Son Dakika: Ali Koç: Size 'İyi ki Ali Başkanla devam etmişiz' dedirteceğim
Son Dakika: Fenerbahçe'nin seçimli genel kurulunda konuşan Ali Koç, Aziz Yıldırım'a son kez çağrıda bulunarak, "Akşam istediğiniz yerde televizyona çıkalım" dedi. Aziz Yıldırım'ın kendisinden nefret ettiğini söyleyen Koç, birçok göndermede bulunurken, "Size "İyi ki Ali Başkanla devam etmişiz!" dedirteceğim. Hepinize borcum var" diyerek yarınki seçim için üyelerden oy istedi.
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç Ülker Stadyumu'nda gerçekleştirilen genel kurulda konuştu. Koç'un açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Bugün ne yazık ki evdeki hesap çarşıya uymadı. Fenerbahçelilik ruhuyla buraya geldiniz. 9000 kişi gelmiş bugün buraya, kayıt yapmış. Sadece beni destekleyenlere değil, sayın Aziz Yıldırım'ı destekleyenlere de şahsım ve yönetim kurulum adına teşekkür ediyorum.
6 senedir çok istediğim buluşma bugün gerçekleşecekti ama yine olmadı.
"EN BÜYÜK HAYALİM, NEREDEN NEREYE GELDİ DEDİRTMEK"
Benim en büyük hayalim son 6 senede kayıtsız şartsız beni ve arkadaşlarımı destekleyen, yeri geldiğinde eleştiren insanlara bundan 3 sene sonra iyi ki yapmışız, iyi ki dayanmışız, bakın iş nereden nereye geldi dedirtmek.
"6 YIL BOYUNCA İÇİME ATTIKLARIMI SİZİNLE PAYLAŞACAKTIM"
Çok şey anlatacaktım, çok şey söyleyecektim... Bugüne kadar belki de 10 kişinin bildiği, 6 yıl boyunca içime attığım konuları sizinle paylaşacaktım.
Ben mertçe savaşmayı, insanların gözünün içine bakarak mücadele etmeyi, arkadan konuşmadan doğrucu Davut edasıyla insanların yüzüne söyleyen biri olarak, söyleyeceğim şeyleri söyleyeceğim kişi burada olmadığı için ne kadarını söyleyebilirim, hakikaten emin değilim.
"BUNU KİM KÜÇÜMSÜYORSA ARTNİYETLİDİR"
Biz devasa bir gücüz. 6 seneyi beraber geçirdik. Bana sorarsanız futbol dışında 6 senede geldiğimiz nokta itibarıyla çok önemli mesafeler kat ettik, özellikle finans ve strateji konularında. Futbol dışında tüm takım branşlarda ve olimpik şubelerde çok büyük başarılar elde ettiğimiz, ezeli rakiplerimizi ya yendiğimiz ya da devlet müessese takımlarıyla mücadele ettiğimiz anlarda başarı kazandık.
Şunu söylemek istiyorum, borç şuydu, borç buydu falan hepsini bir yere koyun. Avrupa'nın batmaya en riskli takımı olmaktan çıkıp Mourinho'yu getirir noktaya geldik. Bunu kim küçümsüyorsa artniyetlidir. Biz o günlerden, o zamanki kulüp başkanının 'bu kulüp batmış' sözlerinden çıkıp geçen seneki takımı kuruyorsak doğru yoldayız. Daha yeni başlıyoruz. Oraları rayına soktuk, yatırımlara devam edeceğiz.
Dünyada pandemi oldu, ekonomi altüst oldu. Faizler uçtu, yayın ihalesi kaybımız var. Kontrolümüz dışındaki olaylara rağmen bu duruma geldik. Ama neden bunu söylüyorum, kulüp kendi ağızlarıyla 'Batmış' diyenler o hale getirmişlerdi. Susacaklarına bel altı vuruyorlar.
"AKŞAM İSTEDİĞİNİZ YERDE TELEVİZYONA ÇIKALIM"
Bugün bazı gerçekleri suratlarına bakarak söyleyecektim. Ayrılış şekline içim acıdı. Demokrasimize yakışmadı. İddialarının altının hepsi boş. Bir de konuşmayı basına vermişler. Yoksunuz burada. Sayın Başkan çok geç değil. Saat 5'e geliyor. Akşam istediğiniz yerde televizyona çıkalım.
