MHP Lideri Devlet Bahçeli TBMM grup toplantısında konuştu

TBMM grup toplantısında kürsüye çıkan MHP lideri Devlet Bahçeli konuşma yapıyor.

"DOĞRU SİYASET"

Muhterem arkadaşlarım, basınımızın değerli temsilcileri, haftalık toplantımızın başında sizleri en kalbi duygularımla birlikte hürmetle selamlıyorum.

Geçmişte siyasetin doğru olması kadar zamanın da doğru olmasına vurgu yapmıştık. Bize göre doğru siyaset; yakınlaştıran, buluşturan, kucaklaştıran, kutupları aşan ahlaklı siyasettir. Biz kutupları giderme hedefindeyiz.

Biz siyaseti kriz ve gerilim süreci olarak tanımlamıyoruz. Sınıflı toplum yapısını reddediyoruz. Siyasette kimse ile kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz bir şey yoktur. Sert ya da yumuşak tavrımız fertlerin fikirleri ile sınırlıdır. Özel hayatlarından ziyade ne söylediklerine, neyi hedeflediklerine bakıyoruz.

"DEM SIRALARINA UZATTIĞIM EL, MİLLİ KARDEŞLİĞİMİZİN ÇABASIDIR"

İlk meclis ne yapmışsa, bölgesel ve küresel tehditler karşısında bizim de yapmamız gereken o olmalıdır. Başımızda sınırlarımız yeniden çizilmeye çalışılırken, küresel sistem sarsılırken bu önem kazanmaktadır. Siyasi husumeti dönüştürme teşebbüslerine izin vermeyeceğimize inanıyorum. İçinde bulunduğumuz coğrafyalar kırbaç yerken, mazlumlar toplu şekilde boğazlanırken, her taşın altı zehirli yılanlarla dolup taşarken, Türkiye'ye yönelik hareketleri nasıl görmezden gelelim? Günden güne artan yangının kapımıza geldiğini nasıl görmeyelim? Bu hakikatlere sırtımızı dönemeyiz, yüzümüzü çeviremeyiz.

MHP Genel Başkanı olarak DEM sıralarına gidip el uzattım, uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el ilk Meclis'in ve cumhurbaşkanımızın meşale gibi yanan aydınlığıdır. Gelin Türkiye partisi olun, milli birliğimizde kenetlenin teklifidir. Doğaçlama olmayan bu tutumu, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağlayanlar mayın tarlasında söğüt gölgesi arayan biçarelerdir. Biz gelişigüzel, anlık olarak el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz. El sıkmanın merakına teşebbüs etmeliyiz. DEM'e düşen sorumluluk uzanan elin kıymetini anlaması ve eşik olarak değerlendirmesidir. Siyasetimiz günü kurtarma çabası değildir.

"YECÜC VE MECÜC'LERE DÜNYANIN KAÇ BUCAK OLDUĞUNU GÖSTERİRİZ"

Aziz milletimiz; kardeşliğine, birliğine musallat olan siyonist ve emperyalist tehlikeyi elinin tersiyle iter. Sonsuza kadar var olmanın amacıyla Anadolu coğrafyasında sözde hak iddia eden, Nil'den Fırat'a vaadedilen toprakların teminine çalışan Yecüc ve Mecüc'lere dünyanın kaç bucak olduğunu mutlaka gösterir. Üzerinde yaşadığımız toprakların bir bölümü vaadedilmiş değil, Cenab-ı Allah'ın bahşettiği nimettir ve Türk milletine verilmiştir. Misak-ı Milli, millettir, millet ise Türk'tür. Vatan namustur, millet onurdur, devlet ise varoluş göstergesidir. Herkesi uyarıyorum ki; burası Türkiye Cumhuriyeti, milletinin adı ise Türk milletidir. Bilmeyenleriniz varsa ben söyleyeyim, bunun adı tarihi şark meselesidir ve tarafları bellidir. Bir yanda Türk milleti, diğer yanda yedi düvel bulunmaktadır. Bir kez daha oynanan oyunun bütününü tarihi perspektifle değerlendiriniz, karşınızda yeni bir Sevr dayatması olduğunu göreceksiniz.

"İSRAİL'İN KİRLİ AJANDASINDA TÜRKİYE VARDIR"

Bu sözlerimin yanısıra demek isterim ki; bugün mesele Beyrut değil Ankara'dır, bugün hedef Şam, Bağdat değil İstanbul'dur. Ortadoğu'da atılan bombaların, anarşik ve kaotik çalkalanmanın bir sonraki etabı Anadolu coğrafyasıdır. İsrail'in kirli ajandasında Türkiye vardır. 

"İSRAİL'İ DURDURMAK İÇİN ACİLEN KUVVET KULLANMAK GEREKMEKTEDİR"

Tam bir yıldır bebek, çocuk, kadın demeden katlettiler. 42 bin'e yakın Filistin'li hayatını kaybetti. 100 bin'e yakın Filistin'li yaralandı, Ortadoğu dilim dilim doğrandı. Özellikle komşu coğrafyaların ayrıştırılarak nasıl bölüneceğinin hangi yöntemlerle kurulacağının provaları oynandı. İsrail'in dünyaya meydan okuduğu artık netleşmiştir. Bu terör devletine karşı silah ambargosu uygulamak yetersizdir. Kınama mesajlarının hiçbir etkisi yoktur. Cinayet makinesi İsrail'i durdurmak için acilen kuvvet kullanmak gerekmektedir. Birleşmiş Milletler, bu tarihi ve ertelenemez görevi derhal üstlenmek, katiller sürüsünü cezalandırmak zorundadır. 

2 Ekim'de İran'ın fırtlattığı füzelerden sonra süreç iyice kızışacak, yangın Ortadoğu'nun bacasını iyice saracaktır. İsrail şu anda İslam coğrafyasına savaş açmıştır. Komşu ülkelerdeki kaosun sınırlarımıza kadar ulaşması muhtemeldir ve beklenmelidir. İran Irak Filistin'den sonra milli seferberlik ruhuyla ayağa kalkılması, kaçınılmaz bir sorumluluk haline gelebilecektir. Bu nedenle TBMM'de İsrail saldırıları ve bölgesel gelişmeler kapsamında, bugün öğleden sonra yapılacak oturum gayet yerinde bir karardır.

"ŞİDDETLE MÜCADELE İÇİN UZMANLARDAN OLUŞAN BİR KOMİSYON KURDUK"

Küresel vahşetin çıtası yükselirken cinayet, taciz ve şiddet vakalarının artması endişeyi tırmandırmaktadır. Fatih'teki cinayetler, Beyoğlu'ndaki taciz, Sıla bebeğin hayatını kaybetmesi milletimizi derinden yaralanmakta. Şiddet karşı sıfır toleransla muamele etmekten başka yol kalmamıştır. MHP şiddetle mücadele etmek için uzman akademisyenlerden bir komisyon kurduk. Cezaları artırmakla beraber şiddetin ürediği ana yatağı kurutmalıyız. Bu durum aynı zamanda ülkemizi için beka konusudur.

Hepimiz kafa kafaya verip önlemler almalıyız. Cezasızlık şikayetleri genişlerse, yapanın yanına yaptığı kar kalırsa devletin temelleri sarsılacaktır. Ülkemizin şiddet bataklığının kurutulması boynumuzun borcudur.

Recai Kutan'ın vefatından dolayı duyduğum üzüntüyü paylaşıyor, sevenlerine baş sağlığı diliyorum."