Narin Güran cinayeti davasında 3’üncü gün | Savcı talebini açıkladı
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin dava 3’üncü gününde devam ederken bugünkü duruşmada Arif Güran'ın evinin karşısındaki Dara 2 Askeri Üs Bölgesi'nin güvenlik kamerası görüntüleri izletildi. Adli Tıp Raporunda cesedin bazı kısımlarında larvalara rastlandığına dair bilgi yer aldığı belirtilerek Nevzat Bahtiyar'a Narin'i başka yere gömüp gömmediği soruldu. Savcı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devam etmesini talep etti.
Merkez Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan, 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cesedi bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ilk duruşması, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde sürüyor.
Duruşmanın ilk gününde "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan anne Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran, amcası Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar'ın savunmaları ve davada müşteki olan baba Arif Güran'ın ifade işlemleri tamamlanmıştı.
YENİ TANIK VE AVUKATLAR DİNLENDİ
Dün, saat 09.00'da başlayan duruşmada 4 sanık ve 26 tanığın beyanları dinlenerek tamamlandı. Güran ailesinin avukatlarının talebi üzerine bugün yeni tanık ve avukat savunmaları dinlendi.
Savcı, tutukluların tutukluluk halinin devam etmesini talep etti.
3. celsede ilk olarak Cahit ismindeki tanık dinlendi. İşte mahkemede yaşananlar...
3'üncü günde duruşma, saat 10.00'da başladı. Duruşma öncesi tutuklu sanıklar, yoğun güvenlik önlemleri altında yeniden adliyeye getirildi. Güran ailesinin tanık ve yakınları, adliyeye toplu şekilde alındı.
TANIKLAR ARABA ALIM SATIM ANLAŞMAZLIĞINI ANLATTI
- Tanık: Nevzat Bahtiyar ile Arif Güran araba meselesi yüzünden beni çağırdı. Nevzat anlattı, sonra Arif Güran anlattı. Nevzat’a, para ödemesi gerektiğini söyledim. Ödemeyeceğini söyledi.
- Hakim: Nevzat, "Yakacağım ortalığı, ödemeyeceğim" dedi mi?
- Tanık: Salim Güran, "10 bin lira ben, 10 bin lira Arif ödesin, 50 bin lira da Nevzat ödesin" dedi.
- Hakim: Nevzat kabul etti mi?
- Tanık: Önce param yok dedi, sonra kabul etti.
- Hakim: "Ben bu paranın hesabını sorarım" dedi mi?
- Tanık: Ben görmedim, günahını alamam, gördüğümü anlatıyorum.
- Hakim: Ben de gördüğünü anlattığın için teşekkür ederim. Siz neden aile meclisi kurup olaya el attınız?
- Tanık: İkisi de bizim akrabamızdır.
- Hakim: Yani sizi bu olayı çözün diye mi çağırdı?
- Tanık: Evet, Arif Güran çağırdı.
- Hakim: Siz aile meclisindeki toplantılara katıldınız mı?
- Tanık: Yok, katılmadım.
İKİNCİ TANIK VEYSEL'İN MAHKEME İFADESİ
- Diğer tanık Veysel Subatan anlatıyor mahkeme heyetinin karşısına çıktı.
- Tanık: Arif ile Nevzat arasında araba problemi vardı. Akşam Salim'in evine gittim.
- Hakim: Seni kim çağırdı?
- Tanık: Arif Güran çağırdı. Nevzat'ı çağırdılar. O da geldi. Nevzat’ın verdiği araba kusurlu çıkmış; 80 bin ödeme yapması gerekiyordu. "Arif'e haksızlık yapıyorsun" dedik. 80 bini ödemezsen mahkemede daha fazla olacak, aranızda anlaşın" dedim. Nevzat kabul etmedi, yanaşmadı. "Ben bu parayı ödemiyorum" dedi. Soy isimleri Kaya olan kişileri çağırdı. Nevzat; "Ben arabayı satmışım, gitmiş" dedi. Nevzat’a da bir haksızlık olmasın diye orta yolu bulmaya çalıştık. Salim Güran da, "Madem bizim evde toplanmışsınız, bu meseleyi çözelim" dedi. Sonra Nevzat ödemesi gerekeni kabul etmişti. Nasıl etti bilmiyorum.
