İsrail günlerdir havadan vurduğu Gazze'ye kara harekatı için uzun süredir bekliyor. Bazı lokal hareketlenmeler olsa da henüz komplike bir kara harekatı başlamış değil. Bunun nedenleri üzerine çok fazla teori olsa da henüz kimse tam olarak neden kara harekatının yapılmadığını bilmiyor. Birkaç neden saymak mümkün bu konuda.
İlk olarak hava şartları diye yapılan açıklama pek inandırıcı olamadı.
ABD'nin kara harekatı için temkinli olduğu teorisi çok sık dile getiriliyor. ABD kamuoyundaki tepki ve ABD'nin mali olarak bölgedeki çatışmayı uzatırsa sıkıntıya gireceğini düşünürsek bu teori mantıklı gelebilir.
Teorilerden biri de İsrail'in askeri güç anlamında kendine olan güvenin çok azalması. Özellikle eski askeri istihbarat görevlisi Scott Ritter'in açıklamaları bu teoriyi oldukça destekliyor. Ritter'e göre İsrail askeri yakın muharebe konusunda oldukça zayıfladı. Hatta İsrail askerlerinin askeri becerilerini "Batı Şeria'da 11 yaşındaki çocuğun kolunu bükme" olarak tanımlayan Ritter, İsrail'in kara harekatında Hamas karşısında büyük kayıplar vereceğini düşünüyor.
Ritter'in açıklamalarındaki Demir Kubbe yorumu hayli ilginç geldi bana. Çünkü İsrail'in güvenlik için en güvendiği ve üzerine milyarlarca dolar yatırım yaptığı Demir Kubbe'nin eskisi kadar etkili olmadığını savunan Ritter, İsrail'in bu konuda ABD'den daha fazla destek istediğini ifade ediyor.
'Peki gerçekten Demir Kubbe bu kadar etkisiz mi?' diye araştırma yapınca ortaya çıkan tablo ilginç. İsrail, Iron Dome için yaptığı tüm açıklamalarda yüzde 90 başarılı ifadesini kullanıyor. Bu veri belli ki İsrail'in kamuoyunu yanlış yönlendirmesinden ibaret.
Nitekim Singapur Üniversitesi Orta Doğu Enstitüsü'nde Kıdemli Araştırma Görevlisi olan Jean-Loup Samaan, Demir Kubbe'nin etkinliği konusunu "çok tartışmalı" olarak nitelendiriyor.
Washington Institute for Near East Studies savunma uzmanı Jeffrey White, “Iron Dome stratejik bir değişiklik getirmedi. İsrail’e roket atışları karşısında, kayıp ve zararı azaltmak, saldırılara karşılık vermede esneklik ve düşmanın hedeflerini boşa çıkarmak gibi önemli avantajlar sağlıyor. Ama tehdidi ortadan kaldırmıyor.” ifadesini kullanıyor.
Bunun yanında Washington merkezli düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde araştırmacı olarak görev yapan Shaan Sheikh da "Hizbullah mevcut çatışmaya girerse, Demir Kubbe'nin füze ateşi altında ezilme riski kesinlikle var" diyor.
Burada asıl sorulardan biri de Hamas'ın Demir Kubbe'ye rağmen paraşütlü saldırıyı nasıl düzenlediği. İsrail kamuoyunda da bu soru sıkça soruluyor ve Netanyahu hükumeti için bir başarısızlık öyküsü olarak görülüyor.
Demir Kubbe'ye bu zamana kadar kayıtsız bir şekilde güvenen İsrail'in Hizbullah ve Hamas'tan bu kadar çekiniyor olması da önemli. İsrail'i kara harekatından alıkoyan şeylerden biri de Hamas ve Hizbullah'ın askeri gücünün öngörülemez olmasıdır. İsrail, olası bir harekatta ne ile karşılaşacağını bilmiyor. Bu da endişe ve korku yaratıyor.
Demir Kubbe'nin Hamas saldırılarında gösterdiği zaaf sonrası İsrail, ABD'den yeni Demir Kubbe yapımı için ciddi bir destek bekliyor. Fakat bırakın bu sistemin yapılmasını bir kez ateşlenmesi bile yüz milyon doların üstünde bir maliyet çıkarıyor. Buna ne İsrail ne de ABD hazır değil. Hatta ABD kamuoyunda İsrail'e verilen desteğe karşı bir antipati de oluşmuş durumda. Çünkü yıllardır İsrail, şımarık bir çocuk gibi ABD'den sürekli askeri ve mali yardımlar istiyor ve bu istekleri hiç bitmiyor. Buna tepkinin oluşması hayli normal. Fakat ABD'de etkinliği inanılmaz boyutlarda olan Yahudi Lobisi, ABD yöneticilerini İsrail'e destek vermek zorunda hissettiriyor.
Ritter'in açıklamalarında bahsettiği unsurlardan biri de bu sistemin doyuma ulaşınca etkisiz kalması.
Ritter, "İsrail, Demir Kubbe'nin kapasitesini tüketti. Demir Kubbe için ABD'den elinde bulunan tüm mühimmatı göndermesi için acil talepte bulundular. Bana göre İsrail birkaç bin, belki de 10 bin mermi almaya çalışıyor. En fazla 360 civarında alabilecekler, elimizdekilerin tamamı bu. Hamas bu mühimmatları bir gecede imha eder, her biri 150 roketten oluşan iki yaylım ateşi açması yeter. Hepsi bu." diyerek durumun analizini yapıyor.
Tüm bu araştırmalardan anlıyoruz ki Hamas veya Hizbullah'ın roketleri her ne kadar ikinci sınıf olarak bilinse de peş peşe atıldığında Demir Kubbe manipüle oluyor ve bazı hedefleri kaçırıyor. Bunun bedelinin ise büyük kayıplar olması muhtemel.
Üstelik Hamas ve Hizbullah'ın roket ve füzelerinin maliyeti hayli düşükken İsrail'in Demir Kubbe'yi her aktive ettiğinde milyon dolar zarara girdiğini de unutmayalım.
Sözün özü; İsrail'in plansız saldırıları, stratejik hataları ve bölgede giderek kaybettiği siyasi konjonktürünü düşünürsek Demir Kubbe'nin yeni dönemde Hamas ve Hizbullah'a karşı Naylon Kubbe olacağını söyleyebiliriz.