Hadi burada size muhtelif sebeplerden hakkınız yendiğini savunabilirsiniz, bize göre öyle değil, kameralarda kayıtlı mevcut. Bizi çok yere şikayet ettiniz, şimdi de İçişleri Bakanlığı'na şikayet ediyorsunuz. Fırsat bu fırsat. Konuşmanızı yapamadınız.
"TARİHTE SON KEZ OLACAK"
Bu çağrı tarihte son kez olacak, bir daha olmayacak. İstediğiniz yerde akşam buluşalım, söyleyemediklerinizi söyleyin. Ben söyleyemediklerimi yüzünüze bakıp söylemek istiyorum.
"MAHKEMEYE VERMEYEN NAMERTTİR"
Benim bu kulüpten alacak bir kuruş param yoktur. Sayın Aziz Yıldırım, hiç çekinmeden mahcubiyet duymadan, başkan olursa beni mahkemeye verecekmiş. Vermeyen namerttir.
Bir hukukçu bulursanız dava açacak, bir mahkeme bulursanız kabul edecek verin. Kulübümüzün 2014'ten önce kayıtları doğru dürüst yok. Tamer Yelkovan Bey, doğru dürüst yönetmemiş. Geçmişi bilmiyoruz.
Bildiğimiz bir şey var ki ben ve arkadaşlarım, kulüple yaptığımız ticari ilişkide sizin yaptığınız gibi mahsuplaşma yapmadık.
Ne verdiniz bilinmiyor, aldıklarınız, mahsuplaştıklarınız biliniyor. Hiçbir alacağınız olmadığı biliniyor. İnsanlara çamur atarken biraz da şöyle düşünün, kendime yapılmasını istemediğimi başkasına yapmamalıyım.
O öfkeniz yok olacaktır böyle düşünürseniz. Sağlığınıza da faydalı olacaktır. Ben kendime yapılmasını istemediğim hiçbir şeyi size yapmadım.
"TAKIM DEĞERİ 200 MİLYON EUROYA GELDİ"
Takımımızın değeri 70-75 milyon eurodan 200 milyon euroya geldi. Pozitif gelişmeler var her anlamda
6-0, 6-0... Hep bunu ağzınıza taktınız. Haklı da olabilirsiniz. Şunu da unutmayın: Benim 6 senemle sizin 6 seneniz arasında sadece bir kupa fark var.
Siz oradan sonra açıldınız. Belki de bizim için de aynı şey geçerli olacak. İnşallah da olacak, belki de değil. Göreceksiniz.
"UÇAN KUŞA BORÇ VARDI"
1 çivi çakmadınız diyorsunuz, çivi çakacak kulüp mü bıraktınız. Uçan kuşa borç vardı.
Obradovic ile ilk toplantıda yeni sezonu planlayalım derken, 'Şu EuroLeague'e borcu ödeyelim, Final Four biletleri parasını vermemişiz, senden başka bir şey istemiyorum' dedi.
Siz ve akıllı arkadaşlarınız ya sizi yanlış yönlendiriyorlar ya da gelişmelerden haberdar değiller.
Hocamız, eminim bu stadyumdaki herkes pazar günü maça çıkmak isterdi. Yalnız, bütün kaynakları hocaya vermedik.
"ŞAMPİYONLUK SÖZÜ VERMEYECEĞİM KUVETTE BİR TAKIM KURACAĞIZ"
Sevgili Acun'un dediği gibi çok iyi olan bir takımın üstüne iyi transferler monte edip önümüzdeki sene bambaşka mutluluklar, bir ve bütün Fenerbahçe'yi yaratacağız.
Şampiyonluk sözü vermeyeceğim kuvvette bir takım kuracağız. Mourinho'ya inanıyor, güveniyoruz. Ailemizin bir parçası haline geldi. Bu kadar mı önemli, her yol mübahtır kazanmak için.
Siz başkanlığını yapmak istediğiniz kurumu olmayan şeylerden nasıl şikayet edersiniz. Sizin bol keseden verdiğiniz parayı, biz pazarlık yapıp indirince aklınıza ilk gelen şey dışarıdan para verdiler demek ki? Pazarlık yapmadan, 15!