- Hakim: Nasıl kabul etti?
- Tanık: Zorla kabul etti gibi.
- Hakim: Normal. Nevzat sizi tehdit etti mi?
- Tanık: Hayır, biz oradan kalkınca, problem çözüldü diye düşündük.
- Hakim: Tamam, herkes ödediğini söylüyor zaten de bu olay ne zaman oldu?
- Tanık: Aşağı yukarı 2 ay var.
- Hakim: Bu olaydan sonra Güran ile Bahtiyar ailesi arasında gerilim oldu mu?
- Tanık: Şahit olmadım.
TANIK RUBBETTİN KAYA İFADE VERDİ
- Tanık: "Bizim evimize gelebilir misin" dedi. Gittim, Nevzat, Salim, Arif oradaydı. Araba konusunun nedenini sordum. Arif Güran, Nevzat Bahtiyar'ın kendisine araba getirdiğini söyledi. 80 bin liralık bir araba meselesinden bahsettiler. Orada biraz ağız dalaşı oldu. 10 bin lira Salim, 10 bin lira Arif verecek dendi. Nevzat, "Bizim aramızda dava olmaz" dedi.
- Sonra Nevzat Bahtiyar’a dönerek, "Doğru mu Nevzat?" diye sordu.
- Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Tamam, bana bak, Nevzat'a bakma" diye uyardı.
HALİL GÜRAN İFADE VERDİ
Tanık İbrahim Halil Güran kürsüye geldi.
- Hakim: Tanıklık yapacak mısın?
- Tanık: Yaparım.
- Halim: Yap.
- Tanık: Ben ne bileyim, getir dediler, getirdik. Ben ve küçük oğlum bakkala gittik, oradan buzlaç aldık.
- Hakim: Kaç liraya aldınız?
- Tanık: Hatırlamıyorum, Sofi bakkal, 1 kuruş için gece yarısı bakkalı açan birisi. Ben bu yaşıma kadar o bakkalın hiç kapandığına şahit olmadım.
- Hakim: Süheyla'nın orada kaç kişi vardı?
- Tanık: Bedirhan… (Anlaşılmadı.)
- Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren araya girdi...
- Nahit Eren: Çocuğunla gittiğin saati söyler misin?
- Tanık: 17.35 sıralarıydı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı soru yöneltti...
- - Narin kaybolduktan sonra yangın oldu, nedenini biliyor musunuz?
- Tanık: Elektrik tellerini birbirine nasıl çarpacaklar, çok mantıksız.
- Savcı sordu: Bakkala gittin mi?
- Tanık: Evet.
- Savcı: Bakkal bizzat orada mıydı?
- Tanık: Evet, Sofi oradaydı.
- Savcı: Kendisi ameliyat olduğunu söylüyor, ne ameliyatı?
- Tanık: Raporlara bakabilirsiniz.
- Sanık avukatı sordu: Balkonda Narin’e ait olabilecek bir yazma görmüşsünüz. Siz ailece ne düşündünüz?
- Tanık: Biz hep diyorduk, bu çocuğun tepeye çıkma durumu varsa da eve girmeden, onu birinin kaçırdığını düşündük. Hiçbir zaman bizim köy tarihinde çocuğun öleceğine dair söylenti çıkmadı.
- Yani siz yazma ile geldiğini mi düşündünüz?
- Tanık: Evet.
ZİHİNSEL ENGELLİ TANIK DİNLENDİ
Zihinsel ve bedensel engelli olan tanık Süleyman Kaya kürsüye gelince, mahkeme başkanı, "Süleyman nasılsın?" diye karşıladı. Daha sonra da yanına giderek "Rahat ol, heyecan yapma" dedi ve su verdi. Ardından sorgu başladı.
- Hakim: Süleyman biz seninle tanışmak istedik sadece. Siz Enes’le bakkala gittiniz mi?
- Süleyman Kaya: Gittik.
- Hakim: Ne aldınız?
- Süleyman Kaya: Enerji.
- Hakim: Enerji içeceği mi?
- Süleyman Kaya: Evet.
