Dünyanın her köşesine korku salmış, anlı şanlı imparatorları tir tir titreşmiş Osmanlı’nın son dönemlerine denk gelir ilk genelevler.
Dünyaca ünlü yazarlar, şairler bu genelevlerden övgüyle bahsetmişler.
Genelevler her ne kadar İslam kültürü ile örtüşmese de Osmanlı’nın son dönemlerinde yaygınlaşmış. Fuhuş, Osmanlı'nın her döneminde var ama bilinen ilk yerleşik genelevler Sultan Abdülaziz döneminde açılmış.
Yaygınlaşan fuhuş halkın gözünden de kaçmamış ve bu evlerin bulunduğu sokaklara isimler vermeye başlamışlar.
Melek Girmez Sokak.
1812 yılında İstanbul’da büyük bir veba salgını başlar ve halk bu salgının nedeni olarak Melek Girmez Sokağı'ndaki fuhuşu gösterir. Salgın nedeniyle sokaktaki tüm meyhane ve genelevler yıkılır. Yerine sokağın kötü şöhretini unutturmak için Hidayet Camisi yaptırılır.
Yasa dışı genelevlerle baş edemeyen Osmanlı, 1884 yılında bir talimatname ile ilk resmi genelevi açar. Bir süre sonra Galata’daki genelev sayısı 100'ü bulur. 1915'te ise 359'a ulaşır. ilk genelev patroniçesi ise Langa Fatma adında bir kadındır. Langa Fatma öldükten sonra genelevi kapatılmış ve bir daha onun ''ayarında'' bir genelev açılmamış.
Kıssadan hisse, dünyanın, nakit para dönen ve her köşesinde önüne geçilemez bir sektör haline gelen genelevler ve fuhuş sektörü şimdilerde TikTok mecrası yüzünden tehlike altında.
Elince cep telefonu sabahtan akşama kadar yapacak hiçbir şeyi olmayan cahil takımı karılarını, kızlarını kendilerini pazarlasın diye bu uygulama üzerinden ifşa etmeye başladı.
İzleyenler ise, hediye adı altında kadınların soyunması karşılığı sisteme para ödüyor. Kadınlar, açtıkları bu hesaplarda kendilerine atılan hediyeler karşılığı günde hiç kazanmıyorlarsa 5 ile 7bin 500 TL arası para kazanıyor.
Asgari ücretin 11.402 TL olduğu günümüzde bu para, adeta zincire çığ gibi yeni halkalar ekliyor. 16 ile 55 yaş arası kadınlar başta popoları olmak üzere kendilerine gönderilen taçlar, kupalar, gemiler, uçaklar için memelerine kadar açıyorlar.
Peki onlar bu yayınları yaparken yanlarında kim var?
Sıkı durun: Tabi ki kocaları ya da sevgilileri!
Kamera ve ışık açılarını onlar belirliyor, sonra ahlaktan uzak insan bedeni üzerinden bir TikTok macerası başlıyor. Yaptığı karşısında bir günde 5 ile 7bin 500 TL para kazanan, ertesi günü gemiyi azıya alıp yayının dozunu arttırıyor.
Türkiye’nin en popüler genelev işletmecisi yaşadığı dönemlerde vergi şampiyonluğunu da kimselere kaptırmayan Matild Manukyan’dı.
Manukyan; Aristokrat bir aileden gelmektedir. Notre Dame de Sion'u bitirdikten sonra terzilik ile iş hayatına başlamıştır. Eşinin ölümü dolayısıyla oğlu ile tek başına kalmış, sosyete terziliğine soyunmuştur. Karaköy'de kiraya verdiği, babasına ait binaların kirasını ödeyemeyen genelev işletmesinden birine ortak olarak bu işe girmiştir. Daha sonra işlettiği genelev sayısı 37'ye çıkmıştır.
Genelevlerden kazandığı Paraları gayrimenkule dönüştürerek ailesinden kalan gayrimenkul sayısını artıran Manukyan 6 kez vergi rekortmeni olarak çeşitli ödüller almıştı.
Manukyan vefat ettiğinde 500 dairesi, 50 dükkânı, 4 hanı, 4 yazlığı, 220 ticari taksi plakası, 37 genelevi, 40 binası, 2 fabrikası, Kalamış'ta yatı, bir Rolls-Royce, dört BMW ve dört tane de Mercedes otomobil ile oteli vardı. Kiracıları arasında Şişli Belediyesi ve Şişli Adliyesi de yer alıyordu.
Yani dostlar Manukyan yaşasaydı, hayatı boyunca İstanbul gibi başa bela bir şehirde ticaret yapacak genelev patroniçeliğini mi seçerdi?
Açardı birkaç TikTok hesabı, odalarda tripodlar, led ışıklar... Taksim Pürtelaş Sokak ve Karaköy Alageyik ile Kule dibi sokaklarda bulunan evlerinde sosyal medya yayıncılığı yapardı. Hem riski az hem parası güzel.
Ahlak erozyonu aldı başını gidiyor. Koca koca kadınlar göstermedik yerlerini bırakmadılar. TikTok tam anlamıyla bir et pazarı. Yaşadığımız toplumun ahlak yapısını gözetirsek bu gevşeklik bu rezillik bize fazla. Yapılması gereken en acil çözüm bu mecranın devlet eliyle kapatılması. Yayınlarının durdurulması ve bu sisteme girişin engellenmesi.
Aslında geç kalınmış çok tedbir var bu sosyal medya konusunda ama neresinden başlasak kar sayacağımız bir güne denk geldik. Ya kadınlarımızın bedenlerini çiçeğe, böceğe, uçağa, arabaya pazarlamasını seyredeceğiz ya da kanayan parmağı keserek bu yaradan kurtulacağız.
Bir toplumun diliyle, diniyle ve ahlakıyla oynar oraları bozarsanız o toplumu savaşmadan esir almış sayılırsınız.
“Bir ülkenin geleceği ve ilerlemesi sağlam kalelerle, güzel binalara ve milli gelirine değil, o insanların ahlaki değerlerine bağlıdır”