Devletin tamamını hiçbir zaman kontrol edemezsiniz. Kısa bir dönem de olsa ‘’resmi ideoloji’’ olmuş manyaklıkları söküp atmak belki yüz yılı bile alabilir. Bunun en hazin örneklerinden birini yaşadık. 20 yılını aşmış AK Parti döneminde, askeri vesayetin yerle yeksan edildiği AK Parti döneminde, FETÖ ve Gladio etkisinin yok edildiği Erdoğan döneminde detayın detayında birileri bir okula Esat Oktay Yıldıran adına verdi.
Diyebilirsiniz ki, "Bir ilkokula verilen ismin ne önemi olabilir?"
Bu ülkede; 28 Şubat ile mücadele, AK Parti’nin iktidara gelişi, 27 Nisan’a karşı duruş, 367 krizine karşı sandıkta gösterilen reaksiyon, kapatma davasına boyun eğmeme, 7 Şubat’taki direnme, 17/25 Aralık’ın arka planının deşifresi, 15 Temmuz’daki şanlı direniş "Esat Oktay Yıldıran gibiler bir daha olmasın" iradesinin mücadelesiydi.
Bu kadar mücadelenin sonunda hala "birileri" 12 Eylül’ün işkencecisinin adını okula veriyorsa mücadelenin bitmediği aksine her an uyanık kalınması gerektiğini anlıyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın konuya ani müdahalesi sonucu bu ayıptan dönüldü ve top valiliğe atıldı. Derhal bu işin sorumlularının bulunması ve gerekçenin öğrenilerek gerekenin yapılması gerekmektedir.
Bu kadar reaksiyoner yazı yazdığımı normalde göremezsiniz fakat Esat Oktay Yıldıran’ın kim olduğunu yeni nesil öğrenirse beni o zaman anlar.
12 Eylül Darbesinin ardından 1981-1983 yılları arasında Diyarbakır E Tipi Askerî Cezaevi'nde yüzbaşı rütbesiyle mahkumlara; köpeğine saldırtmak, dayak, kadınlara cinsel işkenceler, çıplak şekilde spor yaptırmak, gezdirmek ve tecavüz, erkeğin cinsel organına ip bağlatarak koşturmak, İstiklal Marşı dinleterek dayak, dışkı yedirmek, makata cop sokmak gibi işkenceler uyguladı. O dönemin "ulaşılabilen" kayıtlarına göre 34 mahkum işkenceler nedeniyle öldü.
Yaptığı uygulamalar sebebiyle Kürtleri devlete düşman etti. Hala terör örgütünün propagandasını yapanlar tarafından kullanılan bir meşruiyet aracını ve söylemini psikopat kişiliği ile yarattı. 12 Eylül rejiminin en korkunç ve devlete, millete zarar veren yüzü idi.
Bu millet 15 Temmuz’a sadece FETÖ ihanetinden değil, yeni 50 yıllık kavgaların çıkmaması için de direndi. Bu millet yeni Esat Oktay Yıldıranlar nesli birbirine düşman etmesin diye direndi.