- Hakim: Bakkal yaşlı mıydı, genç miydi?
- Süleyman Kaya: Yaşlı.
TANIK İLE HAKİM ARASINDA İLGİNÇ DİYALOG
Tanık Muhammet Yakut ile mahkeme başkanı arasında ilginç bir diyalog yaşandı.
- Hakim: Salim Güran neyin olur?
- Muhammet Yakut: Bilmiyorum.
- Hakim: Boşver o zaman. Muhammet niye geldin, hayırdır?
- Muhammet Yakut: Tanıklık yapacakmışım dediler.
- Hakim: Saat 17.30 gibi Enes geldi. Sen ne yapıyordun?
- Muhammet Yakut: Araba yıkıyordum, Muhammet Kaya vardı. "Beni caminin yanına bırak, üvey babaannem beni görür, iş yaptırır, ben eve gideyim" dedi.
Diyarbakır Barosu avukatı sordu:
- Orada başka kim vardı?
- Muhammet Yakut: Muhammet Kaya ve... (anlaşılmadı) Kaya.
- Sohbet ettiniz mi?
- Muhammet Yakut: Evet.
- Ne kadar sürdü?
- Muhammet Yakut: 15 dakika falan.
- Başka sohbetiniz oldu mu? Yanınızda kim vardı?
- Muhammet Yakut: Muhammet ve Süleyman Kaya.
- O gün bir daha görmediniz mi?
- Muhammet Yakut: Hayır, görmedim.
Sanık Avukatı isim hatası olduğunu söyledi
Diyarbakır Eski Baro Başkanı Nahit Eren sordu:
- Eve gittiğinde saat kaçtı, hatırlıyor musun?
- Muhammet Yakut: Hayır.
- Sizin ev ile cami arasında ne kadar mesafe var?
- Muhammet Yakut: 200 metre kadar.
- Tarif eder misin, 200 metre ne kadar?
- Muhammet Yakut: Tanık Gösterdi.
- Sanık Avukatı yine araya girdi, "Zorlama sorular soruluyor" dedi.
- Nahit Eren devam etti.
- Öğle yemeği yedin mi?
- Muhammet Yakut: Evet.
- Kaçta işten çıktığını hatırlıyor musun?
- Muhammet Yakut: Hatırlamıyorum, ama 12.30'da evdeydim.
Sanık Avukatı 3. kez araya girdi "Çarpaz sorgu yapılıyor" dedi. Mahkeme başkanı devam edilmesini istedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı sordu:
- Enes’in öfke problemi var mıydı o gün?
- Muhammet Yakut: Her zamanki gibiydi.
- Ne demek "her zamanki gibi?"
- Muhammet Yakut: Yani sakindi.
- Hava sıcaktı, kısa kol giymiştir, kolunda iz, bir şey var mıydı?
- Muhammet Yakut: Hayır yoktu.
TANIK MUHAMMET KAYA İFADE VERDİ
- Hakim: Olay günü Enes’i gördün mü?
- Muhammet Kaya: Evet. Enes, Muhammet Yakut ve Yağmur gittiler.
- Hakim: Enes sinirli miydi?
- Muhammet Kaya: Hayır, sakindi. Muhammet, Yağmur ve Enes arabaya bindiler.
- Hakim: Neden?
- Muhammet Kaya: Muhammet Yakut dedi ki, "Ben eve gideceğim, Enes beni de bırak" dedi.
- Hakim: Sen de normal hayatına devam ettin sonra?
- Muhammet Kaya: Evet.
- Hakim: Süheyla'nın evini biliyor musun?
- Muhammet Kaya: Biliyorum.
- Hakim: Oraya gittin mi?
- Muhammet Kaya: Gitmedim.
- Hakim: Enes'in yüzünde morluk var mıydı?
- Muhammet Kaya: Hayır.
- Hakim: Kıyafetini hatırlıyor musun?
- Muhammet Kaya: Hayır.
- Hakim: Nereden hatırlayacaksın, doğru.
Sanık Avukatı araya girdi...
- Süleyman Kaya o gün yanında mıydı?
- Muhammet Kaya: Ben gittiğimde Enes, Muhammet ve Yağmur oradaydı, bakkalın ön tarafında. Enes yeni geldiği için birbirimize sarıldık.
