ABD'deki kimyasal felakette korkunç tablo! 43 binden fazla canlı öldü
Amerika Birleşik Devletleri'nin Ohio eyaletinde geçtiğimiz haftalarda kimyasal yük taşıyan bir tren kaza yaptı. Kaza sonrasında bölgeye yoğun miktarda kimyasal atık boşaldı. Skandal olayın ardından bölgede 43 binden fazla canlının hayatını kaybettiği anlaşıldı. Bölge halkı yaşananlardan hükümeti suçladı.
ABD'nin Ohio eyaletinde çevresel felakete yol açan tren kazasının gerçekleştiği alanda 43 binden fazla su canlısının öldüğü bildirildi. Ohio Doğal Kaynaklar Departmanına (ODNR) göre, kimyasal madde yüklü tren kazasının gerçekleştiği bölgede bulunan dere yatağının yaklaşık 8 kilometrelik bölümünde 38 binden fazla tatlı su balığı öldü.
ODNR Direktörü Mary Mertz, "Balıkların dışında 5 bin 500 civarında su canlısının vagonların devrilmesi sonucu öldüğünün tahmin edildiğini" belirtti. Mertz bilimsel verilerin, ODNR yaban hayatı araştırmacıları ve Amerikan Balıkçılık Derneği ortaklığında elde edildiğini, kazanın çevresel etkisini anlamak için 2-3 hafta boyunca araştırmaların devam edeceğini belirtti.
Cumhuriyetçi Ohio Senatörü James David Vance, 17 Şubat'ta Twitter'dan, tren enkazının yakınındaki Leslie Run Deresi'nden paylaştığı videoda dere yüzeyini kaplayan kimyasal maddeleri göstermişti. Vance, videoda, "Bu suyun her tarafında ölü solucanlar ve ölü balıklar var. Suyun bileşenlerini biraz eşelediğimde kimyasalların dışarı çıktığını fark ettim. Bu insanları unutmayalım, ilgililere baskıya devam ederek bu sorunu çözelim." ifadelerine yer vermişti.
Resmi açıklamalar kimyasal sızıntıya ilişkin çok korkulacak bir tablo olmadığı yönünde olsa da özellikle uzun vadede bu kimyasal felaketin etkileri bölge halkında endişeye neden oluyor.
Çevre uzmanları, kazadan sonra kimyasal yangınları söndürmek için kullanılan uzun ömürlü ve potansiyel olarak daha kaygı verici bir kimyasal sınıfı olarak nitelenen polifloroalkilin (PFAS) de çevreye etkisinin araştırılması gerektiğine dikkati çekiyor.
Kazanın meydana geldiği yaklaşık 4 bin 700 nüfuslu Doğu Filistin kasabası halkı, yetkililerin açıklamalarına yönelik güvensizliği dile getirmiş, bölgede etkisini sürdüren duman bulutu, kalıcı hale gelen koku ve içme suyunun güvenliği gibi birçok konuda endişelerini ortaya koyarak yetkililere şeffaflık çağrısı yapmıştı.
YETKİLİLER YAŞANANLARI GİZLİYOR
Yaşanan çevre felaketinde basın özgürlüğü skandalı da gündeme damgasını vurmuştu. Her fırsatta 'basın özgürlüğü'nü savunduğunu iddia eden ülkede konuyla ilgili haber takibinde olan muhabir Evan Lambert, canlı yayın sırasında "düzen bozduğu" iddiasıyla yaka paça gözaltına alınmıştı.
Yaklaşık beş saat gözaltında kalan Lambert, serbest kaldıktan sonra yaptığı paylaşımda, "Hiçbir haberci, işini yaparken gözaltına alınmayı hak etmez. Ülkemizde bunun yaşanmaması gerektiğinin çok önemli olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullanmıştı.
ABD basınında bazı kaynaklarsa gazetecinin gözaltına alınmasını haklı çıkarmaya çalışmış, Lambert'ın canlı yayın yapmasının Vali'nin sesini bastırdığı iddia edilmişti. Olay anının ortaya çıkan görüntüleri ise, iddiaları çürütmüştü.
Yayınlanan görüntülerde, canlı yayını Vali'nin konuştuğu noktadan oldukça uzak bir noktada yapan Lambert'ın o anları yer alıyor. "Yüksek sesle konuştuğu", "Vali'nin konuşmasına müdahale ettiği", "Huzur ve düzeni bozan hareketlerde bulunduğu" iddia edilen Lambert'ın, oldukça sakin bir şekilde yayın yapığı anlaşılıyor.