Pazarlık yapınca usulsüzlük, suç. Bana değil ki o, kulübe! Aynı İrfan Can'da olduğu gibi, SPK'ya şikayet ederim dediniz. İhbardır o. Allahtan kimse ciddiye almadı.
Ama nereden nereye Sayın Aziz Yıldırım, nereden nereye! Sonra bu hocanın menajeriyle ne kadar iş yapmışız diye baktık, 2014'ten borç takmışlar adama, biz Bruno Alves alacağını 2021'de ödedik.
"ŞAMPİYONLAR LİGİ FİNALİNDE EN ÇOK BİZ KONUŞULDUK"
Jose Mourinho ile Şampiyonlar Ligi finalinde en çok biz konuşulduk. Rakibimizin haksız kazandığı şampiyonluk 48 saat ya konuşuldu ya konuşulmadı. İşte Fenerbahçe böyle bir camiadır.
İyi ki Ali Başkanla devam ettik dedirteceğim sizlere. Bana karşı olumsuz düşüncelere sahip olan, Aziz Yıldırım'ı destekleyen veya ikimizi de istemeyen insanlara hepinize borcum var.
"ŞAKACI İMAJ GİTTİ, SABIRSIZ, TEHDİTKAR KİŞİ GERİ GELDİ"
Ben neden aday oldum, neden karar değiştirdim, ağzımdan bir laf çıktı, pişir pişir onu söylüyorlar. Kimlerin ağzından ne laflar çıkıyor, hemen unutuluyor. Pek çok konuşmacının, Erol Bey'in ve benim biraz anlattığım kulübümüzü bu duruma getiren zihniyetten, kendi malı gibi yöneten insanlardan kurtarmak için, dönmemeleri için aday oldum.
Makyaj düşünce son 1 haftada ne kadar haklı olduğumu görüyorsunuz.
Güleç, çocukları düşünen, şakacı imaj çabuk gitti, eski hatırladığımız kızgın, tehditkar, sabırsız, vicdansız kişi geri geldi.
Bir kere teşekkür etmediniz, bir kere kutlamadınız. 6 senede hiçbir şey yok muydu kulübün yanında durabileceğiniz. Bırakın yanımızda durmayı Trabzon'da bizi suçladınız bizi bizi!
3 Temmuz'da neler yaşadığımızı siz biliyorsunuz, bana 'kaçtı' dediniz. Şu anki Yüksek Divan Kurulu başkanına dedirttiniz. Ben kaçmadım, dimdik yanınızdayım.
Yönetici başkan değildim, kapı kapı dolaştım 650 bin imza topladım, 'Adalete Fener Yak' dedik. Onu da beğenmediniz. Siz bir şey söyleyin, Fenerbahçe'nin yenilgilerinden sonra vur patlasın çal oynasın restoranlarda poz vermek dışında ne yaptınız.
Nihat Özdemir'i hatırlamıyor musunuz dava arkadaşınızı. Utanmadan sıkılmadan bir seçim kazanmak için bunları söylediniz.
Azılı Galatasaraylı'yı FBTV'ye çıkartıp hakkımda onları söylettiniz. Bu mu liderlik!
Ben başkan olduğum sürece Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar' şeklideki sözlerim bir isyanın ifadesiydi. Ama hiçbir şekilde teslimiyet, umutsuzluk değildi. Bunun üzerinden seçim kampanyası yapmak acziyetin ifadesidir.
"STADYUM İSMİNİ YENİLEYECEĞİZ"
Camianın gücünü Fenerbahçe'nin başarısı için kullanmalıyız. Biz birbirimze karşı kullanıyoruz.
Kim seçilirse seçilsin pazartesi sabahından itibaren geçmişi unutup yeni sayfa açmamız lazım.
Elimden gelen her şeyi yapacağım. İnşallah sizler de bu yolculuğun parçası olursunuz.
Ben size şu sözü vereceğim, Fenerbahçe ekonomik açıdan Türkiye'nin en güçlü kulübü olmalıdır.
"BANKALAR BİRLİĞİ'NDEN ÇIKMAMIZ LAZIM"
En iyi ekonomiyi yaratmak için Bankalar Birliği'nden çıkmamız lazım, hep faiz hep faiz. Ana para bu kadar yüksek oldukça faiz giderleri tüm gelirlerimizi götürüyor.
