportajlarda organ mafyası ya da çocuk tacirleri konusunda şu ana kadar ihbar almadıklarını açıklamıştı.

18 çocuğa ulaşılmak için çok yönlü soruşturma yürütüldüğü belirtilmişti.

Yine Türk medyasında yer alan organ mafyası haberlerinin artması üzerine arşivlerde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in talimatıyla soruşturmaya konu olduğu ve 2 aylıktan 17 yaşa kadar 27 çocuğun bulunamadığı belirtiliyor.

Ancak bu çocukların doğrudan ya da dolaylı bir şekilde adı bu raporlarda geçmiyor.