Deli Deli Kulakları Küpeli

Tayyar Işıksaçan yazdı...

Tayyar Işıksaçan Yazar tayyar.isiksacan@gmail.com

46 RAPORU NEDİR?

46 raporu eski Türk Ceza Kanunu'nda yer alan bir hüküm olarak öne çıkar. Özellikle cezai ehliyet ile ilgili olarak, suç işlemiş kişi üzerinden deli raporu çıkarılmış bir unsurdur. Böylece kişi hüküm giymesi ile beraber, akıl hastanesine yatırılır. Eski Türk Ceza Kanunu'nda olması ile birlikte, günümüzde geçerli olmayan bir rapor olarak öne çıkar. Tabii yeni ceza kanuna bağlı olarak farklı yapılarda bu durum ele alınır.

46 RAPORU KİMLERE VERİLİR?

Akıl sağlığını tam olarak getirilmiş olan kişiler için 46 raporu verilmektedir. Örneğin Paranoid şizofreni gibi durumlar söz konusu olduğu vakit, 46 raporu ortaya çıkar. Bu rapor doğrultusunda eğer 1 kişi ceza işlemiş ise, hapishane yerine akıl hastanesine yatırılır. Aynı zamanda 46'lık rapor olarak bilinen bu rapor, eski Türk Ceza Kanunu üzerinden ele alınırdı. Günümüzde ise daha farklı yapılar ve Ceza Kanunu dahilinde gerçekleşmektedir. Ancak işleyiş bakımından aynı olduğunu söylemek mümkündür.

GELELİM DELİRME NOKTASINA

Konunun hukuki boyutuna vakıf olduysanız gelelim bu raporun faydalarına. Gerçekten akıl sağlığınız ile ilgili bir sıkıntı varsa, işlediğiniz bir suçtan dolayı hüküm giymeniz mümkün değil. Mahkemece serbest bırakılırsınız, sonra döner aramıza sağlıklı görünen biz delilerle birlikte yaşamaya devam edersiniz.

Yok akıl sağlığınızı yerinde ama bir yolunu bulup bu raporu elde ederseniz, yılbaşında büyük ikramiye size çıksa bu kadar çok sevinmezsiniz. Çünkü bu raporu aldığınız an itibariyle tüm cezai ehliyetler ortadan kalkacağı gibi gelecekte karışacağınız ya da işleyeceğiniz suçlar deliliğinize verilecektir.

Mesela 1985 yılında askere çağrılan Adnan Oktar yani namı diğer Adnan Hoca “Deli” raporu olduğu için askere gitmez. Adnan Oktar’a 20.11.1999 tarihli Sabah gazetesinde çıkan haber sayesinde Adnan Oktar’a 7 ayrı hastaneden deli raporu verildiği ortaya çıkmış.

Yani bugün örgüt kurmak- yönetmek- yaşı küçük kızları alı koymak - cinsel istismar suçlarıyla bu dünyadaki kalan ömrü cezaevinde geçecek olan Adnan Hoca, raporlu “DELİ”!

Yolu illegal hayatla kesişen, cezaevi koşullarını bilen ve ceza yatmak istemeyen uyanık suçlular hemen deli numarası çekmeye başlar. Tutarsız davranışlar, tutarsız ifadeler, göstermelik kriz nöbetleri vs. bir şekilde Bakırköy Ruh ve Siner Hastalıkları Hastanesine kapağı atmaya çalışırlar.

Geçmiş yıllarda Prof. Dr. Arif Verimli hocamın başhekim olduğu dönemde bir yazı dizisi hazırlamış bu tip hastalarla ve gerçekten akıl sağlığı yerinde olmayanlarla bir yazı dizisi hazırlamıştım. 10 gün kadar hastanede çeşitli tip hastayla karşılaşınca akıllı olmanın ne kadar değerli olduğunu anlayarak o gün bu gündür akıl sağlığımı korumaya özen gösteriyorum.

Şimdilerde son 6 ayımızın kahramanı Dilan Polat’ın bu hastane yatırıldığını, akıl sağlığının yerinde olmadığını okuyorum gazetelerden...

Sonra aynı gazeteler yılbaşı gecesi hastanede yakınlarıyla yılbaşı partisi düzenlediğini yazıyor. 'Allah'ım akıl sağlığımı benden alma ne doğru ne yanlış, kim akıllı kim deli ben artık bilmiyorum sen beni koru' diye dua ediyorum.

Bir deli kuyuya taş atınca 40 akıllı çıkarmaya çalışırmış ya vallahi 6 aydır bu Dilan kız yüzünden kuyu başındaki akıllılara döndük. Taşı atan belli ama kuyuya girip çıkartacak akıllı yok ortada.

Bir süredir Dilan Polat vekili avukatın mahkemelere sunduğu, 'cezaevi yerine evinde tutukluğu devam etsin, sağlığı yerinde değil, çocuğun anneye ihtiyacı var' gibi müracaatlar mahkemece reddediliyor. Henüz mahkeme günüde belli olmadığından cezaevi süreci devam edecek ya, '“deli” ayağına yatalım gerisini akıllılar düşünsün' diye mi hareket ediyorlar paranoyası yaşamıyor değilim.

Zamanında Adnan Hoca’ya 7 ayrı hastaneden “DELİ” raporu aldıran akıl, Dilan Kız’a bir hastaneden “DELİ” raporu almaya yetmez mi?

Aman ha siz siz olun akıl sağlığınıza dikkat edin! Gerisinin bir çaresi her zaman bulunur...

Tüm yazılarını göster