Hükümetimiz çok güzel bir anlaşma yaptı. Onun gerçeklerini yerine getiriyoruz. Bir kere halka arz oranı en düşük kulüp Fenerbahçe. Stadyum ismimizi yenileyeceğiz, aralık ocak ayına yenileriz, 10 yıllık.
Stadımızın adını 'Atatürk' ismiyle değiştirmek için devletimize başvuru yaptık.
Resmiyete kavuşana kadar da çatımıza 'Mustafa Kemal Atatürk' yazmak son derece önemli bir adım olacaktır."
Şu an 130-140 milyon dolar, 90 milyon dolar olmaz bu sefer. Kırdırttık, bunu verdik. Kırdırıp ne yapacağız, bankaya vereceğiz, ana parayı kullanacağız. O zaman çok daha sağlıklı seviyeye düşecek borcumuz. Büyüyen ekonomimiz var, o da yetmedi gayrımenkullerimiz var. Ne borcu, uğraşmıyorum diyor Sayın Başkan, uğraşmadığı için buraya geldi borç.
Biz hem şampiyon yapmalıyız hem de sağlıklı omurga oluşturmalıyız. Salonu satarım diyor. Aynı kişi diyor ki, gayrımenkullerin satılmasına onay vermeyin diyor. Sadece siz satarsanız mı onaylayacağız ama içiniz rahat olsun.
"SİZ KENDİNİZİ, FENERBAHÇE'DEN DAHA ÇOK SEVİYORSUNUZ"
Hayatta affedilmeyecek hiçbir şey yoktur. Hele söz konusu Fenerbahçe ise kesinlikle yoktur. Sayın başkan, bugün burada yaşananlara çok üzgünüm.
Fenerbahçe'ye büyük emekler verdiniz. Uğruna hapis yattınız. Maddi, manevi fedakarlık yaptınız. Bu konuda her şeye minnettarız.
Ama insan değişir. Bir tek aptallarla ölüler değişmez. Siz de değiştiniz, garip değiştiniz. Sizin bu kulübe olan aidiyetinizin temelden sarsıldığını görmek, benim için içler acısı bir durumdur.
Geçmişte çok büyük işler yapan siz, bugün Fenerbahçe'yi sevmiyorsunuz. Siz kendinizi, Fenerbahçe'den daha çok seviyorsunuz.
Sayın Aziz Yıldırım, sizin Ali Koç nefretiniz, Fenerbahçe sevginizin önüne geçmiş.
KÜRSÜDE AZİZ YILDIRIM İLE ARASINDA NE YAŞANANDI?
Kürsüye geldiniz, konuşmanızın uygun olmayacağı söylendi. 'Kavga çıkacak' dediniz, ben de 'Kavga çıkacaksa çıkacaktır' dedim. Neden bunu söyledim?
Biraz hafızanızı zorlayın. 'Genel kurula, divana gelirim ama kendi emniyetlerini sağlayabilirler mi? Konuşursam neler olabileceklerinin farkında değiller mi?
Uğur bey ve Ali bey, 20-30 kişi karşısında dağıldı.' Siz neymişsiniz ya?
Herkesi korkutuyorsunuz. Siz burada, bizim söylediğimiz uygunlukta davranmasaydınız burada duramazdınız ve konuşamazdınız. Bunu unutmayın.
"HAYATTA BÜYÜK KONUŞMAMAK LAZIM"
Enteresandır, tam da borç tablosu anlatılırken kürsüye geldiniz. Sükünetle tartışma çağrıma cevap vermediniz. Sağlık olsun. Sahadan çekildiler diye laf ediyorsunuz mütemadiyen. Siz seçim sahasından çekilmediniz mi bu sabah giderek. Hayatta büyük konuşmamak lazım, başınıza gelir pek çok kez olduğu gibi.
26 sene başkanlık yapmış iki kişi, bu durumda olduğu zaman camia kökünden dibinden ayrışır. Ben bunu gidermek için her şeyi yapmaya, her şeyi yutmaya, sineye çekmeye hazırım. Yeter ki Fenerbahçe menfaat sağlasın.
Bu camia birbiriyle uğraşmaktan yoruldu, hep rakipler sevindi. Sen ben değil Fenerbahçe için birleşme zamanı. Yaşa Fenerbahçe! En büyük Fenerbahçe! İyi ki Fenerbahçe! Pazartesi yeni bir yolculuğa hep beraber çıkıyoruz. Hazırlanın."