Son Dakika: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den AYM'ye sert sözler! Bu gidişle Fetullah Gülen ve Murat Karayılan'a kucak açacaklar

Son dakika haberleri... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Yargıtay-AYM gerginliğini ele alan Bahçeli, "AYM yetki alanını genişleterek TBMM'ye parmak sallamaktadır" şeklinde konuştu. AYM Başkanını topa tutan MHP lideri Bahçeli, "Bu gidişle Fetullah Gülen ve Murat Karayılan'a kucak açacaklar. Çözüm için 2 seçenek var ya AYM kapanacak ya da yeniden yapılanacak" dedi.

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından derlenenler;

Çalışmalarımıza hız vermiş bulunuyoruz. İl ve ilçe teşkilatlarımızın, vekillerimizin, MYK üyelerimizin ve partilerimizin diğer kademelerinde görev alan arkadaşlarımızın iştirakleriyle toplantılar gerçekleştirdi.

19 Kasım Van, 26 Kasım Ankara merkezli istişari toplantılarımızla birlikte çalışma programımızı noktalayacağız.

Toplantılarımız iç ve dış konu başlıklarımızla birlikte 31 Mart 2024'teki yerel seçimle ilgili düşüncelerimizin fikren tedarikli bir dille aktarılması siyasetteki MHP farkını açıkça gözler önüne sermektedir.

Hiç kimseyi öteki görmüyoruz. Ötekileştirmiyoruz. Milletimizin tüm güzelliklerini sahipleniyoruz. Tüm değerlerini yüreğimizde taşıyor, inançla mücadelemizi yapıyoruz.

Milletimize adanmışlığımız hakikattir. Türkiyemizin her yerindeyiz. Vatandaşlarımızla buluşuyor dertleşiyoruz. Boş aslan yatağında tilki gibi kuyruk sallayanlara gülüp geçiyor, ülkemize ve milletimize nasıl hizmet edeceğimize bakıyoruz.

"KEYFİ GELİNCE İSTANBUL'A UĞRAYAN İBB BAŞKANINI EVİNE GÖNDERECEĞİZ"

31 Mart 2024 tarihinde yapılacak seçim sürecini dolu dolu geçireceğiz. Şansa bırakmayacağız. İktidara değil Türkiye'ye muhalefet eden partilere meydanın bol olmadığını öğreteceğiz. Keyfi gelirse İstanbul'a uğrayan İBB Başkanını evine göndereceğiz.

Rüzgarsız havada dönen fırıldağın kimler tarafından üflendiğini biliriz. Gerçekleri haykırmaktan korkmayız. Zalime zalim, haine hain demeyi sürdüreceğiz.

Bizler vurmak ile düşmeyen Milliyetçi Hareket Partisiyiz.

Cumhurbaşkanlığı seçimi yerel seçim ile pekişip Türkiye Yüzyılı yoluna hızla devam edeceğiz.

Çılgın Türklerin destanını hep birlikte yazacağız.

İSRAİL'E SERT SÖZLER

7 Ekim'den beri maalesef Filistinlilerin kanı nehir gibi akmaktadır. İsrail saldırıları hiçbir kural, sınıf tanımadan devam etmektedir. Zulmün çiban başı Netanyahu katliamları aralıksız sürdürme mesajı vermiştir. İsrail çatışma bölgesinde sıkışmış taktiklerle çemberden çıkmaya çalışmaktadır. bunu yaparken de bebek yaşlı demeden masum insanları katletmektedir. Hastaneler, kamplar bombalanmaktadır. El Şifa Hastanesi'nin keskin nişancılar, drone ve füzelerle vurulması İsrail'in savaş suçları siciline bir yenisi daha eklemiştir. İsrail'in aciz ve korkak olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.