- Hakim: Bakkal orada mıydı?
- Muhammet Kaya: Bakkalın oğlu oradaydı.
14 yaşındaki tanık M.T.K. duruşma salonuna getirildi ancak yaşı küçük olduğu için tanıklık yapmasından vazgeçildi.
TANIK ELEKTRİKÇİ HASAN KÜRSÜDE
- Hakim: O gün ne yapıyordunuz?
- Tanık Hasan: Ben elektrikçiydim, Salim ile görüştüm. 1 saat beraber kaldık.
- Hakim: İkindi ezanı okunmuş muydu?
- Bilmiyorum, okunmuş olabilir.
- Hakim: Nerede görüştünüz?
- Tarlada.
- Hakim: Neden görüştünüz?
- Elektrik işleri vardı.
- Hakim: Kim vardı?
- Mehmet Atasoy ve Ramazan Atasoy vardı.
- Hakim: Ne yaptınız?
- Karpuz yedik, muhtarlarla elimizi yıkadık.
- Hakim: Başka yere gittiniz mi?
- Tahmini 16.00 gibi Salim’in yanından ayrıldım.
- Hakim: Daha önceki ifadenizde başka bir saat vermiştiniz.
- Tanık Hasan burada bir cevap veremedi.
- Hakim: Salim’in kıyafetlerini hatırlıyor musun?
- Tanık Hasan: Hayır.
- Hakim: Salim ile nasıl haberleştiniz?
- Gittiğimiz zaman oradaydı.
- Hakim: Doğaçlama mı gittiniz?
- Doğrudan gittim.
Diyarbakır Eski Baro Başkanı Nahit Eren sordu:
- Az önce Ramazan Atasoy ve Mehmet Selim Atasoy orada dediniz.
- Hasan: Doğrudur.
- Nahit Eren: Siz 15 dakika karpuz yediniz, sonra işi yaptınız. 17.30 gibi birbirinizden ayrıldınız, doğru mu?
- Hasan: Evet.
- Nahit Eren: Ramazan ve Mehmet Selim Atasoy 17.30 gibi orada mıydı?
- Hasan: Hayır, değillerdi.
TANIK ABDULSAMED YEŞİLDAĞ İFADE VERDİ
- Hakim: Narin'in kaybolduğu gün Hasan beyle nasıl konuştunuz?
- Abdulsamed Yeşildağ: Mehmet Şerif Güran bana telefon açtı, bir arızadan bahsetti. Tamir için gittim, sonra bu kadar paraya yapacağımı söyledim.
- Hakim: Ne kadara anlaştınız?
- Abdulsamed Yeşildağ: 3 bin TL'ye anlaştık.
- Hakim: Çok hızlı konuşuyorsun, işini de böyle hızlı mı yaparsın?
- Abdulsamed Yeşildağ: Evet.
- Hakim: Maşallah. Kaç gibi Mehmet Şerif Güran ile konuştunuz?
- Abdulsamed Yeşildağ: 16.00 gibiydi.
- Hakim: Tarlada ne yediniz?
- Abdulsamed Yeşildağ: Karpuz yedik.
- Hakim: Menemen de yemişsiniz?
- Abdulsamed Yeşildağ: Evet.
- Hakim: Kim kim yediniz? Çocuk var mıydı?
- Abdulsamed Yeşildağ: 2 çocuk vardı.
- Hakim: Kız erkek?
- Abdulsamed Yeşildağ: Vallahi bilmiyorum.
- Hakim: Ramazan Atasoy orada mıydı?
- Abdulsamed Yeşildağ: Çevre.
- Hakim: Babası orada mıydı?
- Abdulsamed Yeşildağ: Babası yoktu.
- Hakim: Oradan kaçta ayrıldınız?
- Abdulsamed Yeşildağ: 17.40 gibi.
- Hakim: Karpuz yediğiniz yerde başka kim vardı?
- Abdulsamed Yeşildağ: Çocuk vardı.
- Hakim: Ne yapıyorlardı?
- Abdulsamed Yeşildağ: Oyun oynuyorlardı.
