Uğur Mumcu kimdir, nereli?

Uğur Mumcu, bundan tam 30 yıl önce hayatını kaybetti. Gazeteci Uğur Mumcu suikasti faili ise hala bulunamadı. Döneminde yaptığı araştırmacı gazetecilik örneği ile yazdığı yazılar, en çok konuşulan yazılar oluyordu. Peki, Uğur Mumcu kimdir, aslen nereli? İşte duayen gazeteci Uğur Mumcu'nun hayat hikayesi...

Abone ol

Uğur Mumcu, ölümünün 30. yılında bugün saygıyla anılıyor. 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikasta bağlı olarak öldü. Korkusuz gazeteci, yazdığı yazılar ile birçok gerçeği gün yüzüne çıkarmıştı. Suikasti ise hala sır perdesi... Uğur Mumcu biyografisi ve hayatı hakkında merak edilenler...

UĞUR MUMCU KİMDİR?

Uğur Mumcu 22 Ağustos 1942’de Kırşehir’de doğdu. Annesi Nadire Mumcu, babası tapu kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey idi.

İlkokulu Ankara Devrim İlkokulunda ve ortaokulu Ankara Bahçelievler Deneme Lisesinde okudu. 1961’de başladığı üniversite eğitimini avukat olmak üzere başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 1965’te tamamladı.

Henüz öğrenciyken 26 Ağustos 1962'de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Türk Sosyalizmi” başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü’nü almıştır. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta’nın asistanı olarak çalıştı.

Yeni Ortam gazetesinde köşe yazarlığı yapan Uğur Mumcu, 1975'ten itibaren Cumhuriyet'te “Gözlem” başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda Anka Ajansında çalışmaktaydı. 1975 Mart’ında makalelerinden oluşan Suçlular ve Güçlüler adlı kitabını yayınladı. Aynı yıl, Altan Öymen’le birlikte hazırladıkları, Süleyman Demirel’in yeğeni Yahya Demirel’in hayalî mobilya ihracatını konu edinen, Mobilya Dosyası adlı kitabı yayınlandı.

1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. “Gözlem” başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 1977'de Sakıncalı Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe kitapları yayımlandı. Ertesi yıl, Sakıncalı Piyade adlı yapıtını Rutkay Aziz ile birlikte tiyatroya uyarladı. Oyunu Ankara Sanat Tiyatrosunda tam 700 kere sahneledi. 1978'de, ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü zenginliğiyle anlattığı kitabı “Büyüklerimiz” yayımlandı.

1981'de terörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak için yazdığı Silah Kaçakçılığı ve Terör yayımlandı. Aynı yıl, Mehmet Ali Ağca’nın Papa’yı öldürme girişiminden sonra Ağca üzerine inceleme ve araştırmalarını yoğunlaştırdı.

Türkiye’de terör olaylarının artması nedeniyle 1979 yılında 12 Mart dönemi öncesi ve sonrası gençlik liderlerinin yaşadıklarını kendi ağızlarından yansıttığı ve silahlı eylemlerle bir yere varılamayacağına dikkat çektiği kitabı Çıkmaz Sokak'ı yayımladı.

1982'de Ağca Dosyası, ardından Terörsüz Özgürlük adlı makale derlemesi yayımlandı. 1983 yılında Ağca ile cezaevinde röportaj yaptı. 1984 yılında Aziz Nesin öncülüğünde bir grup tarafından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığına sunulan, ancak Kenan Evren’in imzalayanları “vatan hainliği” ile suçlayarak dava açtığı Aydınlar Dilekçesi’nin hazırlanmasına katıldı; 12 Eylül döneminde aydınlara yapılan işkenceyi anlatan Sakıncasız adlı oyunu yazdı; Papa-Mafya-Ağca kitabını yayımladı.

1987'de araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen Rabıta ve 12 Eylül adlı kitapları; 1991'de en önemli araştırmalarından biri olan Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925 yayımlandı.

1991 yılında İlhan Selçuk ve yaklaşık seksen Cumhuriyet gazetesi çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat – 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet gazetesinde yazan Mumcu, Cumhuriyet gazetesindeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992’de Cumhuriyet’e döndü.

Mumcu, 7 Ocak 1993 tarihinde “Mossad ve Barzani” isimli bir yazı yazdı. Bu yazısında Barzani, CIA ve Mossad arasındaki bağlantılara değindi ve yazısını şöyle bitirdi:

“Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında?” “Yoksa CIA ve MOSSAD, anti-emperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?”

8 Ocak 1993 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki Ültimatom başlıklı yazısında ise yakında yayınlayacağı kitabında istihbarat örgütleri ile Kürt milliyetçileri arasındaki bağlantıları açıklayacağını yazmıştı. Kardeşi İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ceyhan Mumcu, cinayetten önce Uğur Mumcu’nun İsrail elçisiyle görüşme yaptığını basına gönderdiği açıklamada yazmıştı.

Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetmeden önce polis-mafya-siyaset ağının derin boyutlarını araştırmaktaydı. Öldürülme sebebi olarak Abdullah Öcalan’ın bir müddet Millî İstihbarat Teşkilatı için çalıştığını araştırması iddia edilmektedir.