Füzelerin atılması vahşettir. Bu füzenin de sadece ABD envanterinde bulunması iki ülkenin katil ortaklığını gösterir. Biden yönetiminin Filistinlilerin sürümesini doğrul bulmamasını söylemesi sahtedir. Yardım çağırısı da inandırıcılığı olmayan kuru laf kalabalığıdır. Asıl olan ara verilmesi değil kalıcı barışın kökleşmesidir. Batı ikiyüzlü ve çifte standartlıdır. Küresel vicdan derlenip toparlanmış, farklı başkentlerde toplanan on binlerce insan İsrail'i protesto etmiştir. İnsani gösteriler her gün gelişmektedir. Batı'da olanın Arap ülkelerinde gecikmesi üzücüdür.

Riyad zirvesinde gündeme getirdiği düşünceleri saygı görüp aynı zamanda mutabakatla yansıyan Sayın Cumhurbaşkanımız kadar kalbi ile mücadele eden kimse olmamıştır. Filistinli masumların hakkı için istenen nedir? Korku duyulan sebepler nedir? 

Netanyahu demiş ki; eğer çıkarlarınızı korumak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey sessiz kalmasınız. 

Bu caninin sözleri bazı yerlerde geçebilir ama Müslüman Türk milletine sökmez. Korkak bin defa yiğit bir defa ölür.

İSRAİL TAZMİNATA MAHKUM EDİLMELİ

İki devletli çözüm iklimi yeşillenmeli, 1967 toprak bütünlüğüyle bağımsız Filistin devleti kurulmalı. İsrail savaş suçlarından dolayı tazminata mahkum edilmeli. Netanyahu bu suçlardan dolayı Lahey'de hesap vermeli.

Raporda Türkiye'nin İsrail-Filistin savaşına dair duruşunun AB ile ters olduğu var. Uyumlu olsaydık insan içine çıkacak ne halimiz ne hakkımız olurdu. Biz dünyaya haçlıların emelinden değil hilalin nurundan bakıyoruz. Kardeşlerimizin yanında yerimizi alıyoruz.

Filistin'in arkasında dağ gibi duruyoruz. AB'nin 2023 Türkiye raporunu yırtıp atıyor ya da uçak yapıp kendilerine aynen iade ediyoruz.

BAHÇELİ'DEN UZLAŞI ÇAĞRISI

Türkiye'nin geçmişten bakarak geleceğini sorun alanlarını ciddiyetle eğilmek öncelikle siyasetin başlıca sorumluluğudur. Soğuk bakışların, katılaşmış diyalogların, peşin hükümlerin bitirilmesi dilek ve temennimizdir. Cumhuriyetin yeni yüz yılında milli ve manevi değerlendiği Türkiye'ye Allah'ın izniyle ulaşmak gayemizdir. Hep birlikte Türkiye'yiz hepimiz Türk milletiyiz. Yalnız başına uzlaşmak da yetmeyecektir. Önemli olan doğruda uzlaşmaktır.

Bize göre uzlaşmanın adresi de büyük Türk milletinin kutlu varlığıdır. Üstesinden gelemeyeceğimiz bir şey yoktur. Devamlı yok sayarak ulaşacağımız bir şey yoktur. Krizi heveslilerine istiklal haklarımızı heba ettirmeyiz.

AYM - YARGITAY ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIK

Türk ve İslam düşünürleri adaleti denge olarak nitelemiştir. Hukuk adalete yönelmiş toplumsal hayatın denge ve düzenidir. Devlet hukukla kaim adaletle daimdir. Asıl olan adalettir. hukuk adaletin vasıtasıdır. AYM ile Yargıtay arasındaki fitil hukuk devleti açısından arzu etmediğimiz bir durumdur. Bundan pek çok lütuf da doğacaktır.