- Hakim: Salim’in olay günü kıyafetlerini hatırlıyor musun?
- Abdulsamed Yeşildağ: Vallahi hatırlamıyorum.
Mahkeme Başkanı tanık ifadelerinin bittiğini, tanıkların isterlerse duruşmayı takip edebileceklerini söyledi.
NARİN'İN 6 YAŞINDAKİ KARDEŞİ E.G.'NİN İFADESİ İZLETİLDİ
Dün diğer kardeşi ifade verirken ağladığı için mahkeme başkanı iki kardeşin de ifadesi alınmasın demişti. Avukatlar itiraz etmişti. Sonrasında Pedagog eşliğinde alınan ifade salonda izletildi.
Narin’in 6 yaşındaki erkek kardeşi E.G.'nin ifadesinde şunları söyledi:
- Pedegog: Odada kim uyuyordu?
- E.G.: Abim ve annem koltukta, Muhammed abim yerde yatıyordu.
- Hediye yengen nasıl geldi, ilk gelişinde?
- E.G.: Onu bilmiyorum. İlk gelişini bilmiyorum.
- İkinci gelişinde neden gelmişti?
- E.G.: Annem çamaşırları ona bırakmıştı, ondan.
- Peki, acele ediyor muydu?
- E.G.: Normaldi.
Hakim: Bu arada baba Arif Güran salona geldi, hoş geldiniz...
Arif Güran: Hoş bulduk.
- Pedegog: Narin nereye gitti?
- E.G.: Camiye gitti. Saat 15:00'te çıktı, daha gelmedi.
- Narin camiye gidince siz ne yapıyordunuz?
- E.G.: Karpuz yiyorduk.
- Sonra ne yaptınız?
- E.G.: Teyzemgile gittik.
- Annen evdeyken ne yapıyordu?
- E.G.: Uyuyordu. Yengem geldi, çamaşırları bana verdi, gitti.
- Annen nerede uyuyordu?
- E.G.: Klima odasında uyuyordu.
- Sonra yengen geldi mi?
- E.G.: Evet, ikinci defa geldi.
- Peki yengen ilk geldiğinde sana kızdı mı?
- E.G.: Kızmadı.
- Sinirli, mutsuz oldu mu hiç?
- E.G.: Normaldi.
- Peki o yengen gelmişti, çamaşırları sana bıraktı sonra ne yaptı?
- E.G.: Bıraktı, gitti.
- Peki böyle telaşlı mı gitti?
- E.G.: Sakin gitti.
- Peki o gün ne oluyor, bunlar niye böyle konuşuyor diye düşündün mü?
- E.G.: Sadece Narin yoktu.
- Sana bir şey dedi mi abilerin?
- E.G.: Demedi.
- Peki baban sormadı mı sana? Sen de evdeydin, Narin evde miydi?
- E.G.: Babam evde değildi.
- Sonra geldi ama değil mi?
- E.G.: Geldi.
HAKİM: ÜZERİNDE DURDUĞUNUZ VİDEO İZLENMİŞ BİR ŞEY YOKMUŞ
Mahkeme başkanı Arif Güran'a seslenerek; "Arif bey, ısrarla üzerinde durduğunuz videolar Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından izlenmiş ve bir husus olmadığı için es geçilmişti" dedi.
Arif Güran, "Dara-2 mi?" diye sordu.
Mahkeme başkanı, "Evet dediğiniz bu değilse, başka kamera varsa onu da alırız” dedi.
Şimdi Dara-2 isimli video salonda izlettirilecek.
Mahkeme başkanı, "Kamera görüntüleri ile ilgili bir değerlendirme yapacağız. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nı telefonla arayıp, hangi kayıt olduğunu soracağız. Yanlış anlaşılmasın" diyerek mahkeme heyeti ile birlikte dışarı çıktı.
Nahit Eren'in talebi üzerine, dün tanık olmak istemediğini belirtip cezaevine geri götürülen 15 yaşındaki Ramazan Atasoy’un, Salim Güran ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin kaydı da dinletilecek.
Bu sırada Heyet salona geri döndü. Sanık avukatları görüntülerle ilgili bilgi almaya çalıştı. Mahkeme başkanı, klasörler içerisinde görüntünün arandığını belirtti.
