Koskoca bir yılı geride bırakmaya hazırlandığımız şu günlerde, yediden yetmişe neredeyse memleketin yüzde doksanının derdi Dilan ve Engin Polat.
'Bir ihbar mektubuyla başlayan süreçte gözaltına alınırlar mı? Alınmazlar mı?' ile başlayan sonra 'Savcı serbest bırakır mı? Bırakmaz mı?' derken iş mahkemeye sirayet edince, tek derdimiz 'Mahkeme birkaç saat mahkeme tutuklar mı? tutuklamaz mı?' olmuştu.
Tutuklanma süreciyle birlikte şimdilerde bambaşka gündemlere uyanıyoruz Polatgiller üzerinden. Mesela henüz savcı mütalaası belli değil ama yatarlar mı? Yatmazlar mı? İle başlayan sorular silsilesi her gece X (eski adı Twitter) odalarında, avukatlar, mankenler, gazeteciler ve meraklı turşucular tarafından sabahlara kadar konuşulur oldu.
Geçtiğimiz yıllarda bugünlere denk gelen tarihlerde Noel babalar, geyikler, hediyeler, yılbaşı sahne fiyatları manşetleri süslerken sabahımız akşamımız Polatgiller oldu. Bu sene Noel baba bırakın bacayı, kapının önünden geçmezse bilin ki tek sebebi bizim Polatgillere gösterdiğimiz bu ilgiden dolayıdır.
Noel Baba bu, kar kış demeden geyikleriyle o çatı senin bu çatı benim dolaşan, bir Rizeli kardeşimizin çifteyle hedef almasına rağmen vazgeçmeyen adam, daha da gelmez.
Bütün bu kaos yığınının ortasında Dilan ve Engin Polat’ın avukatı nur topu gibi bir gündemi getirip hayatımızın ortasına koymaz mı? Koyar tabi.
Biz susuz yaşarız ama kaos olmadan nefes bile alamayız. Şimdi bütün meraklarımız çöp oldu. Polatgiller ceza alır mı, almaz mı? Alırlarsa ne alırlar hiç umurumuzda değil. Şimdi mesele şu ki yeğen, görüş gününde avukatının elini öpen Dilan kızın “Bu eli yıkamayın engin de sizi aynı yerden öpsün” isteği gerçek oldu mu?
Engin oğlan da aynı yerden avukatı öpüp Dilan kız ile hasret giderdi mi? Gözleri doldu mu? Öperken kokusunu içine çekti mi? Avukatın elini tutarken hislendi mi? Bana bunlarla gelin.
Ülkenin en büyük kara para operasyonu yürütülürken, ortalık yangın yerine dönmüşken, dışarda kalanların etekleri zil çalarken bir hukuk adamının işi bu denli sulandırmaya, televizyon ekranlarında yöresel fıkra anlatır gibi müvekkili ve kendisi gibi tutuklu kocası arasında yaşanan özel mevzuyu ortaya dökmesi hiç yakışık almadı. Birinin birine yazdığı mesajı paylaşsak kişisel verilerin korunması kanununa muhalefetten hakkımızda dava açarlar. Bir tutuklu şahsın bir tutuklu şahsa avukatı vasıtasıyla yolladığı bu duygu yüklü mesajı biz ekranlarda kahkahayla anlatan bir hukuk adamı izledik canlı canlı.
Dilan Polat dışarda geçirdiği mutlu ve mesut günlerinde kendisini, bacısını, kocasını, hizmetçisini şöhret etti, şimdi demir parmaklıklar ardında kendisine özgürlük yolunu açsın diye gözünün içine baktığı, git bu ten kokumu kocama götür diye elini öptüğü avukatını şöhret ediyor.
Oldu olacak bir yayın evi sahibi çocukluk yıllarımızda ilkokulda hepimize geri zekâlı muamelesi yapılan Ayşegül kitapları serisi gibi Dilan’ın hikayelerinden oluşan kitap serisi çıkartsın.
Dilan patladı, Dilan gözaltında, Dilan emniyette, Dilan kontrolde, Dilan hapiste, Dilan avluda vs vs. Yine de en çok okunanalar listesinde “Dilan’ın öptüğü el” bestseller olur. Nasılsa koca bir ülkenin neredeyse tamamına yakını elinde çekirdek sabahtan akşama kadar Polatgiller izliyor, Polatgiller dinliyor, Polatgiller okuyor.
Filistin'de öldürülen binlerce çocuk, kocaları tarafından katledilen kadınlar, sokağa terk edilen yaşlılar, çöp kutularına sıkıştırılan hayvanlar hiç yok gündemimizde. Daha birkaç gün önce şehit düşen askerlerimizi bir gün bile almadık dilimize. Şehir eşkıyalarını, trafik terörünü, küçük çocuklara taciz girişimi hiç ama hiç yok gündemimizde. Bizim için varsa yoksa Dilan ve Engin. Yemin ederim Polat ailesinde bile mesele kamuoyunda konuşulduğu kadar konuşulmuyordur.
Bakın Dilan’ın hizmetlisi sınır dışı oldu o bile bir daha anmaz Dilan’ın adını. Ama biz de öyle mi? Avukatlar, yazarlar, gazeteciler, mankenler, fenomenler sabahtan akşama kadar konuşuruz Dilan ve Engini. Hatta bir kuytu köşede davulcu ve zurnacı ilk mahkeme günü adliye kapısında hazır tutulur ola ki serbest kalırlarsa “Türkiye sizinle gurur duyuyor” naralarıyla karşılamak için.
Birkaç gün sonra yeni yıl geliyor. Nasıl biterse öyle başlar diyorlar, yeni yıla nasıl girersen öyle devam edermişsin. Bu nedenle ben 2023 yılının son Polatgiller yazsını yazmış olmayı diliyorum. Çünkü yeni yılda yeri gelmedikçe hatta gerekmedikçe Polatgiller gündeminden uzak olmak niyetindeyim.
Düşünceler için çekim yasası; “benzer benzeri çeker” şeklinde işleyen evrensel bir yasadır. İster iyiyi, ister kötüyü, hangisini düşünür ve inanırsanız yaşamınıza onu çekersiniz.
Bu yasalar, bireyden bağımsız işlemeye devam eder, tıpkı yerçekimi yasası gibi.
Yeni yılda iyi düşünelim, iyi olsun!