Pozitif tartışmalar, yapıcı eleştiriciler milletin hakkını ve devletin egemenlik çıkarlarını düşünen açıklamalar hukukun üstünlüğünü güçlendirecektir. Cepheleşmeye ve suçlamaya varan gelişmeler sefil uydurma ve kuruntudur. Kriz bekleyenlere kriz ayini yapanlara avuçlarını yalayacaklar, hevesleri de kursaklarında kalacak. Sorunun kaynağına inmeden tespit etmeden sağlam çözüm yolunun inşası da zordur. AYM'nin bireysel başvuru incelemelerinde yasa ve anayasa koruyucunun iradesini yok sayması sapma ve sürüklenme halidir. Bu mahkeme Resmi Gazete'nin Gezi parkı davasında kesinleşmiş Can Atalay hakkında hak ihlalini açıklamıştır. 3 ay gibi kısa sürede sonuçlandırılması ister istemez HDP'nin kapatılması davasında neden bu kadar çabuk karar vermediklerini akıllara getirmiştir.

Yargıya saygı mecburidir. Bu kararın gereği TBMM'den derhal yapılmalı ve konu kapatılmalı. Yargıtay ve AYM'yi karşı karşıya getiren konu dokunulmazlığın iki istisnasından biridir. Seçimden önce soruşturmasına başlanması kaydıyla Anayasanın 14. maddesindeki hüküm bunun dışındadır. AYM ile Yargıtay arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur. AYM'nin millet vicdanına adalet ruhuna ihlal kararları diğer mahkeme kararları için yeniden yargılama sebebidir. Halbuki bu mahkemenin yetkileri arasında yasal düzenleme eksiliği denetlemek diye bir şey mümkün değildir. Milletin üstünde ve önünde bir güç olamaz. TBMM'de oturma eylemi yapan güruhun yasamayı etkisiz hale getirme girişimi yapanların Yargıtayla laf etmesi küstahlıktır. Oturanlara sesleniyorum, siz oturmaya devam edin. Türk milleti sizlere Osmanlı şamarını vura vura 31 Mart'ta kaldırmasını da bilir. AYM yetki alanını genişleterek TBMM'ye parmak sallamaktadır. Anayasanın üstünlüğü ilkesinin ihlal etmektedir. Sıcak tartışmanın nihayetinde son ihlal kararına özgü olmadığı bu tartışmanın esasında siyasi kutuplaşmanın yer almadığı açıktır. 

"AYM PKK VE FETÖ'CÜLERE KALKAN OLDU"

Birbirleriyle çelişen 82 darbe anayasasının kaldırılıp sivil anayasa hepimizin görevidir. AYM zulmün yanında. Devletin ve milletin karşısında sivrilmiştir. HDP'ye bloke konulmasını engelleyen PKK'ya para akıtılmasının önünü açan AYM'dir. Leyla Güven, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Can Dündar gibi PKK ve FETÖ'cülere siper olan AYM'dir. Yurt içi ve sınır ötesinde başını ezdiklerimizin sırtını sıvazlayan AYM'dir. Bu gidişle Fetullah Gülen ve Murat Karayılan'a da kucak açacaklar. Yargıtay 3. Ceza Dairesi görevinin gereğini eksiksiz yapmıştır.

"YA AYM KAPATILACAK YA DA YENİDEN YAPILANACAK"

AYM Başkanın dilin altında eveleyip gevelediği nelerdir. Demokratik Cumhuriyet sözünün kullananların kim olduğunu biliyoruz. Yargı bağımsızlığının yanı sıra tarafsızlığı da anayasal huviyet kazanmıştır. Bu kişinin haddini ve hududunu aştığını düşünüyoruz. Türk milletiyle uğraşma cesaretin varsa Kandil'e git. Mahkeme başkanı objektifliğini ve tarafsızlığını kaybetmiş, milli birlik ve beraberliğe karşı cephe almıştır. 2 seçenek çıkmıştır. Ya AYM kapatılmalı ya da yeniden yapılmalı. Üyelerinde köklü bir reform şattır. Bu da yeni anayasa ile olur.

Abdülkadir Selvi İYİ Parti'deki son gelişmeleri kaleme aldı Siyaset MİT Süleymaniye'de terörist avında Gündem KYK'deki asansör faciasında 1 tutuklama daha! Gündem 'Filistin' ve 'Gazze' kelimelerini kullanan Türk imama Mekke'de gözaltı Gündem