EVLİLİĞİ

Eşi Şükran Güldal Mumcu (Homan) ile olan evliliğinden bir oğlu (Özgür) ve bir kızı (Özge) oldu. Uğur Mumcu anısına ailesi tarafından Ekim 1994’te Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı adında bir vakıf kurdu.

SUİKASTİ HALA ÇÖZÜLEMEDİ

Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konan C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirdi

Suikastı; İslami Hareket Cephesi, İBDA-C, Hizbullah gibi örgütler üstlendi.

Suikastın arkasında Mossad'ın ve kontrgerillanın olduğu da iddia edildi.

Türkiye’yi sarsan suikasta ilişkin ilk yargılamalar, Mumcu’nun ölümünden 7 yıl sonra başladı. Mumcu suikastı ile Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok cinayetlerini de kapsayan davanın adı “Umut” oldu.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava, cinayetlerin ardındaki sırrı tam olarak ortadan kaldıramadı.

İlk dereceli mahkemenin kararının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yeniden görülen davada, 3 sanık “yasa dışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu örgütünü kurmak ve yönetmek” suçundan, 5 sanık ise aynı örgüte üyelikten çeşitli sürelerde hapis cezalarına mahkum edildi.

Bu kapsamda sanıklardan Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç ve Ekrem Baytap, “silahlı suç örgütü kurma ve yönetme” eylemlerinden 12 yıl 6’şar ay hapisle cezalandırıldı.

Sanıklar Abdulhamit Çelik, Fatih Aydın, Yusuf Karakuş, Mehmet Şahin ve Recep Aydın’a ise “silahlı suç örgütü üyesi olmak”tan 6 yıl 3’er ay hapis cezası verildi.

Anayasa Mahkemesi, gözaltında tutuldukları tarihlerdeki mevzuatın, gözaltı süresinde avukata erişim imkanı tanımadığı gerekçesiyle, sanıklar Recep Aydın, Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç, Mehmet Şahin ve Yusuf Karakuş’un yeniden yargılanmasına karar verdi.

Aldığı Ödüller

1962: Yunus Nadi Ödülü ("Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesiyle)
1979: Çağdaş Gazeteciler Derneği Yılın Gazetecisi Ödülü
1979: Türk Hukuk Kurumu Yılın Hukukçusu Ödülü
1980: 1982 ve 1992 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (inceleme dalında)
1980: 1987 Sedat Simavi Vakfı Kitle Haberleşme ve Gazetecilik Ödülü
1983: İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (röportaj ve seri röportaj dalında)
1984: 1985 ve 1987 Nokta Dergisi Yılın Doruktaki Gazetecisi Ödülü
1987: Cumhuriyet Gazetesi Örnek Gazeteci Ödülü ("Rabıta Olayı" dolayısıyla)
1987: İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (güncel yazılar dalında)
1988: Cumhuriyet Gazetesi Bülent Dikmener Haber Ödülü
1993: Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü
1993: Nokta Dergisi Doruktakiler Basın Onur Ödülü

Eserleri

1975: Mobilya Dosyası
1975: Suçlular ve Güçlüler
1977: Sakıncalı Piyade
1977: Bir Pulsuz Dilekçe
1978: Büyüklerimiz
1979: Çıkmaz Sokak
1980: Tüfek İcad Oldu
1981: Silah Kaçakçılığı ve Terör
1981: Söz Meclisten İçeri
1982: Ağca Dosyası
1982: Terörsüz Özgürlük
1984: Papa-Mafya-Ağca
1984: Sakıncasız
1985: Devrimci ve Demokrat
1985: Liberal Çiftlik
1986: Aybar ile Söyleşi: Sosyalizm ve Bağımsızlık
1987: Rabıta
1987: 12 Eylül Adaleti
1987: İnkılap Mektupları
1988: Bir Uzun Yürüyüş
1988: Tarikat-Siyaset-Ticaret
1990: 40'ların Cadı Kazanı
1990: Kâzım Karabekir Anlatıyor
1991: Kürt İslam Ayaklanması 1919-1925
1992: Gazi Paşa'ya Suikast
1993: Kürt Dosyası
1996: Vurulduk ey halkım: unutma bizi
1997: Katiller Demokrasisi
1997: Saklı Devletin Güncesi "Çatlı vs
1998: Gazetecilik
1998: Polemikler
1998: Uyan Gazi Kemal
1999: Bu Düzen Böyle mi Gidecek?
1999: Söze Nereden Başlasam
2000: Bomba Davası ve İlaç Dosyası
2003: Unutmayalım, Unutturmayalım
2004: Eğilmeden Bükülmeden
2004: Kır Çiçekleri
2004: Türk Memet Nöbete
2005: Dost Yüzlerde Zaman
2009: Çocuklar İçin
2011: Beyaz Melek
2011: İsterler ki Susalım

Tarihi kilisede yangın: 2 ölü Yaşam Trenin çarptığı genç hayatını kaybetti Yaşam 'Hac kayıt' müjdesi: 31 Ocak'a kadar uzatıldı Yaşam Feci kaza: 1 polis şehit oldu, 5 yaralı Yaşam