Gazeteci arkadaşım Bekir Sıtkı Şirin’in defalarca Milli Gazete’deki haberlerinde gündeme getirdiği, üzerine detaylıca bir kitap yazdığı bir konuyu bugün sizlerle paylaşmak istedim.
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti parsel parsel sessizce işgal ediliyor.
Yabancı birinin toprak satın almasının yasak olduğu Kıbrıs’ta yüzde 51’i KKTC vatandaşı olan ama yüzde 49’u İsraillilerin sahibi olduğu şirketler kuruluyor. Kıbrıs’ta an itibariyle 25 bin dönümlük bir toprak parçası satın alınmış durumda. Kıbrıs’ın zaten yüzölçümü nedir ki?
Haberler bununla da sınırlı değil. Türkiye’nin Kıbrıs faaliyetleri, bölgede yapılan çalışmalar, Kıbrıs’ın ekonomik, siyasi, demografik durumuyla ilgili Mossad’ın istihbari çalışmalar yaptığı ve kurulan şirketler ve ajanlar vasıtasıyla Truva atı misali bir içerden çökertme operasyonu yapıldığı bilgisi de kulaktan kulağa yayılıyor.
Türkiye’de ortaya çıkan farkındalık, atılan gazete manşetleri ve Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı Paşa gibi isimlerin işin üzerine gitmesiyle artık Kıbrıs’ta da tehlikenin farkına varıldı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar bu konu hakkında bir yasa çıkarılacağını ve sessiz işgalin engelleneceğini açıkladı.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de varlığının ve söz sahibi olmasının anahtarı olan Kıbrıs aynı zamanda uzun yıllar verilen mücadelenin ve orada Türklüğün yaşatılmasının nişanesi.
Emperyal güçler bölge üzerinde büyük oyunlarını oynarken coğrafi konumu gereği dünyanın merkezinde bir uçak gemisi konumunda.
Aynı zamanda son dönemdeki doğal gaz keşifleriyle beraber Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik geleceği ve bağımsız milli enerjisi için kritik bir öneme sahip.
Gazze’yi de ortadan kaldırarak Filistin’in Akdeniz’de hiçbir hakkının kalmamasını sağlamayı amaçlayan İsrail sadece oyununu Hamas üzerine değil Kıbrıs, Türkiye ve diğer tüm Müslüman devletler üzerine de kuruyor. Yunanistan’ın her köşesini ve Rum Yönetimi’ni kendine üs haline getiren ABD’nin de Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ona hasmane tutumu biliniyor.
Tüm bu kritik jeopolitik ortamda Kıbrıs’a yönelik sessiz işgal planına karşı sessizlik bir hatadan ileridir.
Vatan müdafaasında zafiyet ihanet olur.