Nahit Eren'in talep ettiği Salim Güran-Ramazan Atasoy arasındaki Kürtçe telefon kaydı dinlettirilerek çevirisi yapıldı.
SALİM GÜRAN: FISKİYEN DÜŞMÜŞ DİYORUM
- Ses kaydı: "O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey, sondaki yamaçta. Yamacın köşesi taş..."
- Salim Güran araya girdi. Ben orada Ramazan'a "Gel, fıskiyen düşmüş diyorum" dedi.
- Nahit Eren, Enes Güran'ı çağırıp Kolunu nasıl ısırdığını göstermesini istedi. Enes Güran da canlandırmasını yaptı.
TÜM SANIKLAR MAHKEME SALONUNDAN ÇIKARILDI NEVZAT BAHTİYAR KALDI
Yüksel Güran, Salim Güran, Enes Güran salondan çıkartıldı. Tutuklu sanıklardan sadece Nevzat Bahtiyar kaldı salonda.
"NARİN'İN CESEDİNİN BAZI KISIMLARI KARADA KALMIŞ"
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren söz aldı.
Narin'in Adli Tıp raporuna göre; "Bu haliyle cesedin bazı kısımlarının karada kaldığı değerlendirilmektedir."
Nahit Eren: Babayı dün üzdüysem özür dilerim tekrardan. Sayın Başkan, Nevzat'ın yer göstermesi sırasındaki kaydı ekrana yansıtmanızı rica edeceğim. Üzülerek söylüyorum, vücut üzerindeki larvalar, canlılar İstanbul Adli Tıp'a gitti.
"SUDAKİ CESET KARASAL LARVA TAŞIR MI?"
- Rapordan okuyorum: Bu haliyle cesedin bazı kısımlarının karada kaldığı değerlendirilmektedir.
- Nahit Eren: Su içinde olan ceset, nasıl olur da karasal larvalar taşır?
- Nevzat Bahtiyar’ın jandarma eşliğinde yer gösterme ve keşif yaptığı görüntüler izletildi.
- Görüntülerin izlenmesinin ardından; mahkeme başkanı: Bu küçük alan, Narin kızımızın bırakıldığı yer. Buyurun Nahit Bey, sorunuzu alalım.
- Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren: Bu raporu anladın mı?
- Nevzat Bahtiyar: Anlamadım.
"NARİN'İ BAŞKA YERE GÖMDÜN MÜ NEVZAT BAHTİYAR"
- Nahit Eren: Bu rapor diyor ki; Narin’in naaşından, ceset diyemiyorum, Adli Tıp Kurumu dedi ki; bulunduktan 19 gün önce öldürülmüş. Bunu nereden elde ediyorlar? Böceklerden, lavralardan, Narin’in bedeninde bunlardan çok vardı ve buradan tarih çıkarıyorlar. Şimdi rapor diyor ki; bu naaş tamamen suyun içerisinde olsa bu böcekler yaşamaz. O yüzden sana bir kez daha soruyorum Nevzat Bahtiyar, sen daha önce başka yere gömdün mü?
- Nevzat Bahtiyar: Kesinlikle hayır.
- Mahkeme Başkanı: Çuvalın tamamı su altına girdi mi, taş ıslandı mı?
- Nevzat Bahtiyar: Taş, hepsi ıslanmadı, ben de çok hatırlamıyorum.
- Nahit Eren: Sen arama faaliyetlerinden dolayı DSİ suyunun oraya yönlendirildiğini biliyorsun değil mi?
- Nevzat Bahtiyar: Evet.
- Nahit Eren: Az önce 'bir kısmı dışarıda kaldı' dedin, senin yol mesafen bilemedin 7 dakika. Orada sen başka ne yaptın?
- Nevzat Bahtiyar: Orada ip aradım.
- Nahit Eren: Dışarıda kalan kısmı bildiğimiz kadarıyla bacağı.
- Nevzat Bahtiyar: Bacağını hatırlamıyorum.
- Nahit Eren: O kısmı toprakta mı, yoksa suyun üstünde mi kaldı?
- Nevzat Bahtiyar: Suyun üstünde kaldı.
- Nahit Eren: Sayın Başkan, ben alacağım cevabı aldım.
- Mahkeme başkanı: Nevzat Bahtiyar, dön etrafına bak. Bu kadar insan burada, kaç gündür buradayız. Duygu sömürüsü yapmıyorum. Bir birey olarak soruyorum.
- Mahkeme başkanı: Senin geçen celse verdiğin beyanlar doğru mu? İftira mı? Bak yeni kamera kayıtları çıkabilir.
- Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum, hatırlamıyorum.
- Mahkeme başkanı: Hatırlamıyorum değil, sakladığın bir şey var mı?
- Nevzat Bahtiyar: Yok.
EREN: İDDİAM, NARİN İLK OLARAK ORAYA GÖTÜRÜLMEDİ
Daha sonra söz alan Nahit Eren, "Benim iddiam, Narin ilk olarak oraya götürülmedi. O bacak, Adli Tıp Kurumu raporuna göre bacaktan koparılmış. Dışsal etki ki, canlılar tarafından yendiği ve kaval kemiği ve ayak kemiklerinin birkaçı vardı. Yengeç de olabilir başka bir şey de olabilir. Bu bir köpek değil. Köpek, kemiği orada bırakmaz. Köpek, o cesedin tamamını da oradan çıkarır. Kendisinin düşüncesi nedir?" dedi. Nevzat Bahtiyar, "Benim bilgim yok" cevabını verdi.
ARİF GÜRAN, EŞİNE, OĞLUNA VE KARDEŞİNE SARILDI
Daha sonra mahkeme başkanı, duruşmaya saat 15.00'e kadar ara verdi. Salonda bulunan Narin'in babası Arif Güran, eşi Yüksel, oğlu Enes ve kardeşi Salim Güran'ın yanına gitti.
"AĞLAMAYIN BAŞINIZI DİK TUTUN"
İlk önce eşi Yüksel'e sarılan ve ağlayan Arif Güran, daha sonra oğlu Enes'e sarılıp ağlayarak, "Başınızı dik tutun" dedi. Daha sonra kardeşi Salim Güran'a sarılıp, bir süre beraber ağladıktan sonra "Ağlamayın, başınızı dik tutun" dedi.
Aranın ardından Dara Askeri Üs Bölgesi'ne ait, Narin Güran'ın, koşarak uzaklaştığı görüntülerin izletilmesi bekleniyor.
KADINLARIN KAVGASIYLA İLGİLİ TANIK KONUŞTU
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı talebi üzerine Savcı, "Bu kadınlar kavgasına ilişkin her şey yerine oturdu, mahkeme huzurunda çözülmeyen durum kalmadı. Ek olarak soru işareti kalmaması için tanık Oya'yı getirdik. Adli Tıp Kurumu’nda kendisinin görüntüleri vardı, kavga olmuştu. Kendisini dinleyelim" dedi. Tanık Oya Yorulmaz, mahkeme salonuna getirildi.
- Hakim: Oya Hanım, niye geldiniz?
- Oya Yorulmaz: Benim bir ilgim yok. Benim dayımgiller, biz oraya gittik, Adli Tıp Kurumu'na gittik. Basın arkamdan geliyordu. Annem şeker hastası, arkadan gelirken kardeşim bana 'abla sus' dedi, kafamı böyle yaparken yumruk bana geldi.
- Hakim: Kardeşiniz kim?
- Oya Yorulmaz: Taner... (anlaşılmadı)
- Hakim: Orada ne söylediniz?
- Oya Yorulmaz: Gidin yalan haber yapın dedim.
- Hakim: Kime?
- Oya Yorulmaz: Basına.
- Hakim: Ciddi misiniz?
- Oya Yorulmaz: Evet.
- Hakim: Tekrarlıyorum, 'gidin yalan konuşun' diye bağırdın mı?
- Oya Yorulmaz: Evet, çünkü yalan haber yapıyorlardı.
- Kadın savcı araya girdi: Ben kendim izledim, sana yumruk atıyorlar.
- Oya Yorulmaz: Basına söyledim.
- Savcı, tutukluların tutukluluk halinin devam etmesini talep etti.